Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1527 E. 2023/1614 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1527
KARAR NO: 2023/1614
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2023
NUMARASI: 2022/914 E. – 2023/273 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı … tarafından davacı aleyhine 11.07.2018 tarihinde başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip dosyasının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. Sayısına kaydedilip kesinleştiğini, Daha sonra yenilenen takip dosyasının … esas olduğunu, ve borcun 239.137,08 TL olarak belirlendiğini, fakat müvekkili tarafından haciz ve muhafaza baskısı ile dava tarihine kadar 49.000 TL daha ödeme yapıldığını, işbu nedenle dava değerinin 190.137,08 TL olarak belirlendiğini, takip dosyasının kesinleşmesi akabinde dosya borcuna mahsup edilmek üzere peyder pey ödemeler yapıldığını son olarak 31.10.2020 tarihinde bir araya gelen tarafların bakiye borcun 75.916,00 TL olduğu hususunda mutabakata vardıklarını, İcra Müdürlüğünce düzenlenen 19.10.2020 tarihli kapak hesabına istinaden davalı borçlunun 286.933,67 TL borçlu olduğu görülmekle, davalı alacaklı tarafından yapılan tahsilatların takip dosyasına bildirilmediğinin anlaşıldığını ve bunun üzerine taraflarca dosya hesabının düzenlendiğini, buna göre Alacaklı …’nın Borçlu …’dan olan alacağına ilişkin yapılan taraflarca borçlu müvekkilinin 31.10.2020 tarihinde bakiye borcunun 75.916,00 TL olduğu hususunda tarafların mutabık olduklarını fakat buna rağmen takip dosyasına tahsilatların bildirilmemekte ve kötü niyetli alacaklı tarafça mükerrer tahsilat yapılmak istendiğini, bu uğurda haciz ve muhafaza baskısı altına alınan müvekkilinin 06.08.2021 tarihinde 75.000,00 TL, 11.08.2021 tarihinde 29.000,00 TL ve son olarak da 17.08.2021 tarihinde de 20.000,00 TL olmak üzere toplamda 124.000 TL daha ödeme yaptığını, oysa 31.10.2020 tarihinden bu yana kalan borcun 75.916,00 TL’ye faiz uygulanması halinde bile bakiye borç miktarının 82.000 TL’yi aşmayacağını, bu durumda da müvekkilinin 42.000 TL fazla ödeme yapmış olduğunun kabulünü, icra takibinin dava sonuçlanana kadar ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını talep ettiklerini, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası nezdinde davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı kötüniyetli hareket ederek müvekkilinin mağduriyetine neden olduğundan% 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça açılan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacı tarafça dava dilekçesinde iddia edilen hiçbir hususu ispata yarar herhangi bir delilin mevcut olmayıp davacı tarafça huzurdaki dava taleplerinin ispat edilemediğini, davacı tarafça davaya konu edilen iddiaların tamamen soyut / farazi iddialar olup, bu iddialara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın sözde iddialarına dayanak olarak dava dilekçesine ne olduğu belli olmayan ve üzerinde davalının kabulünü gösterir herhangi bir ibare dahi bulunmayan bir hesap tablosu ekleyerek sözde iddialarının gerçek olduğu gibi bir beyanda bulunduğunu, taraflar arasında asıl borcun %50’sinden daha az bir tutarda bedelle bir anlaşmaya varılması gibi bir durum için borçlu tarafın hiçbir belge istemediğini düşünmek hayatın olağan akışına aykırı bir durum oluşturacağını, davacı tarafın fazla olduğunu öne sürdüğü ve huzurdaki davaya konu iddialarına esas tutar 240.000,00 TL gibi bir tutarken, bu tutarı hiçbir yazılı anlaşma olmadan, hiçbir belge almadan, ödemiş olduğunu yahut anlaşmaya varılmış olduğunu düşünmenin gayet tabi makul karşılanamayacak bir durum olduğunu, davacı tarafın davalıya sürekli olarak ödemeler yaptığını, çekler verdiğini iddia etmişse de bu iddialarını ispata yarar herhangi bir belgeyi de dosyaya sunamadığını, davacı tarafın borcundan kaçmaya çalıştığını, davacı tarafça ilgili icra dosyası kapsamında yapılan ödemelerin tamamının icra dosyasına da bildirilmiş olduğundan, halihazırda icra dairesince hazırlanacak kapak hesabının davacı tarafın güncel borcu olacağını, davacı tarafın hiçbir iddiasını kabul etmediğini, davacı tarafın ihtiyati tedbir taleplerinin de davalının alacaklarına kavuşmaktan alıkoyma amacıyla öne sürüldüğünü belirterek yetkisizlik kararı verilmesini, ihtiyati tedbir talebinin kötü niyetli olduğundan talebin reddine, davacı tarafça hiçbir iddiası ispat edilememiş olduğundan davanın reddine, İİK 72 ve ilgili maddeler uyarınca da %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; “Davanın reddine” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı vekili … Tarafından gönderilen e-posta ile … Beyin şahsi olarak dosyaya kefil olması talep edildiği, ve akabinde de bir kısım ödemeler istendiğini, …bank tarafından dosyaya ibraz edilen müzekkere cevabında ise … tarafından davacı adına, davalının banka hesabına 49.000 TL ödeme yapıldığı belirtildiğini, yazışmalarda bahsi geçen …’nın da davalının oğlu olması karşısında bilirkişi raporunun ve buna bağlı olarak verilen hükmün eksik incelemeye dayalı olarak verildiğinin ve neticeten e-posta ve whatsapp yazışmalarının da taraflar arasındaki borcun ödenme koşullarına ilişkin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğini, yazışmalarda bahsi geçen …’nın da davalının oğlu olması karşısında eksik incelemeye dayalı olarak verildiğini ve neticeten e-posta ve whatsapp yazışmalarının da taraflar arasındaki borcun ödenme koşullarına ilişkin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, İİK’nun 72.maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı , Küçükçekmece İcra Dairesi’nin … Esas (eski esas 2018/10783) sayılı takip dosyasındaki borcun 239.137,08 TL olduğunu, dava tarihine kadar 49.000 TL daha ödeme yapıldığını, işbu nedenle dava değerinin 190.137,08 TL olduğunu, dosya borcuna mahsup edilmek üzere yapılan ödemelerin dosyaya bildirilmediğini gerçekte taraflar arasında bakiye borcun 75.916,00 TL olduğu hususunda mutabakata varıldığını, 06.08.2021 tarihinde 75.000,00 TL, 11.08.2021 tarihinde 29.000,00 TL ve son olarak da 17.08.2021 tarihinde de 20.000,00 TL olmak üzere toplamda 124.000 TL daha ödeme yaptığını, kalan borcun 75.916,00 TL’ olduğunu faizi ile bakiye borç miktarının 82.000 TL’yi aşmayacağını, bu durumda da müvekkilinin 42.000 TL fazla ödeme yapmış olduğunu beyanla davacının davalıya takibe konu senetten dolayı 190.137,08-TL borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 2021/685 Esas 2022/446 Karar sayılı kararı ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, kararın istinafı üzerine dairemizin 2022/1193 Esas 2022/1308 sayılı kararı ile , ispat yükü üzerinde olan davacıya yemin delilinin hatırlatılması gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, mahkemece dairemiz kararı sonrası ; davalının yemini icra etmesi ve davacının yemin delili ile de ödeme iddialarını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Öncelikle mahkemenin gerekçeli kararında davanın İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davası olduğu belirtilerek bu dosya ile ilgisiz bir icra dosyasının bilgilerine yer verildiği, kararın gerekçesinin bu anlamda kendi içinde çelişkili olarak oluşturulması doğru görülmemiş, bu durumun maddi hatadan kaynaklandığı düşünülmekle eleştiri olarak belirtilmesiyle yetinilmiştir. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklı üzerindedir. Ancak somut uyuşmazlıkta davacı borcun varlığını kabul etmekle birlikte ödeme iddiasını ileri sürdüğünden ispat yükü, davacı borçlu üzerindedir. İcra dosyasına ilişkin kapak hesabında yöntemince yapılan ödemelerin borçtan mahsup edildiği bunun dışında icra takip borcunun haricen ödendiğine dair davacı tarafından yazılı delil ve yazılı delil başlangıcı olarak sunulan banka kayıtları, e-posta, telefon yazışmalarının içerikleri itibariyle dava konusu borçla doğrudan ilişkili olduğunu gösterir belge niteliklerinin bulunmadığı bu nedenle ödeme iddiasının ispatına yarar yazılı delil ve yazılı delil başlangıcı vasfında olmadıklar görüldüğünden iddianın tanık ile ispatın olanaklı olmadığı, 31.10.2020 tarihinde taraflar arasında yapılan mutabakatla bakiye borcun 75.916,00 TL olduğu ve bu tutardan fazla harici ödeme yapıldığı iddiasının yazılı delil ile ispatlanamadığı, davalının teklif olunan yemini icra ettiği ve ödeme almadığını beyan ettiği bu durumda davacının ispatlanamayan davasının reddi gerektiği anlaşılmıştır. Sonuç olarak , davanın reddine dair kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı vekilinin, istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/03/2023 tarih ve 2022/914 E. 2023/273 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/12/2023