Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1525 E. 2023/1249 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1525 Esas
KARAR NO: 2023/1249
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2023
NUMARASI: 2022/490 E. – 2023/486 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin uzun yıllardır Almanya’ da çalıştığını ve yaşadığını, elde ettiği kazanımları ile ülkemizde gayrimenkul yatırımı yaptığını, öz kardeşi olan davalının oturması için Bağcılar ilçesinde bir daire aldığını ve yine bu davalının çocuklarına ait tüm eğitim giderlerini karşıladığını, davalı kardeşini ve onun ailesini 45 yıl boyunca sırtında taşıdığını, belli bir süre sonra Türkiye’ ye döndüğünü ve Yalova ilinde bulunan yaklaşık 4.500 m2 büyüklüğündeki arsasını satmaya karar veren müvekkilinin bahsi geçen arsanın satılması için o bölgede emakçılık yapan … isimli şahıs ile anlaştığını, sonra internet sitesinde ilana satışa konulduğunu, davalı ve iki oğlunun, internet üzerindeki satıştan haberleri olduğu için müvekkiline ve emlakçı … isimli şahısa tuzak kurduğunu, davalı ve davalının çocuklarının mafya ile anlaştığını, müşteri gibi hareket ettiğini ve emlakçı … ile telefon görüşmesi yaparak söz konusu arsayı almak için görüşme yapacaklarmış gibi müvekkilini ve emlakçı … isimli şahsı Pendik Kaynarca’ da bir yere davet ettiklerini, Müvekkilinin ve emlakçı …’ ın 23 aralık 2016 cuma günü birlikte müşteri zannettikleri mafyanın kendilerini davet ettiği yere gittiklerini, mafya, davalı ve çocuklarının müvekkiline zorla 250.000,00 TL, 300.000,00 TL, 500.000,00 TL 1.500.000,00 TL’lik senetler imzalattıklarını, 300.000,00 TL’lik senet icra takibine konu yapılmadığı için iş bu davaya konu olmadığını, müvekkilinin bu olaydan sonra hastaneye ve oradan da Polis karakoluna gittiğini, İstanbul And. 6. ACM’nin 2020/102 Esas sayılı dava dosyası üzerinden davalının da içerisinde bulunduğu sanıklar hakkında kamu davası yürütüldüğünü, sanıklar hakkında beraat kararı verildiğini, dosyanın Yargıtay’ da olduğunu, İstanbul And. 4. ATM’nin 2016/1483 Esas sayılı dava dosyasından senetlerin iptalleri için dava açıldığını, davadan feragat edildiğini ve dosyanın kesinleştiğini, İstanbul And. 4. ATM’nin 2017/25 Esas sayılı dava dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, derdestlik nedeniyle davanın red olduğunu ve dosyanın kesinleştiğini, davalının, 1.500,000 TL ve 500.000 TL meblağlı senetleri İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 250.000 TL ve 250.000 TL olan iki farklı senedi de İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas Sayılı dosyası üzerinden icra takibe başladığını, 23.12.2016 düzenleme tarihli 04.03.2017 vade tarihli 250.000.-TL bedelli senedin borçlusu ve adres kısmında; … Adresi Olarak … Mah … Cd. No … … İş Hanı Kaynarca yazdığını, bu senetle ilgili İstanbul 10. ATM’nin 2021/283 Esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davasının devam ettiğini, bu senetle ilgili İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi’ ne kayıtlı 2019/1356 Esas sayılı dosyası üzerinden iptal davası açıldığını, alınan bilirkişi raporu ile senet üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirterek iptaline karar verildiğini, 23.12.2016 düzenleme tarihli 04.03.2017 vade tarihli, 250.000.-TL bedelli senette ödeyecek kişi … olup, adres kısmında sadece İstanbul yazdığını beyan ve gerekçelerle İhtiyati tedbir kararı verilerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyalarının tedbiren durdurulmasını, icra takip dosyasındakisenetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini, davalının kötüniyetli olması nedeniyle %20 oranında tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyasındaki ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. (yeni esas …) dosyasındaki senetlerin ana para toplamı 2.500.000,00 TL (ikibuçukmilyontürklirası) olup davacı tarafın harç ödemek suretiyle dava açtığı dikkate alındığında yatırılan harcın eksik olduğunu, Asliye Ticaret Mahkemesi huzurunda görülen davalarda dava şartı zorunlu arabuluculuk faaliyetinin dava açılmadan önce yerine getirilmesinin kanunun emredici hükmü olduğunu, dava açılmadan evvel dava şartı arabuluculuk faaliyeti yerine getirilmediğini, bu yönüyle de davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1483 E. Sayılı dosyası ile yine İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/25 E. Sayılı dosyalarında görülen davaların işbu dava ile bir ilgisi olmadığı izlenimi vererek mahkemeyi yanıltmaya çalıştıklarını, davalının hakkını istemesi üzerine davalı …’in yıllar önce parasını ödeyerek satın aldığı ama davacı adına kayıtlı olan Bağcılardaki evini Hülle Yolu İle damadı …’na satış göstererek Bakırköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2016/867 E. Dosyası ile 12.10.2016 tarihinde tahliye davası açıldığını, tarafların 23.12.2016 tarihinde kendi aralarında sözleşme akdedildiğini, davacının anlaşma gereğince Bağcılar’da davalının ikamet ettiği daireyi, … İş Merkezi’nin 3. Katını Yalova’da bulunan 4300 metrekare arsayı devretmeyi, ek olarak 250.000 TL nakit ödemeyi, ekte bulunan senetlerin bu sözleşmeye istinaden düzenlendiğini kabul ederek imzaladığını, davacının sözleşme eki olan senetlerin (4 adet) sözleşmede yer alan 500.000 TL bedelli senedi Yalova’da bulunan 4300 metrekare arsa için, 1.500.000 TL bedelli senedi … İş Merkezi 3. katı için, 250.000 TL bedelli senedi Bağcılar’daki ev için 250.000 TL bedelli senedin, sözleşmede belirtilen nakit ödeme için olduğunu belirterek imzaladığını, davacı sonrasında varılan anlaşma gereğince devirleri gerçekleştirmediği gibi senet bedellerini ödememek için ise senetlerin mafya zoruyla alındığı iftirasında bulunduğunu ve borçlu olunmadığının tespiti talebiyle haksız ve hukuksuz davalar ikame ettiğini, davacı tarafın ilk olarak İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1483 E. Sayılı dosyasında bu davaya da konu olan 4 (dört) adet senedin iptali ve hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve borçlu olunmadığının tespiti istemli olarak dava açtığını, davacı tarafın sonrasında duruşmada davadan feragat ettiklerini, bu doğrultuda mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, davacı tarafın ikinci olarak İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/25 E. Sayılı dosyasında yine 4 (dört) senedin iptali ve hükümsüzlüğüne karar verilmesi ve borçlu olunmadığının tespiti istemli olarak dava açtığını, bu davada mahkemenin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘ nin 2016/1483 E. Sayılı dosyasını celp ettiğini ve huzurdaki (2017/25 E.) sayılı dosya ile feragat nedeniyle reddedilen 2016/1483 E. Sayılı dosyanın tarafları, sebepleri, konusu aynı olduğunu fakat feragat nedeniyle reddedilen dava kesinleştirilmediğinden davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verdiğini, bu kararın istinaf kanun yoluna taşındığını ve İstanbul BAM 16. HD.’ nin 2019/1134 E. – 2019/2174 k. Sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak tarafları, konusu, dayanılan maddi vakıalar ve varılmak istenen gaye birebir aynı olan İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1483 E. Sayılı dosyasından davacı tarafın feragat ettiğini, bu nedenle derdestlik değil feragatin kesin hüküm etkisi dikkate alınarak davanın kesin hüküm nedeniyle reddi karar verilmesi gerektiğini ifade ettiğini yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın reddine karar verdiğini, kararın davacı tarafça temyiz edildiğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2020/5047 E. – 2021/4240 K. Sayılı 29.04.2021 tarihli ilamı ile İstanbul BAM 16. HD. 2019/1134 E. – 2019/2174 k. Sayılı ilamının kaldırıldığını, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’ nin yeni esas olan 2021/1473 E. Yönünden Yargıtay bozmasına uyduğunu, 20/10/2021 tarihli 2021/1779 K. Sayılı ilamı ile İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/25 E. Sayılı dosyasının derdestlikten dolayı reddine karar verdiğini, bu kararın süresi içerisinde temyiz edilmediğinden kesinleştiğini, davacı tarafın aynı senetlere ilişkin aradan 5 yıl geçtikten sonra İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/283 E. Sayılı dosyasında yine menfi tespit talepli dava açtığını, davacı tarafın İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/283 E. Sayılı dosyasında da yine bu davadaki gibi İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Dosyasındaki 2 adet senet yönünden borçlu olunmadığının tespitini istediğini, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2021/283 E. Sayılı dosyasına sunulan cevap dilekçesinde daha önceden açılan aynı nitelikteki davada davacı yanın feragat beyanında bulunduğu da dahil olmak üzere tüm itirazlarını sunduklarını, bu yargılamanın halen devam ettiğini davanın netice-i talebinde ise İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasındaki 250.000 bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitinin istendiğini, mafya zoruyla senet alındığı iddiasının gerçek dışı olup ceza davasında davalı dahil tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verildiğini, beraat kararlarının istinaf tarafından da onandığını, dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğunu, davacının Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada senetlerdeki imzaların kendisine ait olduğunu ikrar ettiğini, davacı tarafından müvekkili ile aralarında herhangi bir ticari ya da alacak verecek ilişkisinin bulunmadığı beyanının asılsız olduğunu, beyan ederek davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, asılsız iddialarla icra takibi sekteye uğratılmak istendiğinden takipte kesinleşen miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2023 tarihli 2022/490 Esas-2023/486 Karar sayılı kararıyla ; “Davacı vekilinin dava dilekçesinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı takip dosyalarının ilgi tutulduğu, maddi olay örgüsünün İstanbul Anadolu 4. ATM dosyalarındaki maddi olay örgüsü ile aynı olduğu, bu noktada çözülmesi gereken hususun takiplere ve davalara konu senetlerin ayrıştırılması olduğu, dava dilekçesindeki beyanların incelenmesinde; cebir, tehdit ve zorla iş yeri için 500.000,00 TL’ lik emre muharrer senet, Yalova’daki arazi için 1.500.000,00 TL’ lik senet, Bağcılar’ daki ev için de 300.000,00 TL’ lik senetlerin müvekkiline imzalattırıldığının, mafya ücreti olarak da 250.000,00 TL’ lik bir senedin imzalattırıldığının, bahsi geçen 300.000 TL’ lik senet icra takibine konu yapılmadığı için iş bu menfi tespit davasının konusu olmadığının beyan edildiği , ayrıca dava dilekçesinin B nolu bölümünde iş bu menfi tespit davasına konusu senetlerin, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas Sayılı dosyasında takibe konulan 23.12.2016 düzenleme tarihli 04.03.2017 vade tarihli, 250.000.-TL bedelli senet olduğunun, bu senette ödeyecek kişinin … olup, adres kısmında sadece İstanbul yazılı olduğunun, takip dosyasındaki diğer 250.000 TL bedelli senedin iş bu davanın konusu olmadığının, yine İstanbul … İcra Müdürlüğü’ ne kayıtlı … Esas sayılı dosyası kapsamında takibe konulan 1.500,000 TL ve 500.000 TL meblağlı her iki senedin iş bu davanın konusu olduğunun bildirildiği, yine dava dilekçesinin 12 nolu bendinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’ ne konu 250.000.-TL’ lik iki adet senetten dosyamıza konu edilen senedin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne kayıtlı 2017/25 esas sayılı dava dosyasına konu edilen senet olduğunun beyan edildiği anlaşılmıştır. Bu halde İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne konu edilen senedin daha önce dava konusu edilmeyen senet olduğu, dolayısıyla dosyamıza konu edilen tüm senetlerin İstanbul Anadolu 4. ATM’ nin 2016/1483 ve 2017/5 esas sayılı dosyalarına konu edilen senetler olduğunun anlaşıldığı, neticeten davaya konu senetler yönünden açılan menfi tespit davalarından İstanbul Anadolu 4. ATM’nin 2016/1483 esas sayılı dosyasında feragat nedeniyle verilen ret kararı ve aynı mahkemenin 2017/25 esas sayılı dosyasında kesinleşen derdestlik kararları bulunduğu” gerekçesiyle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ve davalı tarafça tutulan mafya üyeleri tarafından yağmalanması üzerine kolluk makamlarına başvurarak şikayetçi olduğunu, akabinde İstanbul 4. Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2016/1483 Esas sayılı dosyasında senet iptali davası açıldığını, daha sonra senetlerin icraya konması üzerine de aynı mahkemede 2017/25 Esas sayılı dosyada menfi tespit davası açıldığını, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne kayıtlı 2016/1483 Esas sayılı dava dosyasının 25.10.2017 tarihli duruşmasında davacının kendilerinden önceki vekilinin ” …biz bu davada maktu harç ödeyerek esasa hasımsız olarka senet iptali davası açmak istemiştik, daha sonra mahkemenizin 2017/25 sayılı dava dosyasında aynı senetlerden dolayı nispi harcı ödeyerek menfi tespit davası açtık, bu davadan feragat ediyoruz, DİĞER DAVAMIZ YÜRÜYECEK…” şeklinde beyanda bulunduğunu, bu beyan üzerine mahkemenin davayı feragat olarak karara bağladığını, aynı mahkemede birlikte görülen ve vekilin “diğer davamız yürüyecek” kaydı koyduğu dava İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 17.10.2018 tarihli 2017/25 Esas sayılı davasının, derdestlikten dolayı reddedildiğini, derdestlikten red edilen davanın maddi anlamda kesin hüküm oluşturmadığından her zaman açılabileceğini, 2017/25 Esas sayılı dosyada verilen kararın kesin hükme gerekçe yapılmasının hukuka aykırı olduğunu. – Feragat’ in düzenlendiği HMK’ nın 309. Maddesinde feragat’ in kayıtsız ve şartsız olması gerektiğinin belirtildiğini, Feragatin usuli işleminde amacın hakkın özünden vazgeçmek olup, somut olayımızda böyle bir amaç bulunmadığını, davacı vekilinin açık bir şekilde; başka bir dosya üzerinden menfi tespit davası açtığını, menfi tespit davasının devam edeceğini belirterek bir kayıt koyduğunu, bu durumda vekilin beyanlarının feragatin sonuçlarını doğurmayacağını, emsal nitelikte Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun14.11.2019 Tarih, 2017/1254 Esas ve 2019/1197 Karar sayılı ilamını mahkemeye sunmalarına rağmen değerlendirilmediğini. -Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma kararında 2016/1483 Esas sayılı dava dosyasındaki beyanların feragat niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmadığını , ilk derece mahkemesinin derdestlik kararının yerinde olduğunun belirtildiğini beyanla HMK 309. Maddesi gereğince feragatın şartları oluşmadığından mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1483 esas, 2017/1092 karar sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde, davacı vekilinin 25/10/2017 tarihli duruşmada; Biz bu davada maktu harç ödeyerek esasa hasımsız olarak senet iptali davası açmak istemiştik, daha sonra mahkemenizin 2017/25 sayılı dava dosyasında aynı senetlerden dolayı nispi harç ödeyerek menfi tespit davası açtık, bu davadan feragat ediyoruz, diğer davamız yürüyecek” dediği, mahkemenin aynı tarihli kararıyla davanın feragat nedeniyle reddine karar verdiği anlaşılmıştır.İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/25 esas, 2018/980 karar sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde; davacısının …, davalısının …, dava konusunun menfi tespit olduğu, davaya konu edilen senetlerin 500.000 TL’ lik, 1.500.000 TL’ lik, 300.000 TL’ lik ve 400.000 TL’lik 4 adet senetle ilgili olarak menfi tespit talep olunduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davanın, aynı davanın daha önce açılıp halen görülmekte olması nedeniyle HMK’nun 114/1-ı ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin davanın kesin hüküm nedeniyle reddedilmesi gerekirken, derdestlik nedeniyle reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiği, kararın Yargıtay 11. Hukuk dairesi’nin 24/01/2021 tarihli 2020/5047 Esas-2021/4240 Karar sayılı kararıyla bozulmasına karar verildiği, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin bozmaya uyularak verdiği 20/10/2021 tarihli 2021/1473 Esas-2021/1779 karar sayılı kararıyla, davanın derdestlik dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE; Bonoya dayalı menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince aynı senetlere ilişkin olarak açılan menfi tespit davalarında kesin hüküm bulunduğundan dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin bu davada; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyaları nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti talebiyle dava açtığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına konu 1.500.000 TL ve 500.000 TL bedelli senetler ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu 23/12/2016 tanzim tarihli 04/03/2017 vade tarihli 250.000 TL bedelli senetlerin dava konusu olduğunu, … İcra Müdürlüğü dosyasına konu diğer 250.000 TL bedelli senedin dava konusu olmadığını, davaya konu senetlerin mafya aracılığıyla tehdit ve zor kullanılarak imzalatıldığını ileri sürdüğü ve borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davacı tarafından, aynı davalı aleyhine, aynı talepler ve aynı hukuki nedenlere dayalı olarak açılan İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1483 esas, 2017/1092 karar sayılı dosyasında davadan feragat edildiği, feragat nedeniyle davanın reddi kararının bu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği, yine İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/25 esas, 2018/980 karar sayılı dosyasında verilen derdestlik nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararın kesin hüküm teşkil ettiğinden bahisle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1483 esas sayılı dosyasında açılan davanın tarafları, dava sebebi ve konusunun, bu dava ile aynı olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık 2016/1483 Esas sayılı dosyada verilen ve kesinleşen feragat nedeniyle red kararının bu dava yönünden kesin hüküm teşkil edip etmeyeceğinin tespitinden kaynaklanmıştır. 6100 Sayılı HMK 311. Madde de “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1483 esas sayılı dosyanın duruşmasında, aslında hasımsız olarak maktu harçla açılan senet iptali davası açmak istedikleri, mahkemenin 2017/25 Esas sayılı dosyasında aynı senetlerden dolayı nispi harç ödeyerek menfi tespit davası açıldığını, o davanın yürüyeceğini, bu davadan feragat ettiklerini beyan ettiğini, hakkın özünden feragat etmediğini ileri sürmüştür. Davacı vekilinin İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/1483 esas sayılı dosyasının 25/10/2017 tarihli duruşmasındaki beyanından, aynı mahkemenin 2017/25 Esas sayılı dosyasında devam eden menfi tespit davası üzerinden yargılamaya devam etmek iradesinin bulunduğu, davacılar vekilinin davadan feragat beyanının gerçek iradesini yansıtmadığı, iradesinin haktan feragat değil, mükerrer açılan 2016/1483 Esas sayılı davanın takipsiz bırakılması yönünde olduğu, mahkemece davacılar vekilinin gerçek iradesi değerlendirilmeksizin ve derdestlik dava şartı nedeniyle usulden red kararının nihai kararlardan bulunmadığından taraflar yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde kesin hüküm bulunduğundan davanın dava şartı yokluğundan reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatiyle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2023 tarih, 2022/490 E. 2023/486 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4.,6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 26/10/2023