Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/40 E. 2023/2 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/40
KARAR NO: 2023/2
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27.10.2022
NUMARASI: 2022/186 ESAS
ASIL DAVANIN KONUSU: Marka- Ticaret Unvanı
KARŞI DAVANIN KONUSU: Marka Hükümsüzlüğü
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’nin 18 Ekim 2007 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak kurulduğunu, Müvekkilinin ticaret unvanının … olduğunu, şirketin kuruluş amacının yurt dışı ve yurt içinde üretim yapan ve hizmet veren resmi, özel kişi, kurum, kuruluş ve firmaların ürettikleri ürünlerin yahut verdikleri hizmetlerin tüketiciye ulaşması için reklam ve tanıtım yapmak, tv ve internet mecralarında hizmet vermek olduğunu, müvekkilinin reklam sektöründe 15 yıllık … ticaret unvan kullanımını kesinleştirir TPMK nezdinde … tescil numaralı 35. 41. ve 45. sınıflarda tescilli zenistanbul ibareli marka sahibi konumunda olup markasına ve ticari unvanına ilişkin tüm kullanım haklarının şirkete ve şirket yetkilisine ait olduğunu, müvekkilinin … ibaresi üzerinde reklam alanında hem marka hem de ticari kullanım hakkı olduğu ticaret sicildeki ticaret unvanı, şirket adı ve marka tescili ile kesinlik kazandığını, müvekkilinin kullandığı … ibaresinin davalılar tarafından … olarak aynı sektörde kullanıldığını, … ibaresinin müvekkilinin markası ve ticaret unvanının ana unsuru olan … ibaresini barındırdığını, ayırt edilemeyecek ve iltibasa yol açacak kadar benzediğini, davalı ve davalı şirketin medya sektöründe … unvanını kullanmasının sebebinin müvekkilinin tanınırlığından haksız kazanç sağlamak olduğunu, davalılara kendi tanınmış unvanı ve markasının kullanımı için lisans, franchise veya izin vermediğini, davalıların müvekkilinin ticaret unvanı ve markasını içerir https://www…com/ alan adını web sitesi olarak kullandığını, ”…” ibaresinin kullanımına müvekkilinin izni yahut onayı bulunmadığını, müvekkilinin markası ve ticaret unvanını içerir https://www.instagram.com/…/ ve https://www.instagram.com/…/ sosyal medya hesaplarında da izinsiz olarak marka ve ticaret unvanının kullanıldığını, davalıların işbu ibareyi kullanım alanının da müvekkilinin ticari hayatını sürdürdüğü medya, reklamcılık, sosyal medya reklamcılığı ve tv ile internet tanıtımı alanında olduğunu, davalıların kullanımının müvekkilinin marka tescilinde belirtilen aynı sınıflarda olduğunun açıkça görüldüğünü, markanın ana unsuru olan ”…” ibaresine harf eklenerek benzer marka izlenimi yaratıldığını, … kelimesinin anlamı olduğunu, … kelimesinin yeni bir anlam ifade edip farklı bir şey çağrıştırmadığı göz önüne alınarak davalıların kullanımının hukuka aykırı olduğunu, davalıların … ibaresini kullanmasının müvekkilinin sektördeki ayırt edici karakterini zedelediğini ve ciddi zarara uğramasına sebep olduğunu, davalıların basiretli tacir olma yükümlülüğü ile iyiniyet kuralını ihlal ettiğini, davalıların kullanımının marka hakkına ve ticaret unvanına tecavüz olduğunun tespit davası ile teyit edildiğini, davalıların müvekkilinin markası ve ticaret unvanını taklit eden ve haksız rekabet oluşturan faaliyetlerinin İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/305 D.İş dosyasında alınan 2 Bilirkişi Raporuyla tespit edildiğini beyan ederek davalılara tebligat yapılmaksızın davalı şirketin devir ve temlik veya ortak/pay değişimi işlemlerinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bu hususun Ticaret Sicil Gazetesi ve İstanbul Ticaret Odası’na bildirilmesine, davalı ve davalı şirketin müvekkilinin markasının benzerini tescil ettirmiş olması ihtimaline binaen TPMK’ya müzekkere yazılarak davalılar adına tescilli markaların bulunup bulunmadığının sorulmasına, bulunması ihtimalinde işbu markaların üçüncü kişilere devir ve temlikinin veya üçüncü kişilere lisans verilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bu hususun TPMK Markalar Dairesi’ne bildirilmesine, davalıların müvekkilinin markası ve ticaret unvanı ile iltibas yaratan … medya ibaresinin kullanımı içerir tüm reklam, pazarlama, ticari maksat ile tanıtma ve medya ve reklam sektöründe hizmet vermesinin önlenmesine, davalıların müvekkiline ait markasını içerir her türlü tanıtım yazısı, broşür, logo, etiket, tabela vb. gerekçelerin satış, pazarlama, dağıtım ve ticari maksatla elde bulundurulmasının önlenmesine, https://www…com/ adresindeki web sitesi ile https://www.instagram.com/…/ ve https://www.instagram.com/…/ sosyal medya hesapları dahil, internetteki ve diğer mecralardaki … ibaresi dahil tüm reklam, tanıtım, kullanım, pazarlama ve ticari faaliyetlerin dudurulmasına, … ibaresinin ilgili sitelerden çıkarılmasına, mümkün olmadığı takdirde web sitelerine erişimin tedbiren önlenmesine, davalılara ait https://www…com/ adresindeki web sitesi ile https://www.instagram.com/…/ ve https://www.instagram.com/…/ sosyal medya hesaplarında müvekkilinin … ticaret unvanı ve … markası ile iltibas yaratacak tüm tanıtım ve kullanımlarının tedbiren durdurulmasına ve erişimin engellenmesine, ilgili sitelerden … ticaret unvanı ve … markası kullanımlarının tedbiren çıkarılmasına, davalıların müvekkili şirket ve yetkilisinin markalarına vaki tecavüz ve haksız rekabetleri nedeni ile 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Mahkeme kararının, TTK’nın 59. maddesi ve 6769 sayılı SMK’nın 149/1-g maddesi hükümlerine, ayrı ayrı istinaden kesinleşmesinden sonra masrafı davalılardan alınmak koşulu ile ”Başlangıç” ve ”Gerekçe” bölümlerinin Mahkemece tayin edilecek bir özetinin, ”Hüküm” fıkrasının tamamının, tirajı en yüksek gazetenin tüm Türkiye’de yayınlanan nüshalarında ilanına, işbu esas dava ile tespit dosyasında ve ihtarnamede yapılan yargılama giderleri/ masrafları ve işbu davanın vekalet ücretinin davalılara müştereken ve müteselsilen yüklenmesi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından tarafların huzurunda 27.10.2022 tarihli celse ara kararları gereğince oluşturulan 28.10.2022 tarihli ara karar ile “…İstanbul 1. FSHHM nin 2021/305 diş sayılı dosyası dosya içerisine alınmıştır. … Değişik iş dosyasına sunulan kök rapor ve 03/02/2022 tarihli ek rapor incelendiğinde; 41 ve 35 sınıf alt alt gruplarında davalı karşı taraf kullanımlarının davacı talep edene ait marka tescilleriyle uyuştuğu, davacı markasında yer alan … ibaresinin davalı kullanımlarında asli unsur olarak yer aldığı, ibarelerin benzerliği dikkate alındığında kullanımların tüketici nezdinde markaların birbiriyle ilişkili olduğu, ya da markaların bağlantılı yahut alt markası olduğu intibaını oluşturma ihtimalinin yüksek olduğu sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır. … İhtiyati tedbir talebi Mahkememizin 27/10/2022 tarihli oturumunda değerlendirilmiş, taraf vekillerinin tedbire ilişkin talep ve itirazları tespit olunmuştur. … 6769 sayılı Kanun’un 159. maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklinde olup, söz konusu ihtiyati tedbir kararı, davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması, sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engelleyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması, herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi şeklinde verilebilir. Bu kanunda hüküm bulunmadığı durumda 6100 sayılı HMK hükümleri uygulanır. … HMK 389. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. … Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki genelde geçici hukuki korumalara, özelde ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacize karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. … Geçici hukuki korumalarda bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine, tüm delillerin incelenmesine yeterli bir zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. … Burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddiaının yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir. Zira kesin hukuki koruma zaten deliller toplanıp yargılama sonuçlandırıldıktan sonra haklılık durumuna göre sağlanacaktır. Dolayısıyla geçici hukuki korumanın önemi ve amacı verilecek bir tedbir kararı ile gerçekleştirilmiş olacaktır. … Tüm dosya kapsamı, değişik iş dosyasına sunulan kök ve ek raporlar yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak değerlendirildiğinde talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluştuğuna kanaat getirilmekle davacının tedbir talebinin kabulü …” gerekçesi ile 6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN TAKDİREN 100.000-TL (yüzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KISMEN KABULÜ ile; Davalıların davacı adına tescilli “…” ibareli markayı içerir kullanımlarının ÖNLENMESİNE, bu ibareyi içerir tüm reklam, pazarlama, ticari maksat ile tanıtma, medya ve reklam sektöründe kullanımlarının ÖNLENMESİNE, her türlü tanıtım yazısı, broşür, logo, etiket, tabela vs. kullanımının satış ve pazarlamasının ÖNLENMESİNE, bu ibareyi içerir ürünlerden markanın SÖKÜLMESİNE, aksi takdirde masrafları bu aşamada talep eden davacıya ait olmak üzere toplatılarak YEDDİ EMİNE TEVDİNE, Davalıya ait olduğu bildirilen https://www…com/, https://www.instagram.com/…/, https://www.instagram.com/…/ SİTELERİNE erişiminin engellenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, İnfazda İstanbul 1. FSHHM’nin 2021/305 Değişik İş sayılı dosyasına sunulan 03/02/2022 tarihli Bilirkişi Raporunun dikkate alınmasına, Dava konusu Davalı adına tescilli … sayı ile tescilli markadan doğan haklarının yargılama sonuçlanıncaya kadar davalı tarafça davacıya karşı kullanılmasının tedbiren önlenmesine, tedbiren EL KONULARAK YEDDİ EMİNE TEVDİİNE, bilirkişi raporunun infazda dikkate alınmasına ve karara eklenmesine, Teminatın, ihtiyati tedbir kararının tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılmadığı takdirde yahut HMK 393/1. maddesi gereğince talep eden tarafın da hükmün infazı için bir haftalık kesin süreden sonra İcra Dairesine başvurmadığı takdirde tedbirin kendiliğinden kalmış sayılacağına karar verilmiştir. Davacı- karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yaklaşık ispat koşullarının oluştuğunu, teminatın orantılı olması gerektiğini, teminat miktarının kaldırılmasını yahut aksi kanaatte talep edilen manevi tazminat taleplerinin 5.000-TL olduğu dikkate alınarak teminat tutarının yeniden belirlenmesini bununla beraber ara kararın aynen devamını talep etmiştir. Davalı- karşı davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Esasen haksız tedbir kararını kendileri istinaf edecekken, davacı tarafın tedbirin icrasını istememesi ve teminatın yatırılmaması nedeniyle tedbirin kendiliğinden kalkmış olduğu için istinaf başvurusunda bulunmak için hukuki yarar kalmadığını beyanla davacı- karşı davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Asıl dava; marka ve ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, men’i istemine ilişkindir. Karşı dava; marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.Asıl dava davacısının tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara karar, teminatın kaldırılması veya daha az taktir edilmesi için asıl dava davacısı tarafından istinaf edilmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından teminatın, ihtiyati tedbir kararının tebliğinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılmadığı takdirde yahut HMK 393/1. maddesi gereğince talep eden tarafın da hükmün infazı için bir haftalık kesin süreden sonra İcra Dairesine başvurmadığı takdirde tedbirin kendiliğinden kalmış sayılacağına karar verildiği, HMK m.393’ün “…İhtiyati tedbir kararının uygulanması : (1) İhtiyati tedbir kararının uygulanması, bu kararın, tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar. …” hükmünü haiz olduğu, dosya kapsamına sunulu bilgi, belge ve deliller kapsamında asıl dava davacısının tedbirin icrasını istemediği ve tedbirin icrası için yatırılması için gereken teminatı da yatırmadığı belirlenmiştir. Saptanan ve hukuksal durum karşısında, açıklanan nedenlerle, asıl dava davacısı- karşı dava davalısı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27.12.2022 tarih ve 2022/186 Esas sayılı kararına karşı, davacı- karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL daha harcın davacıdan tahsiliyle Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/01/2023