Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/385 E. 2023/221 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/385
KARAR NO: 2023/221
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/11/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/10 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Karşı tarafa ait adreste yerinde inceleme yapılarak, müvekkilinin patent haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, akabinde tespit edilen ürünlerin satışının, dağıtımının, ithal ve ihracının durdurulmasına, patent ihlali teşkil ederek üretilen ürünlerin ve satışa sunulan ürünlere el konulmasına dair tedbir kararı verilmesini talep ettiği İlk derece mahkemesinin 21/11/2022 tarihli ara kararıyla; “6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 30.000,00 TL (otuzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KISMEN KABULÜ İLE, -Davacının …, … ve …” tescil numaralı patentlerine tecavüz teşkil ettiği belirtilen “…” markalı gözlüklere el konulmasına, ürünlerin satışının, dağıtılmasının veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarılmasının ya da bu amaçlar için ithal edilmesinin ve ticari amaçla elde bulundurulmasının durdurulmasına, ilgili ürünlere el konulmasına, (bilirkişi raporunun infazda dikkate alınmasına ve kararın eki sayılmasına, ) Sair tedbir taleplerinin REDDİNE” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı vekilinin dava dilekçesine ek olarak sunduğu 7.sayfasında açık şekilde bir gözlük,bir alt resimde ise aynı gözlüğün kapalı şekli ve yanında ise bir adet … ibareli 27/12/2021 tarih,12:09:14 saat, Fiş No:… ve 290,00 ibaresinin karşında ise İLAÇ yazılı … kredi kartı ile yapılan ödeme fişi fotokopisi ile,yine dava dilekçesinin 8.sayfasında aynı gözlüğün kapalı bir şekilde fotoğrafı ve aynı fişin fotokopisi eklendiğini, bilirkişi olarak tayin edilen … tarafından 02/09/2022 tarihini taşıyan ve 22 sayfadan oluşan bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını, konusunda uzman kişinin İLAÇ alımına ilişkin verilen fişin davacı tarafından nasıl elde edildiğini bilmedikleri bu gözlüğün sanki satışı ile ilgili verilen belge olarak dosyaya sunmasının bir hukuksuzluk,konusunda uzman kişinin ise bunu görememesinin bir yana kasıt yok ise ayrı bir hukuksuzluk olduğunu, -Dosyada 20/07/2022 tarihli tutanak isimli bir sayfadan ibaret Bilirkişi …, Davacı Vekili Av. … ve Davalı Vekili Av. … imzalı belgenin,1.bölge İstanbul Optisyen Gözlükçüler Odası Üyelik Belgesinin ekli olduğunu, raporun 14.sayfasında kapalı gözlük ve faturası, 15.sayfasında iki açık gözlük resmi, 17.sayfada eczanenin resmi, 18 ve 19. Sayfada ise dava ile ilgisi olmayan raflardaki gözlükler, çekmeceler açılarak çekilen gözlük resimleri yanında davalıya ait Vergi Levhası bulunduğunu, belgelerin yeterince inceleme ve araştırma yapılmadan incelendiğini, gözlüğün yanındaki fişin incelemesinde bu fişin İLAÇ fişi ibaresi taşıdığı açık iken gözlük fişi olarak gösterilerek taklit ürün satışının yapıldığı iddiası ve bu yöndeki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, -Davalının kaçak iş yapan bir kişi olmadığını, eczacılık ürünlerinin perakende satışı işleri yaptığını yine sunulu belgeye göre 03/12/2019 tarih ve 2019/18 Karar ile Gözlükçüler Odasına kayıtlı üye olup gözlük satışı yapmaya yetkili olduğunu, -20/07/2022 tarihli tutanakta ise özetle ” ..davalıya ait eczaneye gelindiği, davalı vekili eşliğinde eczane gezildiği, söz konusu ortadan mıknatıslı esnek gözlük sapını ihtiva eden ürüne rastlanılmadı ” denilerek bitirildiğini, davaya konu gözlüğün, arama tutanağında görüldüğü üzere eczanede bulunmadığını, gözlüğün davalıya ait eczaneden satın alındığı iddiasının ise doğru olmadığını, dosyaya sunulu 27/12/2021 tarihli … nolu 290,00 TL meblağlı fişin satışı yapılan ilaç fişi olduğunu, 26/01/2023 tarihli FİŞ NO :… ve 50,00 TL meblağlı satış fişine göre satılan ürünün OPTİK olduğu buna göre fiş kesileceği anlaşılmakla, davalı tarafından satışı yapılmayan ve ispatlanamayan ürüne ilişkin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru olmadığını ve bu kararın istinafen incelenerek kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İhtiyati tedbir kararıyla ilgili yapılan incelemede; sözü geçen ara karar istinafı kabil kararlardan değildir. Zira, ihtiyati tedbir talebinin reddi üzerine verilen karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulabileceği gibi ayrıca kendisi dinlenmeden hakkında ihtiyati tedbir kararı verilen borçlunun ve menfaati ihlal edilen 3. kişinin itirazı üzerine verilen karara karşı da istinaf yoluna başvurulabilecektir.İhtiyati tedbir kararına karşı yapılan itiraz üzerine mahkeme iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebileceği veya kaldırabileceği, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yaparak karar vereceği belirtilmiş olmasına göre, itirazın duruşma açılarak incelenmesi yasal zorunluluk olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbir kararıyla ilgili yapılan incelemede de; istinaf yoluna başvurulabilecek kararlar 6100 sayılı HMK’nın 341. maddesinde düzenlenmiş olup 1. fıkrası “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir” hükmünü içermektedir. Geçici hukuki koruma yolu olan ihtiyati tedbire yönelik kararlardan, HMK 391/3. maddesi gereğince “tedbir talebinin reddi kararlarına” ve yine 394/4. maddesi gereğince “karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraz üzerine verilen kararlara” karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Davalı vekili, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebiyle itiraz etmiş, ilk derece mahkemesince itirazın değerlendirilmemiş, duruşma yapılmadan İstinaf Kanun yoluna başvuru yapılmış ve dosya İstinaf incelemesi için gönderilmiştir. Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına itiraz usulü düzenlenmiş olup buna göre; itirazın dilekçeyle yapılacağı, itiraz edenin, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorunda olduğu, mahkemenin, ilgilileri dinlemek üzere davet edeceği; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını vereceği, itiraz üzerine mahkemenin, tedbir kararını değiştirebileceği veya kaldırabileceği, itiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği hususları düzenlenmiştir. Mahkemece 6100 Sayılı HMK’nın 394/4-5. maddeleri gereğince duruşma da itiraz hakkında verilecek karara karşı kanun yoluna başvurulması ve dosyanın istinaf incelemesi için gönderilmesi gerekirken Yasa’nın öngördüğü işlemler yerine getirilmeden, davalı istinaf incelemesi talebinde bulunması sonucu dosyanın istinaf incelemesi için gönderilmesi yasaya uygun değildir. O halde yapılması gereken işlem; ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbire itirazın değerlendirilmesine yönelik olarak duruşmanın yapılarak 6100 Sayılı HMK’nın 341. maddesi anlamında hüküm oluşturmasını beklemektir. Somut olayda, istinaf başvurusuna konu edilen ve Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi istenilen karar niteliği itibariyle istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı, görülmekle, İİK’nın 365/3 maddesi gereğince istinaf başvuru dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, kararın niteliği itibariyle istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,2-İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davalı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcı ile 492,00 TL başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,3-incelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan diğer giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,6100 Sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-f ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023