Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1652 E. 2023/1561 K. 11.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1652
KARAR NO: 2023/1561
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 12/06/2023
NUMARASI: 2023/134 E. – 2023/140 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekili dilekçesi ile, müvekkili olan …’ın “…” markası ile 2013 yılında içecek sektöründe özellikle enerji içeceği alanında Almanya’ da çalışmaya başladığı ve kaliteden ödün vermeyen anlayışı ile yoğun kullanım sonucu markasını tercih edilir bir marka haline getirdiğini, 2020 yılında markasını Türkiye’ ye taşıdığını ve … adı altında faaliyet göstermeye başladığını, üretim organizasyonlarını da Türkiye’ye taşıdığını, Müvekkili olan şirketin 2 üretim merkezi olduğunu ve 47 ülkeye ihracat yaptığını, içecekler dışında oda kokuları alanında da hizmet verdiğini, Bahse konu markanın bu sektörde ilk defa müvekkili tarafından kullanıldığını, müvekkillerinin “…” markası ile birçok yoğun izlenen dizilere sponsor olduğu ve birçok televizyon ve dizilere reklam verdiğini ve yaklaşık 50 ülkede markalarının tescilli olduğunu ve bu ülkelerde reklam ve tanıtım filmlerinin bulunduğunu, aleyhine tedbir talep edilenlerin de müvekkilinin bahsedilen tanınmışlığından faydalığından ve haksız kazanç elde etme çabası içerisinde olduklarını, Müvekkilinin ilgili markayı 22 Kasım 2013 tarihinde markasını WIPO bünyesinde, Madrid Sözleşmesi gereğince Almanya üzerinden tescil ettirdiğini, Türkiye’ de 32 ve 33. Sınıflarda tescil olduğunu, Davalı tarafından müvekkiline ait marka, kendisine ait gibi gösterilerek çeşitli sosyal medya kanallarında, TV kanallarında ve dergilerde reklam verildiğini, söz konusu durumun marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, Davalı …’nun çeşitli TV kanallarına, müvekkili tarafından yapılan reklamlara, marka kendine aitmiş gibi itiraz etmekte olduğunu, bunun yanında çeşitli TV kanallarında kendisini markanın sahibi olarak tanıttığını, Müvekkilinin tüm uyarılarına rağmen davalı tarafın “…” ibare ve markasını gerek ticaret unvanında gerekse markasında ve tüm ticari faaliyetlerinde kullanmaya devam ettiğinin tespit edildiğini, ayrıca bunu yaparken müvekkillerin marka görsellerini ve materyallerini kopyalayarak yapmakta olduğunu, davalının bu kullanımlarının 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 29. Ve Türk Ticaret Kanunu’ nun 54. Maddesini ihlal eder nitelikte olduğunu, Karşı yanın müvekkili adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli “…” ibareli markasını logosunun aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini https://…com/ internet sitesi ve sosyal medya hesaplarından yer alıyor olması nedeniyle ayrıca … Mah. … Cad. … Mrk. No: … K: … No: … Esenler/ İstanbul adresinde bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme ile bu adreslerde satışının yapıldığına veya kullanıldığına dair SMK madde 149 ve HMK 400 vd maddeleri gereğince tespit yapılmasını ve tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 23.06.2023 tarihli 2023/134 Değişik İş kararı ile; “Alınan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; tedbir talep eden yanın markasının tescilli olmadığı, bu nedenle tecavüz ve haksız rekabet iddialarının yargılamaya muhtaç olduğu anlaşıldığından” talep eden vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın … başvur no ve 32 ve 33. sınıflarda ve … başvuru no’lu 3. sınıfta tescilli “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, markasının tanınmış ve birçok ülkede tescilli bir marka olduğunu, bilirkişi incelemesinde … tarafından, müvekkile ait markanın aynısının kullanıldığı ve markaya tecavüzün söz konusu olduğu tespit edildiği halde, mahkemece müvekkilin markasının tescilli olmadığı ileri sürülerek hukuka aykırı olarak tedbir taleplerinin reddedildiğini, mahkemece dosya üzerinde inceleme ve değerlendirme yapmadan mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi raporu göz ardı edilerek hiçbir gerekçe yazılmadan tedbir taleplerinin reddedilmesinin anlaşılır olmadığını, “…” ibareli markanın Türkiye’de TPMK’de müvekkiline tescilli olduğunu, mahkemece bilirkişi raporunu incelemeden tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini, 12.06.2023 tarihli ara karar ile taraflarının ihtiyati tedbir taleplerinin bilirkişi raporu sunulduktan sonra değerlendireceğine ilişkin ara karar kurulmasına rağmen bilirkişi raporu içeriği hiç değerlendirilmeden karar verildiğini, mahkemece TPMK nezdinde araştırma yapılmadığını, taraflarınca sunulan müvekkilin markasının tesciline yönelik belgelerin incelenmemesi, sayın bilirkişilerce yapılan raporun göz ardı edilmesi ve bunun yanında mahkeme tarafından markanın tesciline yönelik araştırmanın yapılmamasının hukuka aykırı karar verilmesine sebebiyet verdiğini, tedbir taleplerinin müvekkil marka hakkının etkin bir şekilde uygulanmasına yönelik olduğunu ve sırf bu sebeple dahi ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini, tüm bu nedenlerle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep edenler tarafından müvekkil adına Madrid Protokolü çerçevesinde TPMK nezdinde tescilli … ibareli markasının aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini müvekkilin izni ve icazeti olmaksızın karşı taraf tarafından verilen hizmetlerde kullanılması nedeniyle müvekkile SMK’den kaynaklanan marka hakkına tecavüz olmak üzere haksız rekabet teşkil eden işbu eylemlerin SMK 149 ve HMK 400 ve devamı maddeleri gereğince tespitine, aynı şekilde markanın logosunun aynısı ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin http://…com/ internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında yer alması sebebiyle bilirkişi marifetiyle yapılacak inceleme neticesinde bu adreslerden satışının yapıldığına veya kullanıldığında dair tespit yapılmasına, kullanım mevcut ise ürünlere el konulması, toplanması ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. 10/01/2017 tarih ve 29944 Sayılı Resmi Gazete yayınlanıp aynı gün yürürlüğe giren 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun “İhtiyati tedbir talebi ve ihtiyati tedbirin niteliği” başlıklı 159. maddesinde; “(1) Bu Kanun uyarınca; dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. (2) İhtiyati tedbirler özellikle aşağıda belirtilen tedbirleri kapsamalıdır: a) Davacının sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi ve durdurulması. b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilerek üretilen veya ithal edilen tecavüze konu ürünlere, bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara ya da patenti verilmiş usulün icrasında kullanılan vasıtalara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dâhil, bulundukları her yerde elkonulması ve bunların saklanması. c) Herhangi bir zararın tazmini bakımından teminat verilmesi. (3) İhtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/1/2011 tarihli ve 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. Maddesinde ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, yukarıda içeriği açıklanan deliller dikkate alındığında, Somut olayda; Değişik İş dosyasında talepte bulunulması üzerine sunulan ve dayanılan delillere göre inceleme yapıldığı anlaşılmakta ise de, davacının … markası üzerinde davalı kullanımının bulunduğu enerji içeceği ürününde hak sahibi olup olmadığı, hak sahibi olunduğu ileri sürülen internet sitesi ve web tasarımı üzerinde hak sahibi olup olmadığının, hangi tarafın öncelikli hak sahibi olduğunun yargılama sonucu belirlenebileceği anlaşıldığından tedbir talebinin reddine dair verilen mahkeme kararı hukuken yerindedir.Tüm bu nedenlerle talep eden vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/06/2023 tarih ve 2023/134 E., 2023/140 K. sayılı kararına karşı talep eden vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 269,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 0,05 TL harcın talep edenden tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Talep eden tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11/12/2023