Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/612 E. 2023/402 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/612
KARAR NO: 2023/402
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2023
NUMARASI: 2023/95 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu çekin çalınması çalınması üzerine lehdar … Tic Ltd. Şti tarafından İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine müracaatla çek zayi davası açıldığını ve İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/790 E. Sayılı dosyasından ödemeden men yasağı kararı alındığını, davalı alacaklı tarafından TTK’nin 763. maddesi uyarınca çek zayi davasına müracaat edilmesi gerekirken kötü niyetle takibe geçildiğini, işbu davanın lehlerine sonuçlanması halinde daha da çok zarara uğramamaları bakımından, öncelikle ve ivedilikle, İİK M. 72/3 uyarınca; icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında dosya borç tutarı olan 242.919,18 TL üzerinden mahkeme tarafından gösterilecek uygun bir teminat karşılığında dava sonuna kadar tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 14/02/2023 tarihli ara karar ile; “Davacı vekilinin icra dosyasına yatacak paraların alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebin yönünden; davacının işbu davada ileri sürdüğü iddiaların esası yönünden şu aşamada yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından” İ.İ.K. md.72/3 ve HMK’nun md.389 uyarınca reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil … Tic Ltd Şti arasında otel ekipmanları satışı konusunda anlaşma sağlandığını, anlaşmaya istinaden dava konusu çekin keşide edildiğini, işbu çekin çalındığını, çeki ele geçiren kişilerin lehdarın kaşesini taklir etmek suretiyle şirket yetkilisinin imzasını sahte olarak atmak ve hatta çeke birden fazla ciranta eklemek suretiyle haksız kazanç elde etmeye çalıştıklarını, lehtar … Ltd Şti tarafından İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesin 2022/790 E. Sayılı dosyasında çek zayi nedeniyle iptal davası açıldığını, ödemeden men kararı alındığını, davalı alacaklı tarafından TTK 763. maddesi uyarınca çek zayi davasına müracaat edilmesi gerekirken kötü niyetli icra takibine geçildiğini, İİK 72/3 uyarınca icra veznesindeki paranın öncelikle teminatsız, mahkeme aksi kanaatte ise, teminat karşılığında tedbir kararı verilmesi taleplerinin mahkemece reddedildiğini, verilen kararın eksik ve yetersiz değerlendirme neticesinde reddedilmiş olduğundan istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun sağlanması gerektiğini, davacının davaya konu çekin keşidecisi olup çekteki imzasına bir itirazı bulunmadığını, davacının dava konusu çekin lehtar elindeyken zayi olduğunu ve dava dışı lehtar …’in çekin iptali için dava açmış olmasının davaya taraf olmayan müvekkili bağlamadığını ve borçtan kurtaran bir sebep olmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun sağlanması gerektiğini, davacının mutlak ve şahsi defiisi bulunmadığı için yaklaşık ispat koşulunu sağlayamamış olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK m.72’den kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı takibe konu çekin çalıntı bir çek olduğunu, lehtar tarafından çek zayi davası açıldığını, çek zayi davasına müracaat edilmesi gerekirken kötü niyetli takip başlatıldığı ve lehtarın kaşesinin taklit edilmek ve yetkilisinin imzası sahte olarak atılmak ve çeke birden fazla sözde ciranta eklenmek suretiyle haksız kazanç sağlanmaya çalışıldığını belirterek İİK 72/3 maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini talep etmiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve devamı maddelerinde belirtilmiştir. Menfi tespit davasının icra takibine etkisi ise 2004 Sayılı İİK’nın 72. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. İİK’nın 72/3. uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında özel düzenleme gereğince, ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, Mahkemeden ihtiyati tedbir yolu ile icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında talebin kabulüne veya reddine karar vermede taktir hakimindir. İİK m. 72/2; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir, İİK m.72/3; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir hükmünü haizdir. İhtiyati tedbirin şartları HMK m.389 ” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü haizdir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. İstinaf eden davacı tarafından takip konusu çekteki imzaya itiraz edilmediği, lehtar imzasının lehtara ait olmadığı ileri sürülmüş olup, Dosyadaki belgelere ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2023 tarih ve 2023/95 E. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/04/2023