Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/541 E. 2023/1326 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/541
KARAR NO: 2023/1326
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/10/2022
NUMARASI: 2021/31 E. – 2022/144 K.
BİRLEŞEN İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
2021/51 E. – 127 K. SAYILI DAVA
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı …’ün “…” isimli albüme adını veren müzik eserinin bestesinin %70’inin hak sahibi olduğunu, bestenin kalan % 30’u ile sözlerinin …’e ait olduğunu, diğer davalı … Satış Tic. A.Ş.’nin sahibi olduğu … isimli alışveriş sitesinde ve firmaya ait … markalı ürünlerin televizyonlarda da aylarca yer bulan reklam filminde, “…” adlı eserin işlenerek ve senkronize edilerek kullanıldığını, müvekkilinden anılan kullanım için herhangi bir izin alınmadığı ve kullanıma karşılık bir ödemede bulunulmadığını, müvekkili tarafından davalı sanatçıya verilmiş olan iznin, eserin albümde okunması ile radyoda, televizyonda, dizilerde ve sinema filmlerinde kullanılmasına yönelik olup, reklam müziği olarak kullanım ve internet yoluyla piyasaya arzı kapsamadığını, söz konusu filmin www…com üzerinden izlenebilir olduğunu ve milyonlarca kişi tarafından izlendiğinin tespit edildiğini, bu filmde yer almasına karşılık davalılardan …’ün yüksek bir ücret aldığını, diğer davalı … Satış Tic. A.Ş.’nin ise popüler olan kampanya sayesinde, ürün satışından yüksek miktarda gelir elde ettiğini, FSEK ve BK’nın ilgili hükümlerine aykırılık teşkil eden bu haksız kullanımın sonlandırılmasını ve müvekkilinin zararının tazmin edilmesi için 25.01.2013 tarihinde davalılara ihtarname gönderildiğini ancak ihlalin sonlandırılmadığını beyan ederek, müvekkilinin %70 hak sahibi olduğu “…” isimli müzik eserinin, davalılarca izinsiz olarak reklam kampanyası ismi ve reklam müziği olarak kullanımından ve internetle yayınlanmasından dolayı FSEK 68. maddesi gereğince izin alınsa idi ödenecek olan tutarın 3 katı tutarında tazminata mahsuben şimdilik 500 TL, davalıların bu kullanım sonucunda elde ettikleri gelirlerden FSEK 70. madde gereğince şimdilik 500 TL, davalıların eylemlerinin aynı zamanda haksız fiil oluşturduğundan, müvekkilinin uğradığı zararlara mahsuben B.K. 49. maddesi gereğince şimdilik 500 TL olmak üzere toplamda 1.500 TL maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, fazlaya dair hakların saklı tutulmasına, alacaklarına ihtarname tarihinden itibaren ticari reeskont faizi işletilmesine, bu kullanım nedeni ile manevi hakları ihlal edilen müvekkili için 50.000 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline, fazlaya dair haklar saklı tutularak ve alacaklarına ihtarname tarihinden itibaren ticari reeskont faizi işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Asıl Davalı … Satış Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin bu davada pasif dava ehliyetinin bulunmadığını, … yüklemesini yapanının müvekkili şirket olmadığını, www…com adlı sitede ve televizyonlarda bu reklam filminin yer almadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının, 04.02.2011 tarihli muvafakatname ile davaya konu eserin internet ve her türlü dijital ortamlar içerisinde yayımlanmasına muvafakat ettiğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkiline verdiği muvafakatname ile eserin yayınlanmasını, çoğaltılmasını, dağıtılmasını, internet ve her türlü dijital ortamlar içerisinde yayınlanmasına izin verdiğini ancak davacının bahsettiği şekliyle müvekkilinin bilgisi dahilinde olan bir kullanımın söz konusu olmadığını, …’da yayınlanan videonun bir reklam filmi olmayıp müvekkilinin muvafakatname ile izin aldığı esere ait klip çekiminin perde arkası görüntüleri olduğunu, … reklamında hiçbir şekilde eserin kullanılmamış olduğunu ayrıca videoları yükleyen kişinin de müvekkili olmadığını, davacının taleplerinin fahiş ve haksız olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılar arasında halen derdest olan İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2013/193 Esas sayılı davası ile müvekkilinin %70 oranında eser sahibi bulunduğu “…” isimli müzik eserinin, davalılar tarafından izinsiz olarak, reklam filmi müziği şeklinde kullanılmak sureti ile davalı … Satış Tic. A.Ş.’ye ait …com internet sitesinde yayınlanması neticesinde, FSEK 68. ve 70. maddeler gereğince maddi tazminat ve FSEK 15. maddenin ihlal edilmesi nedeni ile de manevi tazminat talep edildiğini, açılan davada hesaplanacak tazminat tutarları bilinmediğinden, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydı ile FSEK 68. madde gereğince 3 katı tazminat tutarı için 500 TL, FSEK 70. madde gereğince 500 TL ve B.K.nun 49. maddesi gereğince de 500 TL maddi tazminat talep edildiğini, dava açılmasından önce her iki davalıya hitaben Beyoğlu …Noterliğinin 25.01.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek maddi ve manevi tazminat talep edildiğini, ihtarnamenin davalılara 29.01.2013 tarihinde ayrı ayrı tebliğ edildiğini ve ihtarname ile tanınan 3 günlük ödeme süresinin 01.02.2013 tarihinde sona erdiğini, her iki davalının da 02.02.2013 tarihi itibarıyla temerrüde düştüklerini, İstanbul 1.FSHHM’de görülen davada varılan aşamada, davalı … Satış Tic. A.Ş. yönünden, asıl davada davanın ıslahının yapıldığını, ancak bir davada bir kez ıslah yapılabileceği yönündeki yasal düzenlemeler, Yargıtay kararları ve her iki davalı yönünden ve son bilirkişi raporlarında artık birbirini teyid eden rakamlar ortaya çıkmış olduğundan, fazla hesaplanan tutarın da aynı dava kapsamında hüküm altına alınabilmesi için bu ek davayı açma ve birleştirme talebinde bulunmak zorunluluğunun doğduğunu, bu davanın İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/193 E. sayılı davası ile birleştirilmesini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 141.885,89 TL ek tazminatın, FSEK 68. maddesi gereğince davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … Satış Tic. A.Ş. yönünden ek tazminat taleplerinin 56.265,98 TL olduğunu neticeten davaların bileştirilmesi sonucunda, FSEK 68. madde gereğince 142.885,89 TL ve B.K. gereğince 500 TL maddi tazminat ile asıl davada talep ettikleri 50.000 TL manevi tazminatın, davalıların temerrüt tarihi olan 02.02.2013 tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Satış Tic. A.Ş. vekili birleşen davaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle: Hiçbir surette kabul anlamına gelmemek kaydıyla birleşen davanın zaman aşımına uğradığını, İstanbul 1. FSHHM’nin 2013/193 E sayılı davasında anılan 01/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda; müvekkili şirketin dava konusu uyuşmazlık bakımından kusurunun bulunmadığını ve müvekkili şirkete kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığını, bilirkişi heyetinin bu tespitinin yerinde ve hukuka uygun olup ayrıca bu sebeple bilirkişi raporunda müvekkili şirket yönünden hiçbir hesaplama yapılmadığı gibi raporda sadece diğer davalı … yönünden hesaplama yapıldığını, öncelikle davanın esasına ilişkin incelemeye geçilmeksizin davanın zamanaşımına uğradığı yönündeki usule ilişkin itirazlarının kabulüne ve bu vesile ile davanın usulden reddine, usule ilişkin itirazlarının mahkemece kabul edilmemesi halinde müvekkili şirketin, dava konusu uyuşmazlık bakımından kusurunun bulunmadığının birleşen ek davaya dayanak gösterilen 01.10.2020 tarihli bilirkişi raporu ile tevsik edildiğini ve müvekkil şirketin somut olayda tazminat sorumluluğunun bulunmadığı dikkate alınarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili birleşen davaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle: Asıl dava dilekçesinde de iddia edildiği üzere dava konusunun; haksız fiil ve eylemler sonucu açılan maddi – manevi tazminat talepli alacak davası olduğunu, FSEK 70/2.maddesi uyarınca tazminat istemlerini B.K. 72 madde hükmü gereği birleşen dava zamanaşımına uğradığını, zira birleşen davada davacının 2011 yılında kullanıldığını ileri sürdüğü eserinden dolayı açılmış tazminat taleplerine ilişkin olduğunu, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2021/51 E – 127 K ve 12.03.2021 tarihli kararı ile mahkemenin 2021/31 Esas sayılı davası ile birleşen ek dava yönünden zamanaşımı itirazlarını süresi içerisinde sunduklarını, somut uyuşmazlıkta 2011 yılında hak ihlali yapıldığı iddia olunan eser için 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nin 66/e bendi uyarınca zamanaşımı süresi 8 yıl olduğunu, bu sebeplerle zamanaşımı nedeni ile ek davanın usulden reddinin gerektiğini, ek dava bakımından; haksız fiil niteliğindeki mali hak ihlallerine ilişkin açılacak davalarda uygulanacak olan zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu sebeple davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle esastan reddinin gerektiğini, izah ettikleri nedenlerle mahkemece resen dikkate alınacak gerekçelerle davanın esasına ilişkin incelemeye girmeksizin davanın zamanaşımı itirazları sebebi ile usulden reddini, müvekkilinin dava dosyasındaki 7 rapordan anlaşılacağı üzere kusurunun bulunmaması sebebi ile ek davaya dayanak gösterilen 01.10.2020 tarihli bilirkişi raporundaki maddi hatalar ve dosyadaki tüm raporlarla çelişmesi sebebi ile ek davaya dayanak olarak gösterilmesinin hukuka aykırılık teşkil edeceğinden davanın esastan reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “davaya konu kullanımın davacının mali haklarından FSEK’in 21. ve 23. maddeleri, manevi haklardan ise, aynı kanunun 15. maddesinde düzenlenen eser sahibi olarak tanıtılma hakkının ihlali sayılabileceği gerekçesiyle, 31.10.2018 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak, Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne, FSEK’in 68.maddesine göre belirlenen 49.000 TL rayiç bedelin 3 katı olan (49.000 x 3 = 147.000 TL ) 147.000 TL’nin; (asıl ve birleşen davada talep edilen miktarlar dikkate alınarak asıl davada FSEK 68.maddeye göre 1.500 TL birleşen davada FSEK 68.maddeye göre 142.885,89 TL olmak üzere toplam 144.385,89 TL den asıl – birleşen davada davalı … sorumlu olmak üzere) 02.02.2013 tarihinden itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 50.000 TL manevi tazminatın, 02.02.2013 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Diğer taleplerin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Satış Tic. A.Ş. vekili asıl dosyada verilen karara yönelik istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin, davacının maddi tazminat istemi hususunda, davalılar aleyhine hükmedilen maddi tazminat tutarının (2.614,11-TL’sinden müvekkili sorumlu olmak üzere) “müteselsilen” sorumlu olduğuna, hükmedilen 50.000-TL tutarındaki manevi tazminat miktarından ise müvekkili şirketin diğer davalı ile birlikte “müştereken ve müteselsilen” sorumlu olduğuna hükmettiğini, kararında hangi esaslarla hesaplama yaptığını, müvekkilinin kusuru olup olmadığı, kusurlu ise hangi eyleminin kusur teşkil ettiği ve kusurunun oranı hususunda bir açıklama yapılmadığını, müvekkil şirketin hangi sebeplerle dava konusu taleplerden sorumlu olduğunun anlaşılamadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi hükmünün “Diğer taleplerin REDDİNE” dair 4 numaralı fıkrası yasaya, usule ve dosya muhtevasına uygunsa da, müvekkilinin uyuşmazlıkta pasif husumet ehliyeti olmadığını, talebe dayanak videoyu yüklemediğini, yayınlamadığını, davacının iddia ettiği izinsiz kullanımlarda bulunmadığını, birleşen davaya dayanak bilirkişi raporunda dahi, müvekkil şirketin bir kusuru olmadığı ve hilafına sorumluluk yüklenemeyeceğinin belirlendiğini, ayrıca birleşen davadaki taleplerin zamanaşımına uğradığını, Davacı tarafından iddialarını ispat bakımından dilekçede yer verilen “http://www.youtube.com/…” linkinde yer alan içeriğin, söz konusu internet sitesine müvekkili şirket tarafından yüklenmediğinin sabit olduğunu, Davacının, anılan eserin bulunduğu reklam filminin müvekkili şirkete ait internet sitesinde kullanıldığını ve televizyonlarda aylarca yayınlandığını tespit ettiklerini iddia ettiğini, ancak dosya kapsamında davacının bu tespitine ilişkin herhangi bir bilgi, belge yahut sair ispat aracı yer almamadığını, müvekkilinin anılan eserin kullanıldığı reklam filmini ulusal televizyonlarda yayınlatmadığı gibi kendisi tarafından işletilmekte olan www…com isimli internet sitesinde … yahut başkaca bir butiğin tanıtımında da kullanmadığını, bu hususun dosyada mübrez bilirkişi raporlarıyla da sabit olduğunu ve aksi yönde bir tespit bulunmadığını,Dava konusu videonun köşesinde yer alan … ve …com ibarelerinin, videonun yayımının müvekkili tarafından gerçekleştirildiğine ilişkin bir delil olmayacağını, zira ilgili içerik incelendiğinde, videoda diğer davalı tarafından kullanılan kıyafetlerin markalarının zikredildiğini, Dosyaya sunulan 01/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda; müvekkili ile diğer davalı … arasında akdedilen 30/09/2011 tarihli sözleşmenin incelendiğini; bu sözleşmenin; “…, eser’e ait klip çekimleri sırasında sanatçı ve dansçılarının giymiş olduğu tüm kıyafetler için fotoğraf çekimi yapacaktır. Bu fotoğraflar www…com internet sitesinde “…” klip butiğinde kullanılacak ve giyilen kıyafetler satışa sunulacaktır. “Sanatçı, klip çekimi ile ilgili hazırlanan tüm basın bülteni ve duyurularında, ayrıca kendisinin klip ile ilgili konuşma ve röportajında “…com” ve “…” markasından söz edecektir.” hükümlerini haiz olduğu ve taraflarca imza altına alındığının tespit edildiğini, bu sözleşme maddelerine istinaden de, sözleşmede eserin sahibinin kim olduğu hakkında bir bilgiye rastlanılmadığı, bu sebeple de müvekkilinin dava konusu uyuşmazlık bakımından kusurunun bulunmadığı sonucuna varıldığını, bilirkişi heyetinin bu tespiti yerinde ve hukuka uygun olup, ayrıca bu sebeple bilirkişi raporunda müvekkili yönünden hiçbir hesaplama yapılmadığını, raporda sadece diğer davalı … yönünden hesaplama yapıldığını, bu bağlamda, anılan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, anılan sözleşmede eserin sahibinin kim olduğu hakkında bir bilgi bulunmadığından, müvekkiline kusur yüklenmesinin mümkün olmadığını, Davacının, dosyada yer alan ve çok geniş yetkiler içeren 04/02/2011 tarihli muvafakatname ile dava konusu eserin internet dahil her türlü dijital ortamda yayımlanması, ticaret mevkiine konulması ve dizi, sinema filmi ve karışık yapımlarda kullanılması hakkını …’e devrettiğini, sadece meslek birlikleri eliyle takip edilecek haklarını saklı tuttuğunu, diğer yandan dava konusu kullanımın; diğer davalı …’ün davacının bu muvafakatname ile verdiği izin kapsamında çektiği ve içeriğini de tamamen kendisinin belirlediği video klibinin perde arkası görüntüleri olduğunu, davacının eserinin izin alınmaksızın kullanıldığını iddia ettiği www.youtube.com/… linkinde yer alan … isimli videonun; diğer davalının muvafakatname ile yasal izinlerini aldığı … isimli şarkıya çekmiş olduğu klibin perde arkası olduğunu, Davacının 04.02.2011 tarihli muvafakatname ile dava konusu eserin icrası konusunda diğer davalı …’e, eserin internet dahil her türlü dijital ortamda yayımlanması, ticaret mevkiine konulması ve dizi, sinema filmi ve karışık yapımlarda kullanılması konusunda …’e izin verdiğini, bu muvafakatnamenin davaya konu kullanımı da kapsadığını, dava konusu görüntülerin reklam filmi değil, diğer davalı …’ün video klibinin kamera arakası görüntüleri olduğunu, dolayısıyla bu görüntülerin reklam olduğuna dair bir kabulün oldukça hatalı olacağını, Davacının, dosyada yer alan bu muvafakatname ile eserden doğan haklarını …’e devrettiğini, sadece meslek birlikleri eliyle takip edilecek haklarını saklı tuttuğunu, nitekim dosyaya mübrez 09/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda da, bu devir işlemine yer verilmekle birlikte davacının verdiği bu muvafakatnamenin üçüncü kişilere devir yetkisini de ihtiva ettiğinin saptandığını, bunun dışında, 30/10/2014 tarihli raporda da, davacının haklarını devretmiş olması nedeniyle sadece meslek birliklerinden ödeme talebinde bulunabileceğinin tespit edildiğini, 31/10/2018 tarihli bilirkişi raporu tanzim eden bilirkişilerin de, davacının eserden doğan haklarını …’e devretmiş olduğunu ifade ettiğini, bu muvafakatnamenin davaya konu kullanımı kapsaması ve davacının eser ile ilgili tüm haklarını diğer davalı ile dava dışı …’e devretmiş olması sebepleriyle, davacının işbu dava ile eserden doğan haklarını takip edemeyeceğini, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, Davacının Musiki Eseri Sahipleri Grubu Meslek Birliği’ne üye olup olmadığının tespit edilmediğini, üye olduğunun tespiti halinde davacının “…” isimli eserinin tv, radyo, youtube ve benzeri mecralarda kullanılması nedeniyle doğan hak ve alacaklarını birliğe vermiş olduğu takip yetkisi ve bu nedenle de birliğin davacıya yaptığı ödemeler nedeniyle zaten tahsil edilip etmediğinin, ayrıca, bu anlamda takip yetkisini birliğe devreden davacının birliğin yaptığı ödemeler ile kavuştuğu bu hak ve alacaklarını bir de bu dava ile talep etmesinin sebepsiz zenginleşme teşkil edip etmediğinin bilirkişilerce incelenmesi ve belirlenmesinin talep edildiğini, ancak bu hususta herhangi bir inceleme yapılmadığını, 20/06/2022 tebliğ tarihli bilirkişi raporunu tanzim eden bilirkişilerce, kamera arkası çekimlerin reklam olduğu varsayıldıktan sonra, dosyada emsal bir rayiç bedel yazısı ve emsal sözleşme olmamasına rağmen, rayiç bedelinin tespiti için ilgili meslek birliklerine yazı yazılmadan, emsal bedelin davalılar arasında yapılan sözleşme dikkate alınarak saptanması ve bu doğrultuda tazminat hesabı yapılmasının Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku bakımından açıkça hatalı olduğunu, bilirkişi heyetinin bu rayiç bedeli müvekkili ile diğer davalı … arasında yapılan 30/01/2014 tarihli sözleşmede yer alan bir düzenlemeye göre saptadığını, rayiç bedelin, tamamen soyut bir varsayımdan yola çıkarak sabit bir rakam üzerinden tespit edildiğini, Davaya konu eylemin haksız fiil olduğunun iddia edildiğini, diğer yandan davacının 24/04/2015 tarihli dilekçesinde, dava konusu kullanımın 2011 yılının son 6 ayında ve 2012 yılında gerçekleştiğinin açıkça belirtildiğini, davacının birleşen davayı 16/02/2021 tarihinde açtığını, fikri hakların ihlalinin ve bundan doğan maddi ve manevi tazminat istemlerinin Türk Borçlar kanunun 72. (eski 60. madde) maddesinde yer alan zamanaşımı süresine tabi olacağını, somut olayda FSEK 70/2. maddesi yollamasıyla TBK’nın 72. maddesi hükmüne göre davacının haksız fiili öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl (eski BK uyarınca 1 yıl) içinde dava açmadığını, 2011 ve 2012 yılında kullanıldığını ileri sürdüğü eserinden dolayı 2021 yılında ek dava açtığı açık olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmekte iken ek dava kapsamındaki taleplerin de asıl dava ile birleştirilerek kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki, TBK’nın 72. maddesinin devamı niteliğinde olan “tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” hükmü uygulandığında dahi, sekiz yıl olan uzatılmış zamanaşımı süresi itibariyle de, birleşen davanın zamanaşımına uğradığının kabul edilmesi gerektiğini beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu ”…” isimli bestenin FSEK’in 3.maddesi anlamında müzik eseri olduğu, eserin bestesinin davacı ile dava dışı …’e ait olduğu ve dosyada yer alan bestecilerden …’in davaya konu bestenin % 70’inin sahibinin davacı olduğuna dair 24 .04.2014 tarihli noter beyanı ile davacının davaya konu albüm için albüm yapımcısına verdiği muvafakatname birlikte değerlendirildiğinde, davacının davaya konu musiki eserinin besteci sıfatıyla % 70’inin sahibi olduğu anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan CD içeriği ve bu yöndeki bilirkişi tespitleri incelendiğinde; dava konusu video kaydında ekranda, …com ve … ibareleri yer alırken davalı …’nin ”…” şeklinde konuştuğu ve sonrasında davacının bestecilerinden olduğu ”…” isimli şarkının … tarafından icra edildiği video klibi devam ederken …com ve … ibarelerinin ekranda sürekli yer aldığı görülmektedir. Söz konusu bu kullanımın …com ve … ürününün reklamı olduğu, reklamda video klibin kamera arkası görüntülerinin yer almasının dava konusu içeriğin reklam olduğu gerçeğini değiştirmediği anlaşılmaktadır. Diğer yandan söz konusu kullanımın davalıların iddia ettiği şekliyle, davacının verdiği muvafakatname kapsamında hukuka aykırı bir kullanım olmadığı iddiasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosyada yer alan 04.02.2011 tarihli ”Eser Sahibi Muvafakatname” isimli belge içeriğinin ”Aşağıda müziği tarafıma ait olan eserlerimin … tarafından adı daha sonra belirlenecek yapım içerisinde okunmasına, … tarafından kaset-cd-vcd-dvd-klip- remix-diğer versiyonlar vs her türlü görüntülü görüntüsüz ses taşıyıcılarında taşınmasına, yayımlanmasına, çoğaltılmasına, yer sayı ve süre ile sınırlandırlmamış bir biçimde yurt içinde ve yurt dışında yayımlanmasına, çoğaltılmasına, dağıtılmasına, internet ve her türlü dijital ortamlar içerisinde yayımlanmasına, ticaret mevkine konulmasına, umuma arz edilmesine, radyo-televizyon-dizi-sinasma filmlerinde kullanılmasına …-… ve diğer Meslek Birlikleri nezdinde doğacak haklarımın saklı kalması şartı ile muvafakat ederim.” şeklinde olup, davacı eser sahibi tarafından verilmiş olan bu muvafakatnamenin …’e albüm öncesi verilen albümün uygun mecralarda kullanılması konusunda izin vermeyi içeren bir muvafakatname olduğu, eserin reklam amacıyla kullanılmasını kapsamadığı, eserin … tarafından okunmasına / yorumlanmasına muvafakat edildiği ve aynı zamanda … tarafından hazırlanacak albümde kullanılmasına ve dizi, sinema filmi, televizyonda kullanıma sunulmasına muvafakat edildiği, başka bir ifade ile kullanım alanlarının sınırlandırıldığı, eserin kullanım alanı içinde reklam amacının yer almadığı, söz konusu muvafakatnamede, davalı …’ün yorumcu / icracı sanatçı olarak yer aldığı, dolayısıyla davacının mali haklarının ihlal edildiği, bir eserin eser sahibinden izin alınmadan, reklam amacıyla seçilen görüntü arkasına yerleştirilmek suretiyle kullanılmasının FSEK’in 21. ve 23. maddeleri anlamında mali hakların ihlali sayılabileceği kanaatine varılmıştır.Ayrıca, dosyaya sunulan 30.09.2011 tarihli ve davalılar arasında akdedilen sözleşme ile, her iki davalının reklam filmi için sözleşme tanzim edilmiş olduğu, sözleşme kapsamında davacı eser sahibinin bestesini yaptığı “…” adlı eserin video klibinin klip arkası görüntülerinden oluşturulan videonun reklam niteliğinde olduğu ve bu görüntüler esnasında senkronize bir şekilde ”…” eserinin altta fon müziği ve kampanya adı olarak kullanıldığı, böylelikle davalılarca davacının mali haklarının ihlal edildiği kanaatine varılmıştır.Eylemin ihlal oluşturduğuna dair bu kabulden sonra; her ne kadar birleşen davada, tazminat talebinin zamanaşımına uğradığı iddia edilmiş ise de; FSEK’in 68/1 maddesi gereğince farazi bedel talep edildiğinde, taraflar arasında farazi sözleşme ilişkisi kurulduğu için zamanaşımı süresinin de sözleşme zamanaşımı süresine tabi olduğunun kabul edilmesi gerektiği, başka bir deyişle bu durumda zamanaşımı süresinin TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıl olduğu, davacının dosyaya sunduğu 24/04/2015 tarihli dilekçesinde, dava konusu kullanımın 2011 yılının son 6 ayında ve 2012 yılında gerçekleştiğinin belirtildiği, davacının birleşen davayı 16/02/2021 tarihinde açtığı dikkate alındığında, arada geçen sürede zamanaşımının henüz dolmadığı görülmüştür.Dosya kapsamındaki belgeler, maddi tazminat yönünden incelendiğinde; davacı tarafın maddi tazminat olarak hem FSEK’in 68.maddesine hem de aynı kanunun 70/2.maddesine dayandığı, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre hem FSEK’in 68.maddesi, hem de aynı kanunun 70/2.maddesi kapsamında maddi tazminat talep edildiğinde, talep edilen toplam bedelin, anılan seçenekler uyarınca istenebilecek ”en çok bedel” ile sınırlı olduğu, davacının 23.11.2018 tarihli beyan dilekçesinde, 31.10.2018 tarihli bilirkişi raporuna katılmadıklarını her iki madde yönünden ayrı ayrı tazminata hükmedilmesini talep ettiklerini, ancak mahkeme aksi kanaatte olur ise, tercihlerinin FSEK’in 68 maddesi gereğince hesaplanan tazminat tutarına ilişkin olduğunu beyan ettiği görülmüştür. 01.10.2020 tarihli raporda; sektörel değerlendirme sonucunda Müzik albümlerinde telif bedeli için piyasa toplam satış bedeli üzerinden % 8 ila % 15 arasında söz yazarı ve besteciye pay hesaplanabileceği kanaatine varılarak, bu rakamı davalı …’nin 2012 yılında elde ettiği gelire orantılayarak çıkan sonucun 2’ye bölünüp % 70’lik kısmı (davacının eserin % 70’inin sahibi olması nedeniyle) hesaplanıp ortaya çıkan sonucun FSEK’in 68.maddesi gereği üç katı alınmak suretiyle 142.885,89 TL maddi tazminatın talep edilebileceğini belirtildiği, hükme esas alınan raporda ise, talep edilebilecek tutarın; sektörel değerlendirme ve piyasa teamüllerine göre, 70.000 TL olabileceği, davacının bu miktarın % 70’lik kısmı olan 49.000 TL’nin FSEK 68.maddesi uyarınca üç katı olan 147.000 TL’yi talep edebileceğinin belirtildiği görülmüştür. Bu raporda davalı … ile diğer davalı şirket arasındaki sözleşmenin emsal alındığı, yapılan hesaplamanın, satış gelirine göre yapılan hesaplamaya kıyasla dosya kapsamına uygun olduğu, dolayısıyla Mahkemece 31.10.2018 tarihli raporda yapılan maddi tazminat hesaplamasına göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır.Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının aksi yöndeki istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Diğer yandan davacı taraf aynı zamanda manevi tazminat talebinde de bulunmuş olup, vaki izinsiz kullanım sırasında davacının davaya konu eserin bestecilerinden biri olarak gösterilmemesi nedeniyle davacının manevi haklarından FSEK’in 15.maddesinde belirtilen eser sahibi olarak belirtilme hakkının ihlal edildiği, gerek sektörel uygulama ve gerekse dava konusu eserin beğeni ölçüsü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlal adedi, ihlalin yapıldığı vasıta dikkate alındığında, Mahkemece talep gibi hükmedilen 50.000 TL manevi tazminatın yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından Davalı … Satış Tic. A.Ş. vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 3. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/10/2022 tarih ve 2021/31 E., 2022/144 K. sayılı kararına karşı davalı … İletişim ve Satış Tic. A.Ş. vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3594,07 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 899,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2695,07 TL harcın davalı … Satış Tic. A.Ş. tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023