Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/240 E. 2023/87 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/240
KARAR NO: 2023/87
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 30/11/2022
NUMARASI: 2022/223 Esas
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi- Faydalı Model Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı eylemlerinin müvekkilinin faydalı model belgesinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu iddiası ile; Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/175 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalı tarafça gerçekleştirildiği iddia edilen eylemlerin müvekkilinin tescilli faydalı model belgesinden, tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalıların tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin men’ine ve ref’ine, tecavüz oluşturan ürünlere gümrük müdürlükleri, davalı adresleri ve bulundukları her yerde masrafları davalıya ait olmak üzere el konulmasına, tecavüz konusu ürünler üzerinde müvekkiline mülkiyet hakkı tanınmasına veya mahkemece bu talepleri kabul edilmezse masrafları davalıya ait olmak üzere bu ürünlerin imhasına, masrafı davalıya ait olmak üzere hükmün bir örneğinin en yüksek tiraja sahip ilk 3 gazeteden birinde ve sektörel bir süreli yayında ilanına, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/175 D.İş, Bakırköy Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas ve Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … Talimat sayılı dosyalarında yapılan masraflar ile bu dosyada yapılacak masrafların, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının faydalı model belgesinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu iddiasını inkar ile, davacı adına 23.03.2020 tarihinde tescil edilen tam otomatik döner robotu ürünlerinin müvekkili tarafından haksız kullanıldığı iddiasını kabul etmediklerini, bilirkişi vasıtasıyla müvekkili şirketin iş yerinde uyuşmazlık konusu döner kesme robotu ile davacının tescil sahibi oldugu faydalı model belgesine konu döner kesme makinesi arasındaki farkların incelendiğini ancak Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/175 D. İş sayılı dosyası ile salt davacı talepleri doğrultusunda ve açıkça çelişkili, objektiflikten uzak bir bilirkişi raporu dayanak gösterilerek ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ilgili talebe karşı müvekkili şirketçe itiraz edilmişse de mahkemece çelişkili rapor doğrultusunda tedbir kararı verildiğini, rapor tespitlerine katılmadıklarını, aynı işlev, aynı şekilde görme ve aynı sonucu ortaya çıkarmanın birlikte söz konusu olmaması nedeni ile talep edilen unsur açısından eş değer kabul edilmesinin söz konusu olamayacağını, manuel kullanımın olduğunu, uzman raporunda bu hususa değinildiğini, yazılımlarında eş değer olmadığını, mezkur makine ile ilgili tescil başvuru işlemlerine başlanıldığını, belgeleri ve delilleri de ibraz edeceklerini, neticeten davacı makinesi ile kendilerine ait makine arasında hiç bir benzerliğin bulunmadığını beyanla faydalı modele tecavüz etmediklerini, haksız rekabete sebebiyet vermediklerini, davanın reddine ve müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati tedbir sebebiyle müvekkilinin telafisi güç ve imkansız zararlara uğrayacağından bahisle tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini savunmuştur. İlk derece Mahkemesi, 2022/175 Değişik İş sayılı dosyasında, 19.09.2022 tarihinde “…Mahkememize ait 2022/175 değişik iş dosyası üzerinden yapılan tespit ve alınan bilirkişi raporunda görsellerine yer verilen karşı taraf uhdesinde bulunan talep eden adına olan … tescil numaralı faydalı model belgesine tecavüz oluşturduğu raporda tespit olunan ve görsellerine yer verilen ürünlere tedbiren el konularak yed-i emine teslimine…” gerekçesi ile talep edenin (eldeki davada davacının) ihtiyati tedbir talebinin 100.000-TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar vermiştir. İlk Derece Mahkemesi 30.11.2022 tarihli ara karar ile “… Davalı vekili itiraz dilekçesi ile, dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporuna dayanılarak verilen ihtiyati tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olup, müvekkilinin ticari hayatını esaslı bir şekilde zarara uğratacağını, dosyada mübrez raporun haksız ve hukuka ayrıkı olduğunu, raporun tedbire dayanak teşkil edecek nitelikte olmadığını, ihtiyati tedbir kararına dayanak olan konu bilirkişi raporunda tespit edilen davaya konu makinalar arasında farklılıklardan çok daha fazla farklığın ürünler arasında mevcut olduğunu, söz konusu bu farklılıkların hiçbirinin raporda yer almadığı gibi mevcut farklılıkların da eşdeğer nitelikte olmadığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. … 6769 sy. SMK’nun 159/1.md’sine göre; Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için gereken yaklaşık ispattır, zira davacı iddialarının tarafların tüm beyan ve itirazları ile değerlendirilerek yapılacak yargılama sonucunda ulaşılabilecek tam ispat tedbir aşamasında aranmaz. … Buna göre, alınan rapor ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi için yaklaşık ispat koşulları oluştuğu, davalının mahkememizce verilmiş ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itiraz dilekçesindeki hususların tahkikat aşamasında incelenecek ve değerlendirilecek iddialar olduğu, bu aşamada mevcut delil durumu itibariyle tedbir kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu …” gerekçesi ile davalının (değişik iş dosyasında karşı tarafın) tarafın ihtiyati tedbirin kısmen kabulü kararına karşı itirazının reddine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Cevap ve itiraz dilekçesindeki beyanları tekrar ile, mahkemenin hiçbir değerlendirme yapmadığını, gerekçe göstermediğini, ihtiyati tedbire itiraz sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığı ve müvekkili tarafından öne sürülen sebeplerin bu sebeplerden olmadığı gerekçesi ile itirazlarının haksız şekilde reddedildiğini, kararın çelişik olduğunu, bilirkişi raporunun ehil olmayan kişilerce hazırlandığını, rapora itiraz ettiklerini, buna rağmen raporun karara dayanak tutulduğunu, müvekkiline ait döner kesme aleti ile davacının faydalı modeline konu makine arasında ciddi farklar bulunmakta olduğunu buna rağmen bilirkişinin objektif bir tespitte bulunamadığını, müvekkilinin telafisi güç ve imkansız zararlara uğrayacağını, ticari faaliyetlerinin adeta durma noktasına getirecek bu kararın yalnızca yüzeysel inceleme sonucu alındığını beyanla Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/175 D. İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbirin kısmen kabulü kararına itirazlarının kabulü ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir talep dilekçesi ile dava dilekçesi içeriğini tekrar ile, davalı itirazlarının reddi kararının yerinde olduğunu, bilirkişi raporlarının içeriğinde görüleceği üzere davalı tarafça üretilen ürünün müvekkiline ait faydalı model kapsamında yer aldığının çok açık olduğunu, davalı tarafça sunulan “uzman mütalaası” adı altındaki belgeye itirazlarının bulunduğunu, belgeyi hazırlayan kişilerin kim oldukları ve yetkinliklerinin belirsiz olduğunu, görüşlerin dosya kapsamında kabul edilmesinin mümkün bulunmadığını, davalı tarafça hiç bahsedilmemekle birlikte, davanın esası ve işbu ihtiyati tedbir kararı yönünden önemli olan bir diğer hususun da müvekkilinin eski çalışanı … olduğunu, …’nın daha önce …’ta müvekkilinin faydalı model belgesine tecavüz eder şekilde otomatik döner robotu ürününün üretimini sağladığını, müvekkilinin bu şirkete karşı dava açıp kazanmasından sonra işbu dosyanın karşı tarafı olan …’a geçtiğini, salt bu hususun dahi karşı tarafça üretilen otomatik döner robotlarının müvekkiline ait faydalı model belgesine ihlal teşkil ettiğini açıkça gösterdiğini, zira …’nın karşı taraf bünyesinde çalışmaya başladıktan sonra işbu ürünlerin üretimine başlandığını, esasen yine müvekkili ürünlerinin kopyalarının üretime konu edildiğini, mahkeme dosyasında işbu iddianı ispatlar nitelikte Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ nin 2021/246 E. Sayılı dosyasında verilen ilam ve bu ilama dayanak teşkil eden bilirkişi raporu sunulduğunu, dosyada karışıklık yaratmamak adına işbu dilekçe ekinde tekrar sunulmadığını, neticeten davalının savunmalarını inkar ile ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine yönelik kararın hukuka uygun olması sebebiyle davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini savunmuştur. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalının eylemlerinin faydalı model belgesinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ve bu eylemlerin men’i ve ref’i istemine ilişkindir. İstinafa konu uyuşmazlık; ilk derece Mahkemesinin 19.09.2022 tarihli 2022/175 Değişik İş sayılı dosyasında, 100.000-TL teminat karşılığında talep eden (davacı) adına olan 2017/03909 tescil numaralı faydalı model belgesine tecavüz oluşturduğu raporda tespit olunan ve görsellerine yer verilen ürünlere tedbiren el konularak yed-i emine teslimine dair ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü kararına karşı karşı taraf (davalı) itirazının 30.11.2022 tarihli ara karar ile reddi kararının isabetli olup olmadığına dairdir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir.Ayrıca tescilli markalar ve patentler bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almakla 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde kullanımların olduğunu ispat etmek şartıyla ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararı, talep edildiği tarih itibariyle dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirilerek verilmesi gereken geçici hukuki koruma türüdür. Bu sebeple yasa koyucu, mutlak ispatı değil yaklaşık ispatın varlığını yeterli görmüştür. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, dosya kapsamına göre; talep edenin tedbir talebi yönünden dosyaya sunulu bilgi, belge ve delillerden, yine mevcut bilirkişi raporundan yaklaşık ispata kanaat getirilmesi isabetli bulunmuş olup davalı- karşı tarafın ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne yönelik karara itirazlarının reddine dair mahkemece verilen kararda usule aykırılık bulunmamaktadır. İstinaf dilekçesinde öne sürülen diğer sebepler ise, yargılamanın esasına ilişkin olup yargılamayla çözümlenecek hususlardır. Saptanan ve hukuksal durum karşısında; tarafların dayandıkları bilgi ve belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece Mahkemesinin kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre karar isabetli bulunmuş, davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiş olmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih ve 2022/223 E. sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.