Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/257 E. 2023/150 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/257
KARAR NO: 2023/150
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2022
NUMARASI: 2022/225 E. – 2022/250 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz (Finans)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davalılar vekili; Mahkemece verilen 21.03.2022 tarih, 2022/255 değişik iş ve 2022/250 karar sayılı ”ihtiyati hacze itirazın reddi” kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; 10.02.2022 tarih, 2022/255 değişik iş ve 2022/250 karar sayılı karar ile; ”Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlulardan alacağı olan (422.529,00TL)’nın tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.’nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunduğundan borçlunun/borçluların ve üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı %15 oranında (63.380,00TL) teminat yatırılması suretiyle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, borçlunun/borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine,” şeklinde gerekçeyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine 21.03.2022 tarih, 2022/255 değişik iş ve 2022/250 karar sayılı ek karar ile; ”… ihtiyati haczin bonoya dayanarak talep edildiği, takip dayanağı olan bononun teminat mahiyetinde verilip verilmediği ve sair tüm iddiaların tamamının yapılacak yargılamada ileri sürülebilecek iddialar olduğu, ihtiyati haciz talep eden yanca sunulan bono ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gerekli olan ve İİK’nın 258. Maddesinde düzenlenen yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu anlaşıldığından, itiraz eden vekilinin yerinde görülmeyen itirazlarının reddine…” şeklinde gerekçeyle ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu bononun … A.Ş. ile müvekkili şirket arasında imzalanan sözleşme gereği alınan bonolara ilişkin olduğunu, müvekkili firma ile … A.Ş. arasında akdedilen anlaşmanın dosyada mevcut olmadığını, bu sözleşmenin mutlak suretle celbi gerektiğini, zira, müvekkili düzenli ödeme yapamadığı için kiralanan menkullerin … Kiralama firması tarafından iade alındığını ve iade alınması sonrasında müvekkili şirkete geri alım masrafları ve avukatlık dosya masraflarının dahi fatura edildiğini, 27/12/2019 tarihli geri alım masrafı faturası ve sair diğer faturaların ekte sunulduğunu, müvekkili şirketin ve …’ın imzası olan diğer 2 bononun alacaklı tarafından icra takibine konu edildiğini, bu icra dosyalarının İstanbul … İcra müdürlüğü … ve İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyaları olduğunu, Bu dosyalardaki bono tutarlarının da iş bu değişik iş dosyasına konu edilen bono ile aynı rakamda olduğunu, bu anlamda, sözleşmeye dayalı sıralı bono verildiğinin açık olduğunu, müvekkili …’ın eşinin bonolarda muvafakati olmaması bir yana, kiralama yapılan menkuller iade alınmasına rağmen kalan bononun ihtiyati hacze konu edilmesinin mümkün olmadığını, Alınmayan bir hizmetin karşılığının tahsil edilmeye çalışıldığını, kaldı ki kiralama sözleşmesi eki olarak teminat niteliğinde olan senedin bono niteliğini haiz olmadığını, dolayısıyla böyle bir belgeye istinaden de ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, müvekkili şirket ile dosya alacaklısı arasında akdedilen leasing sözleşmesi ile kiralanan makine ve teçhizatın istenen nitelikte olmaması, bu sebeple yeterli üretim yapamaması sebebi müvekkilinin kapasitenin çok altında üretim yapabildiğini ve bu sebeple finansal kiralama taksit ödemeleri yapılmadığını, Taksitlerin aksaması üzerine alacaklı tarafından sözleşmenin fiilen 2017 yılında feshedildiğini, (finansal kiralama konusu makine- teçhizat geri çekilmiş) ve o günkü borç bakiyesine göre yukarıda numaraları belirtilen iki icra dosyası ile takip başlatıldığını, yani sözleşme gereği o güne kadar yapılan ödemeler düşüldükten sonraki bakiye borç üzerinden takip yapıldığını, bu borçtan fazla olarak alacaklı nezdinde kalan sözleşme eki bonoların karşılıksız kaldığını, yukarıda numaraları belirtilen dosyalarda kısmî ödemeler de yapılmış olmasına rağmen dosyaların infaz edilememiş olmasına tepki olarak elde kalan ve borçtan fazla olmakla konusuz kalan senede dayanılarak iş bu dosyada takip başlatıldığını, Finans kurumlarının aynı alacak için hem ilamsız takip hem de rehne dayalı takip yapma hakkı söz konusu olabileceğini, fakat olayda bundan ayrı olarak aynı hükümlere tabi takip yolu ile alacak miktarının üzerinde haksız olarak takip başlatıldığını, Haksız ihtiyati haczin icrası sebebiyle müvekkillerimin banka hesaplarına bloke konulduğunu ve müvekkillerinin zarara uğradığını, Bu itibarla, konulan ihtiyati haczin kaldırılması ve mahkeme nezdinde depo edilmiş bulunan teminat tutarının alacaklıya iadesini önlemek üzere teminat üzerine tedbir konulması amacıyla bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu beyan ederek, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/225 D.İş., 2022/250 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; kambiyo senetlerinden olan bonoya istinaden verilen 10.02.2022 tarih, 2022/255 değişik iş ve 2022/250 karar sayılı ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi üzerine İlk Derece Mahkemesince 21.03.2022 tarih, 2022/255 değişik iş ve 2022/250 karar sayılı karar ile verilen ”ihtiyati hacze itirazın reddi” kararının kaldırılmasına ilişkindir. İhtiyati haciz ve ihtiyati hacze itiraz 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 257. vd maddelerinde düzenlenmiştir. 2004 Sayılı İİK’nın 265/1. maddesi gereğince borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haciz kararına karşı; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı, huzuru ile yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Somut olayda, istinaf yoluna başvuran davalı her ne kadar, taraflar arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin gereği gibi yerine getirilmediği, ihtiyati hacze dayanak bononun teminat amacıyla verildiği iddialarında bulunmuş ise de; ileri sürülen itirazların İİK’nın 265/1. maddesindeki sınırlı itiraz sebepleri arasında bulunmadığı, bu iddiaların yargılamayı gerektirdiği, dolayısıyla Mahkemece ”ihtiyati hacze itirazın reddine” karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarih ve 2022/225 E., 2022/250 K. sayılı kararına karşı davalılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırıldığından yeniden tahsiline yer olmadığına, 3- Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/02/2023