Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/677 E. 2023/477 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/677
KARAR NO: 2023/477
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 02/03/2023
NUMARASI: 2021/15 E. – 2023/36 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Manevi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin uzun yıllardır İstanbul Ticaret Odasında kayıtlı bir anonim şirket olduğunu, esas iştigal konusunun otomatik geri yıkamalı filtreler üretmek ve ürünlerini yurt içinde ve yurt dışında pek çok pazarda satmak olduğunu, müvekkilinin ürünlerinin kendi adına tescilli “…” markası ile satıldığını ve bunun yanında pek çok üretiminin de sektörün öncü ve yaratıcı bir firması olması nedeniyle kendisi tarafından icat edildiğinden şirket adına patentlendirildiğini ve koruma altına alındığını, davacı şirketin üretip ticaretini yaptığı Fırçalı ve Vakum Nozullu Filtreleri Avrupa Patent Ofisi nezdinde … ve ayrıca Türk Patent Enstitüsü nezdinde … numarası ile şirket adına tescil ettirerek koruma altına aldığını, davacı şirketin piyasada mevcut filtrelerden ayrı olarak yaptığı yoğun çalışmalar sonucunda Fırçalı ve Vakum Nozullu Filtre ile yeni bir otomatik geri yıkamalı filtre sistemi yarattığını, Fırçalı ve Vakum Nozullu olarak tanıtılan bu filtrelerin Avrupa Patent Ofisi ve Türk Patent Enstitüsü nezdinde davacı adına tescil edildiğini, davalı kurumunun … sayılı Doğrudan Teklif İsteme Mektubu ve eki teknik şartnamede müvekkilinin patent koruması altında tescilli Fırçalı ve Vakum Nozullu Filtre için teklif istenildiği görülerek, müvekkili şirketçe davalı kuruma bir teklif sunulduğunu, ancak davalı kuruma sunulan teklife müspet ya da menfi bir cevap verilmediği gibi ürünün müvekkili şirket haricinde teklif veren başka bir şirketten temin etme yoluna gidildiğinin öğrenildiğini, ancak teklif isteme mektubu ve eki teknik şartnamede belirtilen ürün tam olarak müvekkilinin Fırçalı ve Vakum Nozullu Filtre adıyla piyasaya sunduğu ürün olduğunu, davacı adına patent tescilli olduğundan başka bir şirketçe üretilmesinin, pazarlanmasının, satın alınmasının ve/veya her hangi bir şekilde ticarete konu edilmesinin mümkün olmadığını ve 6769 sayılı kanun ve sair mevzuat uyarınca müvekkilinin patent haklarına tecavüz teşkil ettiğini, yasa gereği tescillenen patentin bahşettiği haklar aleni sayılıp, herkesin haberdar olduğu kabul edildiğinden, taklit edilen bir ürünü ticari olarak satın alan kişi ve kurumlar da taklit ürünü üreten ya da satan kadar sorumlu kabul edilerek hukuki ve cezai müeyyidelerle karşı karşıya kaldığını, kaldı ki davalı kuruma keşide ettikleri Beyoğlu … Noterliği’nin ihtarnamesi ile tecavüzden kaçınması için bilgilendirilip ihtar da edildiğini, bu nedenle davalının sorumluluğunun tartışmasız olduğunu ve davalının cevap dilekçesine karşı davalının patent konusu ürünü temin ettiği dava dışı şirkete karşı ihbar ve ayrı dava açma haklarının da söz konusu olduğunu, davalı kuruma teklif isteme mektupları uyarınca patentli ürünün bedelinin bildirildiğini, söz konusu patentli filtrenin üretim ve sair maliyetleri düşüldükten sonra geriye kalan bedelin müvekkili şirketin yoksun kaldığı kazanç olduğunu ve bu kaybın davalı tarafından tazmininin gerektiğini, aynı şekilde müvekkili şirketin patentinin taklit edilmesine müsamaha gösterdiği ve ihtar edilmesine rağmen patente tecavüzden kaçınmadığı için davalı kurumdan 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, ayrıca davacının patent haklarına yapılan tecavüzün tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına ve taklit ürüne el konularak masrafı davalı kurumdan alınarak imhasına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek, davacı şirkete ait patente tecavüzünün tespiti ile önlenmesine ve menine, davacıya ait patentin taklidi ürüne el konularak masrafı davalı tarafça karşılanmak üzere imhasına, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek üç gazeteden biri ile ilanına; 10.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile davalıdan tahsiline, tüm mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı firma vekili tarafından,  müvekkili … Ticaret A.Ş.’ne  ait olduğunu iddia ettiği patente tecavüzün tespitini, önlenmesi ve meni, ürünün imhası ile manevi tazminat talebiyle açılan iş bu davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının patent ihlali iddiasına ilişkin  davasında yetkili mahkemenin Sınai Mülkiyet Kanunu  m.156/3 hükmü kapsamında, hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesi olduğunu, bu sebeple, müvekkili Kuruma karşı davanın alım işlemini yapan Çelik Fabrikasının bulunduğu Kırıkkale  Mahkemelerinde açılması gerektiğini, davacı firmanın patent ihlali iddiası karşısında davanın müvekkil Kurumun alım yaptığı …Ticaret Ltd. Şti. ‘ne  ihbar edilmesini, ayrıca … firmasının manevi tazminat isteminin hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkili … kusur atfedilemeyeceği gibi Kurumun hukuka aykırı bir işleminin de bulunmadığını, davacının patent ihlali iddiasına ilişkin olarak müvekkili Kuruma gönderdiği 22/07/2020 tebliğ tarihli ihtarnamesinden sonra patent ihlali gerçekleştirdiğini iddia ettiği firmaya karşı ürünlerin toplatılmasına yönelik herhangi bir karar ya da … firmasına karşı suç duyurusunda bulunulduğuna yönelik tebligatın ya da bilginin gelmediğini, … firmasına karşı hukuki işlemlere başlanılıp başlanılmadığının söz konusu firmaya sorulduğunu, firmanın kendilerine karşı dava açılmadığı yönünde cevap verdiğini, ayrıca; patent alınan ürün ile ihaleye (alıma) konu olan ürünün tam olarak aynı ürün olduğunun ispat yükünün davacı firmaya ait olduğu hususları dikkate alındığında, müvekkili Kurumun Patent Kanunu hükümleri uyarınca yapabileceği bir husus olmadığını ve kusurunun bulunmadığını, ayrıca 28/05/2020 tarihli ve … nolu Malzeme İstek Formu ile talep edilerek temini sağlanan 1 adet “…” ile ilgili olarak … Tic. A.Ş. firması tarafından alınan patente ilişkin Türk Patent ve Marka Kurumunun internet sitesinden temin edilen istemler, tarif name ve resimler incelenerek talepteki teknik özelliklerde belirtilen ürün özellikleri ile temin edilen firmanın göndermiş olduğu ürün özellikleri karşılaştırıldığında, … sisteminin yıkama fırçasının hem dairesel, hem de eksenel hareket etmekte olup, dava konusu ürünün ise filtre sistemi fırçasının sadece dairesel harekete sahip olduğunu, müvekkili Kurumca istenilen teknik özelliklerde fırçanın hareketleri ile ilgili bir husus bulunmadığını, … Sisteminin ürettiği filtrenin nozul sistemi ile Fabrika tarafından alımı yapılan filtrenin nozul sisteminin birbirinden farklılıklar gösterdiğini, davacı … Sisteminin filtresi ile Fabrikanın temin ettiği filtre arasında bazı yapısal farklılıkların da mevcut olup bunların kısaca; … Arıtma sisteminin filtre giriş ve çıkışları farklı yüzeylerde olup, müvekkili kurumun temin ettiği filtrede giriş ve çıkışların aynı yüzeyde olduğunu, teknik özelliklerde bu konuda bir kısıtlama veya istek bulunmadığını, … Arıtma Sisteminin filtresinin alttan çift boşaltma ağızlı olup, fabrikanın temin ettiği filtrenin ise üstten tek boşaltma ağızlı olup, teknik özelliklerde bu konuda bir kısıtlama veya istek bulunmadığını, müvekkilinin alım yaptığı filtrenin, davacı … firmasının filtresinden farklı  ürün olduğunu, tüm bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına, patent hakkına tecavüzün tespiti ile manevi tazminat istemleri yönünden ayrı ayrı vekâlet ücretine, “^hükmedilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davanın, müvekkili adına kayıtlı patent haklarına tecavüzün tespiti, önlenmesi ve meni talebinin yanı sıra manevi tazminat istemine yönelik olduğunu, AAÜT’nin 10/4. maddesinde; ”Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” hükmü yer aldığını, bu nedenle de AAÜT 10/4. maddesi uyarınca, manevi tazminat davasının maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılmamış olması nedeniyle manevi tazminat yönünden davalı lehine avukatlık ücreti hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacı adına Avrupa Patent Ofisinde … no ve Türk Patent Enstitüsü nezdinde … patent numarası ile tescilli Fırçalı ve Vakum Nozullu Filtrenin patent haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile manevi tazminat davasıdır. Dava, 29/11/2022 tarihinde takipsiz bırakılmış, ancak 3 aylık süre içerisinde yenilenmemiş, Mahkemece HMK’nın150/5. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, her talep için ayrı ayrı vekâlet ücretine hükmedilmiş, bu karar manevi tazminat talebi için hükmedilen vekâlet ücreti yönünden davacı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı taraf, her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep etmiştir. Davacının davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmektedir. Ayrıca, davaya Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde bakılmıştır. AAÜT’nde Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince veya bu sıfatla bakılan davalarda hükmedilecek vekalet ücreti genel mahkemelerden ayrı olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla patent hakkına tecavüzün tespiti ve manevi tazminat istemleri yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılarak vekâlet ücretine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Dairemizin 22.04.2021 tarih, 2020/316 Esas, 2021/459 Karar sayılı kararı) Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02/03/2023 tarih ve 2021/15 E., 2023/36 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023