Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1671 E. 2023/1485 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO 2023/1671
KARAR NO: 2023/1485
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İstanbul Anadolu 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 07.09.2023 ara karar
NUMARASI: 2023/53 E.
DAVANIN KONUSU Marka (Manevi Tazminat İstemli)|Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Marka (Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılardan İngiltere merkezli … Ltd.’nin 45 yılı aşkın bir süredir yenilikçi sağlık ürünleri alanında faaliyet gösterdiğini ve ürünlerinin 110 ülkede piyasaya sunulduğunu, Türkiye’de mukim diğer davacı … A.Ş.’nin … ürünlerinin Türkiye distribütörü olup 2017 yılında faaliyete geçtiğini, davacıların … markası ile özdeşleşmiş şekil markalarının … ve … sayı ile Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 5 inci sınıfta tescilli bulunduğunu, işbu şekil markalarını taşıyan … markalı davacı ürünlerinin Türkiye’de ve dünyada 20 yılı aşkın süredir piyasada bulunduğunu ve alanında pazar lideri olduğunu, davalının … markalı ürününün ambalajında davacıların şekil markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzer bir görsel kullanarak iltibasta bulunduğunu, ortalama bir tüketicinin iki ürün arasındaki farkı algılamasının mümkün olmadığını, davalının bu suretle marka hakkını ihlal ettiğini ve haksız rekabette bulunduğunu, söz konusu hukuka aykırılığın giderilmesi için davalıya Kadıköy … Noterliği vasıtasıyla 02.02.2022 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarname gönderildiğini, fakat davalının cevap vermediğini, işbu dava öncesi başvurulan arabuluculuk sürecinin de anlaşma olmaksızın sonuçlandığını ileri sürerek, ihtiyati tedbir istemli olarak, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden davalı fiillerinin tespitine, önlenmesine ve men’ine, haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz nedeniyle davacının davalıdan talep ve tahsile hakkı olduğu tazminat miktarının ayrı ayrı hesaplanmasına, HMK md.107 uyarınca şimdilik 10.000.-TL maddi ve 100.000.-TL manevi tazminata faiziyle birlikte hükmedilmesine, esas hakkında karar verilinceye kadar e-ticaret sitelerindeki dava konusu ambalajlı ürünlerin satışlarının ihtiyaten durdurulmasına, davalının üretim tesislerinde, fason üretim tesislerinde, ecza depolarında, eczanelerde ve diğer toptan ve perakende satış noktalarında yer alan hu kutu ve ambalajlara ve satılan ürünlere el konulmasına ve bunların muhafazasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
TEDBİR KARARI İlk Derece Mahkemesince 19.07.2023 tarihli ara karar ile; ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, 300.000 TL teminat karşılığında, davalının davacıya ait markaya benzer şekilde sırtı dönük erkek ve kadın şeklini içerir kullanımlarda bulunmasının yasaklanmasına, bu şeklin bulunduğu her türlü ürüne eczanelerde, ecza depolarında üretim tesislerinde her türlü satış noktasında fiziki ve internet ortamında satışının yasaklanmasına ve satışı yapılan ürünlere el konulmasına karar verilmiştir.TEDBİRE İTİRAZ Davalı yanca, ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine bu defa Mahkemece 07.09.2023 tarihli ara karar ile; tedbire itirazın kısmen kabulü ile, tedbirin ters teminat tedbirine çevrilmesine, ters teminat miktarının 1.000.000,00 TL olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacıların … markası ile özdeşleşmiş şekil markalarının … ve … sayı ile Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 5. sınıfta tescilli bulunduğunu, işbu şekil markalarını taşıyan … markalı davacı ürünlerinin Türkiye’de ve dünyada 20 yılı aşkın süredir piyasada bulunduğunu ve alanında pazar lideri olduğunu, davalının … markalı ürününün ambalajında davacıların şekil markalarına ayırt edilemeyecek derecede benzer bir görsel kullanarak iltibasta bulunduğunu, ortalama bir tüketicinin iki ürün arasındaki farkı algılamasının mümkün olmadığını, davalının bu suretle marka hakkını ihlal ettiğini ve haksız rekabette bulunduğunu,08.06.2023 tarihli bilirkişi raporunda davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğinin tespit edildiğini, ortak unsuru zayıf olsa da karşılaştırma konusu işaretler arasında kavramsal açıdan benzerlik bulunması nedeniyle işaretler arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu sonucuna varılabileceğini,Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, kemik sağlığına ilişkin çok fazla takviye edici gıda bulunduğunu, ancak bu ürünlerin hiçbirinde müvekkilinin tescilli şekil markasına benzer bir şekil bulunmadığını, davalının müvekkilinin tescilli şekline son derece benzer bir ürün kullanmasının da hiçbir makul açıklaması bulunmadığını, buradaki amacın, marka hakkının hiç ihlal edilmeden korunması olduğunu, davalının marka haklarına tecavüz teşkil edecek kadın-erkek şeklini ülkenin tamamında tescilsiz kullandığını, ters teminat tedbirinin müvekkilinin uğradığı ve uğrayacağı zararları önleyemeyeceğini,Ayrıca bu davada marka hükümsüzlüğü davalarında uygulanan ters teminata hükmedilemeyeceğini, halen ürünlerin satışının devam ettiğini beyan ederek, Mahkemece verilen tesr teminat tedbirinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından ters teminatın kaldırılmasına ve karşı istinaf gerekçeleri kapsamında, tedbir şartları oluşmadığından teminatsız olarak tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini,Dava dosyasında mübrez tescil belgeleri, ürün görselleri ve hukuki mütalaa ile de tespit olunduğu üzere, davacı markası ile müvekkili markası arasında marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet bulunmadığını,Müvekkilinin markasının “…” olup, … numara ile 5. sınıfta müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin kullanımının tescilli markaya dayandığını, taraf markaları arasında marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet bulunmadığını,Davacının iddia ettiğinin aksine davacının dava konusu “…” markasının ayrıca kadın-erkek figürü içeren şekil tescili bulunmadığını, kadın-erkek figürünün tescilli olduğu marka “…” markası olup davacı tarafın “…” markası ile ürettiği bir ürün de bulunmadığını, dolayısı ile müvekkili şirketin davacı tarafın marka hakkına tecavüzü ve haksız rekabeti olmadığını, Davacı tarafın “…” markasının kadın-erkek figürünü de içeren şekil markalı tescillerinin olduğuna yönelik beyanlarının somut gerçeğe aykırı olduğunu, şikayet eden tarafın markasının “…” markası olarak tescilli olup, kadın-erkek şeklinin tescilli olmadığını, kadın-erkek şeklinin tescilli olduğu markanın “…” markası olup, “…” ve “…” markalarının farklı markalar olduğunu,Kadın-erkek şekil tescili … numaralı “…” markası için yapılmış olup, şikayet edenin piyasaya arzettiği veya ürettiği “…” markalı bir ürünün olmadığını,Uzman görüş yazısında; “görüldüğü üzere, davalı ürün ambalajı, bütün itibarıyla bıraktığı izlenimde, davacının tescilli markaları ile bağlantı kurulma-ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline sebep olacak herhangi bir benzerlik ihtiva etmemektedir.” şeklinde tespitte bulunulduğunu,Diğer yandan, taraf markalarına konu ürünlerin kemik sağlığı için takviye gıda niteliğinde ürünler olduğunu, bu ürünlerde insan vücudu ve kemik içeren uzuv resimlerinin ambalaj ve kutu üzerinde kullanımının piyasada oldukça yaygın olduğunun bilindiğini, tüketicilerin, söz konusu şekilleri, kombinasyonları köken gösteren bir işaret olarak algılamasının mümkün olmayıp, ayırt edici niteliği zayıf olan bu unsurların sadece dekoratif nitelik taşıyabileceğini, Taraf ürünlerinde “…” ibaresi ortak ise de, bu kelimenin “…” anlamına geldiğini ve davaya konu ürünlerin de zaten kemik sağlığı için takviye amaçlı gıdalar olduğunu,Markalar arasında bir benzerlik bulunmadığını, Ayrıca ürün kutularındaki kadın-erkek figürlerinin de benzemediğini, yine kadın-erkek figürünün münhasıran davacı tarafa ait olmasının da mümkün olmadığını, bu figürlerin harcı alem kullanımlar olup, kimsenin tekelinde olmayacağını beyan ederek, ters teminat tedbirinin kaldırılarak, tedbir kararının teminatsız olarak kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep; Mahkemece 07.09.2023 tarihli ara karar ile verilen ters teminat tedbirinin, istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir.Bilirkişi raporu, dosyaya sunulan görseller ve TPMK kayıtları birlikte değerlendirildiğinde; davalının … ürün ambalajında kullanılan “sırtı dönük halde kemikleri resmedilmiş erkek ve kadın” şeklinin davacının … sayı ile tescilli şekil markasından doğan hakkına tecavüz oluşturduğu ve davalının … ürün ambalajının sair unsurları itibariyle de davacının … ürün ambalajına karıştırılma ihtimali yaratacak ölçüde benzetildiği hususlarında yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı, Mahkemece 6100 sayılı HMK’nun 389 vd. maddeleri ile SMK’nun 159/2-c maddeleri uyarınca, olası zararlarının önüne geçilmesi, taraf menfaatleri arasında bir denge kurulması bakımından, davalı tarafından 1.000.000,00 TL teminat yatırılması karşılığında ters teminata hükmedilmesinin yerinde olduğu anlaşıldığından, tarafların aksi yöndeki istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tarafların yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07.09.2023 tarih ve 2023/53 E., sayılı ara kararına karşı taraf vekillerince yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,80 TL istinaf karar harcı davacılar tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,80 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,7-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/11/2023