Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/168
KARAR NO: 2023/192
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 20/09/2022
NUMARASI: 2021/234 E. – 2022/135 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı …’ün “…” adlı dizinin ilk 8 bölümünde yönetmen olarak çalıştığını, davacı ile davalı … Yapım arasında sözlü anlaşmaya uygun olarak ilk bölüm öncesi hazırlıklar için bir bölümlük ücretin, ardında da ilk 3 bölüm ücreti olarak bölüm başına net 30.000 TL ödeme yapıldığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmamakla birlikte toplam 10 bölüm için ve bölüm öncesi hazırlıklar için bir bölümlük ücret olmak üzere bölüm başına 30.000 TL ücret ödenmeye başladığını, ilk 3 bölüm ve 4 . Bölümün kısmen ödeme yapıldığını, 5, 6, 7 ve 8 bölümler için hiç ödeme yapılmadığını, davalı tarafından 8. bölüm sonrası sözleşmenin fesh olunduğunu, 4. Bölümden bakiye 4.000 TL ve 5, 6, 7 ve 8 bölüm ücreti için 120.000 TL olmak üzere toplam 124.000 TL’nin ödenmesi için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, takibin davalı şirkete 16/06/2017 tarihinde tebliği üzerinde davalı şirket tarafından Beşiktaş … Noterliğinin 16/06/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 6,7 ve 8 nolu bölüm ücretlerinin ödenmediğinin kabul edilmekle birlikte bu ücretlerin ödenmesinin mali hak devrine ilişkin sözleşmenin 3 gün içinde düzenlenmesi şartına bağlı olarak kabul edildiği, aksi halde ödemenin yapılmayacağının bildirildiğini, daha sonra davalı şirket tarafından 22/06/2016 tarihinde takibe itiraz olunması üzerine takibin durduğunu belirterek, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesi talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın FSHHM görev alanında kaldığını, İstanbul 2. FSHHM’nin 2017/123 esas sayılı dosyasında taraflar arasında bir dava daha açıldığını, derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davaların birleştirilmesi taleplerinin bulunduğunu, dava tarihi itibarı ile davacının muaccel borcunun bulunmadığını, davacının müvekkilinin yapımcılığını üstlendiği … isimli dizinin yönetmeni sıfatıyla sahip olduğu hakları devretmeyi kabul etmesine rağmen yazılı sözleşmeyi imzalamaması sebebiyle ihtilaf oluştuğunu, tarafların davacının dizide bölüm başına 25.000 TL ücret karşılığında yönetmenlik yapması hususunda anlaştıklarını, varılan mutabakat çerçevesinde davacının menajerine sözleşmenin gönderildiğini, ancak davacı tarafça sözleşmenin bazı kısımlarında değişiklik yapılması talebiyle sözleşmeyi iade ettiğini, davacı tarafından gönderilen sözleşme incelendiğinde ilk 13 bölüm için dizinin yayından kaldırılması halinde dahi ücretin ödenmesinin istendiğini, 13. Bölümden sonrası içinse şartların yeniden belirlenmesinin istendiğini, mali hak devri ve yapılacak ödemeye ilişkin herhangi bir itirazının bulunmadığını, gönderilen sözleşmenin davalı tarafça kabul edildiğini, çekimlere başlandığını, çekimler sebebiyle il dışında olan davacının geldiğinde sözleşmeyi imzalayacağını söylediğini ancak diziyi bırakmasından sonra imzalamaktan imtina ettiğini, kendisine yapılan telif ödemelerini ise itirazsız olarak aldığını, yapılan ödemelerin tamamının telif ödemesi olduğunu ve ancak yazılı mali hak devri yapılması halinde ücrete hak kazanılacağını, hak devrine ilişkin sözleşmenin imzalanmamış olması sebebiyle herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, Beşiktaş … Noterliğinin 16/06/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeyi imzalama zorunluluğu ihtar edilmiş olmasına rağmen davete icabet edilmediğini beyan ederek, görev, derdestlik itirazları ile birlikte birleştirme talebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”Derdestlik itirazına konu dava dosyasının konusu ile huzurdaki dava dosyası konularının farklı olduğu, bu nedenle derdestlik itirazının yerinde olmadığı, taraflar arasında yazılı olmayan bir sözleşme bulunduğu, davacının adı geçen dizide 8. bölüme kadar yönetmenlik yaptığı ve 6, 7, 8.bölümlerin ücretlerinin ödenmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, bölüm başına ücret konusunda uyuşmazlık bulunduğu, davalının 2. bölümden itibaren bölüm başına 30.000 TL ödediği, ilk yapılan ödemelerin yönetmenlik alacağından mahsup edilmesi gerektiği, zira davacının ödemeleri itirazsız kabul ettiği, bu nedenle davacı alacağının 30.000×8=240.000 TL olduğu, davalı tarafından toplamda 146.000 TL ödeme yapıldığı bakiye 94.000 TL yönünden davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 94.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip talebinde belirtilen faiz oranı ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak miktarının %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Banka kayıtları incelendiğinde, “1. Bölüm Avans Ödemesi” adı altına yapılan ilk ödeme sonrasında “1. Bölüm Yönetmenlik Ödemesi” ve “2. Bölüm Yönetmenlik Ödemesi” adı altında ödemelere devam edildiğini, avans ödemesi ile yönetmenlik ücreti alacağının böylelikle birbirinden ayrıldığını, mahsup edilen ödemenin ilk bölümün tamamlanmasının uzun sürmesinden kaynaklı olarak sektörde uygulanan “ön hazırlık ödemesi” olduğunu, mahsup talebinin kabul edilemeyeceğini beyan ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 17.06.2021 tarih, 2021/689 esas, 2021/727 karar sayılı kararı ile; ödeme kayıtlarına göre 2, 3, ve 4.bölüm ödemelerinin 30.000.00 TL üzerinden yapılmış olması ve davacının aynı yöndeki iddiası birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki yazılı olmayan sözleşmeye göre, bölüm başına 30.000,00 TL yönetmenlik ücreti üzerinden anlaşıldığının kabulü gerektiği, dolayısıyla bu yöndeki Mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakla beraber, davacı tarafça “ön hazırlık ödemesi” olarak nitelendirilen ödemelerin yönetmenlik alacağından mahsup edilip edilmeyeceği hususunun sektörel uygulamalar gözetilerek çözüme kavuşturulması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususta bir değerlendirme yapılmadığı, bu yönüyle bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmenin eksik olduğu gerekçesiyle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararından sonra İlk Derece Mahkemesince; “bilirkişi raporuna göre, “ön hazırlık ödemesi” olarak nitelendirilen ödeme iddialarının yerinde olduğu ve bakiye bölüm ücretinden mahsup edilemeyeceği, takip tarihi itibarı ile takibe konu miktar yönünden davalının borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ihtilafın, davacının müvekkili şirketin Yapımcılığını yaptığı … isimli dizide Yönetmen olarak görev almasına ilişkin olarak 5846 sayılı FSEK ilgili hükümleri uyarınca Yönetmen sıfatı ile sahibi olduğu hakları müvekkili şirkete devretmeyi kabul etmesine rağmen, yazılı sözleşmeyi imzalamamasından kaynaklandığını, Müvekkili şirketin davacıya, dava tarihi itibariyle muaccel bir borcu ve kusuru bulunmadığını, zira ihtilafın çözümü için elinden gelen her türlü çabayı gösterdiğini, hak devri yapılmadan, bedelinin ödenmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, davacıya dava açılmadan önce Beşiktaş 14.Noterliğinin 16.06.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi imzalaması zorunluluğu ihtar edilerek, imzadan sonra ücretlerinin ödeneceğinin bildirildiğini, ancak davacı tarafın bu davete icabet etmediğini, dolayısıyla, müvekkilinin herhangi bir kusuru veya temerrütünün söz konusu olmadığını, Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/123 E- 2018/23 K. Sayılı kesinleşmiş ilamı ile, taraflar arasındaki yazılı ” Yönetmen/ Mali Hak Devir Sözleşmesi “ geçerli kabul edilerek herhangi bir hak ihlalinin olmadığı sonucuna varıldığını, müvekkili şirketin, davacı ile … isimli dizide yönetmenlik yapması ve FSEK uyarınca mali hak ve yetkilerini yapımcıya devretmesi hususunda anlaştığını ve karşılığında ödenecek ücretin her bir bölüm için 25.000,00 TL (Yirmi Beş Bin TL) olarak belirlendiğini, yukarıda anılan karar gereği, taraflar arasında, kesinleşmiş ilam gereği sözleşmesel bir ilişki olduğunu, bu nedenle, öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanacağını, sözleşmede hüküm bulunmayan hallerde ise TBK 620 vd. Maddeleri gereği “Adi Ortaklık’ hükümlerinin uygulanması gerektiğini, ancak bilirkişinin, sözleşmede davacının alacağı bölüm başı ücret açıkça 25.000. TL (yirmibeşbintürklirası) olarak yazmasını yok sayarak, taraflar arasında zımni bir anlaşmanın varlığı varsayımıyla, davacının iddia ettiği bedel olan 30.000. TL (otuzbintürklirası) üzerinden hesaplama yaptığını, bu hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin davacı ile bölüm başı 30.000. TL ödeneceği şeklinde, zımni bir anlaşması olmadığı gibi bu iddiaya muvafakati da olmadığını, bankadan yapılan 30.000. TL lik ödemelerin bir zımni anlaşmanın delili kabul edilemeyeceğini, bunun 25.000. TL si ilgili bölümün ücreti olup, 5.000. TL sinin ise sonraki bölümlerden mahsup edilmek üzere ödendiğini, aksinin davacı tarafından ispatı gerektiğini, bu hususta sunulmuş bir delil bulunmadığını, taraflar arasındaki her türlü ihtilafın öncelikle ” Yönetmen/ Mali Hak Devir Sözleşmesi “hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğini, Ortada yazılı sözleşme ve hüküm var iken bilirkişice “sektörel uygulamalar gözetilerek” denilerek raporuna dayanak oluşturmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, rapor dikkatlice incelendiğinde sayın bilirkişinin rapor boyunca öznel tabirler kullandığını, mantıksal dayanaklardan yoksun konuştuğunu ve sürekli davacıyı övdüğünün görüleceğini, yerleşik yargıtay kararlarında görüleceği üzere bilirkişi raporunun gerekçeli, açıklamalı ve denetime elverişli olması gerektiğini, oysa bilirkişi raporunun gerekçeli olmaktan uzak olduğunu ve denetime elverişli olmayan öznel nitelikte olduğunu, dolayısıyla dosya kapsamında başka bir bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, Taraflar arasındaki sözleşme kabul edilmeyip davacının bölüm başı ücreti 30.000 TL kabul edilse dahi bilirkişi hesaplamasının hatalı olduğunu, davacı taraf hazırlık çalışmaları kapsamında ödeme yapıldığı iddiasında bulunmuş ise de, yine dekont açıklamalarına itiraz etmediğinden bölüm ücreti olarak tahsilat yapan davacının iddiasının rapora ve hükme esas alınmaması ve fazladan yapılan ödemelerin bakiyeden mahsubu gerekerek hesaplamalar yapılması gerektiğini, Davacının 8 bölümlük yönetmenlik yaptığının sabit olduğunu, taraflar arasında bu konuda bir ihtilaf bulunmadığını, her bölüm için 30.000 TL ödeme olduğu kabul edilse dahi 30.000 X 8 = 240.000 TL toplam ödenmesi gereken bedel söz konusu olduğunu, dosyada mübrez dekontlardan görüleceği üzere davacı tarafa toplam 146.000 ödeme yapılmıştır. Bu kapsamda davacı tarafın talep edebileceği miktar 240.000 – 146.000 = 94.000 TL olduğunu, müvekkili şirket ile davacı tarafın yalnızca bölüm başı ücret için anlaştığını, hazırlık avansı söz konusu olmadığını, Bilirkişi tarafından “Dava dosyasına delil olarak sunulan ödeme dekontlarında (1. Bölüm hazırlık avansı yazılan), sözle anlaşılan bu iş ortaklığında hazırlık bedeli ödemesi bir bölüm ücreti olarak davacı Yönetmene davalı yapımcı firma … Film yapımın ödediğinin anlaşıldığına,” şeklinde yapılan tespit kesinlikle hatalı olduğunu, bölüm başı ücret dışında, bir ödeme yapılacağına yönelik taraflar arasında bir anlaşma bulunmadığını, bu durumun dekont açıklamalarından görüleceğini, sadece avans ve yönetmenlik ödemeleri yapıldığını, avansın ise davacı taraf hizmetini ifa etmeden önce ödenen ve hizmetini ifa ettikten sonra alması gereken bedelden mahsup edilmek üzere ödendiğini, Karar verilmeden evvel müvekkili tarafından iyi niyetle 21.05.2021 ve 18.06.2021 tarihlerinde toplamda 150.000,00 TL iş bu davaya konu icra dosyası borcuna mahsuben açıklamasıyla ödenmiş olmasına rağmen, mahkemece iş bu hususun değerlendirilmediğini beyan ederek, Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, yönetmenlik alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı, yönetmenliğini yaptığı dizi için davalı yapımcı şirket ile anlaşmaya vardığını, hazırlıklar için bir bölümlük ücret olmak üzere bölüm başına 30.000 TL ücret ödenmeye başlandığını, ilk 3 bölüm için tamamen ve 4.bölüm için kısmen ödeme yapıldığını, 5, 6, 7 ve 8 bölümler için hiç ödeme yapılmadığını iddia ederken davalının, bölüm başına 25.000 TL ücret için anlaşıldığını, davacının mali hak devrini kabul etmesine rağmen diziyi bıraktıktan sonra sözleşmeyi imzalamadığını, ancak mali hak devrinin gerçekleşmesinden sonra davacının alacağa hak kazanacağını savunduğu görülmüş olup, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının davalının yapımcılığını üstlendiği ”…” isimli dizi filminde 8. bölüme kadar yönetmenlik yaptığı, davacıya ait hesap dökümleri incelendiğinde; 27.03.2017 tarihinde 6.000 TL avans ödemesi, 13.07.2017 tarihinde 25.000 TL 1. bölüm avans ödemesi, 21.04.2017 tarihinde 25.000 TL 1.bölüm yönetmenlik ödemesi, 12.05.2017 tarihinde 5.000 TL ve 25.000 TL olmak üzere 2. bölüm yönetmenlik ödemesi, 26.05.2017 tarihinde 30.000 TL 3. Bölüm yönetmelik ödemesi ve 06.06.2017 tarihinde 30.000 TL 4. bölüm yönetmenlik ödemesi adı altında ödemelerde bulunulduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bölüm başına ücret miktarının ne olduğu, davacıya yapılan ve davacı tarafça “ön hazırlık ödemesi” olarak nitelendirilen ödemelerin yönetmenlik alacağından mahsup edilip edilmeyeceği noktasında noktasında toplanmaktadır. Ödeme kayıtlarına göre 2, 3, ve 4.bölüm ödemelerinin 30.000.00 TL üzerinden yapılmış olması ve davacının aynı yöndeki iddiası birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki yazılı olmayan sözleşmeye göre, bölüm başına 30.000,00 TL yönetmenlik ücreti üzerinden anlaşıldığının kabulü gerektiği, dolayısıyla bu yöndeki Mahkeme kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Hal böyle iken, yine tarafların kabulüne ve denetime elverişli bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre, 5,6,7,8. bölüm yönetmenlik ödemelerinin yapımcı davalı tarafından yönetmen davacıya hizmet bedeli olarak ödenmediği, dolayısıyla ödenmeyen bölüm ücretlerinin 4×30.000 TL= 120.000 TL olduğu, yine rapordaki tespitlere göre, sektör uygulamalarında tarafların anlaşmalarında para ya da iş garantisi olarak sözleşme yapıldığı, somut olayda bazı ödeme dekontlarında 1. bölüm hazırlık avansı yazılmış olması nedeniyle, sözlü olarak ön hazırlık bedeli konusunda anlaşıldığının kabulü gerektiği, bu bedelin davacı iddiası gibi bir bölüm ücreti olan 30.000 TL olarak kabulü ile, bu kapsamda yapılan ödemenin 31.000 TL olması nedeniyle fazladan yapılan 1.000 TL’lik ödemenin yönetmenlik ücret alacağından mahsubu gerektiği, diğer yandan 120.000 TL bölüm ücret alacağına 1. bölüm için eksik ödenen 5.000 TL’nin eklenmesiyle toplam alacağın 125.000 TL olduğu ancak yukarıda açıklandığı üzere bu tutardan 1.000 TL fazladan yapılan hazırlık ödemesinin mahsubu ile davacının toplam alacağının 124.000 TL olarak kabulü gerektiği, aksi yöndeki istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, dolayısıyla Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı kanaatine varılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 20/09/2022 tarih ve 2021/234 E., 2022/135 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, ,2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.470,44 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 2.117,61 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.352,83 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2023