Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/546 E. 2023/377 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/546
KARAR NO: 2023/377
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 26/01/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/99 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 17/11/2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; Davalı tarafından, müvekkil firma adına tescilli ve tanınmış “…”, “…”, ŞEKİL ve türevi markalarından doğan haklarına tecavüz teşkil eden, müvekkili şirketin izni ve yetkisi olmaksızın üretilen, piyasaya arz edilen, satışa sunulan, ülkeye sokulmaya çalışılan ve kamu güvenliğini ve insan sağlığını tehlikeye sokan “hava yastığı kapağı” cinsi ürünlerin, ithalinin ve ihracının engellenmesi amacıyla bulundukları yerlerde el konulmasına yönelik 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md. 159/2-B vd. ile HMK m.389 vd. maddeleri uyarınca, ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Erenköy Gümrük Müdürlüğü tarafından durdurulmuş 20/08/2021 tarihli … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı 3.259 adet “hava yastığı kapağı” cinsi ürünün, dava kesinleşinceye kadar muhafazasının sağlanmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 21.11.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararıyla; Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 100.000,00 TL teminat karşılığında, Erenköy Gümrük Müdürlüğü’nde 09/03/2022 tarihli ve … nolu kararı kapsamında … adına işlem gören 02/03/2020 tarihli ve … sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatında yer alan “…” ve “…” markalarını taşıyan 3259 adet hava yastığı ürünün gümrük işlemlerinin durdurularak, ürünlere tedbiren el konulmasına ve muhafaza altına alınmasına karar verildiği görülmüştür. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; Her ne kadar davacı tarafın “…” markalı ürünlerin kendisine ait olmadığını ifade etmiş ise de, söz konusu ürünlerin ilgili markaya ait orijinal ürünler olduğunu, müvekkili adına Muratbey Gümrük Müdürlüğü sahasında işlem gören 05/01/2022 tarih ve … antrepo beyannamesi muhteviyatı eşyalar için verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu, davaya konu edilen ürünlerin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturmada yapılan inceleme neticesinde bilirkişi heyeti tarafından ürünlerin orijinal olduğunun bir kez daha teyit edildiğini, Mahkememizin iş bu dosyasında diğer davacının “…” markalı ürünlere ilişkin ihtiyati tedbir talebine dayanak olarak gösterdiği bilirkişi raporunun müvekkili açısından kabul edilebilir hiçbir tarafı bulunmadığını, bilirkişinin bagaj amblemini, direksiyon simidi ortasında yer alan marka amblemi ile kıyaslanmasının hiçbir izahı bulunmadığını, paralel ithalat yoluyla ülkeye getirilen davaya konu ürünlerin orijinal olduğunu, paralel ithalat kapsamında piyasaya sunulmasında yasaya aykırı bir durum bulunmadığını, davacının ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin haklılığını ispat edemediğini, bu sebeplerle müvekkili aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin 26/01/2023 tarihli ara kararıyla; “Davaya ve ihtiyati tedbir kararına konu davalıya ait ürünler üzerinde davacı adına tescilli “…” ve “…” markalarının yer aldığının tespit edildiği, davalının orijinal olduğunu iddia ettiği davaya konu ürünlerin davacılardan veya distribütörlerinden satın alındığına dair belgelerin henüz bilirkişiler tarafından incelenmedikleri, davaya konu ürünlerin hava yastığı kapak ürünleri olmaları nedeniyle taklit ürün olmaları halinde can ve mal güvenliği için tehdit oluşturabilecekleri, ürünlerin davalıya iadesi halinde piyasaya sunulabilecekleri ve taklit oldukları tespit edildiği takdirde toplanmalarının mümkün olamayacağı, bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulunun mevcut olduğu anlaşılmakla, davalının ihtiyati tedbir kararına yaptığı itirazın reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yaklaşık ispat ölçüsü yakalanmıyorsa tedbire karar verilemeyeceğini, ihtiyati tedbirlerde tam değil yaklaşık ispatın yeterli olacağının HMK 390/3 maddesinde düzenlendiğini ancak benzer dosyada ihtiyati tedbirin kaldırılması yönünündeki taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, -Aynı dosyada diğer davacı ”… ” markası ürünler üzerinde verilen ihitiyati tedbir kararında ” talep edenin fikri ve sınai haklarının ihlal edilmiş olabileceği yine el konulan ürünlerin hava yastığı olması itibariyle orijinal olmamalarından kaynaklanan insan sağlığına zararlı olabilecek ürünler olma ihtimali ve talep edenin marka haklarının ihlal edilme durumlarının olabileceği gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararı verildiğini, gerek soruşturma safhasında gerekse hukuk dosyalarında karşı yanın davaya konu ürünler hakkında soyut ifadeleri ve terditli isnatları haricinde iddialarını ispata yarar en ufak delil /emare bulunmamaktayken tedbir kararının devam ediyor olmasının taraflarınca kabul edilebilir hiçbir tarafı bulunmadığını, davaya konu ürünlerin orjinal olup, hali hazırda piyasada tek başına satılabilen ürünler olduğunu, -Davacılar Daimler ve … açısından gümrükte tespit edilen ürünlere ilişkin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2022/59275 Sor. Sayılı (Birleştirilen) dosya kapsamında yapılan şikâyet ile birlikte İstanbul Anadolu 10. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2022/2981 D. İş sayılı kararı ve İstanbul Anadolu 7. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2022/2723 D. İş sayılı kararı ile ürünlere el konulduğunu, ”Erenköy Gümrük Müdürlüğü’nün … sayılı durdurma kararına konu hava yastığı kapaklarının orijinal ürünler olduğu, dosya konusu olayda müşteki şirketler adına tescilli markalara iktibas veya iltibas suretiyle gerçekleştirilmiş marka tecavüzüne rastlanılmadığı” hususlarının tespit edildiğini, davacıların davaya konu ürünlere atıfta bulanarak, Çatalca Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen bir soruşturmanın mevcut olduğunu, soruşturma kapsamında … marka ürünler ile davaya konu ürünlerin birebir aynı olduğunu bir çok noktada ifade ettiklerini, Çatalca Cumhuriyet Başavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada ise ; İstanbul Teknik Üniversitesi Malzeme Bilimleri Üretim Teknolojileri Uygulama merkezine incelenmek üzere gönderilen ürünlerin yapılan inceleme neticesinde İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen 04/07/2022 tarihli rapora göre ” ürünlerin numune ile referans eşyanın aynı kimyasal bileşime sahip olduğu, fiziki olarak tüm logo, amblem , simge ve yazıların boyutlarının ve konumlarının aynı olması, aynı zamanda yapılan esneklik testlerinde aynı sonuçların alınmasından dolayı numunenin orjinal hava yastığı kapağı olduğu kanaatine varılmıştır. ”İfadelerine yer verildiğini ve kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacı yanın taleplerine ilişkin haklılığını ispat edemediğini, -Davacı yanın aşamalı olarak ürünler hakkında birbirinden bağımsız ve çelişkili bir çok isnatta bulunduğunu, davacı yanca defaten zikredilen ürünlerin orjinal olmadığı, taklit / çıkma ürünler olduğu, orjinal araçlardan sökülüp yenilenerek piyasaya sunulduğu, açılmış bir hava yastığından sökülen ürünler olduğu vb. iddialarının tamamen bertaraf edildiğini, hava yastığı kapaklarının orijinal ürünler olduğu farklı bilirkişi incelemeleri neticesinde ortaya konulmuşken mahkemenin somut hiçbir delille desteklenmeyen davacı yanın iddiadan öte geçmeyen ifadelerine binaen tedbir kararı vermesinin, ihtiyati tedbir müessesesini düzenleyen HMK 389 vd madde hükümlerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini, -İstanbul Sanayi Odası tarafından 16/03/2022 tarihinde tanzim edilen ekspertiz raporunda, ” ürünlerin kullanılmamış oldukları, fiziki görünümleri itibari ile yenileştirilmiş kusurlu (defolu) ve yırtık (zamanla dayanıklılığını yitirmiş ) olmadıkları anlaşılmıştır. ” ifadelerinin bulunduğunu, -Hava yastığı sistemi içerisinde yer alan tetikleyici ve patlayıcı maddenin ayrıca piyasada bulundurulmasının açıkça yasaklandığı iddia olunan ürünlerle davaya konu ürünlerin yani airbag kapaklarının en ufak bir ilişiği bulunmadığını, -Paralel ithalat yoluyla ülkeye getirilen davaya konu ürünlerin orjinal olduğunu, paralel ithalat kapsamında piyasaya sunulmasında yasaya aykırı bir durum olmadığını, paralel ithalatın marka tecavüzü olarak değerlendirilemeyeceğini, SMK’nın 152/1. maddesinin varlığında, marka sahibinin markalı ürününü dünyanın her hangi bir yerinde ticaret mevkiine çıkartmasını takiben orijinal bu ürünün Türkiye’ye ithal edilip Türkiye özelinde pazarlanmasının uluslararası tükenme ilkesi gereğince marka ihlali olmayacağını, davaya konu ürünlerin, tamamen orijinal olup … firması tarafından üretilmiş orjinal ürünler olduğunu, Müvekkilinin, el koyma kararı verilen … marka airbag kapağı cinsi eşyaları dosya içeriğinde mevcut beyanname ve faturadan da açıkça anlaşılacağı üzere yurt dışındaki mukim bir firmadan tedarik ettiğini, bahse konu orijinal ürünlerin tek bir parça halinde satılması neticesinde kamu güvenliğini ve insan sağlığını tehlikeye soktuğu iddiasının tamamen absürt, haksız ve mesnetsiz ifadeler olduğunu -Davacının şirket haklarını kötüye kullanarak satışların tekelini elinde tutmak, distiribütör satıcıları fişlemek ve somut uyuşmazlıkta olduğu gibi asılsız ve kötü niyetli iddialar neticesinde kişi/kurumlar mağdur edilerek zarar vermek saikiyle hareket ettiğini, Davalı Müvekkili aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, aksi kanaatte olması halinde 6100 sayılı HMK’nın 395.maddesi uyarınca belirlenecek bir teminat karşılığında tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Erenköy Gümrük Müdürlüğü’nün … sayılı durdurma kararı doğrultusunda 3.259 adet “hava yastığı ka cinsi … adına işlem gören ve “…”, “…” ve türevi markaları taşıyan ürünlerin Gümrük Kanunu’nun 57. Maddesi ve devamı hükümleri kapsamında durdurulduğundan haberdar olunduğunu, dava konusu ürünlerin temin edildiği bildirilen şirketin müvekkili ile hiçbir ilişkisinin olmadığını, davaya konu hava yastığı kapaklarının müvekkili tarafından hava yastığı setinden ayrı üretilmediğini ve hiçbir surette de tek başına piyasaya sürülmediğini, dava konusu ürünlerin müvekkili şirketin izni ve yetkisi dışında piyasaya sürülmüş ürünler olduğunu, müvekkilinin rızası ile piyasaya sürülmemiş ürünler söz konusu olduğunda, paralel ithalat iddialarının dinlenebilir bir yanı olmadığını, müvekkilinin rızası olmadan piyasaya sürülen ürünlerin ithal işlemlerine konu edilmesinin SMK’nin 7. maddesinde belirtilen müvekkilin marka hakkını ihlal etmekte SMK’nin 29/1-a maddesi uyarınca da müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil etmekte olduğunu, dava konusu ürünlerin paralel ithalat konusu ürünler olduğuna ilişkin delil olmadığını, paralel ithalatın, marka sahibi veya onun rızasıyla piyasaya sunulmuş bulunan ve yurt içinde de halen alınıp satılan malların aynısının, marka sahibinin izni dışında ve tek satıcı veya distribütörden başka 3. kişilerce yurt dışındaki bir piyasadan temin edilip Türkiye’ye ithal edilmesi olarak tanımlanmakta olduğunu, ancak dava konusu ürünlerin müvekkili şirketin izni ve yetkisi dahilinde satışa sunulmuş ürünler olmadığını, savcılık dosyası kapsamında verilen kararların ihtiyati tedbir kararı bağlamında bağlayıcı olmadığını, İhtiyati tedbir kararının kaldırılması ve davaya konu ürünlerin piyasaya sürülmesi halinde gerek müvekkili gerekse de müvekkilinin müşterileri tarafından karşılanacak zararların, özellikle de can güvenliği üzerinde gerçekleşebilecek olan zararlar ile davalının afaki bir şekilde iddia ettiği maddi zararların birbirleriyle kıyaslanabilmesinin mümkün olmadığını, ihtiyati tedbirin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, Mahkemece verilen 26/01/2023 tarihli ”tedbire itirazın reddi” kararının istinaf incelemesinden ibarettir. 10/01/2017 tarihinde 29944 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159/1.maddesinde; ” Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep edebilir.” düzenlemesi uyarınca tedbir talep edilebilir, 159/3. Maddesinde; “ihtiyati tedbirler ile ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun uygulanacağı” düzenlemesi mevcuttur. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 309/3. maddesi gereği, tedbir talep eden taraf dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesinde, bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişilere hükmün etkinliğini temin etmek üzere ihtiyati tedbir talep etme hakkı tanınmış, ihtiyati tedbirlerle ilgili bu kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereği, delillerin değerlendirilmesi sonucu ulaşılacak yaklaşık ispat, tedbir kararı verilmesi için yeterlidir. İhtiyati tedbir, 6769 Sayılı Kanun’da ve HMK’da düzenlenmiş geçici hukuki koruma türü olup, tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmamak kaydı ile gerekçeleri açıklanarak verilmesi gerekir. Hukuki düzenlemeler gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, davalı tarafça Erenköy Gümrük Müdürlüğü tarafından muhafaza altına alınan ürünlerin orjinal ürün olduğu, soruşturma aşamalarında alınan raporların dava konusu ürünlerle aynı olduğu, teminat miktarının düşük olduğuna yönelik itirazda bulunulmuş ise de, dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarının yeterli olmadığı, dava dosyasına konu ürünlerin aynı olup olmadığına ilişkin tespitin ancak yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda ulaşılabileceği, hava yastığı kapaklarının hava yastığı setinden ayrı satılmasının güvenlik politikasına aykırılık teşkil edip etmediği ve paralel ithalat olup olmadığı hususlarının da yargılama gerektirdiği, tedbir talebinin yapıldığı tarihte dosyaya sunulan dayanak belgeler nazara alınarak ve dava sonunda verilecek karar yönünden ihsası rey oluşturmamak kaydı ile, delillerin aksinin ispatının yargılama gerektirmesi sebebiyle tarafların iddia ve savunmalarıyla mevcut delil durumuna göre somut olayda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, aleyhine tedbir kararı verilen davalı tarafça ileri sürülen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/01/2023 tarih ve 2022/99 E. Sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/04/2023