Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/319 E. 2023/132 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/319
KARAR NO: 2023/132
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 25/11/2022
NUMARASI: 2022/150 E. – 2022/151 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekili d.iş başvuru dilekçesinde: Aleyhine tespit istenen adına kayıtlı www…com web sitesinde, müvekkilin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) uyarınca korunan ve Türk Patent Marka Kurumu nezdinde tescilli “…” ibareli marka tescillerinden kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet niteliği taşıyan içerik, paylaşım ve kullanımlarının İVEDİLİKLE ve HMK. m. 403 uyarınca karşı tarafa tebligat yapılmaksızın uzman bilirkişi marifetiyle TESPİTİ ve aleyhine tespit istenenin tespite konu hukuka aykırı kullanımının durdurulması, önlenmesi ve engellenmesi hususunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin 25/11/2022 tarihli D.İş kararıyla; “D.iş evrakı üzerinden davacı taleplerinin görülüp inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, HMK 401 vd.maddeleri uyarınca delil tespitlerinin ancak kaybolma ihtimali bulunan somut bir takım delillerin şimdiden tespiti için yapılabileceği , davacının iddialarının ise esas dava içinde çözümlenmesi gerekli taleplerden olduğu gözetilerek talebin delil tespiti isteminin ve HMK 389 vad kapsamında yaklaşık ispat şartı gerçekleşmediğinden tedbir isteminin reddine ” karar verilmiştir. Tespit ve tedbir talep eden … vekili istinaf dilekçesinde özetle;Taraflarınca tedbir ve tespit istemine konu edilen ihlal internet üzerinde gerçekleştirilmekte olduğunu, internet ortamında yer alan içeriklerin aniden karartılmasının mümkün olduğunu, bu durumda, müvekkilinin söz konusu haklarının ihlal edildiğine yönelik iddialarına dayanak teşkil eden deliller ortadan kaldırılmış olacağını, bu sebeple elbette ki, internet içeriklerinin mahkeme eliyle tespit edilmesi ve durdurulmasının müvekkilinin haklarının korunması bakımından elzem olduğunu, müvekkil 2007 yılından beri aktif olarak ticari faaliyetlerinde ‘…’ ibaresini kullanmakta olduğunu, söz konusu ibare müvekkilinin ticari unvanının da esas unsurunu oluşturmakta olduğunu, müvekkil fikri sınai haklarını koruma altına almak üzere ‘…’ ibareli markasını kendi adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescil ettirmek istediğini, … başvuru nolu marka başvurusunda bulunduğunu,, markanın müvekkil adına tescil edildiğini ve markasını tescilli olduğu sınıfta aktif olarak kullandığını, müvekkil adına yapılan rutin araştırmalar sonucunda karşı tarafça, müvekkilinin ticari unvanının ve TPMK nezdinde tescilli ‘…’ markasının müvekkille aynı sektörde ve müvekkilinin ticari faaliyetleriyle karıştırmaya yol açacak düzeyde kullanıldığının tespit edildiğini, karşı tarafın ….com şeklindeki alan adı kullanımlarını ve site içerisinde yer alan içerikler değerlendirildiğinde, müvekkille aynı/benzer sektörde faaliyet gösterdiğini, ve kullanımlarının müvekkilinin ticari faaliyetleriyle karıştırılma ihtimalinin açık olduğunu, karşı tarafça müvekkilinin markasının aynen kullanılmasının koruma altındaki haklarına tecavüz niteliği taşımakta olduğunu müvekkili maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını, aleyhinde tespit istenen, müvekkilinin markasını haksız biçimde kullanmak suretiyle haksız kazanç elde ettiğini, aleyhine tespit istenenin kullanımının devam etmesi halinde aleyhinde tespit istenen yüklü miktarda gelir elde ederken, müvekkil şirketin uğramaya devam ettiğini, bu anlamda aleyhinde tespit istenen, her gün müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet mahiyetindeki bu eylemlerini defaatle sürdürdüğünü ve ihlali yoğun olarak gerçekleştirdiğini beyanla kararın istinaf yolu açık bırakılan ihtiyati tedbir yönünden istinaf incelemesi neticesinde kısmen kaldırılmasını, anılan durumda müvekkilinin daha fazla zarara uğramaması için HMK m.389-390. maddeleri uyarınca teminatsız olarak yahut mahkemenin uygun göreceği bir teminat karşılığında müvekkilinin uğradığı zararın durdurulması amacıyla ‘www…com’ linkinden erişilen web sayfalarına erişimin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı SMK’nun 7.maddesinde; marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnalarının, 1-Bu kanunla sağlanan marka koruması tescil yolu ile elde edilir. 2-Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin izinsiz olarak yapılması halinde aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır; -Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması, -Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal ve hizmetleri kapsayan, bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, -Aynı, benzer veya farklı mal ve hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması, 6769 Sayılı SMK’nun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiler; -Marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7.maddede belirtilen biçimlerde kullanmak -Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, -Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, olarak düzenlenmiştir. HMK 389.maddesinde; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesini önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” HMK 394. maddesinde;” …ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak kararı veren mahkemeye itiraz edilebilir. İtiraz hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.” HMK 341/1.maddesinde; “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” 6769 Sayılı Kanun’un 159.maddesinde; “Bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanım ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir” düzenlemeleri mevcuttur. Davacı tarafın 6100 Sayılı HMK’nın 389. ve 6769 Sayılı Kanun’un 159.maddesi kapsamında tedbir talep edebilmesi için davalı kullanımının, kendi markasına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmesi, mevcut durumda değişiklik olacağını, tedbir kararı verilmediği taktirde hükmün infazının zorlaşacağını, imkansız hale geleceğini, bu fiillerden zararının doğduğunu, doğma ihtimali bulunduğunu yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanıtlaması gerekir. Davacı taraf, tespit ve tedbir talepli dilekçesinde davalı tarafın müvekkil adına tescilli olan markasını tecavüz niteliği taşıyan eylemleri neticesinde “…” markasının müvekkil ile aynı sektörde ve müvekkilin ticari niyetleriyle karıştırmaya yol açacak düzeyde kullandığını, müvekkilin ticari faaliyetleri ile karıştırma ihtimalinin gündeme getirdiğini, müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek müvekkilin uğradığı zararın durdurulması amacıyla “www…com” linkinden erişilen web sayfalarına erişimin tedbiren durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de; ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafın ileri sürdüğü iddiaların incelenmesinin yargılamayı gerektirdiği, dosyada herhangi bir raporun mevcut bulunmadığı, yaklaşık ispat olgusunun bu aşamada gerçekleşmemiş olduğu, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla; dosyadaki belgelere, inceleme sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tedbir talep eden vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/11/2022 tarih ve 2022/150 E. 2022/151 K. sayılı kararına karşı Talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın talep edenden tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/02/2023