Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/457 E. 2023/318 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/457
KARAR NO: 2023/318
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2022
NUMARASI: 2021/788 E. – 2022/859 K.
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin Uyarlanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep; İlk Derece Mahkemesince verilen 13.01.2023 tarihli, ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” ilişkin ara kararın istinaf yoluyla incelenmesi talebidir. İlk Derece Mahkemesince13.01.2023 tarihli ara karar ile; “Davacının iddiasının haklılığı hususunda yaklaşık ispat seviyesinde bir ispat bulunmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.İhtiyati tedbir talebinde bulunan davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tedbir talebinin haksız olarak reddedildiğini, davacının konkordato sürecinde olduğunu, diğer grup şirketlerinin ve şirket çalışanlarının olası bir olumsuzluktan etkilenmemesi için tedbir talebine ilişkin mahkeme kararının kaldırılarak, işlem temelinin çöktüğü tarih olan 32 sayılı tebliğin yayınlandığı tarihteki EURO kuru baz alınarak bu miktar üzerinden ödemelerin yapılmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Talep; İlk Derece Mahkemesince verilen 13.01.2023 tarihli, ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” ilişkin ara kararın istinaf yoluyla incelenmesi talebidir. Dava, taraflar arasında akdedilen ve daha sonra birçok kez tadil edilen finansal kiralama sözleşmesinin uyarlanması davasıdır. Davacı; aşırı ifa güçlüğü dikkate alınarak sözleşmenin değişen koşullara uyarlanmasına ve davanın esası hakkında karar verilinceye kadar sözleşme gereğince yapılması gereken ödemelerin ihtiyati tedbir yoluyla sözleşmenin kurulduğu tarihteki kur üzerinden Türk Lirası cinsine dönüştürülerek ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince verilen tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara kararın kaldırılıp tedbir talebinin reddedilmesine dair Dairemizin 21.04.2022 tarih, 2022/648 Esas, 2022/672 Karar sayılı ilamından sonra, davacı yan değişen durum ve koşullara göre yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş, bu talep İlk Derece Mahkemesince reddedilmiş ve redde ilişkin karar her ne kadar istinaf yoluyla Dairemize gelmiş ise de; dosyaya yansıyan delil durumuna, İlk Derece Mahkemesi kararının içeriğine göre, 6100 Sayılı HMK’nun 396. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini gerektiren durum ve koşullarda bir değişikliğin bulunmadığı, tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediği anlaşılmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2022 tarih ve 2021/788 E. 2022/859 K. sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.079,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 899,50 TL harcın talep halinde davacılara iadesine, 3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi. 30/03/2023
MUHALEFET ŞERHİ: İlk Derece Mahkemesince verilen tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara kararın kaldırılıp tedbir talebinin reddedilmesine dair Dairemizin 21.04.2022 tarih, 2022/648 Esas, 2022/672 Karar sayılı ilamından sonra, davacı yan değişen durum ve koşullara göre yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş ve mahkemece istinafa konu 3.01.2023 tarihli ara karar ile; “Davacının iddiasının haklılığı hususunda yaklaşık ispat seviyesinde bir ispat bulunmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir. HMK’nın 341/1. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir talebinin reddine ve bu taleplerin kabulü halinde ihtiyati tedbire itiraz üzerine verilen kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir. HMK’nın 396. maddesi “Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. İtiraza ilişkin 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır.” şeklindedir. HMK 394/5.maddesi uyarınca itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. HMK’nın 396/2 maddesi, aynı yasanın 394. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarına atıf yapmış, kanun yolunu düzenleyen beşinci fıkraya ise atıf yapmamıştır. Bu nedenle durum ve koşulların değişmesi nedeniyle tedbirin kaldırılması taleplerine ilişkin olarak verilen ara karara karşı, kanun yolu açık değildir. Yorumla kanun yolu ihdas edilmesi de mümkün değildir. Bu itibarla davacılar vekilinin, Dairemiz kararıyla verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının reddine ilişkin kararın durum ve koşulların değişmesi gerekçesiyle ihtiyati tedbir verilmesine talebine ilişkin verilen karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 341(1) ve 346(1) maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.