Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/250 E. 2023/282 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/250
KARAR NO: 2023/282
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 27/12/2022
NUMARASI: 2022/125 E. – 2022/285 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticaret hayatına başladığı 1972 yılından bu yana özellikle metal ambalajlar, kavanoz kapakları ve plastik ürünler ve saklama kapları alanında geniş ve etkin üretim ağına sahip olduğunu, müvekkilinin kurum nezdinde … sayılı tasarımın tescili için başvuruda bulunduğunu, davalı taraf … (9) ve … tescil numaralı tasarımlarını gerekçe göstererek yapmış olduğu itiraz neticesinde müvekkilinin başvurusunun reddedildiğini, davalı tasarımlarının aynı teknik özelliklere sahip ve neredeyse aynı form yapısı, … tarafından yıllar önce kamuya sunulmuş tasarımlar olduğunu, … tarafından sunulan tasarımlardan da anlaşılacağı üzere davalı adına olan … (9) ve … tescil numaralı tasarımların yeni ve ayırt edici özelliklere sahip olmadığını, bu nedenle bu tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, davalı adına … (9) ve … tescil numaralı tasarımların hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yıllardan beri plastik ambalaj sektöründe faaliyet gösteren Türkiye’nin önde gelen firmalarından biri olduğunu, müvekkilinin aynı zamanda birçok endüstriyel tasarım tescil belgesinin de sahibi olduğunu, müvekkilinin tescilli tasarımlarının ikisini bu dava konusu olan … (9) ve … tescil numaralı tasarımların oluşturduğunu, müvekkilinin tescilli tasarımlarını usul ve yasalara uygun olarak da kullandığını, bu sırada davacı … sayılı tasarım tescil başvurusunda bulunduğunu, ilgili başvuruya taraflarınca itiraz edildiğini ve kurum nezdinde yapılan inceleme ile davacı tasarım başvurusunun reddedildiğini, müvekkili tasarımlarının SMK kapsamında korumadan yararlanabilmesi için gereken tüm unsurlara sahip olduğunu, müvekkili adına tescilli tasarımların yeni ve ayırt edici niteliklere haiz olduğunu, davacının bu yöndeki iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 22/03/2018 tarih ve 2017/37 E. – 2018/102 K. Sayılı kararı ile “Somut olayda davaya konu tasarımların tescil tarihinden çok önce bilinen kullanılan tasarımlar olup benzerlerinin daha önce Türkiye de ve Dünyada var olduğundan tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasıfları bulunmadığından davacı tarafın dava açma hakkı olup davalıya ait tasarımların hükümsüzlüğüne kayıtlardan terkinine” karar verilmiştir. Dairemizin 17/03/2022 Tarih, 2020/895 Esas – 2022/419 Karar sayılı ilamıyla; “KHK’nın 3/a. maddesine göre göre tasarım bir ürünün tamamını veya bir parçasını çizgi, şekil, renk, biçim, doku, malzemenin eksikliği ve/veya süslemesi gibi insan duyuları ile algılanabilen çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu görünümdür. Tasarım mevzuatının ürünün görünümünü koruduğu, buluşun tasarım mevzuatı ile korunmayacağı, bir ürünün nasıl çalıştığı sorunuyla tasarım mevzuatının ilgilenmediği, bu hususun Patent ve Faydalı Model Mevzuatı ile korunduğu, Yargıtay’a göre 554 Sayılı KHK’nın 6. maddesinde mutlak yeniliğin kabul edildiği, mutlak yeniliğin bulunup bulunmadığının incelemesinin bilirkişi aracılığı ile yapılması gerektiği, bilirkişilerin tarafların dosyaya ibraz ettikleri delillerin yanında yapacakları araştırma sonucunda elde ettikleri bilgi ve bulgulara göre rapor düzenlemesi gerekmektedir. Somut olayda davacı vekili, davalı adına tescilli … ve … nolu çoklu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek davalıya ait tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişiler tasarımlarının yenilik ve ayırt ediciliği bulunmadığı belirtmiş ve bilirkişi görüşü kabul edilerek hükümsüzlüğüne karar verilmişse de davalı şirketin tasarımına konu gıda kutusu ve kapağının seçenek özgürlüğünün sınırlı olduğu da dikkate alındığında hükümsüzlüğü istenen tasarımın farklı geometrik şekilleri içermesi sebebiyle bilirkişilerin bu konularda yeterli açıklama yapmadıkları, bilirkişi heyeti içerisinde endüstriyel tasarımlar konusunda uzman bilirkişinin de bulunmadığı, anılan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. İşbu sebeple davalı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan sebepler gereğince davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “UYAP üzerinden yapılan kontrolde, önceki teknik bilirkişilerin listede olmadıkları anlaşıldığından, dosya kapsamı deliller, önceki raporlar ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı değerlendirilerek, davanın niteliğine göre resen de araştırma yapılarak, dava konusu her bir endüstriyel tasarım yönünden tescil başvuru tarihi itibarıyla yeni ve ayırt edici nitelikte olup olmadıkları, hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı yönünden dosyada resen seçilen yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 18/10/2022 havale tarihli raporda sonuç olarak, … (9) tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 07/12/2010 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, yine … tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 08/11/2012 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı belirtilmiştir. Buna göre dosya kapsamı deliller, Bölge Adliye Mahkemesi kararından önce alınan rapor ve daha sonra alınan bilirkişi raporlarına göre; dava konusu her iki tasarımın da tescil başvuru tarihi itibariyle tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda yeni ve ayırt edicilik nitelikte olmadıkları, basit nitelikte harc-ı alem oldukları anlaşılmakla, davanın kabulü ile hükümsüzlüğe” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel Mahkemenin, eksik inceleme sonucu hatalı tespitler içeren bilirkişi raporuna istinaden usul ve yasaya aykırı karar verdiğini, bilirkişi heyeti tüm tasarımlar üzerinde inceleme yapmadan, genel geçer ifadeler ile müvekkili şirkete ait tasarımların yeni olmadığını ileri sürdüğünü, bilirkişi heyetinin, davalı şirket tasarımları ile davacının, davalı şirket tasarımlarına benzer olduğunu iddia ettiği tasarımlar arasında teker teker detaylı bir değerlendirme yapmadığını,-Bilirkişi heyetinin yenilik değerlendirmesi yaparken hataya düşerek her iki ürünün gıda kabı olması halinde tasarımlarının aynı olmasının kaçınılmaz olacağı yönünde değerlendirme yaptığını, bir tasarımın yeni olması için her şeyi ile yeni bir tasarım aranmamakta, aksine kendine özgü bir tasarıma sahip olmasının yeterli olduğunu, Müvekkiline ait tescilli tasarım incelendiğinde, davacı yanın sunmuş olduğu örnek tasarımlara benzemediğini, bilinçlenmiş kullanıcı nezdinde tasarımların farklı olduğunun tespit edilebileceğinin açık olduğunu, birbirlerinden açıkça ayırt edilebilir durumda olduğunu, bu sebeplerle de müvekkilinin tasarımının yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine haiz nitelikte olduğunu, -Davacının, müvekkilinin … sayılı tescilli tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığından bahisle mahkeme dosyasına bir takım OHIM tescilleri sunduğunu ancak bu tescillerin müvekkilinin tasarımı ile benzer olmadığını, bu tasarımların bir kısmının iptal edildiğini ve hataen bilirkişi heyeti tarafından incelemeye alındığını, 18.08.988 tarih ve … sayılı ve 02.09.1999 tarihli … sayılı bir tasarım bulunmayıp, davacının belirttiği sayılı tasarımın tescili bulunmadığını, 27.03.1996 tarihli ve … sayılı OHIM tescilinin Locarno sınıf numarası 07.01 yani çini, cam eşyası, kaplar ve aynı nitelikteki benzer malzemeler olduğunu, müvekkilinin … sayılı tescilli tasarımı ile öncelikle malzeme yönünden fark yarattığını, ayrıca kabın 3 kenarı düz olarak gelmekte iken ön tarafı kavisli ve yuvarlak bir hatta gelmekte tutma yeri de yuvarlak bir çıkıntıdan oluşmakta olduğunu, davacının örnek olarak belirttiği 03.09.1999 tarihli ve … sayılı OHIM tasarımının müvekkilinin tasarımı ile hiç bir bağ ve benzerliği bulunmadığını, ilgili tasarımın desenli bir kapak olduğunu ve bu durumun 09.07.03 Locarno sınıfına tabi olmasından da anlaşıldığını, 16.01.1985 tarihli ve … sayılı OHIM tescilli tasarımın ise meyve kabı(07.01.29) Locarno Sınıfı içerisinde tescil edildiğini, müvekkilinin tasarımı ile gözle görülür küçük ayrıntılardan öte farklılıklara sahip nitelikte olduğunu, ilgili tasarımın yassı yüzeyde desenli bir kapağa sahip, kenarları yuvarlatılmış, yüzeyi şekilli ve kapak açma bölmeleri sağ ve solda bırakılan çıkıntılardan oluştuğunu, 09.12.1986 tarih ve … sayılı OHIM tescilli tasarımın farklı olduğunu, 19.12.1985 tarih ve … sayılı OHIM tescilli tasarımın farklı olduğunu, 23.01.2007 tarih ve … sayılı ve 27.03.1996 tarih ve … sayılı herhangi bir OHIM tescili bulunmamakta olduğunu, 05.01.20017 tarih ve … sayılı OHIM tescilli tasarım da 07.07 Locarno Sınıfında (diğer ev kapları) kaydedilmiş olup, 27.03.1996 tarih ve … sayılı OHIM tescilli tasarımı 07.02 Locarno Sınıfında (yemek pişirme araçları, gereçleri ve kapları) tescil edilmiş olup, bu haliyle müvekkilinin tasarımdan farklı olduğunu, 23.11.1983 tarih ve … sayılı OHIM tescilli tasarımın Locarno sınıfında 07.01 sınıfında tescil edilmiş olup Çini, cam eşyası kaplar ve aynı nitelikteki benzer malzemeler kapsamında olup, tasarımın malzemesinin cam olduğunu ve müvekkilinin plastik tasarımından açıkça farklı olduğunu, örnek tasarımın dikdörtgen formunda tabandan yukarı doğru açılan ağıza sahip olup, ağız kısmında 2 farklı çıkıntılı formu bulunduğunu ayrıca üstünde de yatay çizgiler/desenler bulunduğunu, sunulan tüm tasarımların müvekkilinin her iki tasarımından oldukça farklı olduğunu, teker teker tüm tasarımlar dikkate alınarak tek tek değerlendirmeyen ve bu konuda herhangi bir inceleme yapılmadan tanzim edilen rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, -Bilirkişi heyetinin davacı tarafından dava dosyasına sunulmayan TPMK nezdindeki tasarımlar üzerinde hukuka aykırı olarak inceleme yaptığını, davacının sunmuş olduğu OHIM tescillerinin hiçbirinin müvekkili tasarımları ile benzer olmadığını, davacının sunduğu deliller ile davasını ispat edemediğini, dosyanın re’sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu davalardan olmadığını, davacı tarafın TPMK nezdinde herhangi bir delil dosyaya sunmamışken, bu konuda inceleme yapılmasının ve buna dayalı hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,-Bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu bu sebeple dosyaya uzman görüşü raporu sunulduğunu, ürün malzemesinin (cam, plastik, karton vs.), ürün işlevinin (kilitlenebilir, basınç ile doldurma, ince kapak, örtme kapak, kalın kapak, kilitlenmeden kapatma, vs), ürün kullanım amacının (saklama, satma) ve ürünün içinde kullanılacak malzeme türünün (yumuşak, sert, sıvı vs.) tasarımın aynılık ve ayırt edicilik incelemesinde dikkate alınması gereken önemli unsurlar olduğunu ancak bilirkişi raporunda bu incelemenin yapılmadığını, çelişkiler sebebiyle yeni bir rapor alınması gerektiğini, -Davacı beyanları dikkate alınmaksızın eksik inceleme yapılması, inceleme yapılan kısımlarda esasa ilişkin hatalar yapılması ve rapor ile tamamen çelişkili uzman raporu bulunması sebebiyle yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar vermesi gerekirken, eksik ve hatalı bilirkişi raporuna dayalı hüküm kuran yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasını talep etmişlerdir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davanın, davalı adına tescilli … sayılı çoklu tasarımlardan 09 sıra numaralı tasarımlar (gıda kabı) ile, … sayılı tekli (gıda kabı) tasarımın hükümsüzlüğü ile sicilden terkininin talep edildiğini, davalının istinaf dilekçesinde benzer iddialar ileri sürdüğünü, teknik olarak davalının ileri sürdüğü hiç bir iddianın, dava konusu tasarımların, başvuru tarihleri itibariyle yeni olduklarının ispatlamadığını, yenilik unsurunun kamu düzeninden olduğunu ve mahkemece her aşamada resen yaptırılması gerektiğini, heyette, hem marka vekili hem de endüstri mühendisi öğretim üyesi bulunmakta olduğunu, dava konusu ürün özelinde, bilirkişilerin teknik donanım anlamında yeterli olduklarını, hiç bir teknik zorunluluk yok iken dava konusu ürünlere yönelik seçenek özgürlüğü bu derece geniş iken, bu kadar benzer ürünlerin tescilinin mevzuata aykırı olduğunu istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava davalı adına kayıtlı endüstriyel tasarım tescil belgelerinin 554 sayılı KHK gereğince yenilik ve ayırt edicilik vasfı taşımaması gerekçesiyle açılan hükümsüzlük davasıdır. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, tasarımın yeni olduğunun kabulü için tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın hiçbir yerinde kamuya sunulmamış olması gerektiği, davalı tarafa ait endüstriyel tasarımın küçük ayrıntılarla farklı olanlarının daha önce kamuya sunulduğu, bu nedenle davalıya ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik vasfı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı tarafa ait endüstriyel tasarımın daha önce var olan bir tasarım olup, yenilik ve ayırt edicilik vasfı olmadığından hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkin edilmesine karar verilmiştir.554 Sayılı KHK’nin 6. maddesi(6769 sayılı Kanunun 56. maddesi) uyarınca, bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan yararlanma ve benzetme serbestisi ilkesi sınırları içinde kalmak kaydıyla küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterlidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.04.2017 tarih, 2015/13749 Esas, 2017/2336 Karar sayılı kararında da açıkladığı üzere bir tasarımın mutlak yenilik kriterini haiz olup olmadığı resen gözetilmelidir. Bu nedenle dava konusu olan bir tasarımın, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıyıp taşımadığı, davaya konu tasarım tescil belgesindeki ürün tasarımı ile söz konusu ürünün piyasada mevcut, bilinen tasarımlarla arasında belirgin bir farklılığın bulunup bulunmadığı, davaya konu tasarımın yeni mi, yoksa harcı alem bir tasarım mı olup olmadığı hususlarında tasarımın ilgili olduğu alanda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle tespit edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Buna göre davalı tarafça resen inceleme yapıldığına ilişkin istinaf isteminin reddinin gerektiği anlaşılmıştır.554 Sayılı KHK’nın 7. maddesinde (6769 sayılı Kanunun 56. maddesinde) düzenlenen tasarımın ayırt edicilik unsuru ise yeni olan bir tasarımı ortak özelliklerinin dışında ve bilgilenmiş kullanıcı gözüyle kıyaslanan diğer tasarımlardan farklı kılan ve böylece yeni olan bir tasarıma aynı KHK’nin 11. Maddesi (6769 sayılı Kanunun 58. maddesi) ile sağlanan hukuki korumanın da kapsamını belirleyen özelliktir. (Yargıtay 11. H. D’nin 05.03.2014 tarih 2013/11345 E, 2014/420 K).Somut olayda davacı vekili, davalı adına tescilli … ve … nolu çoklu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek davalıya ait tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir. Mahkemece görüşüne başvurulan endüstri mühendisi ve patent uzmanı bilirkişi heyetince ve Dairemiz kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi raporunda, çelişki bulunmadığı, raporların birbirini desteklediği, davalıya ait tasarımlar ile dava dışı tasarımların karşılaştırılarak bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yapılan incelemeler sonucunda, hükümsüzlüğü istenen tasarımın ayırdedici niteliğe sahip olmadığı, yeni olmadığı belirtilmiştir. Dava konusu tasarıma konu olan gıda saklama kaplarının hızlı yemek gıda sektöründeki gelişmelere paralel olarak ticari hayata yerleştiği, başvuru ve referans tarihi itibari ile dava konusu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşımadıkları, bu tasarımlardaki özelliklerin korumadan yararlanabilecek nitelikte ve piyasada bilinenlerden belirgin bir farklılıklarının olmadıkları, benzerlerinin başvuru tarihinden önce kamuya sunulmuş oldukları, yasal mevzuata uygun şekilde tasarımların bilgilenmiş kullanıcı gözüyle inceleme yapılan bilirkişi heyeti raporu dayanaklı, denetime elverişli ve bilimsel olup rapora itibar edilerek davalıya ait dava konusu çoklu tasarımların yeni ve ayırtedici olmadığı gerekçesiyle hükümsüzlüğüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek davalı vekilinin istinaf isteminin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 27/12/2022 tarih ve 2022/125 E., 2022/285 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/03/2023