Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/621 E. 2023/387 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/621
KARAR NO: 2023/387
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/02/2023
NUMARASI: 2021/764 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nun müvekkili aleyhine İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığını, davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibinde müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, müvekkilinin 2008 yılından beri Suudi Arabistan da sağlık sektöründe çalıştığını, Suudi Arabistan da çalışma şartlarının zorlaşması sebebiyle ülkemize yerleştiğini ve burada bir şirket kurup 03/08/2018 tarihinde şirket nam ve hesabına ev satın aldığını, müvekkilinin davalı tarafla hiçbir münasebeti bulunmadığını, bu sebeple herhangi bir borç ilişkisi içerisine girmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davalı tarafı tanımayıp aralarında ticari ya da sosyal bir bağ bulunmadığını, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine itiraz ettiklerini, C.Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, icra takibine konu edilen senedin düzenleme tarihi olan 16/11/2017 tarihinde müvekkilinin Türkiye de bulunmadığını, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için dava sonuçlanıncaya kadar kötü niyetli davalının haksız kazanç elde etmemesi bakımından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında icra veznesine yatan veya yatacak olan paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu senedin hem şahsi borçlu hem de şirket yetkilisi tarafından imza altına alındığını, senetteki imzanın sahteliğine yönelik iddiaların asılsız olduğunu, senedin alacaklılar huzurunda imzalandığını belirterek tedbir talebinin reddine, haksız davanın reddine ve davacı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 24/11/2022 tarihli ara karar ile; “Davacı vekili İİK 72/3 maddesi uyarınca icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup, Mahkememizce …nun 72/3 maddesi uyarınca %40 teminat mukabilinde icra veznesine yatırılmış olan paranın alacaklıya ödenmemesi yolunda” davacı vekilinin icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yolundaki ihtiyati tedbir kabulü ile; …nun 72/3 maddesi uyarınca icra takip tutarının %40’ı oranında hesap edilen 800.000 TL nakit teminat (veya kesin ve süresiz teminat mektubu) yatırıldığında; icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren engellenmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince 03/02/2023 tarihli ara karar ile; Temlik alan davalı … vekilinin ihtiyati tedbire ve teminata yapmış olduğu itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Mahkemesi’nin … esas sayılı imzaya itiarz davasında alınan bilirkişi rapouu ile dava konusu senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun tespit edildiğini ve imzaya itiraz davasının reddedildiğini, senet üzerindeki imzanın davacıya ait olduğu sabitken İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına 2 yıl süren yargılama neticesinde tedbir konulmasının talep edilmesi aşamada tedbir konulmasının yasalara aykırı olduğunu, davacı tarafından doktor olduğu, dil bilmediğinden tercümansız olarak evrakları anlamadan imzaladığını belirttiğini, doktor bir kişinin bu şekilde davranmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının borçtan kurtulmak amacıyla tutarsız beyanlar ileri sürdüğünü, öncelikle icra dosyasına konulan tedbir kararının kaldırılmasını, eğer tedbir kararı verilecek ise alacağın %115’inin dosyaya teminat olarak yatırılması halinde ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini, %40 teminat yatırılması ile verilen tedbir kararına itiraz ettiklerini belirterek istinaf başvurusunun kabulüne, tedbire itirazın reddi ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalının dayandığı T.C. İstanbul 29. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/361 Esas 2022/646 Karar sayılı kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğunu, istinaf başvurusunda da yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını ispatlayan grafolog raporu sunulduğunu, kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığını, mahkemeniz dosyasına da sunulan adli belge (grafoloji) uzmanı …’ın raporunda söz konusu senet üzerindeki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini,raporlar arasında çelişki bulunduğunu, bu çelişkinin giderilmediğinden tebir kararının kaldırılmasını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığını, müvekkil beyanlarında herhangi bir tutarsızlık bulunmadığını,müvekkilin Türkçe okur yazar olmamasından ve Türkçe konuşamamasından faydalanılarak arada oluşturulan güven ilişkisi kapsamında iradesi sakatlanarak alınmış bir imza söz konusu olabileceği göz önüne alınarak, ileride telafisi imkansız zararların önüne geçme gayesi ile verilmiş tedbir kararında usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK m.72’den kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı 23/11/2022 tarihli ıslah dilekçesinde senetteki bilgisayar yazısı ve müvekkil imzası haricinde bulunan bütün el yazılarının sonradan doldurularak müvekkilin borçlandırıldığı, Türkçe okuryazar olmadığı gibi Türkçe konuşmayı da bilmediğinden istifade edilerek normal ve gerekli evrakmış gibi süslenmek suretiyle senedin sahte olarak düzenlenerek müvekkile imzalatıldığını, bu bakımdan açıkça senette sahtecilik mevcut olduğunu belirterek ıslah talebinin kabulü ile dava konusu senedin iptalini talep etmiştir.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. İİK’nın 72/3. uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında özel düzenleme gereğince, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, Mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında talebin kabulüne veya reddine karar vermede taktir hakimindir. İİK m. 72/2; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir, İİK m.72/3; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir hükmünü haizdir. İhtiyati tedbirin şartları HMK m.389 ” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü haizdir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tarafların dayandıkları bilgi ve belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre karar isabetli bulunmuş, ihtiyati tedbir isteyen davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yapılan inceleme neticesinde yerinde görülmemiş olmakla davalının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/02/2023 tarih ve 2021/764 E. sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.