Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/44 E. 2023/71 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/44
KARAR NO: 2023/71
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2020
NUMARASI: 2015/899 E. – 2020/584 K.
DAVANIN KONUSU: Franchise Sözleşmesinden Kaynaklanan Maddi- Manevi Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında 17/02/2011 tarihinde “Franchising Satış Sözleşmesi” imzalandığını, davalının haksız ve kötü niyetli feshi nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi kaybı olduğunu, davalının müvekkili şirkete karşı Beşiktaş …Noterliği’nin 14.09.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderdiğini ve daha sonra Beşiktaş …Noterliği’nin 15.01.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderdiğini ve bu ihtarnamedeki hususların hiçbirinin doğru olmadığını, müvekkilinin Bursa …Noterliği’nin 29.01.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile yanıtladığını ve bundan sonra davalı taraflar arasındaki sözleşme şartlarına göre müvekkili ile çalışmaya devam ettiğini, böylece ilk ihtarnamedeki hususların gerçek olmadığını ve müvekkilinin franchise sözleşmesindeki hususlarının yerine getirildiğinin karşı taraça kabul edildiğini, davalı şirket tarafından kendisinin ürettiği malların tanıtımı yapılan 2013 yılı kataloglarını müvekkiline göndermediğini ve bunun üzerine müşterilerden gelen talepleri karşılayamadığını yine 2013 sezon ürünlerini satamadığı için davalının diğer bayilerine göndermiş olduğu katalogların kendilerine gönderilmesi için Bursa …Noterliği’nin 21.03.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini ancak buna rağman davalının gerekli olan yanıtı vermediği gibi katalogları da göndermediğini ve sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini beyanla 50.000-TL maddi ve 50.000-TL manevi olmak üzere toplam 100.000-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendi kusuru ile fesih edilen sözleşmeye dayanarak kendine bir takım haklar çıkardığını oysa sözleşmenin ifasında kusurlu olan tarafın davacı olduğunu, bu nedenle kendi kusurundan tazminat talebinde bulunarak yarar sağlamasının mümkün olmadığını, rakip firmanın ürünlerini satması nedeniyle sözleşmenin feshedildiği hususlarını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından “… Davacı şirketin taraflar arasında imzalanan ve tartışmasız görülen ve her iki tarafın kabulünde olan 17/02/2011 tarihli sözleşmenin 9.2 maddesi hükmü ile belirlenen bölge dışına satışlarının davacı şirket ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesi tanzim olunan 25/05/2018 tarihli raporla sabit olduğu; bu kapsamda davacı şirketin Bursa ili Osmangazi, Gemlik, İznik ve Orhangazi ilçeleri dışında, Çanakkale, Kıbrıs, Ankara, Sivrihisar, Adana, Tarsus, Tekirdağ illerine satış yaptığının belirlendiği ve sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı tespit edilmiştir. Bu sebeple sözleşmenin feshinin haklı olduğu kabul edilerek maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. … Manevi tazminat talebi yönünden de feshin haksız olduğu ispatlanamadığı gibi bu olay nedeniyle davacı tarafın kişilik haklarına zarar veren, ticari itibarını sarsan ve manevi tazminatı gerektiren bir delilin bulunmadığı değerlendirilmekle manevi tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir….” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Usul yönünden; davacının tasarrufun iptali davasının özel dava şartı olmadığından re’sen reddinin gerektiğini, davacının aciz belgesi ibraz etmediğini, esas yönünden; müvekkilinin diğer davalıdan mal kaçırma kastı ile işleminin bulunmadığını, davacının iddialarını ispatlayamadığını, davacının aracı alacak kadar sosyo-ekonomik durumu olmadığını iddia etmesine rağmen bu hususa ilişkin yargılama sırasında her hangi bir belge ve kanıt da sunamadığını, yargılama sırasında toplanan banka havale kayıtları incelendiğinde müvekkilinin diğer davalı …e borç para verdiğini ve bu nedenle bu davalıdan alacaklı olduğunun belli olduğunu, müvekkilinin aldığı aracın değerinin aşırı yüksek bir bedelli araç olmadığının yapılan bilirkişi incelemesi ile de belli olduğunu, aracın gerçek değerinin noterde gösterilen değerde olduğunu, müvekkilinin diğer davalı …’e borç para verdiği ve bu paraların banka havaleleri ile yapıldığının yargılama aşamasında toplanan banka kayıtları ile de belli olduğunu beyanla neticeten kararın kaldırılmasını, istinaf sebeplerine göre yeniden karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesini veya istinaf sebeplerine göre gerek görülür ise ilk derece Mahkemesi kararına dayanak yeni bir karar verilmesi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; taraflar arasında imzalanan franchise sözleşmesinin haksız feshedildiği iddiasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK m.342 “İstinaf dilekçesi (1) İstinaf yoluna başvurma, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye, karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir. (2) İstinaf dilekçesinde aşağıdaki hususlar bulunur : a) Başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları, adı, soyadı, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresleri. b) Varsa kanuni temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri. c) Kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı. ç) Kararın başvurana tebliğ edildiği tarih. d) Kararın özeti. e) Başvuru sebepleri ve gerekçesi. f) Talep sonucu. g) Başvuranın veya varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası. (3) İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.” hükmünü; m.352 “Ön inceleme (1) Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda aşağıdaki durumlardan birinin tespiti hâlinde öncelikle gerekli karar verilir : a) İncelemenin başka bir dairece veya bölge adliye mahkemesince yapılmasının gerekli olması b) Kararın kesin olması c) Başvurunun süresi içinde yapılmaması ç) Başvuru şartlarının yerine getirilmemesi d) Başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi (2) Ön inceleme heyetçe veya görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır ve ön inceleme sonunda karar heyetçe verilir. (3) Eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır.” hükmünü haizdir. Davacının istinaf dilekçesi incelendiğinde; dava konusu ile ilgisi bulunmayan tasarrufun iptali davası ile davanın kabulü kararının bulunduğundan bahsedildiği, halbuki davanın franchise sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası ve kararın davanın reddine ilişkin olduğu, bu durumda istinaf başvuru sebepleri ve gerekçesi ile talep sonucunun birbiri ile çelişik ve tutarsız olduğu, davacının istinaf dilekçesinde dava ve gerekçeli karar ile ilgili olmayan sebepler ve gerekçeler ileri sürülerek kararın kaldırılmasının talep edildiği, ileri sürülen hususların dava ve gerekçeli karar ile alakasının/ ilgisinin bulunmadığı bu durumda başvurusu sebeplerinin ve gerekçesinin bulunduğundan bahsedilemeyeceği tespit edilmiştir. Kararın esas ve usul bakımından yasaya aykırı olduğu yönündeki ifade ancak bir gerekçeden sonra kullanıldığı zaman neyin hangi sebeple hangi yasaya aykırı olduğunun tamamlayan gerekçeli bir ifade olur. Bu genel ifade yalın halde bir gerekçe yahut sebep ihtiva etmemektedir. HMK’nın 342. maddesine göre; istinaf dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesi bulunur ve istinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır. Aynı kanunun 355. maddesine göre de inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir. Davacının sebepsiz ve gerekçesiz istinaf talepleri dikkate alınmadan sadece kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde dosya kapsamında yapılan incelemede kamu düzenine aykırılık tespit olunmamıştır. Yukarıdaki kanun hükümlerine göre istinaf dilekçesinde istinaf sebebi ve gerekçesi gösterilmemiştir. Somut olayda, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde istinaf sebeplerinin açıklanmadığı, istinaf gerekçesinin bulunmadığı, ilk derece Mahkemesinin kararında kamu düzenine aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece tesis edilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK m.342/2-e; m.352/1-d uyarınca usulden reddine kesin olmak üzere karar verilmesi kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın HMK m.342/2-e; m.352/1-d maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, 2-İstinaf talebinin esası incelenmediğinden talep eden tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde talep edene iadesine,3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6100 Sayılı HMK’nın m.342/2-e; m.352/1-d maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/01/2023