Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/713 E. 2023/596 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/713
KARAR NO: 2023/596
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/93 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şahsen ve kurmuş olduğu şirketler üzerinden elektrik sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, elektrikçi hizmeti sağlamak amacıyla “…” “…” ve “…” markalarını kendi adına tescil ettirdiğini, aynı zamanda bu hizmeti sunmak amacıyla “www..com” isimli web sitesi de bulunduğunu, davalı tarafın, “…” isimli markaya ilişkin tescil başvurusu yaptığı görülerek bu başvuruya itiraz edildiğini, yapılan başvuru neticesinde müvekkilinin markası ve markasının logosunun neredeyse aynısının davalı tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, hatta davalı tarafın “www…com” adlı internet sitesi üzerinden satış yapmakta, müvekkilinin markasının neredeyse aynısını kullanarak müvekkilinin marka hakkını ihlal etmekte ve haksız kazanç elde etmekte olduğunu iddia ile marka hakkına tecavüzün tespiti ile işbu tecavüzün durdurulması, kaldırılması ve muhtemel tecavüzlerin önlenmesi ile marka hakkına tecavüz nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararlar ile yoksun kaldığı kazançların giderilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi ile davalının bu şekilde haksız kazanç sağladığını, müvekkilinin tecavüzünün aleni olduğunu, davalı tarafın “www…com” adlı internet sitesini kullandığını, iş yerinin girişinde “…” ibaresi yazılı tabela bulunduğunu, dava sürecinde de müvekkilinin marka hakkına tecavüzün giderek artmaması amacıyla, müvekkilinin tescilli markası ile neredeyse aynı ibareleri bulunduran “www…com” adlı web sitesine ulaşımın engellenmesini, “…” ibaresi yazılı tabelanın kaldırılmasını ve “…” ibaresinin kullanımının dava sonucuna kadar engellenmesini istemekle bu nedenle SMK kapsamında açtığı davada ihtiyati tedbir talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 21.09.2022 tarihinde “… Mahkememizce aldırılan 02/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda: Davalının https://www…com/ Adresli İnternet Sayfası Üstünden Yapılan İncelemede 08.06.2022 tarihinde internet üstünden yapılan incelemede İncelenen internet sitesinde “…” ibaresinin kullanıldığı, İncelenen savfanın kaynak kodlarında da “…” ibaresinin kullanıldığı, . Davacının https://www…com/ Adresli İnternet Sayfası Üstünden Yapılan incelemede 08.06.2022 tarihinde internet üstünden yapılan incelemede İncelenen internet sitesinde “…” ibaresinin kullanıldığı, İncelenen sayfanın kaynak kodlarında da “…” ibaresinin kullanıldığı, Davacı yanın “…” ibareli markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 02.07.2019 tarih ve … no ile uluslararası 35. Sınıfa dahil alıcı ve satıcılar için online pazara yeri sağlama hizmetinde tescilli olduğu tespit edilmiştir. Davacı yanın “…” ibareli markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 22.09.2020 tarih ve … no ile uluslararası 09. Ve 35. Sınıflara dahil emtia ve hizmetlerde tescilli olduğu tespit edilmiştir. davacı yanın “…” ibareli markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 19.01.2021 tarih ve … no ile uluslararası 35. Sınıfa dahil hizmetlerde tescilli olduğu tespit edilmiştir. Davalı yanın “…” ibareli markası için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 27.07.2021 tarih ve … no ile uluslararası 35. Sınıfa dahil hizmetlerde marka başvurusunda bulunduğu ,markanın yayına çıktığı ,markaya itiraz edildiği ve markanın henüz tescil edilmediği tespit edilmiştir. Davacı yanın tescilli markası ile davalı yanın tescil başvurusuna konu olan ve kullandığı markası incelendiğinde tüm markalarda “…” ibaresinin ortak olduğu, Yargıtay’ın içtihatları gereğince davalı yanın markalarında eklemelerin markaya ayrıt edicilik katmadığı, davacı yanın markası ile davalı yanın markaları arasında genel izlenim anlamında ilişkilendirme, çağrıştırma söz konusu olduğu, markaların arasında benzerlik bulunduğu, markaların kullanıldığı hizmetlerin BENZER/İLİNTİLİ olduğu, markaların tüketiciler nezdinde karışıklığa neden olabileceği, marka hakkına tecavüzün söz konusu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Raporu sunmuşlardır. … Tüm dosyası kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı adına tescilli … tescil numaralı “…” ibareli markasının ve … numaralı “…” ibareli markasının ve … numaralı “…” ibareli markalarının ortak ibaresi “…” ibaresinin, davalı tarafça https://www…com/ alan adında yer alması nedeni ile yaklaşık ispat kuralı gereğince, erişimin engellenmesi talebinin kabulüne, HMK.392/1 maddesi gereğince https://www…com/ internet adresine ihtiyati tedbir yoluyla erişimin engellenmesine ve davalı tarafın işyerindeki … ibaresini bulunduran tabelanın kullanımının yasaklanmasına, …” gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, tedbir talep eden eden tarafından tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde, 20.000-TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu Mahkemeye depo edildiğinde; davalının tecavüz niteliğindeki fiillerin durdurulması amacı ile “https://www…com/ ” alan adına erişimin engellenmesine, kararın bir örneğinin Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne UYAP üzerinden gönderilmesine, davalı tarafın işyerindeki … ibaresini bulunduran tabelanın kullanımının yasaklanmasına, kullanıldığının tespiti halinde indirilmesine dair ihtiyati tedbire karar vermiştir. Davalı vekilinin ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbirin hukuka uygun olmadığından bahisle kaldırılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 21.02.2023 tarihinde (istinafa konu) “… İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı adına tescilli … tescil numaralı “…” ibareli markasının ve … numaralı “…” ibareli markasının ve … numaralı “…” ibareli markalarının ortak ibaresi “…” ibaresinin, davalı tarafça https://www…com/ alan adında yer alması nedeni ile yaklaşık ispat kuralı gereğince, erişimin engellenmesi talebinin kabulüne, HMK.392/1 maddesi gereğince https://www…com/ internet adresine ihtiyati tedbir yoluyla erişimin engellenmesine ve davalı tarafın işyerindeki … ibaresini bulunduran tabelanın kullanımının yasaklanmasına karar verilmiş olup, mahkememiz tarafından verilen ihtiyati tedbir koşullarında bir değişiklik olmadığından tedbire itirazın reddine karar vermek gerekmiş, …” gerekçesi ile ihtiyati tedbire davalı itirazının reddine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 21.09.2022 tarihli ara karar gereğince verilen ihtiyati tedbir kararına karşı itirazları neticesinde Mahkemece 21.02.2023 tarihinde verilen itirazın reddine ilişkin ara karara karşı istinaf yoluna başvurduklarını, iddia olunan vakıaları inkar ile dava dilekçesi müvekkiline tebliğ edilmeden yalnızca davacı tarafından beyan ettiği hususlara ilişkin bilirkişi raporu düzenlenmesinin usule aykırı olduğunu, müvekkilinin davacının henüz tescil başvurusunda bulunmadan önce şirketine ait ticaret unvanını tescil ettirdiğini, dava konusu marka isimlerinin tamamen farklı olduğunu, hizmet alanlarının da farklı olduğunu, marka hakkına tecavüzün sebeplerinin ve şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin … ibaresinin asıl ve öncelikli kullanım hakkı sahibi olduğunu, emsal mahiyette İstanbul BAM 44. Hukuk Dairesinin 2020/719E, 2022/65 K.ve 11.01.2022 tarihli kararının bulunduğunu, markanın tescil tarihinin değil, önceye dayalı kullanım hakkının öneminin vurgulandığını, somut olayda da müvekkilinin davacının “…” markasını tescil ettirmesinden çok önce “…” adını kullanmaya başlamış olduğunu ve önceye dayalı kullanım hakkının bulunduğunu, davacının kötü niyetle hareket ederek haksız rekabette bulunduğunu, müvekkilinin e-ticaret sitesinin kapatılmasının kamuya zarar verecek nitelikte olduğunu beyanla müvekkiline ait “https://www…com/” alan adına erişimin engellenmesi, müvekkilinin iş yerindeki … ibaresini bulunduran tabelanın kullanımının yasaklanması hususlarında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanları tekrarla; elektrik hizmeti sağlamak amacıyla “…” “…” ve “…” markalarının kendi adına tescilli olduğunu, bu hizmeti sunmak amacıyla “www…com” isimli web sitesinin de bulunduğunu, davalının “…” isimli markaya ilişkin tescil başvurusu yaptığı görülerek bu başvuruya itiraz edildiğini, yapılan başvuruda müvekkilinin markası ve markasının logosunun neredeyse aynısının davalı tarafından kullanıldığının belirlendiğini, bu nedenle eldeki davanın açıldığını ve yaklaşık ispatla tedbire hükmedildiğini, davalının istinafının yerinde olmadığını, davalının henüz tescilli bir markasının dahi bulunmadığını, tedbirin sadece bilir kişi raporuna dayanmadığını, iddialarının da yaklaşık ispatına karar verildiğini, mahkemece savunma ve adil yargılanma hakkına riayet edildiğini, tedbir kararına binaen teminatın yatırıldığını, itiraz üzerine murafaa günü verildiğini ve iddia ve savunmaların dinlendiğini, yaklaşık ispat koşullarında değişiklik olmadığından tedbire itirazın reddedildiğini, bilirkişi raporunda lehine tespit ve teknik değerlendirmelerin yerinde olduğunu, Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/60 E. ve 2023/32 K. sayılı dosyasında; davacı taraf, huzurdaki dosyada davalı yan olan … iken, davalı yan huzurdaki dosyada davacı taraf olan müvekkil … olduğunu, davalı tarafın mezkur dosyada tecavüz teşkil eden fiillerin durdurulmasını, kaldırılmasını, www…com adlı internet adresinde erişimin engellenmesini talep ettiği ancak davacının eldeki dava davalısının davasının reddedildiğini, istinaf edilmeksizin kararın kesinleştiğini, ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğunu, emsal yargı kararları bulunduğunu, iddialarının ispatlandığını beyanla davalının istinafının reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan/ olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebep şu şekildedir: Dava; marka tecavüzü bulunduğu iddiası ile marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, kaldırılması, önlenmesi, davalının kullandığı “www…com” internet adresine erişimin engellenmesi, davalının iş yerindeki … ibaresini bulunduran tabelanın indirilmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi, yapılacak yargılama neticesinde bahse konu web sitesinin kapatılması, davalının “…” ibaresini ticari faaliyetlerinde kullanmasının engellenmesi, bu ibarenin ticaret sicilindeki unvanından çıkarılması istemine ilişkindir.Mahkeme, yaklaşık ispata kanaat getirerek tedbir talep eden eden tarafından tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde, 20.000-TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu Mahkemeye depo edildiğinde; davalının tecavüz niteliğindeki fiillerin durdurulması amacı ile “https://www…com/ ” alan adına erişimin engellenmesine, kararın bir örneğinin Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne UYAP üzerinden gönderilmesine, davalı tarafın işyerindeki … ibaresini bulunduran tabelanın kullanımının yasaklanmasına, kullanıldığının tespiti halinde indirilmesine dair ihtiyati tedbire karar vermiş; davalının itirazı üzerine ihtiyati tedbir koşullarında bir değişiklik olmadığından tedbire itirazın reddine karar vermiştir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. Ayrıca tescilli markalar ve patentler bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almakla 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde kullanımların olduğunu ispat etmek şartıyla ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararı, talep edildiği tarih itibariyle dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirilerek verilmesi gereken geçici hukuki koruma türüdür. Bu sebeple yasa koyucu, mutlak ispatı değil yaklaşık ispatın varlığını yeterli görmüştür. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda; taraflar arasında görülen davaların mevcut olduğu, işbu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu uyarınca ihtiyati tedbir talep edenin haklılığı yaklaşık olarak ispat ettiği, tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, “teminat” alındığı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, tedbir şartlarının sağlandığı, ilk derece mahkemesince muhtemel zararlara karşılık olarak teminat karşılığında tedbirin uygulanmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların ticari hacmine ve markaların değerine göre, teminat miktarının yerinde olduğu, anlaşılmış olmakla, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davalının sair istinaf nedenleri iş bu istinaf inceleme konusu olmayıp yargılamaya yönelik iddia- savunma kapsamında kaldığından ilk derece Mahkemesi tarafından esas hükümle değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan, somut incelemede tedbire ilişkin istinaf incelemesi yapıldığından esasa yönelik inceleme yapılması henüz mümkün değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/02/2023 tarih ve 2022/93 E. Sayılı Ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 31/05/2023