Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/16 E. 2023/40 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/16
KARAR NO: 2023/40
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 07/12/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/251 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekilinin Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/235 d.iş sayılı dosyasında ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile … Markalı ürünlerine yönelik olarak marka hakkının ihlal edildiği, marka hakkına ihlalin durdurulması , haksız rekabete dayalı tecavüzün tespiti, maddi manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili duruşmadaki beyanında; Müvekkili firmanın tescilli markasını tescilli olduğu sınıflarda usulüne uygun bir şekilde kullandığını, davacı yanın aynı sınıflarda önceki tarihli bir markası bulunmadığı gibi tanınmış olduğunu iddia ettikleri markanın tanınmış olarak tescil tarihi müvekkilinin markasının tescil tarihinden sonradır, taraflar arasında ilgili markalara ilişkin uyuşmazlık 2017 yılından beri devam ettiğini, huzurdaki davada gümrükdeki durdurma kararı sınıf ayırımının bilmesi kendisinden beklenmeyecek gümrük memurunun hatalı işlemi nedeniyle verildiğini, bu işlemden sonra kendilerinin tırlarını geçirmeye devam ettiklerini, ancak mahkememizce verilen tedbir kararının hükmedilen teminat miktarını aşar şekilde müvekkilinin zararına sebep olduğunu, kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/135 değişik iş dosyası ile, 17/10/2022 tarihinde Habur Gümrük Müdürlüğü tarafından verilen … sayılı FSMH-… konulu 06/10/2022 tarihli, … nolu kararı ile Fikri Sınai Mülkiyet Hakları Durdurma Kararının devamı ile, durdurma kararına konu ürünlere bulundukları gümrükte tedbiren el konulmasına ve muhafazasına, karar verildiği, mahkemenin işbu dosyasında esas davanın açıldığı ve dava dilekçesi ile Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/235 d.iş sayılı dosyasıdan verilen 17/10/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının devamına karar verilmesini talep ettiği, mahkemenin 02/11/2022 tarihli ara kararı ile tedbirin devamı talepli dava dilekçesi ile davalı vekilinin değişik iş dosyasına sunduğu 26/10/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazlarını içerir dilekçesinin 07/12/2022 tarihli duruşmada değerlendirildiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesinin 07/12/2022 tarihli ara kararıyla; “6769 sy. SMK’nun 159/1.md’sine göre; Bu Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için gereken yaklaşık ispattır, zira davacı iddialarının tarafların tüm beyan ve itirazları ile değerlendirilerek yapılacak yargılama sonucunda ulaşılabilecek tam ispat tedbir aşamasında aranmaz. Buna göre, Talep dilekçesi, ekli belgeler ve Habur Gümrük Müdürlüğü yazısına göre davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi için yaklaşık ispat koşulları oluştuğu, davalının mahkememizce verilmiş ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itiraz dilekçesindeki hususların tahkikat aşamasında incelenecek ve değerlendirilecek iddialar olduğu, bu aşamada mevcut delil durumu itibariyle tedbir kararı verilebilmesinin yasal koşullarının bulunduğu anlaşıldığından itirazın reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir kararına konu olan ürünlerdeki markasal kullanımın “…” şeklinde olup bu markanın Türkpatent nezdinde … tescil numarasıyla firmanın yetkili ortakları olan … adına tescilli olduğunu, … markasıyla tedbire konu ürün üzerindeki yazı ve işaret unsurlarının bire bir uyumlu olduğunu, davacının ihtiyati tedbir taleplerinin haksız menfaat temin etme amacı taşımakta olup Ticaret Bakanlığı hiyerarşisinde bulunan Türk Patent Ve Marka Kurumunun verdiği tescil belgesinin Habur Gümrük Müdürlüğünde dikkate alınmamasının ticari güvenliği tehlikeye sokacak bir durum yarattığını, Mahkemenin herhangi bir bilirkişi raporu olmaksızın salt davacının beyanlarıyla ihtiyati tedbir kararını uyguladığını, işbu tedbir kararının verildiği tarihten sonra; davacı tarafça müvekkilinin adresinde delil tespiti yapıldığını, iş bu dosyaya sunulan 02.11.2022 tarihli bilirkişi heyet raporunda müvekkilinin markasal kullanımlarının tescile esas kayıtlar ve tescil koruma kapsamıyla uyumlu olduğunun raporda belirtildiğini, davacının adresinde delil tespiti yapıldığını, Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/49 D.İş sayılı dosyasına sunulan 16.11.2022 tarihli bilirkişi raporunda … San. A.ş.’nin … yazı unsurlu pvc profil ürünlerinin tescil kapsamına uygun olarak kullanmadığı ve bu durumun müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin bilirkişi raporunda belirtildiğini, … San Tur A.Ş.’nin faaliyet alanının pvc profil sektörü olmayıp alüminyum demir döküm alanları olduğunu, davacının Türkpatent nezdinde tescilli marka kayıtlarında … tescil numarasıyla kayıtlı … markasının her ne kadar 17. Sınıfta tescilli olarak gözükse de tescili kapsayan emtialara bakıldığında sadece “Taşıtlar için sentetik malzemelerden mamul profil çıtalar (dekorasyon amaçlı).” emtiaları yönüyle tescilli olduğunu, davacının 17. Sınıfta … yazı unsurlu markalar yönünden pvc profil emtiasında tescili bulunmadığını, davacının Türkpatent nezdinde … tescil numarasıyla kayıtlı … markasının 6. Sınıfta”Adi metaller ile bunların alaşımları ve yarı mamülleri. Metalden mamül kapılar ve pencereler, kepenkler, jaluziler, bunların kasaları ve aksamları. Hırdavatçı (nalburiye) eşyası” emtialarıyla sınırlı olarak tescilli olduğunu, davacının bu markaya dayalı olarak tanınmış marka başvurusunun “alüminyum ve pvc profil” emtiaları yönünden 2019 tarihinde … dosyasıyla tanınmış marka tescili gerçekleşse de; davacı pvc profil emtiaları yönünden 17. sınıfta marka tesciline sahip olmadan tanınmış marka tescili edindiğini, davacının bu markasının müvekkiline ait … sayılı markadan sonraki tarihli olduğunu, tescile dayalı bir ürünün sınır ticaretinde davacının tescili olmayan alanlara yönelik haksız taleplerinin gümrük memurlarınca nitelikli bir değerlendirme yapılmaksızın tedbir kararı uygulanması hususunda mahkemenin tesis ettiği ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararındaki gerekçesinde belirttiği itiraz edenin sunduğu belge, bilirkişi raporu ve açıklamalara karşı mahkemenin bu hususların tahkikat aşamasında değerlendirilmesi gerektiği hususunun esasen ihtiyati tedbir kararının da yaklaşık ispat koşullarını taşınmadan verildiğinin göstergesi olduğunu, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İstinafa konu karar; marka tecavüzü iddiası ile talep edilen ihtiyati tedbir talebinin, SMK’nın m.159 uyarınca kaldırılmasına yönelik talebe ilişkindir. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir kararı verilirken tedbir isteyen haksız çıktığı takdirde, ihtiyati tedbirden dolayı karşı tarafın uğrayacağı zarar için bir teminat alınmasına da karar verilir (HMK m.391/2-ç, 392). Talep, resmi bir belgeye, başkaca bir kesin delile dayanıyor ya da durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirterek teminat alınmamasına da karar verebilir. Yani tedbir talep edenden kural olarak teminat alınması zorunludur. Nitekim ihtiyatî hacizde, İcra ve İflâs Kanununda da benzer bir düzenleme yer almaktadır. Fakat, tedbir talep edenin talebi, resmî bir belgeye ya da kesin bir delile dayanıyorsa, mahkeme bu teminatın gösterilmesinden tarafı muaf tutabilir. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. İhtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu, somut olay değerlendirildiğinde, davacının markasının tanınmış marka olduğunun tescilli olduğu, davalı taraf her ne kadar Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2022/135 D.iş sayılı dosyasında Mahkemenin herhangi bir bilirkişi raporu olmaksızın salt davacının beyanlarıyla ihtiyati tedbir kararını uyguladığını belirtmiş ise de, dosya içerisinde toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacının markasının tanınmış marka olduğu, davacı markası 17. Sınıfta tescilli değil ise de, dava konusu mallar değerlendirildiğinde birbirlerini tamamlayıcı mallar olduklarının, benzer nitelikte olduğunun bilirkişi raporu alınana kadar değerlendirmesinin yerinde olduğu bu durumda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, tedbir şartlarının sağlandığı, karşı taraf vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvurusu yerinde bulunmamış, Mahkemece tarafların iddia (talep) ve savunmaları (itiraz) değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulduğu gözlemlenmekle, dosyadaki bilgi, belge ve deliller ile gerekçe içeriğine, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece Mahkemesi’nin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla karşı taraf davalı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/12/2022 tarih ve 2022/251 E. Sayılı ara kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12/01/2023