Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/351 E. 2023/238 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/351
KARAR NO: 2023/238
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2022
NUMARASI: 2022/571 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile davalı arasında Doğrudan Borçlandırma Sistemine (DBS) ilişkin 14/02/2022 tarihinde sözleşme imzalandığını, DBS sözleşmesine konu ürün ile, satıcı/sağlayıcı sıfatını haiz olan davalı, kendi bayilerine sattığı ürünlere ilişkin faturaların müvekkil bankanın sistemine girişini yapmakta olduğunu, Müvekkil bankanın sistemine girilen bu faturaların borçluları bayilerin, müvekkil banka ile müşteri ilişkisinin bulunması, bu müşterilerin müvekkil bankanın DBS ürününden faydalanmak istemesi ve DBS işlemlerine yönelik bu müşterilere DBS kredi limitinin müvekkil banka tarafından tahsis edilmesi gerektiğini, bu koşulların sağlanması halinde davalı gibi satıcı/sağlayıcıların sisteme girdikleri faturaların bedelleri müvekkil banka tarafından bayi niteliğindeki müşterilerin nam ve hesabına ödendiğini, Söz konusu ödeme emri müvekkil bankaya 25/07/2022 tarihinde … sistemi üzerinden tebliğ olmuştur. Ancak müvekkil bankanın resmi yazışmalar birimi tarafından ödeme emri tebligatı sehven işleme alınmadığını ve ödeme emrine itiraz süresi içerisinde takibe itiraz edilemediğini. bu suretle mezkur icra takibi müvekkil banka yönünden kesinleştiğini, ancak icra müdürlüğüne haciz baskısı altında ödenecek tutarın, sözleşmesel yükümlülüklerine aykırılığı ve kötü niyeti sabit olan davalı tarafından çekilmesi halinde müvekkil bankanın zarara uğrayacağı izahtan vareste olduğunu, bu vecihle işbu dava dilekçeleri ile Müvekkil banka tarafından İstanbul … İcra Dairesine ödenecek takip tutarının davalı tarafından tahsil edilmesi halinde, söz konusu tutarın davalıdan iade alınması imkansız olabileceğini, Müvekkil bankanın bu minvalde bir zarara uğramaması adına, kanun hükmünde belirtilen çerçevede, Mahkemenin takdir edeceği teminat karşılığında icra müdürlüğüne ödenen tutarın davalı/takip dosyası alacaklısına ödenmemesi için ihtiyati tedbir talep etmişlerdir. İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/492 E. 12/08/2022 tarihli ara kararıyla; “HMK’ nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddede; meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan hâller, genel bir ihtiyatî tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. Mahkemece, ihtiyatî tedbir yargılamasının gerektirdiği inceleme ve ispat kuralları dikkate alınarak, yapılan incelemeden sonra, bu sakınca veya zararı ortadan kaldıracak tedbire karar verilmesi mümkün olacaktır. İhtiyatî tedbirde asıl olan ihtiyatî tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyatî tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyatî tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir.” gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile ; dava konusu 25/03/2022 düzenleme tarihli ve 23/06/2022 vade tarihli … fatura numaralı 50.082,03 USD tutarlı fatura nedeniyle icra takibine konu olan 44.026,92 USD alacağın kur karşılığı olan 792.048,70-TL’nin %20’si oranında (‭158.409,74-TL) nakdi veya banka teminat mektubu sunulması halinde dava konusu İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yatacak paranın dosyanın taraflarına ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına,” karar verilmiştir. Davalı vekili 06/10/2022 tarihli cevap dilekçesi ile birlikte ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde; Dava dışı fatura borçlusu … AŞ ile DBS sistemine dahil edilen … İnşaat ve Sanayi AŞ’nin organik bağlı şirketler olduğunu, iki şirketin ortaklarının ve ticaret sicilinde kayıtlı adreslerinin aynı olduğunu, iki şirket arasındaki organik bağın davacı banka çalışanları tarafından da bilindiğini, bu nedenle ihtilaf konusu faturayı davacı banka tarafından garanti verildiğini, davacı bankanın müvekkil şirket ile akdettiği sözleşmenin gereğini yerine getirmesi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan DBS sözleşmesi uyarınca davacının garanti vererek ödeme yapılacağını taahhüt ettiği … numaralı fatura bedelinin müvekkile ödenmesi gerektiğini, davacının fatura bedelinin ödemediği süre zarfınca müvekkil şirketin uğradığı ve uğrayacağı her türlü zararda sözleşme kapsamında sorumlu olduğunu, haksız açılan davanın reddine ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/571 E. sayılı 15/12/2022 tarihli ara kararıyla; “Dosyanın incelenmesinden, gönderme kararı verilen İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/492 esas sayılı dosyası kapsamında düzenlenen 12/08/2022 tarihli ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın, İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce dava dilekçesi, tevzi formu ve tensip tutanağı ile birlikte tebliğe çıkarıldığı, 25/08/2022 tarihinde işyerinde daimi çalışana tebliğ edildiği, davalı/ihtiyati tedbire itiraz eden vekilinin, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talepli cevap dilekçesini ise mahkememiz dosyasına 06/10/2022 tarihinde sunmuş olduğunun anlaşılmasına göre, yukarıda kaleme alınan kanun maddesi de değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir kararının, kaldırılmasını talep eden tarafa tebliğinin üzerinden 1 haftadan çok daha uzun süre geçmiş olmasına karşın, davalı/ihtiyati tedbire itiraz eden tarafın itirazının reddine” gerekçesiyle itiraz eden vekilinin itirazının itirazın yasal süresinde yapılmadığından reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; görevsiz mahkemenin hazırladığı tensip zaptında taraflarınca ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmesi halinde tamamlanması gereken işlemleri belirttiğini fakat ihtarata uygun hareket edilmemesi halinde hangi hukuki sonuçla karşılaşılacağının belirtilmediğini, bir ihtaratın geçerli olması için, taraflarca tamamlanması gereken işlemin açıkça belirtilmesi ve ihtarata uygun hareket edilmemesi halinde hangi hukuki sonuçla karşılaşılacağının açıklanmasının şart olduğunu, mahkemece usulsüzce yapılan ihtaratı değerlendirmeden kesin sürenin geçirilmesine dayanarak tedbire itiraz taleplerini reddetmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İstanbul 20. asliye ticaret Mahkemesi’nin 2022/492 Esas sayılı dosyasında, 12/08/2022 tarihli ara kararı ile davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile %20 oranında nakdi veya banka teminat mektubu sunulması halinde dava konusu İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yatacak paranın dosyanın taraflarına ödenmesini ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verildiği, akabinde 02/09/2022 tarihinde mahkemece davanın niteliği ve HSK kararı gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dosyanın davaya bakmakla görevli İstanbul 6-7-8 ve 9 no’lu Asliye Ticaret MAhkemeleri’nden birine tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna gönderilmesine karar verildiği, akabinde İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/571 E. sayılı dosyasında 15/12/2022 günlü ara kararı ile davalı/tedbire itiraz eden vekilinin itirazının, yasal süresi içinde yapılmadığından reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK 394/2. fıkrasına göre, ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa tedbirin uygulanmasından itibaren hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren, bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarını mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak kararı veren mahkemeye itiraz edebilir.Somut olayda İstanbul 20. asliye ticaret mahkemesinin 12/08/2022 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne dair kararın davalı şirkete 25/08/2022 tarihinde tebliğ edildiği, HMK 394/2.’ye göre bir haftalık itiraz süresi geçtikten sonra cevap dilekçesi ile birlikte 06/10/2021 tarihinde ihtiyati tedbire itiraz edildiği, mahkemece yapılan duruşma neticesinde ihtiyati tedbirin yasal süresi geçmiş olmakla itirazın reddine dair verilen karar hukuken yerindedir. Davalı/itiraz eden vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde ihtarata uygun hareket edilmemesi halinde hangi hukuki sonuçla karşılaşılacağının belirtilmediğini ileri sürmüş ise de, 12/08/2022 tarihli ara kararında tedbir kararına karşı bir hafta içinde itiraz edilebileceğinin belirtildiği ve bir haftalık sürenin kanundan doğduğu anlaşıldığından, davalının bu istinaf sebebine itibar edilmemiştir. Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2022/571 E. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.