Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/192 E. 2023/108 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/192
KARAR NO: 2023/108
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 10/10/2022
NUMARASI: 2022/123 E. – 2022/125 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; talep eden firmanın çanta üretimi ve satışını yapan bir firma olduğunu, davalının izinsiz olarak taklidini yaptığı çantaların ve talep edenin sattığı diğer tüm çantaların tasarımını, talep eden şirket kendisi yapmakta olduğunu, tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü olduğunu, bu tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine ait olduğunu, müvekkil firma satışını yaptığı çantaların tasarımını özel olarak yaptığını, talebe konu çanta tasarımlarının tasarım hakkını da tescil ettirdiğini, müvekkil firmaya ve davalı firmaya ait çantalar yan yana incelendiğinde tasarımlarının birebir aynı olduğunu ve müvekkilin mevzuat tarafından korunan tasarım hakkına tecavüz edildiğinin açıkça ortada olduğunu, aynı şekilde davalı firmanın ınstagram isimli sosyal paylaşım sitesindeki “…” kullanıcı adını taşıyan sayfasında da aynı ürünlerin tanıtımının ve satışının yapıldığını taraflarınca tespit edildiğini, anılan sayfada çantaların satış fiyatları da ürünlerin altında yorum olarak belirtildiğini, zincirli olanın satış fiyatının 1.750-tl, diğer ürünün satış fiyatının ise 290 usd (bugünün kur karşılığı 5.378-tl) olduğunu, bu durumun yorumlar kısmında belirtildiğini, davalı firma tarafından üretilip satışa sunulan müvekkilinin tasarım hakkına tecavüze konu çantaların üretimini ve satışını engellemek amacıyla ihlalin tespitini, çantalara ve bu çantaların üretiminde kullanılan araçlara el konulması suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 07/11/2022 tarihli ara kararıyla; “HMK 389.maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelecek bir değişiklik nedeniyle gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilir. Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu göz ardı etmez. Bu sebepledir ki genelde geçici hukuki korumalara, özelde ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacize karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Geçici hukuki korumalarda bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine, tüm delillerin incelenmesine yeterli bir zamanın olmaması gibi sebeplerle, yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddiaının yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir. Zira kesin hukuki koruma zaten deliller toplanıp yargılama sonuçlandırıldıktan sonra haklılık durumuna göre sağlanacaktır. Dolayısıyla geçici hukuki korumanın önemi ve amacı verilecek bir tedbir kararı ile gerçekleştirilmiş olacaktır. Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu yaklaşık ispat şartı dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden yasal şartların oluşmadığına kanaat getirilmekle davacının tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir. Talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil şirkete ait tasarımların … isimli firma tarafından müvekkilden izin almaksızın kullanıldığı iddiasıyla delil tespiti yapılarak ürünlerin toplatılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiğini, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, ancak verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan kaldırılması gerektiğini, Bilirkişi raporu tarafa tebliğ edilmediğini, itiraz süresi beklenmediğini, bilirkişi raporunda görselleri yer alan incelemeye konu çantalar ile müvekkil şirketin tasarımı arasındaki benzerlik, ortalama insan zekasına sahip kimseler tarafından rahatça anlaşılabileceğini, mahkemece taraflarına bilirkişi raporunun tebliğ edilmediğini, edilse idi itirazın mümkün olacağını itirazları beklenmeksizin ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, müvekkilinin adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, bu nedenle verilen kararın eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini, bilirkişi tarafından müvekkile ait tescilli tasarımlar ile incelenen ürünlerin farklı algılandıkları yönünde kanaat belirtildiğini, bilirkişinin kanaatine katılmadıklarını, incelenen ürünlerin tüketicinin gözünde tescilli tasarım ile aynı algılanacak derecede benzer nitelikte olduğu çıplak gözle dahi anlaşıldığını, Çantaların formu, kullanılan malzemesi, desenleri, yan yüzeylerin çıt çıt marifetiyle tutturulmuş olması, kilit mekanizmasındaki şekli benzerlik vs bir bütün olarak değerlendirildiğinde, her iki çantanın birbirine benzer nitelikte olduğu kuşku götürmez olduğunu, çantalar arasında bir kısım farklılıklar bulunması, tasarımda farklılık anlamına geldiğini, küçük farklılıklar dolayısıyla tasarımların farklı olduğunun söylenemeyeceğini, zira söz konusu çantaların müvekkil firmanın bir kullanıcısı tarafından müvekkile bildirildiğini, çantaların tüketicinin gözünde müvekkilin tescilli tasarımı ile aynı izlenimi yaratmış olduğunu, bu nedenle müvekkile ait tasarımlara son derecede benzer ve kullanıcı nazarında aynı olduğu izlenimi yaratacak olan incelemeye konu ürünlerin benzer kabul edilmesi gerektiğini, Mahkemece taraflarına tebliğ edilmeyen ve görüşleri alınmaksızın değerlendirilen hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda, yaklaşık ispat gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının müvekkile tasarım hakkına yönelen tecavüzün devam etmesine neden olmakla birlikte usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kabulüne. ilk derece mahkemesinin 07.11.2022 tarihli kararın kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Eldeki uyuşmazlığın da bu yasal düzenlemeler çerçevesinde çözülmesi gerekmektedir. 6769 sayılı Kanun’un 159. maddesinde ihtiyati tedbirler düzenlenmekte olup, madde hükmü “(1) Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkiniğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.” şeklindedir. 6100 Sayılı HMK’nun 389/1. Maddesi ise; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği”, HMK 390/3 mad. “ Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü taşımaktadır. Mahkemece, bilirkişi heyetinden rapor aldırıldığı, 26/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda, tespit isteyen tarafa ait … tescil numaralı çoklu tasarım dosyasına ait 03-01 locarno sınıfına dair 1 numaralı şeklindeki tasarımın tescilli olduğu, koruma süresinin devam ettiği, tespit isteyen tarafa ait 2022/0017 başvuru numaralı çoklu tasarım dosyasına ait 03-01 locarno sınıfına dair 6 numaralı şeklindeki tasarımın henüz yayınlanmamış olduğu, yapılan değerlendirme sonucunda tespit isteyen tarafa ait … tescil numaralı çoklu tasarım dosyasına ait 03-01 locarno sınıfına dair 1 numaralı şeklindeki tasarın ile aleyhine tespit istenen işyerinde bulunan şeklindeki tasarım arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıklarını, yapılan değerlendirme soncunda tespit isteyen tarafa ait …deki tasarım arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıklarının tespit edildiği belirtilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin bilirkişi raporu sunulduktan sonra değerlendirilmesine ve raporun karşı tarafa tebliğine karar verildiği, bilirkişi raporunun davacıya 12/11/2022 tarihinde ve davalıya 22/11/2022 tarihinde karardan sonra tebliğ edildiği, davacı tarafından istinaf tarihi itibariyle 28/11/2022 tarihinde bilirkişi raporuna itirazlarının dile getirildiği gözetildiğinde bilirkişi raporunun davacıya tebliğ edilmemesine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Somut olayda dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre, dosyada alınan bilirkişi heyet raporu göz önünde bulundurulduğunda buna göre yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı, ileride değişen koşullara göre bilirkişi raporu alınabileceği ve yaklaşık ispat şartlarının varlığının tespiti halinde mahkemece her zaman tedbir kararı verilebileceği, bu aşamada 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/10/2022 tarih ve 2022/123 E, 2022/125 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacı’dan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/02/2023