Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1490 E. 2023/1363 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1490
KARAR NO: 2023/1363
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
NUMARASI: 2022/245 E.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu albümler, içerdiği eserler, video klipler üzerinde fonogram yapımcısı sıfatı ile müvekkili şirketin münhasır mali hak ve yetki sahibi olduğunu, işbu albümler ve albümler üzerindeki hakların Beyoğlu … Noterliği’nin … Nolu Noter Devir Sözleşmesi ile müvekkili tarafından devir alındığını, kayıt ve tescillerinin yapıldığını, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu ve söz konusu eserler ile video kliplerin üzerinde hiçbir hakkının olmadığını, davalı tarafın haksız, hukuka ve FSEK’e aykırı şekilde başta youtube olmak üzere dijital müzik platformlarına telif hakkı ihlal bildirimleri yaptığını, şirketin mali hak sahibi olduğu albümler, şarkılar, video kliplerin yer bağlantılarını kapattırdığını, Türkiye’de hiçbir kaydı ve resmi yanı olmayan bir şirketin haksız ve hukuka aykırı eylemi ile müvekkiline zarar verdiğini, davalı tarafın anılan albümler, şarkılar ve videolar üzerinde FSEK kapsamında hiçbir hak ve yetkisinin olmadığını, fonogram yapımcısı hak ve yetkilerinin de olmadığını beyan ederek davalının hukuka aykırı eylemleri nedeniyle uğranılan tüm zararların tazmini için davanın kabulüne, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/129 D.İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının devamına, davalı tarafça yapılan haksız bildirimlerin müvekkilinin hak sahipliğine tecavüz ettiğinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; 02/12/2022 tarihli tensip tutanağı ile;”…İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/129 D.İş sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının aynen devamına…” şeklinde karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine mahkemece duruşmalı inceleme sonunda 06/07/2023 tarihli ara karar ile, ” davalı vekilinin tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin ve itirazlarının, kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir.” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket, davaya konu albümler ve albümler üzerindeki fonogram yapımcısına ait hakları Beyoğlu … Noterliği’nin … nolu noter devir sözleşmesi ile … A.ş.’den devir alınmış olup, kanuna uygun bir şekilde devren iktisap edilen fonogram yapımcısı haklarına dayalı olarak açılan davada davalının hak sahibi olmadığını, davaya konu eserlerde icracı sanatçı olan … dava dışı … ile yapmış olduğu dava konusu eserleri de içine alan 12/12/1997 tarihli ve 01/01/2009 tarihli sözleşmeler ile müvekkil yapımcıya dava konusu eserlere ilişkin haklar yönünden tam ruhsat vermiş olup gerekli muvafakat ve izinler de eserler üzerindeki hak sahipliğinin … ile yapılan devir sonrası devren iktisap suretiyle müvekkile geçtiğini, icracı sanatçı …’ın 12/12/1997 tarihli sözleşmede dava konusu eserlerle ilgili olarak …’nin tam ruhsat sahibi olduğunu, müvekkilin kendisinden haklarını devraldığı … şirketine Dijital hakları da kapsar şekilde tam ruhsat verildiğini, sözleşme hükümlerinden de açıkça anlaşıldığı üzere dava konusu eserlere ilişkin olarak dava dışı sanatçının eserler üzerindeki haklara ilişkin olarak dava dışı …’ye tam ruhsat verdiği, mali haklara ilişkin olarak dijital hakları da kapsar şekilde …’nin hak ve yetki sahibi kılındığı, sözleşme hükümlerine dayalı olarak dava dosyasına sunulan muvafakatlerin düzenlendiği, yine sözleşme hükümlerinde devre engel bir durum bulunmadığı gibi sözleşmenin 21. maddesinde devrin açıkça düzenlendiği bu noktada müvekkil şirketin devren iktisap suretiyle eserler üzerindeki tüm bu hakları ve davaya konu hakları kullanma yetkisine sahip olduğunu, devir’in dava dışı icracı sanatçının bilgisi ve kabulü dahilinde yapılmış olup, müvekkil şirketle dava dışı sanatçı arasında edisyon sözleşmesi de akdedildiğini, 21.02.2001 tarihinden önce vücuda getirilen eserler bakımından …’A ait “…”, “…” VE “…” albümlerinde yer alan eserler 21.02.2001 tarihinden önce vücuda getirilen eserler olduğu, FSEK m. 52’ye uygun olarak düzenlenmiş, sanatçılar tarafından yazılı bir sözleşme ile kullanım hakkı verilmiş veya devredilmiş “dijital hak devir sözleşmeleri”ni sunması gerektiği iddia olunmuş ise de dava dışı sanatçı ile … arasında düzenlenen sözleşme hükümlerinde tam ruhsat verildiği hususu defaten sözleşme hükümlerinde yer aldığını, , sözleşmenin 34. maddesinde dijital hakların da devredildiği açıkça düzenlendiğini, yine sözleşmenin 24. maddesinde de, icracı sanatçının işbu sözleşme ile verdiği hakların sözleşme tarihinden önce ürettiği eserlere ilişkin hakları da kapsadığını, 21.02.2001 tarihinden önce üretilen eserlerin, bu tarihten sonra üretilen eserlerden ayrı tutulmasını gerektirir bir durum olmadığını, sanatçı …’ın 2001 öncesi çıkarttığı anılan eserlerine ilişkin daha önce verdiği mufavakatnameler olmasına rağmen, FSEK’de yapılan 2001 değişikliği ile dijital hakların da yasaya girmesinden sonra, 2004 yılında yeniden muvafakatnameyi vermesinin gayesi, 2001 yasa değişikliği ile hayata dahil olan dijital hakları da devretmek olduğunu, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati tedbirini devamına karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap: Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı, ilgili eserler üzerinde hak sahibi olduğunu, dosya içeriğine sunduğu, Kültür Bakanlığı tarafından beyana istinaden, konusu olan eserlerin kaset veya kompakt disk (CD) gibi fiziki ses taşıyıcılar ile çoğaltılması ve yayılması için zorunlu tutulan bandrol uygulaması için verilen ve kanunen bir geçerliliği olmayan belgelere dayandırdığını, işletme belgesine bakıldığında, dava konusu eserlerin sadece plak, kaset ve kompakt disk vb. fiziki ses taşıyıcılar ile çoğaltılmasını ve yayılmasını içerdiğini Dijital haklara veya cep telefonu şebekesi haklarına dair herhangi bir ibare bulunmadığını, yargıtay kararları doğrultusunda dijital ileti haklarının icracı sanatçıya ait olduğunu, dava konusu eserler bağlantılı hakların kanuna eklendiği 2001 yılı öncesinde ve hatta … yapımcısı hakkı, eser sahibine komşu haklar başlığı altında, mutlak bir hak olarak ilk kez tanındığı 07.06.1995 tarihli 4110 sayılı yasadan önce vücuda getirildiğini, bu eserler üzerinde fonogram yapımcısı hakları doğmadığını, davacı, dava dilekçesinde, dava konusu eserlerin birden çok defa üçüncü kişilere devredildiğini ve en sonunda da kendisine devredildiğini belirttiğini, bu devirlerde, icracı sanatçıların muvafakatini ortaya koymadıklarını, eserlerin vücuda getirilmesi ve çoğaltılması, yayılması ve umuma iletilmesinden sonra ortaya çıkmış olan bu “dijital iletim hakları” sanatçıların kendilerine ait olduğunu, bu sebeplerle davacı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Dava, Fikir ve Sanat Eseri üzerinde mali hak sahipliğine tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ve erişimi engellenen linklerin engelinin kaldırılması taleplerine ilişkindir. Davacı vekili ihtiyati tedbir talep etmiş, mahkemece 02/12/2022 tarihli tensip tutanağı ile; “…İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/129 D.İş sayılı dosyası üzerinden verilen ihtiyati tedbir kararının aynen devamına..” şeklinde karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine mahkemece duruşmalı inceleme sonunda 06/07/2023 tarihli ara karar ile, ” mali hak sahipliği iddiasının esas yargılamada incelenerek değerlendirilmesi gerekli olmakla bu aşamada talebin yargılamayı gerektirdiği” gerekçesi ile, davalı vekilinin tedbirin kaldırılmasına yönelik talebinin ve itirazlarının, kabulü ile ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. HMK’nın 389/1. maddesindeki düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. 5846 sayılı FSEK’in 77. Maddesinde ise, “Esaslı bir zararın veya ani bir tehlikenin yahut emrivakilerin önlenmesi için veya diğer her hangi bir sebepten dolayı zaruri ve bu hususta ileri sürülen iddialar kuvvetle muhtemel görülürse hukuk mahkemesi, bu Kanunla tanınmış olan hakları ihlal veya tehdide maruz kalanların ya da meslek birliklerinin talebi üzerine, davanın açılmasından önce veya sonra diğer tarafa bir işin yapılmasını veya yapılmamasını, işin yapıldığı yerin kapatılmasını veya açılmasını emredebileceği gibi, bir eserin çoğaltılmış nüshalarının veya hasren onu imale yarıyan kalıp ve buna benzer sair çoğaltma vasıtalarının ihtiyati tedbir yolu ile muhafaza altına alınmasına karar verebilir.” şeklinde ihtiyati tedbire ilişkin düzenleme getirilmiştir. Tedbire itirazın süresinde olup olmadığına ilişkin değerlendirme; 6100 sayılı HMK’nın “ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz” başlıklı madde 394 hükmüne göre, ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. İstanbul 1. FSHHM’nin 2022/129 D.iş sayılı dosyasında verilen tedbir kararının davalıya tebliğ olunmadığı, tensip zabtında ise tedbirin devamına şeklinde karar verildiği ve tebliğ edildiği, dolayısıyla tedbirin içeriği davalıya tebliğ edilmiş olmadığından, itirazın süresinde olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı taraf, dava konusu sanatçı …’ın 5 adet albümündeki müzik eserlerine ilişkin mali ve manevi haklara fonogram yapımcısı sıfatı ile sahip olduğunu, Eser İşletme Belgelerini önceki yapımcı … şirketinden Noterde yapılan sözleşme ile devir aldığını ve eser işletme belgelerinin tescil edildiğini, bu şekilde eserler üzerinde tam ruhsat sahibi olduğunu, davacının eserden kaynaklanan marka haklarına tecavüz teşkil eden uygulamalar yaptığını iddia etmiş olup, davalı ise eser sahibi sanatçıyla yapılan sözleşme ile eserlerin mali halarını devraldığını, eserler üzerinde davacının hak sahibi olmadığını savunmuştur. FSEK.nun 48. maddesine göre de, eser sahibi mali haklarını süre, yer ve muhteva itibariyle sınırlı veya sınırsız, karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devir edebileceği gibi (devir), bu hakların sadece kullanma yetkisini de diğer bir kimseye bırakabilir (ruhsat). Mali hak devrinde hak devreden kişinin malvarlığından çıkarak devralana geçtiği halde, mali hakların kullanma yetkisinin devri halinde, hak devredilmemekte sadece kullanma yetkisi devredilmektedir. FSEK 13.maddesine göre, fonogram yapımcıları, hak ihdas etmek amacı taşımaksızın, sahip oldukları hakların ihlâl edilmemesi, hak sahipliklerinin belirlenmesinde ispat kolaylığı sağlanması ve malî haklara ilişkin yararlanma yetkilerinin takip edilmesi maksadıyla, sinema ve müzik eserlerini içeren yapımlarının kayıt ve tescilini yaptırırlar. Aynı maksatla, eser sahiplerinin talebi üzerine, bu Kanun kapsamında korunan tüm eserlerin kayıt ve tescili yapılabilir, malî haklara ilişkin yararlanma yetkileri de kayıt altına alınabilir. Buradaki kayıt ve tescil kurucu değil ispat ve hakların ihlalini takibi kolaylaştıran ispat aracıdır. İşletme belgesi, hak sahipliği konusunda bir karine teşkil ettiğinden aksi her türlü delille ispatlanabilir. Görüldüğü üzere mali hakların devri ve eser işletme ruhsatı verilmesi farklı hukuki sonuçlara bağlanmış olup, eldeki uyuşmazlıkta davacının devir aldığı hakların hukuki niteliği ile devir sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, geçerli ise tam ruhsat niteliğinde olup olmadığı, eserin dijital ortamda yayma hakkını kapsayıp kapsamadığı, eser işletme hakkının devrinin digital hakları da kapsayıp kapsamadığının yargılama gerektirdiği ve ve hangi eserlerin , albümlerin sözleşme kapsamında mali hakkının devredildiğinin alınacak kapsamlı bilirkişi raporundan sonra değerlendirilmesi gerektiği, değişik iş dosyasında alınan raporda bu yönlerden bir değerlendirme bulunmadığından mevcut delil durumuna göre ihtiyati tedbir uygulanabilmesi için yaklaşık ispat koşulunun bu aşamada gerçekleşmiş olmadığı , tedbir kararının kaldırılması yoluyla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2022/245 E. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023