Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/657 E. 2023/470 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/657
KARAR NO: 2023/470
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01.03.2023
NUMARASI: 2021/843 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili 16/02/2023 tarihli dilekçesinde özetle; Davaya konu senetlerin şirketin eski ortağı … tarafından şirket işçisi ve huzurdaki davada davalı alacaklı … lehine hukuka aykırı bir biçimde tanzim edildiğini, muhtemel imzaların …’a da ait olmadığını ve bu iki kişinin evlilik bağı ile bağlı olmadan bir kız evlada sahip olduğunu, bu bağ ile gerçekte olmayan alacak kalemlerinin tezahürü olarak huzurdaki dava dosyasına konu senetlerin gerçeğe aykırı ve sahte bir biçimde oluşturulmuş olduğunu, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı dosyası 2018/13808 soruşturma nolu dosyada gizlilik kararı olduğunu, … hakkında T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sahtecilik ve dolandırıcılık suçları soruşturma bürosunca yürütülen müşteki -ihbar edenin İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü, olduğu bir soruşturma dosyasının İstanbul CBS 2022/203092 dosyasının müvekkilinin müştekisi olduğu Küçükçekmece CBS 2022-79481 Sayılı dosyası ile birleştirildiğini, müvekkili şirkette bir dönem imza yetkilisi …’in gayrı resmi birliktelik yaşadığı alacaklı … lehine müvekkil aleyhine sahte senetler oluşturduğunu, gerçekte olmayan bir alacağın yaratılmış olduğu senet alacaklısı …’ın Yeter ile birlikte harekete ettiği ve iyi niyetli hamil olmadığı iş bu sebeple dava konusu senet sebebi ile davalıya borçlu olmadıklarının tespiti davalı …’in sahtecilik dolandırıcılık hırsızlık suçlarından hükümlü olduğunu beyan ederek, kendisine vasi atananın uyap sisteminden tespit edilip, vasinin davaya dahilini, mahkemenin 01.11.2022 tarihli celsebin 4 nolu ara kararı gereğince ihtiyati tedbir taleplerinin yeniden değerlendirilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 01.03.2023 tarihli ara karar ile; “Aynı tedbir talebinin daha önce mahkememizce değerlendirildiği ve reddedildiği, talebin kabulünü gerektirir bu aşamada değişen bir delil olmadığı gerekçeleriyle tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu senedi imzalayan davalı …’ın diğer davalı … ile birlikte hareket ettiğini, gerçek olmayan bir hukuki ilişkiye bağlı senet imzaladığını, senetlerin gerçeğe aykırı ve sahte olduğunu, davalı … hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından soruşturma yürütüldüğünü, ayrıca bu suçlardan tutuklu ve hükümlü olduğunu, bu nedenle kendisine vasi tayin edildiğini, tedbir kararı verilmemesi halinde telafisi güç zararların doğacağını beyan ederek menfi yöndeki ara kararın kaldırılıp, tedbir talebinin yeniden değerlendirilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Taraflar arasında görülen menfi tespit davasında davacı vekili; İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takibe konulan bono altındaki imzanın kendisine ait olmadığını beyan ederek, icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup, HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda, dava ve takibe konu senet altındaki imzanın aidiyeti ve taraflar arasındaki alacaklılık-borçluluk durumunun yargılamayı gerektirdiği, mevcut delil durumu itibariyle daha önce tedbir talebinin reddine karar verilmesini gerektiren koşullarda bir değişiklik bulunmadığı anlaşıldığından, İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.03.2023 tarih ve 2021/843 E. sayılı kararına karşı talep eden davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023