Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/764 E. 2023/595 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/764
KARAR NO: 2023/595
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 24/01/2023
NUMARASI: 2021/73 E. – 2023/11 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) Fikir ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … markası ile çikolata üretip sattığını, buna ilişkin … numaralı tanınmış markanın tescilli sahibi olduğunu, … adı ile çok sayıda tescilli markasının bulunduğunu, davalı tarafından üretilen … adı altında satışı yapılan çikolata ürününün davacıya ait … çikolatasının ambalajının benzediğini, kullanılan renk ve görsellerinin davacıya ait ürünle ayniyet derecesinde benzediğini ayrıca markaların kavramsal olarak da birbiri ile benzediğini, davalı tarafından kullanılan yazım şekli ve tipinin de davacı markasına benzetilerek haksız kazanç elde etme amacında olduklarını, bu durumun davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının kötü niyetli olduğunu belirterek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet tespiti ile önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … mağazaları ile faaliyet gösterdiğini, … ibareli çok sayıda marka ve tasarım tescillerinin sahibi olduğunu, davalı adına … markasının … numarası ile tescillendiğini, ürünler arasında herhangi bir benzerlik olmadığını, ambalajların farklı olduğunu tasarımların da farklı olduğunu, davacının ambalajlar bakımından herhangi bir tasarım tescilinin olmadığını, ürünlerin renk olarak da benzemediğini, davacının kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi ” … İncelenen dosya kapsamı, mevcut deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Davacı vekili davacı şirketin … ibareli … numaralı tanınmış markasının tescilli sahibi olduğu ayrıca … esas unsurlu çok sayıda markanın tescilli sahibi olduğunu, davalı tarafından piyasaya sürülen “…” ibareli ürün ambalajı ile davacı tarafından piyasaya sunulup satışı yapılan … ibareli ürün ambalajlarının benzediğini kullanılan harf ve renklerin benzer olduğunu bu durumun davacının marka ve tasarım haklarına yönelik olarak tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ettiği davalı tarafından ürün görsellerinin benzemediği ibarelerin farklı olduğu belirtiler davanın reddinin talep edildiği, mahkememizce aldırılan 28/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı kullanımları ile davacı kullanımlarının benzer olduğu yönünde görüş bildirildiği ilk aldırılan bilirkişi raporunda tasarım konusunda bilirkişi olmaması sebebiyle bu defa tasarım ve yiyecek -içecek sektöründe uzman ve marka vekilinden oluşan heyetçe aldırılan 01/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından kullanılan ambalajların davacı ambalajlarına benzer olduğu yönünde görüş bildirildiği buna göre mahkememizce tüm dosya kapsamı yönünden yaptırılan incelemede davacının … esas unsurlu çok sayıda markanın tescilli sahibi olduğu, davacının iddiasının davalının kullandığı ürün ambalajlarının benzer olduğu iddiasına dayandığı, ürün ambalajlarına dair benzerliğin teknik uzmanlık gerektiren hususlardan olduğu bu sebeple mahkememizce içerisinde bu konuda uzman tasarım ve ayrıca sektör bilirkişisinin de olduğu bilirkişi heyetinden aldırılan raporda, davalı kullanımlarının davacı markasının bulunduğu ambalajlara benzer olduğu yönünde görüş bildirilmesi karşısında taraflarca kullanılan ambalajların benzer olduğu, ambalajların ilk olarak kim tarafından kullanıldığı yönünde yaptırılan incelemede davacı ambalajlarının davalı ambalajlarından daha önce piyasaya sürüldüğü her ne kadar davacı tarafından davaya konu ambalaj tescilli değil ise de davacının tescilli olduğu markalar incelendiğinde … şeklinde genel renklerinin … ibaresi kırmızı … ibaresi sarı kenarlarının siyah renkten oluşan ambalaj biçiminde olduğu, tescilin de bu hali ile yapıldığı, davalı kullanımlarının da davacının tescilli olduğu markalara benzer aynı zamanda kullanılan ambalajlara da benzer şekilde tasarlanıp piyasaya sunulduğu, her ne kadar ürün ambalajları üzerinde yazılı ibarelerde herhangi bir benzerlik yok ise de tasarım ve renk kullanımı ile harf kullanımlarının benzer olması sebebiyle karışıklığa yol açabileceği gibi ticari dürüstlük kuralına da aykırı olduğu, bu nedenle davalı eylemlerinin 6769 Sayılı Yasanın 29. Maddesine göre marka hakkına tecavüz TTK’ nun 55/1-a)4 Maddesi uyarınca da haksız rekabet teşkil ettiği anlaşıldığından …” gerekçesi ile davanın kabulüne, davalının davacıya yönelik marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eyleminde bulunduğunun tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının …İ isimli ürünlerin bulundukları ambalajların davacıya ait … ambalajlarına benzer şekilde üretilmelerinin, kullanımlarının ithal ve ihraç etmesine, her türlü satışının yasaklanmasına, bu şekilde satılan ürünlere Türkiye sınırları içinde, gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dahil bulundukları her yerde el konulmasına, davalının bu ürün ile ilgili yapmış olduğu her türlü belge ve tanıtım malzemesine (katalog, broşür) el konulmasına, el konulan ürünlerin ambalajlarından sıyrılması mümkün ise sıyrılmasına mümkün değilse karar kesinleştiğinde imhasına, Hükmün Türkiye çapında dağıtım yapan gazetelerden birinde ilanına karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesi ile yargılama aşamalarındaki beyanlarını tekrarla; usule ilişkin olarak; mahkemenin denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanarak karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, rapora itirazlarının karşılanmadığını, hüküm dayanağını oluşturan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu bu yönden usule aykırılık nedeni ile kararın kaldırılması gerektiğini, emsal mahiyette yargı kararlarının mevcut olduğunu; esasa ilişkin olarak; ürün ambalajları üzerinde benzerlik olduğu ve ticari dürüstlük kuralına aykırılık gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ürün ambalajları arasında benzerlik olmamasına rağmen eksik ve hatalı inceleme sonucu aksi yönde yapılan değerlendirmelere itiraz ettiklerini, müvekkilinin tasarımında turuncudan kırmızıya çalan bir arka plan ve önünde ışık hüzmesine yer verilmişken davacının tescilsiz tasarımında açık sarı bir arka plan kullanıldığını, bu arka planların ürünlerin görünüşünü büyük ölçüde etkilemekte olduğunu, ilk bakışta farklı renk tonlarının varlığının ürünleri de farklılaştırdığını, davacının tescilsiz tasarım korumasından faydalanamayacağını, davanın kabulünü gerektirecek delillerin bulunmadığını, eksik ve hatalı yargılama neticesinde karar verildiğini, davacı ile müvekkilinin kullandığı ambalajların farklı olduğunu, tüketicinin ilgisini çekmek ve ürün içeriğine yönelik şekil aracılığı ile açıklamada bulunulması adına söz konusu görsellerin kullanıldığını, bilinçli tüketici göz önüne alınarak yapılacak değerlendirmede açıkça dikkat çekecek bu farklılıkların tespit edilemeyeceğini düşünmenin mümkün olmadığını, yargılama konusu ambalaj tasarımları arasındaki bir diğer ayırt edici unsurun ise müvekkili şirket tasarımında tasarımın ön yüzüne yıllardır tanınır hale getirdiği marka ibaresi yer aldığını, … markasının müvekkilinin Türkiye’nin her ilçesinde bulunan 12.000’i aşkın mağazasında bu görselle sergilenerek tanınırlık kazandığını, en temel ayırt edici özellik olan … ibaresinin davacının markasını çağrıştırmadığının herkesin malumu olduğunu, görsellere bakıldığında ilk dikkat çeken detayın … ibaresi olduğunun ortada olduğunu, yargılama aşamalarındaki beyan ve savunmalarını tekrar ile itirazlarının raporda karşılanmadığını, raporun denetime elverişli olmadığını beyanla kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ile yargılama aşamalarındaki beyanlarını tekrarla; davalının bilirkişi raporuna yönelik istinaf nedenlerini kabul etmediklerini, bilirkişi raporunun taktiri delil olduğunu, ek rapor alınmasının hâkimin takdirine bağlı olarak kök raporda bir eksiklik olduğunu tespit edilmesi halinde mümkün olduğunu, ek rapor alınmamış olmasının usulî bir eksiklik yaratmadığını, her ne kadar davalı ambalajda farklılık olduğunu iddia etmiş ise de benzerlik bulunduğunu, ilk bakışta aynı olarak algılandığı şekli ile benzer algısı yarattığını, ambalajın zemin renginin hiçbir teknik zorunluluktan kaynaklanmamasına rağmen aynı renk olduğunu, ürün üzerindeki marka olarak kullanılan ibarelerin birbirinden farklı olduğunu ancak ürün ambalaj tasarımı karşılaştırıldığında aynı renk ve şekillerde ki, 30. sınıfta yer alan şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.” alt sınıfındaki kullanımın iltibas yaratacak derecede benzer olduğunu, dava konusu benzerlik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarımların “Ambalaj” tasarımı olduğunu, müvekkiline ait ambalajlar tescilsiz dahi olsa SMK kapsamında tescilsiz tasarım hükümleri gereğince korunması gerektiğini, müvekkilinin “…” ibareli kelime ve şekil markalarının sahibi olduğunu, davalı kullanımlarının müvekkilinin markalarından doğan hakları ihlal ettiğini, somut olayda marka tecavüzünün gerçekleştiğini, markaların tescilli olduğu müddetçe süresiz olarak koruma altında olduğunu, müvekkiline ait markanın “…” ibarelerinden oluşmakta olup davalının taklit kullanımındaki “…” ibareli markanın görsel, fonetik ve figüratif olarak ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, “…” ve “…” çatı markalarının kırmızı ve beyaz renklerde sol tarafta oluşması, “…” ve “…” ibarelerinin ise sarı renkli kalın harflerle aynı yazı stili ile etraflarında kırmızı çerçeve ile yazılmış olması karşısında markaların figüratif olarak da ayırt edilemeyecek derecede benzer hale geldiğini, müvekkiline ait tanınmış “…” markasının dış kısmı ile çevrelenmiş sarı renkli, kalın karakterli yazı tipi ve küçük harflerle yazılarak tüketicinin zihninde yer ettiğini, davalı tarafın tam olarak müvekkilinin markasının yazı stili ve rengini kopyalayarak müvekkili markası ile aynı hale getirdiğini, davalının “…” ibaresinin dış kısmını kırmızı ile çevrelemiş olduğunu, sarı renkli, kalın karakterli yazı tipi ve küçük harflerden oluşturduğunu, müvekkilinin markasını figüratif ve kavramsal olarak kopyaladığını, tüketiciler nezdinde karıştırma ihtimali yaratacak derecede kavramsal, bütünsel ve figüratif benzerlik bulunduğunu, emsal teşkil edebilecek şekilde … markası ile … markasına dair, … ile … markalarına dair, … ile … markalarına dair, … ile … markalarına dair yargı kararlarının olduğunu, Avrupa Birliği Adalet Divanının C-49 8/07 sayılı ACEITES v. KOIPE kararının bulunduğunu, davalının aynı zamanda FSEK kapsamında eser hakkını ihlal ettiğini, somut davada “… Metro” ambalaj tasarımının müvekkilinin hususiyetini taşıyan ve FSEK kapsamında “güzel sanat eseri” başlığı altında düzenlenen tasarım olması nedeniyle eser olarak korunacağını beyanla davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. Dairemizin 2021/1140 Esas- 2021/1101 Karar sayılı 07.10.2021 tarihli kararı ile; İlk Derece Mahkemesi’nin 14.07.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararına karşı davacının istinaf başvurusunun HMK m.353/1-b-1 gereğince reddine karar verilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Dava; davacı adına tescilli … markası ile davalı tarafından kullanılan … markalı çikolata ürünlerinin marka ve tasarım yönünden benzerliği bulunduğu davacı iddiası ile; marka hakkına ve tasarım hakkına- eser hakkına tecavüzün tespiti, haksız rekabetin tespiti, tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi, giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması istemine ilişkindir. Aşağıdaki görsellerde görüleceği üzere davacı marka tasarım eser kullanımı ile davalı marka tasarım eser kullanımı bulunmaktadır; 28.06.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; taraflarca marka olarak kullanılan ibarelerin birbirinden farklı olduğu ancak ürün ambalaj tasarımı karşılaştırıldığında aynı renk ve şekillerde ki 30. sınıfta yer alan “Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.” alt sınıfındaki kullanımın iltibas yaratacak derecede benzer olduğu teknik olarak değerlendirilmiştir. 04.04.2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafa ait … marka ürün ambalajı ile davalı tarafa ait … ürün ambalajı arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları; davacıya ait ambalaj tasarımlarının kamuya ilk sunum tarihleri incelendiklerinde, “…” , “…”, “…” kelime ibareli ambalaj tasarımına dair tespit edilebilen ilk kullanımlarının davalıya ait “…” kelime ibareli ambalaj tasarımlarından önce kullanımda olduğu tespit edildiği; davalı markalarının tescilli bulunduğu 30 uncu sınıfta davacı markasının tescilli bulunduğu 30. emtia “ Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler.” mallarla benzerlik arz ettiği ayrıca kullanım amacı ve alanlarının benzerliği yanında kullanıcılarının da benzer olduğu teknik olarak değerlendirilmiştir.6100 Sayılı HMK m.266, 279, 281 uyarınca yapılan değerlendirmede; bilirkişi raporu çözümü özel ve teknik değerlendirme, uzmanlığı gerektiren hususlarda alınır. Bunun dışında raporda açıklama yapılması, hakim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerin yapılması yasaktır. Rapora itiraz, belirsiz ve eksik olan hususlar için açıklama yapılmasını istemektir. Eğer itiraz yerinde görülürse açıklama yapılması amacıyla ya ek rapor alınması ya da yeni bilirkişi raporu alınması cihetine gidilir. Raporun denetimi hakim tarafından yapılmakla birlikte belirsizlik ve/ veya eksiklik bulunmuyorsa ya da hukuki bilgi ile çözümlenmesi gereken hususlarda açıklama yapılması bekleniyorsa, çözüm hukuki bilgi ile giderilebilecek nitelikte ise, itiraz yerinde bulunmayabilir zaten hukuki konularda bilirkişiye başvurulması da yasaktır. Somut davada, rapora karşı beyan ve itiraz birlikte değerlendirildiğinde açıklanan hususlar gözetildiğinde iddia- savunma- toplanan bilgi, belge, deliller ile itirazın raporda ve gerekçeli kararda tam olarak karşılandığı saptanmıştır. Mahkemece bilirkişi raporuna atıfta bulunularak hüküm kurulmuş olup raporun hangi nedenle hangi kısmının neden üstün tutulduğu karar yerinde tartışılmıştır. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; tarafların dayandığı bilgi- belge ve delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davalının eylemlerinin davacının marka tasarım eser hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının … isimli ürünlerin bulundukları ambalajların davacıya ait … ambalajlarına benzer şekilde üretilmelerinin, kullanımlarının ithal ve ihraç etmesine, her türlü satışının yasaklanmasına, bu şekilde satılan ürünlere Türkiye sınırları içinde, gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dahil bulundukları her yerde el konulmasına, davalının bu ürün ile ilgili yapmış olduğu her türlü belge ve tanıtım malzemesine (katalog, broşür) el konulmasına, el konulan ürünlerin ambalajlarından sıyrılması mümkün ise sıyrılmasına mümkün değilse karar kesinleştiğinde imhasına, Hükmün Türkiye çapında dağıtım yapan gazetelerden birinde ilanına dair ilk derece Mahkemesi tarafından verilen karar gerekçeli ve isabetli bulunmuş olup aksi yöndeki davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Neticeten, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24/01/2023 tarih ve 2021/73 E. 2023/11 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz başvurusunda bulunma yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2023