Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/187 E. 2023/193 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/187
KARAR NO: 2023/193
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2022
NUMARASI: 2022/13 E. – 2022/319 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile ortağı …’in davalıya ait … Mahallesi No: .. K: … Güneşli – Bağcılar / İstanbul adresinde bulunan işyerini yaklaşık 1,5 yıl önce devraldıklarını, devir sebebi ile davacı ve ortağının davaya konu 38.100 TL bedelli senedi davalıya verdiklerini, senede karşılık olarak davacı ile ortağı tarafından davalının piyasaya olan borçlarının ödenmesi hususunda anlaşma sağlandığını, davacı ve ortağı …’in davalının … Tekstil Ltd. Şti’ne olan borcuna karşılık olarak 02.02.2017 tarihinde 3.322 TL, 02.03.2017 tarihinde 3.322 TL, 03.04.2017 tarihinde 3.322,00 TL ödediklerini, davalının … Tekstil … isimli firmaya 05.08.2016 tarihinde … bank Güneşli Şubesi 20.01.2017 vadeli 10.982,85 TL bedelli çeki yine bu firmaya 30.06.2016 tarihli …bank Güneşli Şubesi … çek no’lu 20.11.2016 vadeli 7.010,03 TL bedelli çeki verdiğini, bunun dışında davalının borçlu olduğu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına karşılık olarak davacı ve ortağının 15.560,07 TL’lik dosyanın vekiline banka kanalı ile ödediğini Av. … tarafından davacı ve ortağına dosyanın tamamen kapatıldığına dair ibraname yazısı verildiğini, davalının takibe konu çeki teslim etmediğini, davalı ortağının araması üzerine 18.000 TL vermeleri halinde senedi iade edeceğini söyleyerek tehdit şantaj ve korkutmak suretiyle senet bedelini kötü niyetli olarak tahsil etmek çabası içerisine girdiğini, davacı ve ortağının 24.11.2017 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/113985 sor. sayılı dosyası ile şikayette bulunduklarını, davalı ve ortağının davalıya olan borçlarını fazlasıyla ödemiş olduklarından işbu davanın açılmasının zorunlu hak geldiğini belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasının durdurulmasını, anılan dosyadan tahsilat yapılması halinde yargılama sonuna kadar davalıya ödeme yapılmamasını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının takip çıkış miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının kambiyo evrakına dayanmakta olup evrakın varlığı ve evrak altında mevcut imzaların davacı tarafça da kabul ve ikrar edilmiş olduğundan ilgili evraka ilişkin ödemenin de HMK ilgili hükümleri gereği yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde takibe konu senet ile ilgili olmayan taraflar arasında başkaca ticari ilişkilere ait bulunan bir kısım ilgisiz ödeme belgelerini ispat vesikası olarak sunduğunu, davalının sahibi bulunduğu … Mahallesi No: … Güneşli – Bağcılar adresindeki işyerinin davacılara devredilmiş olup bakiye devir bedeli için icra takibine konu bononun alındığını, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine işbu davaya konu icra takibinin başlatıldığını, davacının ispat vesikası olarak dosyaya sunmuş olduğu belgelerin ve ödeme makbuzlarının takip konusu senetle ilgisi olmadığını, HMK’nın ispata ilişkin amir hükümleri gereği ispat yükü davacıda olup senet bedelinin ödendiği hususunun HMK m.200 gereği ancak HMK’da nitelikleri sayılmış, yazılı bir belge ile ispat edileceğini, dosya kapsamında bu şartlara haiz bir belge olmadığını, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/113985 hz. no’lu soruşturmasının takipsizlik kararının denetimden geçerek kesinleştiğini, davacının dava dilekçesinin 4 no’lu bendinde belirttiği CD’nin taraflarına tebliğ edilmediğini, yetkili merci kararı olmadan ses kaydı almanın TCK ilgili hükmü gereği suç olduğunu beyan ettiklerini ses kaydı içerikli CD’nin dosyadan çıkarılmasını ve lehte veya aleyhte hükme esas alınmamasını talep ettiklerini, davacının dilekçesinde 3 no’lu bendinde bahsettiği ödeme bilgileri irdelendiğinde bir kısmının takibe konu senedin vade tarihinden bile önce olduğu ve üçüncü kişilere yapılan ödemeleri içerdiğinin görüldüğünü, takibe konu senedin devir bedelinin bakiye kısmı için verildiğini, davacının kötü niyetli olarak icra takibini durdurduğunu belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddini, hukuka aykırı yöntemler kullanılmak suretiyle elde edilen ve ses kaydı içerdiği iddia edilen CD’nin amir hükümler gereği dosya kapsamından çıkarılmasını alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davacıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Taraflar arasında 38.100 TL bedelli senedin davalıya verildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, ancak davacı tarafından, bu senedin, devralınan ticari işletmenin borçlarının ödeme karşılığında verildiğinin iddia edildiği, devir sözleşmesi ya da iş bu senedin bir borç ilişkisinden kaynaklandığını beyan eden herhangi bir belgeye rastlanmadığı, davacının, davalıya vermiş olduğu senedin, bir borç ilişkisinden kaynaklanan borcun ifa edilmesi karşılığında verildiğini ispat etmesi gerektiği, dava dosyasında yer alan belgelerden, davacının dava dışı üçüncü kişilere ödemeler yapmış olduğunun görüldüğü, ancak, bu belgelerin de senetten kaynaklanan borcun ifasına ilişkin olarak yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklık bulunamadığı, davacı tarafından senetten kaynaklanan borcun ifa edildiğine ilişkin iddianın da HMK uyarınca yazılı senetle yapılması gerektiği, ancak ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmiştir. Dairemizin 23.09.2021 tarih, 2020/1700 esas, 2021/940 karar tarihli kararı ile; ödeme defini ileri süren davacının bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı, ancak Mahkemece yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan davanın reddine karar verildiği gerekçesiyle, Mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesine göre kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ” davalıya teklif edilen yeminin eda edildiği, devir sözleşmesi ya da iş bu senedin bir borç ilişkisinden kaynaklandığını beyan eden herhangi bir belgeye rastlanmadığı, davacının dava dışı üçüncü kişilere ödemeler yapmış olduğuna ilişkin belgelerin dosyada yer aldığı, ancak, bu belgelerin de senetten kaynaklanan borcun ifasına ilişkin olarak yapıldığına dair herhangi bir açıklık bulunamadığı, davacı tarafından senetten kaynaklanan borcun ifa edildiğine ilişkin iddianın da HMK 200. Madde uyarınca yazılı senetle yapılması gerektiği gerekçeleriyle, davanın reddine, “karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafın gerçeğe aykırı şekilde yemin ettiğini, dava dosyasında bulunan ses kaydı irdelenmeksizin verilen kararın ve davalının yemininin kabul edilemeyeceğini, Davacının ve ortağı …’in, 38.100,00 TL’lik senede karşılık olarak davalının piyasaya olan borçlarını ödediklerini, bu durumun dava dosyasına sunulan makbuzlarla da sabit olduğunu, nitekim makbuz incelendiğinde görüleceği üzere davalı … adına yapılan ödemelerin davacı müvekkili ve ortağı … tarafından yapıldığını, bu durumun yapılan ödemelerin senede karşılık yapıldığının en büyük delili niteliğinde olduğunu, zira ortada herhangi bir sebep yok iken davalının yüklü miktardaki borçlarının, davacı müvekkil ve ortağı tarafından ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, yerel Mahkemenin bu durumu göz önüne almadan davanın reddine karar verdiğini, verilen bu karar ile adeta davalının 38.100,00 TL’lik senedin bedelini tahsil ederek haksız kazanç elde etme gayesinin hukuk düzeni tarafından korunduğunu, TMK madde 2/2 de göz önüne alınarak Yerel Mahkemece hakkaniyete aykırı bir şekilde verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini,Dosya kendisine tevdi edilen bilirkişilerin, dosyaya raporlarını sunduklarını, bu rapora göre davalıya herhangi bir borçlarının bulunmadığının tespit edildiğini,Yerel Mahkemenin, raporlar arası çelişkiyi giderecek üçüncü bir rapor da almadığını, Sunulan delillerin tamamının, davalının borcunun, davacı tarafından ödendiğine ilişkin olduğunu, Yerel Mahkemenin bu hususları ödeme yapılan şirket ve kişilerden sormadığını, kararın bu yönüyle eksik olduğunu beyan ederek, açıklanan nedenlerle Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.Taraflar arasında bir iş yeri devri gerçekleştiği ve dava konusu senedin de bu devir işlemi kapsamında verildiği sabit olmakla birlikte, davacı iddiasına göre, senet borcunu karşılayacak şekilde davalının piyasaya olan borçlarının ödendiği ve senet nedeniyle borçlu olunmadığı, davalı iddiasına göre ise, senedin bakiye devir bedeli için alındığı ve senet bedelinin ödenmediği ileri sürülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davaya konu senedin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki devir sözleşmesinin içeriği ve senedin sözleşmedeki yeri konusunda dosyaya yansıyan bir delil bulunmamaktadır. Ancak kambiyo senedi soyut bir borç ikrarıdır. Her ne kadar davacı tarafça, senet bedelinin ödendiği iddia edilmiş ve bu hususta bir kısım belgeler dosyaya sunulmuş ise de, yapılan ödemelerin dava konusu senede mahsuben yapıldığına ilişkin bir açıklama veya başkaca bir delil bulunmadığı, bu ödemelerin dava dışı bir kısım çek ve senet ödemeleri ile elektrik borcu ödemelerine ilişkin olduğu sunulan belgelerden anlaşılmıştır. Ödeme defini ileri süren davacı bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dairemizin önceki kaldırma kararında vurgulanan hususlar dikkate alınarak davacı yanca davalıya teklif edilen yeminin ”Davaya konu 38.100,00TL bedelli, borçluları davacı … ve ortağı … olan 09/01/2017 vadeli senedi işyerinin devrine karşılık aldığıma, bu senet bedeline mahsup edilmek üzere bana ait borçların davacı … ve … tarafından ödenmediğine, davacı ve ortağının yaptığı ödemelerin tamamen başkaca ticari ilişkilere karşılık ödemelerin yapıldığına, davaya konu senetten dolayı alacağımın gerçek olduğuna Allah’ım, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün değerler üzerine yemin ederim. ” şeklinde eda edildiği görülmüştür. Diğer yandan davacı borçlu bulunmadığını ancak usulüne uygun yazılı delil ile ispatlayabilir. Usûlüne uygun elde edildiği hususunda bir delil bulunmayan ses kaydının yazılı delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının ispat yükünü yerine getiremediği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2022 tarih ve 2022/13 E., 2022/319 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023