Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/533 E. 2023/307 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/533
KARAR NO: 2023/307
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12.01.2023
NUMARASI: 2022/297 Değişik İş.
TALEP KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden … Tic. Ltd. Şti. vekili talep dilekçesinde özetle; Müvekkili adına tescil başvurusunda bulundukları … nolu tasarımın, karşı taraf tarafından izin verilmeden ve onayları alınmadan ticaret mevkiine konulan ürünler üzerinde kullanılmak suretiyle ihlal edildiği iddiası ile haksız rekabet yaratıldığının tespiti için, 6769 sayılı SMK’nın 58, 59, 81 ve 149/1-d, f maddeleri ve 6102 sayılı TTK’nın 54, 54 ve 56. maddeleri delaletiyle, SMK’nın 159 ve 6100 sayılı HMK’nın 389, 400, 403 ve devamı maddeleri gereğince, takdiren işin aciliyeti sebebiyle karşı tarafa haber verilmeden ihlalin yapıldığı karşı taraf adresinde ve belirtilen adreste bulunan ürünler ile iş yerinde ve ticari defterleri üzerinde tasarım ve hesap uzmanı bilirkişi/ bilirkişiler eliyle tespit yapılıp müvekkiline ait … nolu başvuruya konu tasarımın ihlal edildiğinin belirlenmesi halinde, tercihan teminatsız ya da mahkemece takdir edilecek uygun bir teminat karşılığında, ticaret mevkiine çıkartılan bu ürünlere ve üretilmesinde münhasıran kullanılan cihaz, makine ve benzeri araçlar ile anılan ürünlere Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman ya da bölge gibi alanlar dahil bulundukları her yerde el konulup saklanmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 07.12.2022 tarihinde “… 1-Tespit talebinin 6100 sayılı HMK’nın 400 maddesi ve hükümlerine uygun olduğu kanaati ile tespit yapılmasına ilişkin talebin kabulüne, işin önemine ve aciliyetine binaen şimdilik diğer tarafa tebliğat yapılmaksızın, talep edilen hususlarda tespit ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, HMK 278 maddesi gereğince bilirkişiye yerinde inceleme yapmak üzere TAM yetki verilmesine, … 6-İhtiyati tedbir talebinin bilirkişi raporu geldikten sonra değerlendirilmesine, …” karar vermiştir. 16.12.2022 tarihli Bilirkişi Raporu ile “…Tespit isteyen tarafa ait … numaralı tasarım ile aleyhine tespit istenen iş yerinde bulunan ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, …” teknik olarak değerlendirilmiştir. İlk Derece Mahkemesi 21/12/2022 tarihinde “… Dosya kapsamı deliller ile bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; SMK 159 ile HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca, yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiğinden …” gerekçesi ile 1-İhtiyati tedbir isteyenin talebinin … tescil nolu tasarım yönünden 20.000-TL nakdi veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu teminat ile kabulüne, 2-Karşı tarafın, ihtiyati tedbir talep eden adına … tescil numaralı tasarım koruma kapsamındaki ürünlerin satışı, dağıtılması, sergilenmesi, satışa sunulması, ihracı, ithali ve benzeri şekilde ticaret mevkiine çıkartılmasının tedbiren önlenmesine, bahse konu ürünlere ve üretilmesinde münhasıran kullanılan cihaz, makine ve benzeri araçlar ile anılan ürünlere bulundukları her yerde tedbiren el konularak yed-i emine teslimine karar vermiştir. Karşı taraf …-… Tic. Ltd. Şti. vekili itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından satışı yapılan mallar hakkında tedbir kararı verildiğini, uygulanması açısından müvekkili şirkete gidildiğini, taraflarının dinlenilmeden verilen tedbir kararının hukuka uygun olmadığını, el konulan kumaşların piyasa değerinin yüksek olduğunu, müvekkilinin yaklaşık 4.000-TL zararının olduğunu, halen satış yapamadığından elde edilmesi muhtemel olan gelirlerinden de mahrum kaldığını, tedbir kararının ve bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, teminatın zararlarını karşılamadığını, teminatın daha yüksek olması gerektiğini, ayrıca mahkemece belirlenecek teminat miktarı karşılığında ihtiyati tedbir kararının kaldırılması veyahut değiştirilmesine karar verilmesi taleplerinin de bulunduğunu, teminat karşılığı tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılmasının mümkün olduğunu, itirazlarının gerekçelendirilmesi için taraflarına bilirkişi raporu ile ihtiyati tedbir kararının tebliğine, itirazları doğrultunda ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, HMK m. 394 gereği ihtiyati tedbire itirazlarımızın değerlendirileceği duruşma gününe kadar ihtiyati tedbirin icrasının geçici olarak durdurulmasına, aksi kanaatte uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talep eden tarafından yatırılmış olan teminat miktarının müvekkilinin doğması muhtemel zararlarını karşılayamayacağından, ihtiyati tedbir talep eden tarafından 300.000-TL ek teminat yatırılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla tedbire, teminat miktarına itiraz ile tedbirin icrasının geçici olarak durdurulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi 12/01/2023 tarihinde “… 1-Tedbire itiraz edenler vekilinin itirazının kabulüne, takdiren 50.000,00 TL nakti veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu teminat yatırıldığı takdirde mahkememizin bu dosyada verilen 21/12/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, itiraz edenler vekiline takdir olunan teminatı yatırması için iki hafta kesin süre verilmesine, …” karar vermiştir. Talep Eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … nolu tasarımın sahibi olduğunun sabit olduğunu, bilirkişi raporunda benzerliğin belirlendiğini, ihtiyati tedbir taleplerinin 21.12.2022 tarihinde kabul edildiğini, süresi içinde tedbir kararının taraflarınca uygulandığını, 12.01.2023 tarihinde 50.000-TL teminatın karşı tarafın yatırılması halinde tedbirin kaldırılmasına karar verildiğini, iş bu teminatın müvekkilinin olası bir zararını karşılayamayacak kadar düşük olduğunu, HMK m.389 kanun hükmü karşısında bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere tecavüzün tespit edildiğini, tespitin gerçekleştiği showroomda tespitin yapıldığı kumaş toplarının bulunduğunu, tecavüzün varlığı tespit edilmiş olmasına rağmen karşı tarafın ihtiyati tedbir kararını kaldırmasına olanak verilmesinin müvekkilinin olası zararı ile bilirkişi heyeti tarafından tecavüze konu olduğu tespit edilen kumaş toplarının miktarı dikkate alınarak bir tutar belirlenmesinin usul ve yasayla uyarlı olması gerektiğini beyanla 12.01.2023 tarihinde verilen 1 nolu ara kararın kaldırılmasını aksi kanaatte müvekkili tarafından talep edilen ihtiyati tedbir kararını kaldırılması için kararlaştırılan 50.000-TL’lik teminatın artırılmasını ve bu tutarın 500.000-TL olarak güncellenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı Taraf … vekilinin talep edenin istinafına karşı cevap dilekçesinde özetle; Talepte bulunan ile müvekkillerinden Darka Tekstil arasında dosya konusu tasarıma ilişkin Bakırköy 1. Fikri ve Sınat Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/349 Esas sayılı dosya ile hükümsüzlük ve İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/279 Esas sayılı dosya ile de tecavüzün mevcut olmadığının tespiti istemli davalar açıldığını, dosyaların derdest olduğunu, talep eden tarafından dava konusu tasarıma ilişkin olarak Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2023/26 Esas sayılı dosyası ile tasarım ihlalinin tespiti, men’i, ref’i davası açıldığını, derdest olduğunu, bu dava dosyalarında tedbir talep eden taraflarca gerçekleştirilen delil tespit dosyalarının mübrez olduğunu, talepte bulunanın tedbir talepleri ile teminat bedelinin artırılmasına ilişkin taleplerinin yerinde olmadığını, HMK m.390 uyarınca tedbir talep eden tarafın mevcut olayın devam etmekte olan sürecinde, tedbir taleplerini davanın görüldüğü mahkeme ve dosya üzerinden talep etmek zorunda olduğunu, her ne kadar yukarıda belirtilen dava dosyalarının tarafları arasında ihtiyati tedbir talebinde bulunulan …-… Tic. Ltd. Şti. taraf olarak bulunmuyor olmakla birlikte; iş bu istinaf başvurusuna cevap vermekte oldukları 2022/297 Değişik İş sayılı dosyada gerçekleştirilen tespit ve kararlar, müvekkili … San Tic. Ltd. Şti. ile istinaf başvurusunda bulunan … San Tic. Ltd. Şti. arasında derdest 2023/26 Esas sayılı dosya ile de bağlantılı olduğunu, tedbir talebinde bulunan tarafın iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilleri arasında bulunan ticari bağlantılı derdest dava dosyalarının belirtildiğini, tedbir talebinde bulunanın iddialarının hukuka uygun olmadığını, yargılamalarda gereken cevabı ayrıntılı sunacaklarını, talep edenin tedbirinin kendilerince yatırılan teminat mukabilinde kaldırıldığını, taktir edilen tutarın makul olduğunu, teminatın arttırılarak 500.000-TL teminat ile tedbirin durdurulması talebinin kötü niyetli olduğunu, derdest davalarda ürünlerin faturalı alım- satımlarına dair ticari ilişki belgelerinin dosyalara ibraz edildiğini, tasarım tecavüzü fiilini oluşturduğu hususunda müvekkilleri aleyhine bir kararın verilmesi halinde; Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2023/26 Esas sayılı dosyası ile incelenecek ve tedbir talep eden tarafın ref’i iddialarının arasında yargılaması gerçekleştirilecek tutarlar arasında müvekkilleri arasındaki ticari ilişkinin de hesaba katılacağını, aksi durumun mükerrer ödemeye mahal vereceğini beyanla talep edenin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; davacı adına tescil edilen … numaralı tasarımdan kaynaklanan hakların, karşı taraf tarafından izin ve onay alınmadan üretilmesi ve ticaret mevkiine konulması ve karşı taraf tarafından kullanılıp ihlal edildiği iddiası ile haksız rekabet yaratıldığının tespiti için 6769 sayılı SMK’nın ve 6102 sayılı TTK’nın ilgili maddeleri delaletiyle ve yine SMK’nın 159 ve 6100 sayılı HMK’nın 389, 400, 403 ve devamı maddeleri gereğince, takdiren işin aciliyeti sebebiyle karşı tarafa haber verilmeden ihlalin yapıldığı şirket adreslerindeki ve iş yerinde bulunan ürün, ticari defterleri üzerinde, tasarım ve hesap uzmanı bilirkişi/ bilirkişiler eliyle tespit yapılması; tasarımın ihlal edildiğinin belirlenmesi halinde tercihan teminatsız ya da takdir edilecek uygun bir teminat karşılığında ticaret mevkine çıkartılan bu ürünlere ve üretilmesinde münhasıran kullanılan cihaz, makine ve benzeri araçlar ile anılan ürünlere Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman ya da bölge gibi alanlar dahil bulundukları her yerde el konulup saklanmasına ve imhalarına; ihlal suretiyle üretilen ürünlerin satışı, dağıtılması, sergilenmesi, satışa sunulması, ihracı, ithali ve benzeri şekilde ticaret mevkine çıkartılmasının önlenmesine karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi raporu alınmış, delil tespiti yapılmış, 21.12.2022 tarihinde 20.000-TL teminat mukabilinde tedbire hükmedilmiş, karar uygulanmış, karşı tarafın itirazı üzerine12.01.2023 tarihinde 50.000-TL teminatın karşı tarafın yatırması halinde tedbirin kaldırılmasına karar verildiği belirlenmiştir. İstinafa konu talep; 12.01.2023 tarihli kararın kaldırılması, talep edenin tedbir talebinin kabulü veya aksi kanaatte tedbirin kaldırılması mukabilinde belirlenen teminatın 500.000-TL olarak belirlenmesi istemine ilişkindir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. SMK m.159(2)c bendindeki; herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesine ilişkin verilen ihtiyati tedbir kararında, 6100 Sayılı HMK’daki klasik tedbirden farklı olarak teminat tedbir talebinde bulunan tarafından değil, karşı tarafça yatırılmaktadır. Kanun koyucu bu hükümle, karşı tarafın tedbir talebine başvuranın olası zararlarının önüne geçmek için teminat yatırmasını düzenlemiştir. Bu yönde verilecek bir ihtiyati tedbir kararı ile gerektiğinde talep eden tarafın tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiğini iddia ettiği karşı tarafın ürünlerinin toplatılması, ürünlerine el koyulması ve ürünlerin yediemine verilmesi veya tasarım kullanımına son verilmesi yerine yatırılacak teminat karşılığında ürünlerin karşı tarafta bırakılması mümkün olmakta ileride ortaya çıkacak haklılık durumuna göre talep edenin de haklı çıkma ihtimaline binaen tasarımı kullanıma devam eden karşı taraftan talep edenin zararını tazmin etme amacı güdülerek teminat alınmaktadır. Taraflar arasındaki menfaat dengesi gözetildiğinde bu tedbir yöntemi karşı taraf lehine de uygun olmaktadır. Marka hukuku uygulamasında ‘ters teminat tedbiri’ olarak adlandırılan bu ihtiyati tedbire sıkça başvurulmaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. Ayrıca tescilli markalar ve patentler bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almakla 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde kullanımların olduğunu ispat etmek şartıyla ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararı, talep edildiği tarih itibariyle dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirilerek verilmesi gereken geçici hukuki koruma türüdür. Bu sebeple yasa koyucu, mutlak ispatı değil yaklaşık ispatın varlığını yeterli görmüştür. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olayda; taraflar arasında görülen davaların mevcut olduğu, işbu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu uyarınca ihtiyati tedbir talep edenin haklılığı yaklaşık olarak ispat ettiği, tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, “ters teminat” tedbirine hükmedilebileceği, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, tedbir şartlarının sağlandığı, ilk derece mahkemesince muhtemel zararlara karşılık olarak ters teminat karşılığında tedbirin uygulanmamasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların ticari hacmine ve markaların değerine göre, teminat miktarının yerinde olduğu, anlaşılmış olmakla, talep eden vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Talep eden tarafın sair istinaf nedenleri iş bu değişik iş dosyası inceleme konusu olmayıp yargılamaya yönelik iddia- savunma kapsamında kaldığından ilk derece Mahkemesi tarafından esas hükümle değerlendirilmesi mümkün bulunduğundan, eldeki dosyada istinaf incelemesi yapılması mümkün değildir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından talep eden vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12.01.2023 tarih ve 2022/297 Değişik İş sayılı kararına karşı, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı talep eden vekili tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Talep eden vekili tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/03/2023