Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/528 E. 2023/323 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/528
KARAR NO: 2023/323
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 31/01/2023
NUMARASI: 2023/30 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talebinde bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı şirketin takviye edici gıdalar ile beşeri tıbbı ilaç ve gıda takviyesi alanlarında faaliyet gösterdiğini, davacının … dışında ayrıca, aynı seriye ait, …, …, …, …, …, …, … isminde, 8 (sekiz) adet ürüne sahip olduğunu, davalıların piyasaya sürdükleri … isimli ürünü, davacı şirketin anılan ürünleri ile neredeyse ayırt edilemeyecek kadar benzer renkleri ve şekilleri içeren bir ambalaj ile piyasaya sürdüğünü beyan ederek, davalılar tarafından üretilen … isimli ürünün piyasadan toplatılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince 31.01.2023 tarihli ara karar ile; “dosyadaki mevcut deliller arasında bilirkişi vasıtasıyla yapılmış bir tespit ve rapor bulunmadığı, ayrıca delil tespiti veya rapor alınmasına yönelik bir talebin de olmadığı, mevcut aşamada yaklaşık ispat kurallarının bulunmadığı gerekçesiyle bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen kararın gerekçesi itibariyle hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin ihtiyati tedbir talebini incelerken dosyada mevcut bilirkişi tespit veya raporu aramasının, hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davanın bulunduğu aşama itibariyle yerine getirilmesi mümkün olmayan bir talep olduğunu,İhtiyati tedbir şartlarının somut olayda gerçekleştiğini,Gerek kamu sağlığı gerekse haksız rekabet çerçevesinde davacı şirketin uğramakta olduğu büyük zararın daha da artmasının önlenmesi amacıyla, tedbiren davalılara ait dava konusu ürünlerin toplatılması, satışının durdurulması ve yargılama neticesinde davaya konu ürünlerin imhası gerektiğini, Davalılar tarafından piyasaya sürülen ürünün içeriğinde, bağırsak emiliminin düşük olması nedeniyle müshil olarak kullanılan ve diyare hastalığına sebebiyet veren magnezyum oksit kullanıldığından, kamu sağlığının da tehlikeye sokulduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Talep; davalılar tarafından üretilen ”…” isimli ürünün üretim ve satışının durdurulması, adının, içeriğinin ve ambalaj-kutu görselinin kullanılmasına son verilmesi, reklam, ilan, satış ve duyurulardan kaldırılması ve piyasadan toplatılması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin 31.01.2023 tarihli Mahkeme ara kararının istinaf incelemesi yoluyla kaldırılması talebidir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, dosyaya yansıyan delil durumu dikkate alındığında, somut olayda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 31/01/2023 tarih ve 2023/30 E., sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/03/2023