Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/76 E. 2023/448 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/76
KARAR NO: 2023/448
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 14/10/2022
NUMARASI: 2021/453 E. – 2022/212 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Kocaeli/Gebze-İstanbul Bölgesinde faaliyet gösterdiğini, alüminyum ve metal tedarik ederek satışa arz edip başta Türkiye olmak üzere, Dünya genelinde “https://…com.tr/” adlı site üzerinden e-ticaret sistemiyle satış yaptığını, “…” ibaresiyle …, …, …, …, … başvuru numaraları ile 06 / 17 / 19 / 35 / 40 / sınıflarında markasının tescil edildiğini, logosunun ayrıca tasarım olarak 26.03.2008 başvuru tarihli … başvuru numaralı ve 06 / 19 / tescil sınıflarında tescilli olduğunu, müvekkilinin markayı işyerlerinde, internet sitelerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında uzun yıllardır kullandığını ve hali hazırda kullanmaya devam ettiğini, müvekkilinin faaliyet göstermekte olduğu yaklaşık 12 yıllık süre sonunda tüketiciler nezdinde tercih edilen, uluslararası alanda belirli bir tanınırlığa ulaşmış bir marka haline geldiğini, Beşiktaş … Noterliği’nin 04/02/2021 tarihli … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile davalının …, …, …, …, … tescil numaralı markalara tecavüz eden kullanımlarının “https://www…com.tr/” tespit edilip SMK’dan doğan haklara ihlal teşkil ettiğinin bildirildiğini, davalının müvekkiline ait logo ve markayı kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, yoksun kalınan karın hesaplanmasında marka hakkına sahip müvekkiline tanınan seçimlik haklardan marka hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazancın tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini beyan ederek, davalı eylemlerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüzün tespitini, refini, hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanını, 11.508,00 TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 08 Kasım 2019 tarihinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından ”… ve … numarasıyla tescilli ”…” markasının tüm haklarının …’a devredildiğini, 18 Kasım 2019 tarihinde …’nun davacı şirkette bulunan payını devrettiğini, bu sebeple davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu, davaya konu marka ve logo üzerinde hakkı bulunduğunu, davaya konu marka devredilirken davacının bilmeme gibi bir olasılığının olmayacağını, sessiz kaldıktan sonra dava açmasının çelişkili davranma yasağı ilkesinin ihlalini teşkil ettiğini, haksız rekabet taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun talepleri ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Somut olayda, davalının fiili markasal kullanımlarının davacıya ait … tescil numaralı şekil markası ile görsel açıdan yüksek oranda benzerlik içerdiği, bunun dışında davacı yana ait markalara benzerlik içerir markasal kullanımların, davalı yana aidiyeti tespit olunan linkler bakımından tespit edilemediği, söz konusu şekil markası yönünden gerçekleşen marka tecavüzü için ise davalı tarafın devir sözleşmesine konu olduğunu bildirdiği markalardan olmaması nedeni ile usule ilişkin bir itiraz bulunmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı, sessiz kalma yolu ile hak kaybı iddiasında bulunmuş ise de, tespit olunan en eski markasal kullanımın 2020 yılına ait olduğu, davacının ise 04/02/2021 tarihinde ihtarname keşide edilerek 09/04/2021 tarihinde dava açıldığı, bu itibarla sessiz kalma olarak geçmesi gerektiği kabul edilen 5 yıllık sürenin dolmadığı ve davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğramadığı anlaşılmıştır. Davacı maddi tazminat seçimlik hakkını SMK’nun 151/2-b maddesinde yer alan “sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” üzerinden kullanmıştır. Söz konusu madde gerekçesi ile birlikte nazara alındığında, kanun koyucunun amacının tazminat sorumluluğunun daha etkin hale getirilmesi olduğu, davalı fiili markasal kullanımlarının, tüm hizmet ve emtialarını kapsayacak şekilde internet sitesinde yer aldığı, bu itibarla, muhasebe kayıtlarında ürün ve hizmetlerini markaların kullanımı yönünden ayırmamış olmasının lehe değerlendirilmesinin BK 50-51 maddelerine uygun olmadığı ve tecavüze konu dönemdeki hesap olunan elde ettiği net kazanç üzerinden tazminat sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle, bilirkişilerce hesap olunan 337.274,048 TL maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. İhlal edilen hakkın boyutu, kusurun derecesi ve tarafların mali durumları nazara alınarak talep edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın yeterli ve dengeleyici olacağı kanaatine ulaşılmıştır. davacının davasının kabulüne” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Zorunlu arabulucuk şartının yerine getirilmediğini, -Yerel Mahkeme tarafından aldırılan 21.04.2022 tebliğ tarihli Bilirkişi Raporunda yer alan kendi içerisinde çelişkili ve eksik görüşler hakkında, 10.05.2022 tarihli itiraz dilekçelerinin göz ardı edilerek, hüküm kurmaya elverişli olmayan rapordaki kanaatler doğrultusunda karar verildiğini,-Bilirkişiler tarafından %20 civarında olduğu varsayımında bulunduğu kâr oranının hangi kritere göre hesaplandığı belirsiz olup, muallak ifadeler barındıran raporun kabulünün mümkün olmadığını,-Davalı müvekkili şirket’in uyuşmazlık bakımından taraf sıfatı bulunmadığını -Davacı tarafa ait markanın kapsamında yer alan emtiaların, e-ticaret sitesi satışlarını faaliyetlerini kapsamadığını, -Yerel Mahkeme tarafından maddi tazminat hesaplamasının eksik ve hatalı yapıldığını SMK’NIN 151/2-b ve 151/3. madde düzenlemelerinin göz ardı edildiğini, kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, davanın bütünü ile reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalının istinaf başvuru dilekçesinin esastan ve usulden reddine ve Bakırköy 2. Fikri Sınai Haklar Mahkemesinin 2021/453E., 2022/212 K., 14/10/2022 tarihli gerekçeli kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili; Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi aracılığıyla sunduğu 11/04/2023 tarihli dilekçesinde davadan feragat ettiğini beyan ederek karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; 13/04/2023 tarihli dilekçesinde; istinaf kanun yoluna başvurma hakkımızdan tüm sonuçlarıyla birlikte feragat ettiklerini bildirmişlerdir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince yasal iki haftalık süre içinde istinaf edilmiştir. Dosyanın istinaf incelemesi sırasında, davacı vekili, İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi aracılığıyla Dairemize sunduğu 11/04/2023 tarihli dilekçesiyle, davadan feragat ettiğini beyan etmiş, sertifika denetiminde EHSH sertifikasının güvenilir, imzanın doğru olduğu, vekaletnamesinin incelemesinde, davadan feragate yetkili olduğu tespit edilmiştir. Davalı vekilinin, Dairemize sunduğu 14/04/2023 tarihli dilekçesinde, davacının feragati nedeniyle istinaf kanun yoluna başvurma haklarından tüm sonuçlarıyla birlikte feragat ettiklerini beyan etmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK 309. maddesinde; Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat ve kabul, kayıtsız şartsız olmalıdır. HMK’nın 310. maddesinde; Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.” düzenlemeleri mevcuttur. Davacı vekili, karar istinaf incelemesinde olduğu sırada 11/04/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş olup, vekaletnamesinin incelemesinde, feragate yetkili olduğu, e-imza sertifikasının güvenilir ve imzanın doğru olduğu tespit edildiğinden, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 14/10/2022 tarih, 2021/453 E., 2022/212 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından, davanın feragat sebebi ile reddine karar verilmesi ve davalının istinaf incelemesinin davadan feragat nedeniyle incelenmesine yer olmadığı gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin, davadan feragat edilmesi sebebiyle HMK 349. Madde gereği İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,2-Davacı vekili karar kesinleşmeden davadan feragat ettiğini bildirdiğinden Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 14/10/2022 tarih, 2021/453 E., 2022/212 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın, 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi gereğince feragat sebebiyle REDDİNE, 4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince 179,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 281,92 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 102,02 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, 4/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan gider ve delil avansının istek halinde ve hüküm kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, 4/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 4/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 50.918,37 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- İstinaf talebi davadan feragat sebebiyle incelenmediğinden davalı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcı ile istinaf yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 105,50 TL posta giderinin, davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/c- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023