Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/605 E. 2023/382 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/605 Esas
KARAR NO: 2023/382
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2019
NUMARASI: 2019/214 E. – 2019/734 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde, müvekkilinin 31/07/2015 tarihinde yapmış olduğu sözleşme ile … San. Tic. Ltd. ŞTi.’nden 117.322 TL. + KDV bedel ile 2008 model … plakalı marka aracı senet karşılığı satın aldığını, müvekkilinin işbu bedeli lehtar … Hiz. San. Tic. Ltd. ŞTi.’ne ödediğin ancak şirketin birden ortadan kaybolarak aracın devrini yapmadığını, her nasılsa … Şirketine verilen senetleri ele geçiren davalı şirketin müvekkilleri aleyhine hukuka aykırı olarak icra takibi başlatıldığını, davalı … İnş. Mimarlık San. Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki icra takibine konu etmiş olduğu senetlerde lehtar olmadığını belirterek davalarının kabulü ile müvekkillerinin davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine ve dava konusu senetlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince verilen kararda; “7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile 6102 sayılı TTK.nın 5. Maddesine eklenen 5/a maddesi uyarınca arabuluculuk yoluna başvurulup başvurulmadığı hususu öncelikle incelenmiştir. Yukarıda da belirtilmiş olduğu üzere mahkememizce HMK 114 ve 115 maddeleri uyarınca işbu dava şartının ikmal edilmesi için davacı tarafa süre verilmesine rağmen arabuluculuk yoluna başvurulduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin kesin süre içerisinde mahkememize ibraz edilmediği anlaşıldığından dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine” karar verilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Ticari uyuşmazlıktan kaynaklanan menfi tespit davalarında arabuluculuğun dava şartı olmadığını, Yargıtayın yerleşik uygulamalarında da kabul edildiği üzere menfi tespit davalarında arabuluculuk dava şartı olmadığından İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/214 E. 2019/734 K. Sayılı hatalı ve hukuka aykırı kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı tarafın talebi; müvekkilinin 31/07/2015 tarihinde yapmış olduğu sözleşme ile … Hiz. San. Tic. Ltd. ŞTi.’nden 117.322 TL. + KDV bedel ile 2008 model … plakalı marka aracı senet karşılığı satın aldığını, müvekkilinin işbu bedeli lehtar … Hiz. San. Tic. Ltd. ŞTi.’ne ödediğini ancak şirketin birden ortadan kaybolarak aracın devrini yapmadığını, verilen senetlerin diğer davalılarca icra takibine konu edildiğinden bahisle, senetten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine ilişkindir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 7155 Sayılı Kanun’la eklenen 5/A (1) maddesinde; “Bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce ara bulucuya başvurulması dava şartıdır” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 27/05/2021 tarihli, 2020/6050 Esas ve 2021/4519 Karar sayılı, 20/04/2021 tarihli, 2020/6031 Esas ve 2021/3835 karar sayılı, 01/04/2021 tarih ve 2020/4396 Esas ve 2021/3198 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; Bir ticari davanın açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olabilmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. Öncelikle davanın konusunun, bir miktar paranın ödenmesi, ikinci olarak, dava konusu olan bir miktar paranın ödenmesi için yapılan talebin, bir alacak veya tazminat talebi olarak ileri sürülmesidir. Kanun maddesinin metni ve gerekçesi açık ve net olup zorlamayla da olsa genişletici bir yorum yapılmasına elverişli değildir. İleri ve özgürlükçü hukuk düzenlerinde zorunlu ve emredici kuralların dar yorumlanması esastır. Menfi tespit davaları ticari dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. 6100 Sayılı HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonunda, davcının borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulacaktır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekir. Menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından, İİK’nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamadığı halde, arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Bu hali ile menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı değildir. Bu durumda İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/214 Esas – 2019/734 Karar sayılı kararında, TTK’nun 5/A maddesine dayanarak arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi usule aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın davanın esası hakkında yargılama yapılmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacılar vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2019 tarih, 2019/214 E. 2019/734 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 13/04/2023