Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/210
KARAR NO: 2023/1431
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 21/10/2022
NUMARASI: 2022/46 E. – 2022/133 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Patent Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” adlı ABD merkezli şirketin patentli ürünü olan “…” adlı yazılımın Türkiye sınırları dahilinde hak sahibi olduğunu, davalı şirketin ise patent koruması altında olan ve müvekkilinin hak sahibi olduğu yazılımı hukuka aykırı olarak korsan şekilde kopyalanmış hali olan “…” adlı yazılımı kullanarak müvekkilinin hali hazırda ve potansiyel müşterilerine başvurduğunu, müvekkilinin hak sahibi olduğu ürünün kopya versiyonunu ve buna bağlı bakım, uzaktan destek gibi hizmet kalemlerini satabilmek adına daha düşük fiyatlı teklifler sunduğunu, davalının bu eyleminin haksız rekabet oluşturduğu belirterek, bu nedenlerle zararın artmasını önlemek için dosya üzerinden ihtiyati haciz kararının verilmesine, davalıya ait adres ve bilişim sistemlerinde delil tespiti gerçekleştirilmesine, davalının fiilinin haksız rekabet olduğunun tespitine ve sonrasında haksız rekabetin önlenmesine, haksız rekabet teşkil eden ürünlerin toplatılmasına, davalının kusurlu olması sebebiyle belirsiz alacak talebiyle dava değerini artırma hakları saklı tutularak 10.000-TL maddi tazminata hükmedilmesine, kararın kesinleşmesinden sonra haksız rekabetin önlenmesi hususunun Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesinde ilan ettirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu yazılımın Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde hak sahibi olduğuna dair hiçbir belgeyi dosyaya ibraz etmediğini, dolayısıyla hak sahibi olduğunu ispat edemediğini, husumet itirazında bulunduklarını, davacının Türkiye’de patent koruması altında bulunan hiçbir yazılımı bulunmadığını, müvekkilinin kullandığı yazılımın yine müvekkili tarafından geliştirilip kullanıldığını, bu alandaki tek yerli ve milli ürün olduğunu, ürünün üçüncü kişilerin haklarını hiçbir surette ihlal etmediğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Dava, davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği “…” adlı yazılımın davalı tarafça taklit edilerek “…” adı altında kullanıldığı iddiasıyla açılan haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi tazminatın tahsiline ilişkindir. Davacı vekilinin 21/10/2022 tarihli feragat dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan ettiği, dosyada mevcut Üsküdar … Noterliği’nin 30/03/2020 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin mevcut olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 311. maddesi uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğuracağından,” davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 16/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle; “6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükmün Tashihi başlıklı 304. maddesinde “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir.” hükmünü havi olup, 31942 sayısı ile 3 Eylül 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Tarifesi’nin 6.maddesi uyarınca; anlaşmazlığın feragat sonucunda ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilmesi halinde, tarifede belirlenen ücretlerin yarısına hükmolacağını, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar feragat nedeniyle davanın reddi halinde belirtilen ücretlerin yarısına hükmolması gerektiğini, dava dilekçesinde müddeabih sonradan arttırılmak üzere 10.000,00-TL şeklinde belirtildiğini, işbu davadan dilekçeler teatisi sonrası fakat ön inceleme aşaması öncesinde feragat edilmiş olduğunu, bu nedenle hükümde yazılı 15.000,00-TL tutarındaki vekalet ücretinin, 31942 Sayılı 3 Eylül 2022 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca yarı oranında olacak şekilde tashihini” talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 13/12/2022 tarihli ek karar ile özetle; “Hükmün tashihi 6100 Sayılı HMK.nun 304.maddesinde düzenlenmiş olup madde düzenrlemesine göre ancak hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar düzeltilebilir. Vekalet ücretinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde yazılandan daha fazla belirlendiği iddiasıyla hükmün tashihi talep edilmişse de, vekalet ücretiyle ilgili kararın yazı ve hesap hatası, ya da benzer açık hata niteliğinde olmadığı, bu karara karşı ancak istinaf yargı yoluna başvurulabileceği anlaşılmakla,” davacı vekilinin HMK’nun 304.maddesi kapsamında olmayan tashih isteminin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili ek karara karşı sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; 31942 sayılı ve 03.09.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan AAÜT’nin “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” başlıklı md.6/1 uyarınca anlaşmazlık, feragat sonucunda ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse tarifede belirlenen ücretlerin yarısına hükmolunacağını, 21.10.2022 tarihli feragat dilekçesi ile davadan, dilekçeler teatisi sonrası fakat ön inceleme aşaması öncesinde feragat edildiğini, İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 22.10.2022 tarihli gerekçeli kararındaki 15.000,00 TL tutarındaki vekalet ücretinin 31942 sayılı 03.09.2022 tarihli Resmi Gazete’ye uygun olarak yarı oranında olacak şekilde hükmedilmesi gerektiğini, 16.11.2022 tarihli dilekçe ile hükmün tashihini talep ettiklerini, taleplerinin reddedildiğini, belirterek hükümde yer alan ve davalı lehine yazılan 15.000,00 TL vekalet ücretine dair hükmü ve bu hükme karşı yapılan tavzih talebinin reddine dair hükmün kaldırılmasına, tutarın tarifeye uygun şekilde yarı oranında olarak hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın 16.11.2022 tarihinde davacı vekilinin UETS hesabına e-tebligat olarak iletildiğini, 21.11.2022 tarihinde tebliğ edildi sayıldığını, 05.12.2022 tarihi itibariyle istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, kararı istinaf etmeyen davacının 16.11.2022 tarihli dilekçesi ile hükmedilen vekalet ücretinin AAÜT uyarınca yarı oranında azaltılarak tahsis edilmesi talebinde bulunduğunu, 12.12.2022 tarihli dilekçelerinde de açıkladıkları üzere söz konusu hüküm fıkrasının tashih veya tavzih yoluyla değiştirilmesinin mümkün olmadığını, davacının sadece hükmün tashihinin reddi kararını istinaf etme hakkı bulunurken hukuka aykırı şekilde hem gerekçeli kararı hem ek kararı istinaf etmeye çalıştığını, gerekçeli kararın 05.12.2022 tarihi itibariyle kesinleştiğini, davacının 21.10.22 tarihli gerekçeli kararın istinafı yönünden süresi içinde olmadığını, tashih talebinin reddine yönelik ret kararının da HGK kararında belirtildiği gerek ek kararda hüküm altına alındığı üzere vekalet ücretiyle ilgili kararın yazı ve hesap hatası veya benzer açık hata niletiğinde olmadığı yani hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece 21.10.2022 tarihinde davanın feragat nedeniyle reddine, davalı vekilinin haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretine, davalı vekiline maddi tazminat davası üzerinden A.A.Ü.T. uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine karar verildiği, işbu kararın davacı ve davalıya 21.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından 16.11.2022 tarihinde tashih talebinde bulunduğu mahkemece duruşmalı yapılan tashih talebi neticesinde 13.12.2022 tarihli ek karar ile tashih talebinin reddine karar verildiği, bu karar ile birlikte asıl karara da karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Davacının ek karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede davacı tarafından hüküm fıkrasının vekalet ücreti yönünden tashihle düzeltilmesi talep edilmiş olup, HMK 305/2 fıkrası uyarınca hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez hükmünün yer aldığı, hüküm fıkrasının tavzih yolu ile düzeltilmesi mümkün olmadığından ancak istinaf kanun yoluna başvurulabileceği anlaşıldığından mahkemece davacı vekilinin hükmün tashihi talebinin reddine dair verilen karar hukuken yerindedir.Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; asıl karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 345. maddeye göre istinaf yoluna başvuru süresi 2 hafta olduğu, ilamın usulen taraflardan her birine tebliği ile işlemeye başlayacağı, asıl kararın tebliğ tarihi 21.11.2022 tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde yapılmış istinaf başvurusu bulunmadığından davacının asıl karara yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK 346 maddesi gereğince istinaf dilekçesinin usulden reddine, tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde davacı vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 13/12/2022 tarih ve 2022/46 E., 2022/133 K. Sayılı ek kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 341/4. maddesi delaletiyle 6100 Sayılı HMK’nun 352/1/b. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE,2-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/10/2022 tarih ve 2022/46 E., 2022/133 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 23/11/2023