Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/39 E. 2023/27 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/39 Esas
KARAR NO: 2023/27
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 14/10/2022
NUMARASI: 2022/16 E. – 2022/215 K.
DAVANIN KONUSU: Marka ve FSEK’ten Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ve Durdurulması ile Maddi ve Manevi Tazminat İstemli
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin TPE nezdinde … tescil numaralı 35 ve 41. sınıflarda tescilli “…” markasının sahibi ve … başvuru numaralı “…” markasının başvuru sahibi olduğunu, davalı firmanın logoyu, Türkiye genelindeki tüm giyim mağazalarında kullandığını ve bu logo ile ürün pazarlaması yaptığını, davalı firmanın uyarıldığını ama sonuç alınamadığını, İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/131 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti işlemi yapıldığını ve davalının iltibasa dayalı kullanımının tespit edildiğini, davalının kullanımının markaya tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, logonun eser vasfında nitelendirilmesi durumunda telif haklarının da ihlal edilmiş olacağını belirterek davalarının kabulü ile davalı kullanımının müvekkillerine ait marka ve eser hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, tecavüz fiillerinin önlenmesine, durdurulmasına ve marka hakkına karşı gerçekleştirilen tecavüz nedeniyle şimdilik 10.000-TL maddi ve 70.000-TL manevi ve itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınıp müvekkillerine ödenmesine, hükmün ilanına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Somut olayda, davacılara ait tescilli marka ile müvekkili kullanımının farklı olduğunu, … tescil numaralı markanın 35 ve 41. Sınıflarda tescilli olduğunu … başvuru numaralı “…” markasının ise henüz tescil edilmediğini ve 25 ve 35. Sınıflarda başvurusunun yapıldığını, delilleri arasında “uzman görüşü” sunduklarını, markaya tecavüz unsurunun şartlarının mevcut olmadığını, işaret benzerliği ve sınıfsal benzerlik unsurunun olmadığını, karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, kelime unsurları açısından hiç benzemediğini, sonsuzluk işareti içeren kalp görselinin herkes tarafından kullanılan jenerik bir şekil olduğunu, infinity heart-sonsuzluk kalp ibaresi ile arama yapıldığında dava konusu şekle rastlandığını, görsel veritabanı olan iStock ve Shutterstock veri tabanında gerek davacı gerekse de müvekkiline ait kullanımların benzerlerinin tespit edildiğini, bu işaretin varyasyonları yaygın olarak kullanılan harcıalem nitelikte bir şekil olduğunu, mevcut kullanımın markasal kullanım şeklinde değil SMK m.7/5 kapsamında dürüst kullanımın söz konusu olduğunu, logonun FSEK kapsamında eser niteliğinin olmadığını, ilk önce müvekkilinin 13/09/2021 tarihi itibariyle sonsuzluk işaretini içeren kalp şeklini reklam kampanyalarında kullandığını, sonrasında 25/09/2021 tarihinde Davacının 25. Sınıfta tescil için başvuruda bulunduğunu beyanla müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu, kullanımın markaya tecavüz teşkil etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından “…Davacının FSEK çerçevesindeki talepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise;…Somut olayda davaya konu kalp ve sonsuzluk işaretinden müteşekkil davacı yana ait markalarda yer alan şekil unsurunun yukarıda anılı “özgünlük, orjinallik, bireysel karakter veya entellektüel yaratıcılık” gbii özellikleri taşımadığı, söz konusu şeklin davacı tescilinden daha önceki tarihte grafik tasarım olarak kamuya sunulmuş olduğu ve eser olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır. …Marka tecavüzü iddiaları bakımından yapılan değerlendirmede ise; şekil ve kelime kombinasyonlarından oluşan markalar bakımından, kelime unsurunun ortalama tüketici algısında ve hafızasında, şekil unsurundan daha önce algılanarak hatırda tutulduğu kabul edilir. Akılda kalıcılığı yüksek, dikkat çekici ve orjinal şekil unsurları ise bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Ne var ki, gerek davacı markalarında yer alan şekil unsurunun dikkat çekiciliğinin kelime unsuruna baskın gelecek düzeyde olmaması, gerekse söz konusu şeklin orjinal olmaması nedenleri ile davacı markalarında ayırdedici ve asli unsurun “…” kelime unsurları olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Davalı fiili kullanımında ise “…” kelimelerinin yanısıra “…” tanınmış markası yer almaktadır. Bu durumda davalı kullanımı, davacı markalarının asli unsurunu içermediği gibi, tanınmışlığı dolayısıyla ayırdediciliği yüksek, kendisine ait “…” markasını bulundurması sebebiyle somut olayda, ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimali doğurmayacağının kabulü gerekir. …” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacılar vekili tarafından ilk derece mahkemesince verilen karara karşı süresi içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurulmuş ise de, davacılar vekili e-imzalı 05/01/2023 tarihli dilekçesi ile istinaf kanun yolu başvurularından feragat ettiklerini bildirmiş olup, dosyanın incelenmesinde vekaletnamesinde “kanun yollarından feragat etmeye” yetkili ve e-imzasının güvenli olduğu tespit edilmiştir. İstinaf başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK m.349/2’de, başvuru yapıldıktan sonra feragat edilir ve dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karar bağlanmamış ise, başvurunun feragat nedeniyle reddolunacağı hüküm altına alınmıştır. Davacılar vekili tarafından 05/01/2023 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusundan feragat edildiğinden, vekaletnamenin incelenmesi neticesinde davacılar vekilinin kanun yollarından feragat etmeye yetkili ve e-imzasının güvenli olduğu belirlenmekle 6100 Sayılı HMK’nın 349/2 maddesi gereğince istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacılar vekilinin istinaf aşamasında istinaftan feragat etmesi sebebiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK m. 349/2 gereğince REDDİNE,2-Peşin alınan 80,70-TL istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf talebinde bulunan davacılar tarafa iadesine,3-İstinaf talebinde bulunan davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz başvurusunda bulunma yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 12/01/2023