Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1645 E. 2023/1487 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1645
KARAR NO: 2023/1487
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21.08.2023
NUMARASI: 2023/512 E.
DAVANIN KONUSU: 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Menfi Tespit)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
TALEP İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin lehdarı ve meşru hamili olduğu dava konusu çeklerin kargo şirketine kargo ile gönderildiğini, ancak çeklerin içerisinde bulunduğu zarfın açık olduğunu ve içerisinden çeklerin alındığının fark edildiğini, bu çekler hakkında Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/56 esas sayılı dosyasından ödeme yasağı alınarak bankaya müzekkere yazıldığını, söz konusu çekler ile ilgili henüz icra takibi bulunmaması sebebiyle, davalının müvekkili aleyhine dava konusu çekler ile ilgili icra takibi başlatmaması yönünde İİK 72 nazarında ihtiyat tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “davacının haklılığı konusunda yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından yazılan “gerekçesiz” ara kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olup kabulünün mümkün olmadığını, Kaybolan yahut çalınan bir çek söz konusu olduğunu, müvekkilinin çeklerin zayi olması üzerine mağdur olmamak adına Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/56 E. Sayılı dosya ile çeklerin 3. kişilere ödenmesinin önüne geçilmesi maksadıyla ilgili banka şubelerine müzekkere yazılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve söz konusu çeklerin zayi/kayıp olması sebebiyle iptallerine karar verilmesi için dava açtığını, davanın halen derdest olduğunu, ancak her iki dava içinde tedbir talebi kabul edildiğini ve çeklere ödeme yasağı konulduğunu,Dava konusu çekin, organize bir şekilde, içerisinde kambiyo senetlerinin bulunduğu, tacirlere ait kargo paketleri hedef alınarak çalınmış olabileceğini, bu çekin akabinde dolandırıcılık faaliyetine alet edilebileceğini,Müvekkilinin elinden rızası dışında çıkan çekin, kötü niyetli şahıslar eline geçtiğini ve birkaç kez ciro işlemi gerçekleştirildiğini, nihayetinde çekin sözde hamili konumunda görünen davalı faktoring şirketinin de dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, kötü niyetle çeki iktisap ettiğini, davacı müvekkilinin dava konusu çekin meşru hamili olduğunu, çekin müvekkilinin elinden rızası dışında çıktığını, kargoda kaybolmuş/çalınmış olduğunu, çekin arka yüzündeki müvekkilinden sonra gelen ciroların sahte olduğunu, bu sebeple müvekkilinden sonraki hiçbir hamilin meşru olmadığını, sahtecilik, senedin hükümsüzlüğüne dair defi olduğundan herkese karşı ileri sürülebileceğini, bu durumda üçüncü kişilerin iyi niyetli olup olmadıklarının önem arz etmeyeceğini beyan ederek, Mahkemece verilen ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” yönelik kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Talep, kargodan çalındığı iddia edilen dava konusu çek nedeniyle, İİK’nun 72/2.maddesi kapsamında, ”icra takibinin durdurulması” yönünde ihtiyati tedbir talep edilmesi üzerine, Mahkemece verilen ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” yönelik ara kararın istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir.HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı faktoring şirketinin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak, kötü niyetle çeki iktisap edip etmediği, davacının dava konusu çekin meşru hamili olup olmadığı, çekin davacının elinden rızası dışında çıkıp çıkmadığı, kargoda kaybolmuş/çalınmış olup olmadığı, çekin arka yüzünde davacıdan sonra gelen ciroların sahte olup olmadığı hususlarında bu aşamada yaklaşık ispata yeter derecede delil bulunmadığı, iddiaların yargılamayı gerektirdiği, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.Dosyadaki belgelere ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tedbir talep davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.08.2023 tarih ve 2023/512 E., sayılı ara kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,80 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.30/11/2023