Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/705 E. 2023/675 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/705
KARAR NO: 2023/675
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2023
NUMARASI: 2021/812 E. – 2023/138 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/06/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas nolu dosyası üzerinden borçlusu … gözüken, düzenleme yeri Şişli/İstanbul düzenleme tarihi 28/01/2019 olan 4.000.000,00 TL bedelli ve 19/04/2019 ödeme tarihli senet için müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, davalıyı tanımadığı, aralarında şahsi ve şirketleri üzerinden herhangi bir ticaret veya hukuki bir münasebet olmadığı için hemen imzaya ve borca itiraz ettiğini, İcra Hukuk Mahkemesine de icranın iptali amaçlı dava açtığını, İstanbul 5. İcra Mahkemesinin de 2019/873 Esas sayılı dosya üzerinden 30/01/2020 tarihindeki kararıyla icranın geçici olarak durmasına karar verdiğini, davanın halen devam ettiğini, ayrıca davalı hakkında İstanbul CBS’na sahte senet üretip icraya koymak suretiyle resmi belgede sahtecilik ve kamu kurumları aracılığıyla dolandırıcılık suçlarını işlediğinden şikayetçi olduğunu, davalı hakkında bu suçlardan soruşturma başlatıldığını, ifadeye gelmemesi üzerine hakkında yakalama kararı çıkartıldığını, Bursa da yakalanması üzerine 02/11/2020 tarihindeki ifadesinde müvekkili ile bir alışverişleri olduğunu, nakit verdiği borçtan ötürü alacağı olduğunu, … ile Antalya’da tanıştıklarını, aralarındaki ticari hukukun burada gerçekleştiğini, olay günü kendi elemanını borcu tahsil etmek için şikayetçinin yanına gönderdiğini, elemanı ile şikayetçinin Antalya’da bir cafe de buluştuklarını, şikayetçinini de borcu vermek yerine davaya konu senedi verdiğini, kendisinin sahte senet düzenlemediğini beyan ettiğini, müvekkilinin Antalya merkezli teknelerle turist gezdirme ve yat turizm işletmeciliği ile uğraştığı iki şirketinin olduğunu, davalının borç verdiğini, neden ve hangi amaçla verdiğini açıklayamadığını, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının haksız şekilde icraya koyup tahsil etmeye çalıştığı senet, yaklaşık yedi yıl boyunca müvekkilim şirketlerinde operasyon müdür olarak çalışan … tarafından çalışıp davalıya ve diğer şikayetçi olduğu şahıslara satılan bir senet olduğunu, davaya konu senedin 2013 yılında Kemer Marina’ya teminat senedi olarak sadece altı imzalı bir şekilde o tarihte operasyon müdürü olarak görev yapan savcılık dosyasında şüpheli olan …’e verdiği iki senetten biri olduğunu, …’nin şirket hesabından şahsi hesabına usulsüz para transfer etmesi iddiaları ortaya çıkınca şirketten 2014 yılında ayrılmak zorunda kaldığını, …’nin elindeki senedi … ve… isimli şahıslara sattığını, hatta bu şahıslarla senedin nasıl icraya konulacağını belirlemek üzere 22/08/2019 tarihinde Antalya’da toplantı yaptıklarını, otel ücretinin bu şahıs tarafından ödendiğini, daha sonra … ve … isimli şahısların … isimli şahısla anlaşma yaparak ortadan kaybolmasını isteyecekleri bir piyon olduğunu, davaya konu senedin hukuka aykırı olarak elden çıktığını, üzerinde sahtecilik yapıldığının ve böyle bir borcun gerçekte var olmadığının, davaya konu senet üzerinde düzenlenme yeri Şişli/İstanbul ve düzenleme tarihi ise 28/01/2019 olarak yazıldığını, halbuki davalının savcılık ifadesinde söz konusu senedi olay tarihinde Antalya’da müvekkilin elemanında aldığını beyan ettiğini, diğer yandan senedin düzenleme tarihi olan 28/01/2019 tarihinde müvekkilinin kesinlikle İstanbul’da olmadığını, davalının senette doğrudan hamil olarak gözüktüğünü, yani senette herhangi bir ciro bulunmadığını, o halde kendisi ile müvekkili arasında alacak-borç ilişkisi bir mal veya hizmet alımı sözleşmesi bulunması gerektiğini, açıklanan bu nedenlerle; İstanbul … İcra Dairesi yoluyla takibe koyduğu senet karşılığında müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun olmadığını tespitini, dava konusu 4.000.000 TL bedelli senedin sahte olduğunun tespitini ve iptalini, davalının kötü niyetli hamil olması ve icra takibinin haksız çıkar elde etmek amacıyla yapılmasından dolayı müvekkilin maddi ve manevi zarara uğradığı için İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesi gereğince davalı aleyhine senet bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili süresinden sonra sunduğu beyan dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllar boyunca asansör, havlupan ve inşaat mobilyaları imalatı ve ticareti, inşaat malzemeleri ithalatı gibi sektörlerde faaliyet gösterdiğini, davacı taraf ile yurt dışından ham madde alınması düşünülen bir dönemde güvenilir bir iş adamı olduğu yurt dışında güçlü bağlantıları olduğu bilgisi üzerine tanıştırıldığını, yapılan görüşmelerde davacının yurtdışından çok uygun fiyata çelik malzeme tedarik edeceğini beyan etmesi üzerine müvekkilinin 40 milyon satın alımı için davacıya şahitler huzurunda 4 milyon TL’lik kapora verdiğini, işi bağlaması sonunda aracılık yapıyı ayrıca vereceğini söylediğini, davacı tarafın uzun süre taahhütlerini yerine getirmemesi sonrası müvekkilinin elemanı aynı zamanda kuzeni olan …’ü verilen kaporanın iadesi için davacı tarafa gönderdiğini, davacı tarafın o anda hazırda o kadar parasının bulunmadığını beyan etmesi üzerine davacının aktif mal varlığına güvenen müvekkilinin 28/01/2019 düzenleme tarihli senedi kabul ettiğini, senedin müvekkilinin kuzeni … huzurunda davacı tarafından düzenlendiğini, yapılan görüşmeler neticesinde borcun ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından 25/12/2019 tarihinde İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, İstanbul 5 İcra Mahkemesinin 2019/873 Esas sayılı dosyası ile açılan dava dosyasında mahkemenin davacının mahkeme huzurunda imza örneği vermesini istediğini, davacı tarafın uzun bir süre imza örneği vermeye gelmediğini, imzaya itiraz davasının 2 yılı aşkın sürmesine neden olduğunu, davacının imza örnekleri alınması üzerine hem İcra Mahkemesindeki dosyada hem İstanbul CBS tarafından imza incelemesi yapıldığını, yapılan iki imza incelemesinde de imzaların davacı eli ürünü olduğu tespitine varıldığını, alınan raporlar neticesinde İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi 04/02/2022 tarihli kararı ile davacının imzaya ve borca itiraz davasının reddine karar verildiğini, ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, borçlu olmadığını belirtmekle birlikte bunu ispatlayacak herhangi bir belge ve delil sunamadığını, bedelsizlik iddiasının davacının öne sürdüğü bir vakıa olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmak nedeniyle açılmış bulunan haksız ve kötü niyetli davanın ve tedbir talebinin reddini, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeni ile davacının davalıya %40 icra inkar tazminatı ödemesini, huzurdaki davanın kötü niyetli açılması sebebi ile uğrayacakları herhangi bir zararda dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, “Davacı bedelsizlik iddiasını yazılı belgeye karşı HMK’nın 201. Maddesi uyarınca yazılı belgeyle kanıtlamak zorundadır. Somut olayda ise davalı taraf senedin düzenlenme nedenini değiştirerek ispat yükünü üzerine almıştır. Davalı taraf ürün alımına ilişkin ticari ilişkiyi ve ürünlerin teslim edilmediği savunmasını yazılı deliller ile ispatlayamadığından ve yemin deliline de dayanılmadığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Soruşturma dosyasında alınan ifadeler, davalının aşamalarda birbiri ile çelişki tutarsız açıklamaları ile taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı ve davalının bu durumu bilerek haksız yere kötü niyetli şekilde icra takibi başlattığı kabul edilmekle alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasındaki davanın ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılaması sonunda verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası dairemize gönderilmiş ise de; Nispi değere bağlı davalarda, karar ve ilam harcının 1/4’ü; maktu değere tabi davalarda ise maktu karar ve ilam harcı peşin olarak alınır. Davalı vekili karara karşı 24/03/2023 havale tarihli istinaf başvurusunda bulunduğu, adli yardım talepli istinaf dilekçesini sunduğu, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderlerini ödemediği, Dairemizin 10/05/2023 tarih ve 2023/705 Esas sayılı kararı ile; 6100 Sayılı HMK’nın 337/1. maddesi uyarınca “adli yardım talebinin reddine” karar verildiği, karara karşı itiraz yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nce 08/06/2023 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nın 337/2. maddesi uyarınca “itirazın reddine” kesin olarak karar verildiği tespit edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 344. maddesi uyarınca “istinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderlerinin peşin olarak ödenmesi gerektiği, bunların hiç ödenmediği veya eksik ödendiği sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağının başvurana bildirilmesi, verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı taktirde başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verileceği” düzenlenmiştir. Davalı vekilinin, adli yardım talebi ve işbu talebe yönelik karara karşı itirazı reddedildiğinden, Mahkemece davalı vekilinin istinaf talebi yönünden 6100 Sayılı HMK’nun 344. maddesi gereğince “istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderlerini ödemesi” için işlem yapılmak ve sonrasında Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekili tarafından istinaf karar harcı ile istinaf yoluna başvurma harcının ikmali için 6100 Sayılı HMK’nın 344. maddesi gereğince işlem yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 344. ve 352/(1)-ç. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/06/2023