Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/668 E. 2023/467 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/668
KARAR NO: 2023/467
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2021
NUMARASI: 2021/333 E. – 2021/436 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, Aksaray’da oto galerici olarak araba alım satım işleri ile uğraştığını, müvekkilinin Konya’da … isimli bir şahıstan 2011 model … marka … plaka sayılı bir araç satın aldığını, araç devrini üzerine yıktırmadan aracı 03.06.2016 tarihinde …’e satma hususunda anlaştığını, …’ın, aracın devrini kendi üzerine değil, eşi … adına alınacağını belirttiğini, satış işleminin Konya … Noterliği’nin 03.06.2016 tarih ve … yevmiye sayılı mukavelesi ile gerçekleştiğini, satış ve başkaca borçları için …’ün müvekkiline, takibe konu … Bankası’ndan kesilen … nolu 15.10.2016 tarihli ticari çeki ciro ederek verdiğini, müvekkilinin çeki tahsil edememesi sebebiyle icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin, alacağını alabilmek için uzun bir süre, davalının borcunu ödemesini beklediğini, ancak, borçlunun her defasında, sonra ödeyeceğini beyan ederek müvekkilini oyaladığını, bunun üzerine Aksaray …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı şirketin yetki itirazı ile takibin durdurulduğunu, dosyanın tefrik edilerek, borçlu adına Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe devam edildiğini, şirketin 25.04.2017 tarihinde itiraz ettiğini ve takibinin durdurulduğunu beyan ederek, itirazının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 27.05.2016 tarihinde … Bankası’na … seri no.lu boş ve imzasız çek koçanlarının, müvekkil merkezinden çalındığını, borca konu çekin numarasının … olduğunu, hırsızlık olayına ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/24406 hazırlık dosyası üzerinden şikayet yapıldığını, borcun müvekkiline ait olmadığını, borca konu çek üzerinde yer alan imzanın çıplak gözle dahi müvekkili şirketin tek imza yetkilisi …’a ait olmadığının anlaşılmakta olduğunu, müvekkilinin, davacı taraf ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, davacı tarafın dilekçesinde alım satım işlemleri gerçekleştirdiğini ileri sürdüğü … ve diğer borçlu … isimli şahıslarla da bir ilgisinin bulunmadığını, davacının icra inkar tazminat talebinin de yerinde olmadığını, müvekkilinin ödemeden kaçınmak için değil borçlu olmadığı için takibe itiraz ettiğini, davacının, kötü niyetli hareket ederek icra takibini başlattığını, kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere, davacı yanın kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince; “davanın ticari davalardan olduğu ve arabulucuya başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usûlden reddine,” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Somut davada, arabuluculuk yoluna başvurunun dava şartı olmadığını, müvekkilinin tacir değil esnaf olduğunu, Aksaray esnaf ve sanatkarlar odasına kayıtlı … sicil nolu oto galerici olduğunu,TTK m.5/A ticari davalardan bahsettiğine göre dava niteliği bulunmayan itirazın kaldırılması taleplerinin dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını, Arabuluculuğa başvurma şartının 2019 ve sonrasında zaruri hale geldiğini, somut olayda yapılan icra takibinin 2017 yılında başlatıldığını, İstanbul Adliyelerindeki yetki ve görev değişikliği sebebiyle dosyanın bu aşamaya geldiğini, bu nedenle dosyada süre açısından arabuluculuğa başvurma şartının zorunlu olmadığını, Davalı borçlu hakkında Aksaray … İcra Müdürlüğü … Esas ile icra takibi başlatmış olup borçlunun 28.02.2017 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiğini, Küçükçekmece …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasından icra takibine devam edildiğini, 25.04.2017 tarihinde borçlunun Küçükçekmece İcra Dairesinde borca itiraz ettiğini, icra takibinin durdurulduğu tarihin 25.04.2017 olduğunu, ticari davalarda zorunlu arabuluculuk dava şartının o tarih itibariyle henüz yürürlüğe girmediğini beyan ederek, Mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam olunarak davanın esastan incelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. TTK’nun 5/A maddesi, “(1) Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir” düzenlemesini içermektedir. Ticari davalarda arabulucuya başvurulması zorunlu hale getirilmiştir. Eldeki dava, araç satışı nedeniyle düzenlenmiş olan çekten kaynaklı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olup, davanın kambiyo senedinden kaynaklanması ve kambiyo senetlerinin TTK’da düzenlenmiş olması nedeniyle mutlak ticari davadır. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Dolayısıyla davacı vekilinin, ”davacının esnaf olduğuna ve davanın ticari dava olmadığına” dair savunmasının yerinde olmadığı, dava tarihi itibariyle arabulucuya başvurduğuna dair tutanağın Mahkemeye sunulmadığı, Mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usûlden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/04/2021 tarih ve 2021/333 E., 2021/436 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023