Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/499 E. 2023/1490 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/499 Esas
KARAR NO: 2023/1490
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2022
NUMARASI: 2022/445 E. – 2022/929 K.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İstirdat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya ve icra takibine konu çek müvekkili tarafından yine müvekkili olan … şirketine ticari ilişkiye istinaden verildiğini, ancak söz konusu çek ve diğer bir çok çek yetkili hamil tarafından daha ciro edilemeden kargo dağıtımı esnasında çalındığını, Gaziantep CBS’na suç duyurusunda bulunulduğunu, 2021/73965 Soruşturma numarası ile kayda alınan dosyada yetkisizlik kararı verildiği ve dosyanın Bakırköy CBS’ye gönderilerek 2021/115322 Soruşturma numarasını aldığı, meşru hamil olan … Ticaret Ltd. Şti adına Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/493 Esas sayılı dosyası üzerinden çek zayi davası açıldığını ve mahkemece tedbir kararı verildiğini, icra takibine dayanak yapılan çek (28/02/2022 tarih, 20.000,00 TL ve … nolu çek) 28/02/2022 tarihinde bankaya ibraz edildiğinde tedbir gereğince çeke bunun şerh düşüldüğünü, buna rağmen davalı taraf üstüne düşen araştırma sorumluluğunu da yerine getirmeden kötüniyetli bir şekilde müvekkile karşı söz konusu çeke dayanarak gösterilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davaya konu haksız takibi açtığını, müvekkilinin davalı tarafa da herhangi bir borcu olmadığı halde, müvekkili icra tehdidi/baskısı altında, söz konusu meblağı (31.000,00) istirdat davası hakkı saklı kalmak kaydı ile ihtirazı kayıt ile icra dosyasına ödediğini, davalı … Faktoring iş bu çek dahil, çalınan başka çekleri de çalıntı olduğunu bildiği halde, kötüniyetli bir şekilde ve yetkisiz İcra Dairelerinde takibe koyarak, yetkili hamil ile tüm keşidecileri mağdur ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını, iş bu davanın çekte cirosu olduğu iddia edilen … Limited Şirketi Nermin güler ile … ihbarını, akabinde icra tehdidi altına İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında davalıya ödenen 31.000,00 TL’nin davalı tarafça, ödeme tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari faizi ile beraber müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 31.000,00 TL’nin istirdatını talep ettiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan herhangi bir ödeme bulunmadığını, dava şartı olan cebri icra tehdidi altında ödeme yapılmış olması unsuru gerçekleşmediğinden huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddini talep ettiklerini, davacının iddiaları doğru ise müvekkilinin yaşanan hırsızlık olayında birlikte hareket etmek sureti ile fail değil, olsa olsa bu işte davacı ile birlikte mağdur konumunda olduğunu, müvekkilinin yasanın öngürmüş olduğu prosedürü eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkilinin çekin iktisabında kötü niyet ve ağır kusuru bulunmadığını, davacı tarafın müvekkili şirkete var olmayan sorumluluklar yüklenerek ispat külfetinden kurtulmaya çalıştığını, ödeme yasağı kararı çekin cebri icraya konu edilmesine engel teşkil etmeyeceğini, kanun maddelerinin iyi niyetli olması kaydıyla çeki elinde bulunduran müvekkilinin menfaatini öncelikle koruduğunu, Yargıtay’ın içtihatları da bu yönde olduğunu, dolayısıyla çekin veya bedelin istirdatı talebinin haksız olduğunu, davanın dava şartı yokluğundan reddine, haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen davanın reddine, davacıların alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil … (davacı) tarafından yine müvekkil … Limited Şirketine (Feri Müdahale Talebinde Bulunan) yapmış olduğu ticari ilişkiye istinaden verilmiş, ancak yetkili hamil tarafından daha ciro edilemeden kargo dağıtımı esnasında çalındığını, davalı tarafça kötüniyetli bir şekilde icraya konu edilen çekin arkasında, çekin 28.02.2022 tarihinde bankaya ibraz edildiği ancak Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/493 Esas sayılı dosyasında verilen karar gereğince işlem yapılmadığının şerh düşüldüğünü, müvekkile karşı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilin davalı tarafa borcu olmadığı halde, icra tehdidi/baskısı altında (31.000,00 TL) İstirdat davası hakkı saklı kalmak kaydıyla ihtirazı kayıt ile ödemek zorunda kaldığını, söz konusu ödeme tarafca müvekkil adına icra dosyasına ödendiğini, müvekkilce icra tehdidi altında ödeme yapılmasının akabinde de iş bu istirdat davası açıldığını, çekin arkasına yetkili hamil olan müvekkil … Ticaret Ltd. Şti.nin de kaşe ve imzası sahte atıldığı İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi 2022/199 Esas ile İcra Takibine (borca ve imzaya) İtiraz davası açıldığını, haciz işleminin durdurulması için müvekkil adına icra dosyasına ödeme yapıldığını, icra dosyasında birden fazla borçlu söz konusu olup, sırf … adına da tarafınca vekalet sunuldu diye söz konusu tahsilat fişinin icra dairesince müvekkil … adına düzenlenmiş olması, bu ödemenin … adına yapıldığını göstermediği gibi, İcra dairesinin söz konusu hatalı işleminin mahkemece tarafına sorulmadan veya açıklanması istenmeden, icra dairesince hatalı düzenlenen söz konusu belgeye istinaden ön inceleme duruşması ile böyle bir karar vermesi kabul edilemeyeceğini, İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesince Tensip Zaptının 2 nolu bendinde müvekkil … Şirketi yönünden 22.03.2022 tarihinde icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğini, müvekkili … tarafından yapılmış olan ödeme davalı tarafa ödendiğini, müvekkil … ve müvekkil … şirketi arasında menfaat çatışması bulunmadığından, müvekkil şirketin hak kaybına uğramaması ve yine gerek usul ekonomisi ilkesi gerekse dava yığılmasına mahal vermemek için yeni dava açmak yerine iş bu dosyaya konu çek yönünden iş bu davada davacı yanında müvekkil … Ticaret Limited Şirketi adına 24.06.2022 tarihinde müdahale talebinde bulunulduğunu, 21.07.2022 Tarihli dilekçe ile de talebimizin feri müdahale yönünde olduğu açıklandığını bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap: Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın müvekkil şirkte yapılan her hangi bir ödemesi bulunmadığını, ve yapmadığı bir ödeme sebebi ile dava ikame edemeyeceği açık olmakla, aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, bu sebeplerle davacı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava icra tehdidi altında ödenen takip konusu borcun istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece ön inceleme tutanağında HMK 114 maddesindeki dava şartlarının mevcut olduğunu tespit ettikten sonra aynı duruşmada davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Feri müdahale talebi hakkında ” maktu harç yatırılmadığından feri müdahale talebi ile ilgili bir karar verilmemiştir.” şeklinde gerekçe oluşturulduğu görülmektedir. Feri müdahale ayrı ve bağımsız bir talep ve dava olmadığından , feri müdahil hakkında hüküm kurulmayacağından asli müdahaleden tamamen farklı olarak harca tabi değildir. İstanbul …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takip dosyasında, alacaklının … A.Ş., borçlularının … Tic. Ltd. Şti., … ve … olduğu, alacaklı tarafından borçlular aleyhine toplam 23.502,87 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçildiği , 22/03/2022 tarihinde … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından 31.000,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, dava konusu çekin hamiline düzenlendiği, keşidecisinin davacı olduğu, feri müdahale talep edenin ciranta olduğu, çekin feri müdahale talep eden … şirketi elinde iken çalındığı, soruşturma ve çek iptal davalarının açıldığı, icra takip dosyasındaki 22/03/2022 tarihli tahsilat makbuzunda ödemeyi yapanın borçlulardan … şirketi olduğunun yazılı olduğu, davacı keşideci adına yapılmış bir ödeme olmadığı, TTK 818.maddesindeki atıfla çeklerde de uygulanması gereken aynı kanunun 677. maddesindeki düzenlemeye göre senet kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzalar içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez. İmzaların bağımsızlığı olarak ifade edilen bu ilkeye göre, poliçeye atılan her geçerli imzanın sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Dolayısıyla senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hâli, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Davacı …, keşideci olup çekteki imzasının kendisine ait olmadığı yönünde bir iddiasının bulunmadığı, ciranta … şirketinin imzasının geçersiz, sahte olduğunun ileri sürülmesi keşideci yönünden ciro zincirini koparmayaz, zira imzaların bağımsızlığı ilkesi ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak keşidecinin menfi tespit davası açmasına olanak sağlamaz. Bu durumda davacının dava konusu çekten kaynaklanan sorumluluğundan kurtulabilmesi için çalınan çekin davalı tarafından kötü niyetli ya da ağır kusurlu olarak elde edildiği ve icraya konduğunu kanıtlaması gerektiği , ancak davacı tarafından davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğinin aynı kuvvette bir delille kanıtlanamadığı, davacının bu çekten sorumlu olduğu, yine çek zayi sebebiyle ödeme yasağı ve iptal kararının tek başına çekin icra takibine konmasına bir engel teşkil etmeyeceği, ve çek hamilinin bu takibi başlatmasında kötüniyetli olduğunu göstermeyeceği, sonuç olarak davacının bu çekten sorumlu olduğu davanın esastan reddi gerektiği, çek borçluları olan davacı keşideci ve ödeme yapan şirketin çekten sorumlu olup olmadıkları noktasında hukuki durumları itibariyle farklılık olduğundan vekillerinin ortak olmasının diğer şirket adına yapılan ödemenin davacı adına yapıldığını kabule olanak bulunmadığı , ayrıca davacı keşidecinin sorumluluğu karşısında sonuca etkili olmadığı yukarıda izah edildiği üzere davanın esastan reddi gerekiyorsa da ; istinaf talebinde bulunanın davacı olduğu ve davanın usulden reddine karar verildiği dikkate alınarak istinafa geleninin sıfatına göre kazanılmış hak ilkesi uyarınca, yine davanın aktif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Sonuç olarak ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltildiğinden ve aleyhe istinaf olmadığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş, aşağıdaki şeilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜ ile,2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/12/2022 tarih, 2022/445 E. 2022/929 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, düzeltilmiş gerekçe ile;3-Davanın, aktif usumet yokluğu nedeniyle HMK 114. ve 115.maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 4- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL karar harcından peşin alınan 529,41 TL’nin mahsubu ile, kalan 259,56 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4/b-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, buna ilişkin harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,4/c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4/ç-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,4/d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 492,00 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 207,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 699,00 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,5/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/11/2023