Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/43 E. 2023/3 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/43
KARAR NO: 2023/3
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/07/2022- 13.09.2022
NUMARASI: 2022/608 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Davacı …’a, …’ın vasi olarak atandığını, …’ın …Tic. Ltd. Şti. Bünyesinde 2002- 2014 yılları arasında sevkiyat bölümünde çalıştığını, …’ın çalıştığı … Nakliyat bünyesinde çalışan diğer davalı …’ın kendi adına kayıtlı olan araçları … üzerine geçirdiğini ve teminat amacı ile olduğunu belirterek dava konusu olan ve sadece imza kısmı … tarafından imzalandığı boş bir senet aldığını, dava konusu senet üzerine … tarafından 150.000-TL bedel olacak şekilde doldurularak icra takibine konu edildiğini, …’ın davalılara senet ve senet dışında hiçbir şekilde hiçbir borcu bulunmadığını beyanla davacının davalılara davaya konu senedin sahteliği iddiası ile Çorlu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin tedbiren durdurulmasına, taşınmaz üzerine karar kesinleşinceye kadar satıştan men şerhinin konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece Mahkemesi tarafından 08.07.2022 tarihli ara karar ile “İİK 72. maddeye göre davacı, borçlu bulunmadığını ispat etmek için menfi tespit davası açabilir ve takipten sonra açılan davada, yatırılacak teminat mukabilinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine dair karar verilebilir. … Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin incelenmesinde, iddiaya konu edilen vakıa, ibraz edilen ve dava dilekçesinde bildirilen delillerin değerlendirilmesi neticesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle davacının hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacağı ve davacı aleyhinde takip başlatılması sebebiyle tedbiren takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle takibin durdurulması talebinin reddine; davacının, davalı alacaklının alacağını geç alma ihtimalinden kaynaklanabilecek muhtemel zararına karşılık 150.000,00 TL icra takibi bedelinin %15’i oranında hesap edilen 22.500,00 TL teminat bedelinin yatırılması halinde, tedbiren icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya verilmemesine karar vermek gerekmiş, davacı vekili her ne kadar taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de HMK’nın 389.maddesine göre; ancak, dava konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi mümkün olup, ihtiyati tedbir talep edilen taşınmaz dava konusu olmadığından taşınmaz yönünden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….” gerekçesi ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile, 150.000-TL icra takibi bedelinin %15’i oranında hesap edilen 22.500-TL teminat yatırıldığı veya 22.500-TL değerinde kesin ve süresiz teminat mektubu sunulduğu takdirde Çorlu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyalarında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine, takibin durdurulması isteminin reddine, davacı vekilinin taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması yönündeki talebinin HMK m.389 gereğince reddine karar verilmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından 13.09.2022 tarihli ara karar ile “… Davalı vekili tarafından uyap üzerinden mahkememize gönderilen 21/07/2022 tarihli dilekçe ile Çorlu İcra Hukuk 2018/65 esas ve yine Çorlu İcra Hukuk 2016/441 esas, 2017/763 karar sayılı dosyaları ile takibin iptalini istemiş olup iş bu davaların reddolduğunu, ara karar ile verilmiş teminat ile hem kararındaki %15 oranına karşı itiraz yoluna başvurduklarını, hem de tedbir kararının kaldırılarak tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmış ve bu itiraz üzerine duruşma günü verilerek ihtiyati tedbir duruşması yapılmıştır. … Davalı vekili 08/09/2022 tarihli duruşmada; “İhtiyati tedbire ilişkin itirazlarımızı aynen tekrar ederiz, bu hususta yazılı olarak beyanda bulunmuştuk, tedbir kararının kaldırılmasını talep ederiz” şeklinde beyanda bulunmuştur. … Dosya kapsamı değerlendirildiğinde; İİK 72. maddeye göre davacı, borçlu bulunmadığını ispat etmek için menfi tespit davası açabilir ve takipten sonra açılan davada, yatırılacak teminat mukabilinde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine dair karar verilebilir. … İddiaya konu edilen vakıa, ibraz edilen ve dava dilekçesinde bildirilen delillerin değerlendirilmesi neticesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle davacının hakkını elde etmesi önemli ölçüde zorlaşacağı ve davacı aleyhinde takip başlatılması sebebiyle tedbiren takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle takibin durdurulması talebinin reddine; davacının, davalı alacaklının alacağını geç alma ihtimalinden kaynaklanabilecek muhtemel zararına karşılık 150.000,00 TL icra takibi bedelinin %15’i oranında hesap edilen 22.500,00 TL teminat bedelinin yatırılması halinde, tedbiren icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya verilmemesine karar verilmiş olmakla, ihtiyati tedbir şartları olan yaklaşık ispat şartı dosya kapsamı itibariyle devam etmekle davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına ilişkin itirazın bu kapsamda reddine, davacı vekili her ne kadar taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de HMK’nın 389.maddesine göre; ancak, dava konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi mümkün olup, ihtiyati tedbir talep edilen taşınmaz dava konusu olmadığından taşınmaz yönünden ihtiyati tedbir talebinin reddine …” gerekçesi ile davalının ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itirazın reddine, davacının takibin durdurulması ve taşınmaz üzerine satışa engel olunacak şekilde talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin 22.07.2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; Dava ve ihtiyati tedbir dilekçesindeki beyanları aynen tekrar ile ihtiyati tedbir talebinin kısmen reddine ilişkin kararı istinaf ile; takibin durdurulmasını ve müvekkile ait taşınmaz üzerinde şerh konulması suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacı kısıtlı …’ın çalıştığı … bünyesinde yine kendisi gibi sevkiyat bölümünde çalışan diğer davalı …’in …’in yanına gelerek adına kayıtlı araçların bulunduğu ancak taşımacılık amacıyla işletemediği, araçları işletebilmek için K1 tipi yetki belgesi alması gerektiğini ancak bu belgenin temini için 2012 yılı itibariyle 22.000-TL masraf gerekeceğini, Halis’in bu miktarı ödeme gücünün olmadığını, kendisinin taşımacılık işi yapmak istediğini ve …’ın K1 belgesini kullanırsa bu işi yapabileceğini, kendisinin zor durumda olduğunu ve …’dan aralarındaki iş arkadaşlığına ve dostluğa binaen böyle bir iyilik beklediklerini belirttiğini, bu aşamadan sonra …’ın, kendi adına kayıtlı olan araçları …’ın üzerine geçirdiğini, ”teminat” amacı ile olduğunu belirterek dava konusu olan ve sadece imza kısmı … tarafından imzalanmış boş bir senet aldığını, dava konusu senet üzeri … tarafından 150.000-TL bedel olacak şekilde doldurularak icra takibine konu edildiğini, davacı aleyhine davalı … tarafından Çorlu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, …’in …’ten olan alacağını tahsil amacıyla …’in bir nevi kendi rızası dışında zorla ”sigorta” haline getirildiğini, senedin veriliş amacının Halis’in borçlarına kefalet veya … ile … arasındaki ilişkinin bozulmasına karşı doğabilecek borçların teminine ilişkin olmadığını, senedin bu şekilde kötüye kullanıldığını, senet aslı incelendiğinde üzerinin sonradan doldurulduğunu, imza atılan kalem ile üzeri doldurulan kalemlerin ve imza ile üzeri doldurulan yazı karakterlerinin farklılığının da ortaya çıkacağını, inceleme gerçekleşene kadar müvekkili açısından doğması muhtemel zararın önlenmesi için takibin tedbiren durdurulmasını ve müvekkiline ait taşınmaz üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini beyanla müvekkili açısından geri dönüşü mümkün olmayan zararların doğmasına sebep olmaması için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin 20.09.2022 tarihli istinaf ek dilekçesinde özetle; 22.07.2022 tarihli istinaf dilekçelerini tekrarla senedin üzerinin sonradan davalılarca doldurulduğuna ilişkin menfi tespit davasında takibin durdurulması ve taşınmaza şerh konulmasına yönelik ihtiyati tedbir isteminin 13.09.2022 tarihli ara kararla yeniden reddedilmesi karşısında 08.07.2022 tarihli ara kararı istinaf ettiklerini beyan etmişlerdir. Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Hakkın elde edilmesini zorlaştıracak bir olaya ilişkin somut olgunun dosya kapsamında bulunmadığını, gecikmesinde sakınca olacak bir durumun da olmadığını, yine HMK m.389 hükmü şartlarının da gerçekleşmediğini, davacının kötü niyetli olduğunu beyanla davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK m.72/3’den kaynaklanan, takip sonrası açılan, senedin sahteliği iddiası ile menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi, İİK m. 72/2 düzenlemesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ve taşınmazın dava konusu olmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin kısmen reddine, ihtiyati tedbir talebinin icra veznesine yatan paranın davacı tarafından verilecek teminat karşılığında davalı alacaklıya ödenmemesine karar vermiştir. İİK m. 72/2; icra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir, İİK m.72/3; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir hükmünü haizdir. İhtiyati tedbirin şartları HMK m.389 ” (1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmünü haizdir. Eldeki davada davacı, ilk derece Mahkemesinden açıkça ”takip sonrası açılan menfi tespit davasında” ”takibin durdurulmasına” yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmekte ise de, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğine ilişkin yasal düzenlemenin emredici olması karşısında ve yine HMK m.389 gereği sadece uyuşmazlık konusu hakkında tedbir verilebileceği gözetilerek verilen ilk derece Mahkemesinin kısmen ret kararı isabetli bulunmuştur.Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; davacı tarafın dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, yargılamanın bu safhasında ilk derece Mahkemesi tarafından davacının istinaf ile talep ettiği “takibin durdurulması ve uyuşmazlık konusu dışında olan taşınmaza şerh konulması” şeklindeki ihtiyati tedbirin kabulüne karar verilemeyeceği değerlendirilmiş, yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin HMK m.353/1-b-1 gereğince reddine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2022/608 E. Sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/01/2023