Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1458 E. 2023/1346 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1458 Esas
KARAR NO: 2023/1346
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 05/05/2023
NUMARASI: 2023/98 E. – 2023/99 K.
DAVANIN KONUSU: Tespit (D.İş)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 2007 yılında kurulduğunu ve kurulduğu yıllarda, Türkiye’de henüz müvekkilinin sağladığı hizmetleri sağlayan firma sayısı çok az olduğundan, hatta hizmetlerinden bir kısmını sağlayan firma olmadığından, kuruluşuyla sektöre yeni bir soluk getirdiğini ve sektörün kilometre taşlarından biri olduğunu, 2007 yılı Mart ayında, “…” olma vizyonu ile yola çıkan müvekkilinin, kuruluşundan çok kısa bir süre sonra 2010 yılında “…” arasında yerini aldığını, 2014 yılında, o zamanın koşulları için devrim niteliğinde sayılacak bir özellik geliştirerek; …com, …, …, …, …com, …, …com, …com gibi toplam 13 büyük operatör ile anlaşılarak son kullanıcılar için “fiyat karşılaştırma” özelliğini hayata geçirdiğini ve Türkiye’de bu konuda rol model sayılacak internet sitelerinden birisi haline geldiğini, müvekkili şirketin yıllık 35 Milyondan fazla ziyaret verisi bulunan, 1000’den fazla bölgede 15000’den fazla otel ve konaklama yerine hizmet veren bir şirket olduğunu, yılda 4,5 milyondan fazla müşteriyi konaklama tesislerine yönlendirdiğini, müvekkilinin internet üzerinden sunmakta olduğu ve müvekkili tarafından tanıtılmış olan bu hizmeti ilgili “…com”, “…” esas unsurlu markalarını tüm sınıflarda Türkpatent nezdinde de tescil ettirdiğini, karşı tarafın, müvekkilinin itibarından haksız olarak faydalandığını, müvekkili şirketin milyon üzerinde reklam yatırımları ile Türkiye piyasasında kendi kategorisinde en fazla trafiği olan ilk 10 şirket arasında 6. sırada olduğunu ve yıllık 25 milyonu aşkın site trafiği ile Türkiye nüfusunun dörtte birinden fazlası tarafından tıklanmış bir internet platformu olduğunu, mobil uygulaması da bulunan müvekkili şirketin mobil uygulamasının, 100 binin üzerinde indirildiğini, müvekkilinin markasının teknik ve organizasyon yapısının son derece gelişmiş ve güçlü olduğunu, 1000’den fazla bölgede 15000’den fazla tesise ait fiyat verisini anlık olarak güncelleyebilecek ve tüketiciye sunabilecek altyapıya sahip olduğunu, karşı tarafın, “https://www…com/” isimli internet sitesi ile müvekkilinin internet üzerinden sunduğu hizmetlerle karıştırılma ihtimali kesinlik düzeyinde olacak şekilde hizmet sunduğunu, bu durum müvekkilinin maddi manevi zararına yol açtığını, karşı tarafın “…” isimli internet sitesinin, müvekkili ile bağlantı intibaı yaratarak hem tüketicileri hatalı yönlendirdiğini ve karışıklık yarattığını, hem de müvekkilini site trafiğini olumsuz etkilediği için zarara sebebiyet verdiğini, yıllardır müvekkili tarafından maddi ve manevi çaba harcanarak Türkiye’de tanıtımı yapılan, Türkiye genelinde kendi sektöründe ciddi reklam ve tanıtım masrafları ile tüketici nezdinde tanınmış, uzun yıllar sonucunda Türkiye’de kalitesini yine sadece müvekkilinin çabaları ile kanıtlayan müvekkilinin, geniş bir hizmet ağı ve tüketici kitlesi oluşturmuş olmasına karşın, karşı tarafça bu tanıtım ve yatırımdan haksız ve kötüniyetli olarak faydalanma çabası ile, https://www…com/url adresli web sayfasını ve müvekkili şirket tanınırlığını kullandığını, karşı tarafın, müvekkilinin piyasada maruf ve meşhur hale getirmiş olduğu marka ile karıştırılma ihtimali kesinlik düzeyinde olacak şekilde oluştuğu internet sitesinin adını kendisine aitmiş gibi kullanarak müvekkiline ait müşteri portföyünü müvekkilinin itibarından yararlanarak, kendi üzerine çektiğini, müvekkilinin kendi internet sitesi aracılığıyla sunduğu faaliyetin hacminin düşmesine sebep olduğunu, bu nedenle müvekkilinin zararının her geçen gün arttığını, müvekkili şirketin maddi ve manevi zarara uğradığını ve zararın gün geçtikçe artarak devam ettiğini, bu durumdan hareketle; karşı tarafın haksız kullanımının gecikmeksizin durdurulması, önlenmesi ve “https://www…com/” isimli internet sitesinin kaldırılmasının büyük önem taşıdığını belirterek, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli “…”, “…com” ve diğer tescilli markaları ile haksız ve hukuka aykırı olarak iltibas oluşturan karşı tarafın https://www…com/ URL adresli “…com” adlı internet sitesinde marka hakkına tecavüz oluşturacak şeklide faaliyet göstermesi sebebi ile; marka hakkına vaki tecavüzün tespitine, tecavüzün tedbiren durdurulmasına, yasaklanmasına, önlenmesine ve internet sitesinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “aleyhine tedbir istenilene ait internet istesinde 43. sınıf kapsamında kalan geçici konaklama hizmetleri ve geçici konaklama hizmetleriyle ilgili rezervasyon hizmetleri için “…com” alan adının kullanıldığı, site içeriğinde de “…com+Şekil” markasının kullanıldığının tespit edildiği, … tescil numaralı “…com+Şekil” markasının 43. sınıf kapsamında kalan geçici konaklama hizmetleri ve geçici konaklama hizmetleri için rezervasyon hizmetleri aleyhine tedbir istenilen adına tescilli olduğu, markasal kullanımının bu tescil kapsamında kaldığı, tedbir isteyene ait … numaralı “…” markasının 38 ve 39. sınıflarda, … numaralı “…com …” markasının 38. sınıfta, … numaralı “…com+Şekil” markasınınn 35, 38 ve 41. sınıflarda, … numaralı “…+Şekil” markasının 41 ve 42. sınıflarda tescilli oldukları, 43. sınıfta tescilli olmadıkları, bu markalarla aleyhine tedbir istenilene ait markanın benzer olduğuna dair bilirkişiler tarafından görüş bildirilmişse de, aleyhine tedbir istenilenin markayı kullandığı mal ve hizmetler için tedbir isteyenin tescilli bir markasının bulunmadığından, aleyhine tedbir istenilenin marka kullanımlarının tedbir isteyene ait markalarla iltibasa neden olup olmayacağının yargılama sonucunda tespit edilebileceği, tedbir isteyenin markasının tanınmış marka olup olmadığının da yargılamayı gerektirdiği, aleyhine tedbir istenenin tescilli markasını tescilli olduğu hizmetler için kullandığı ve bu aşamada HMK’nun 390/son maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçeleriyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK’nun 389. madde metninden de anlaşıldığı üzere, müvekkili tarafında n talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddinin hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, zira “aleyhine tedbir istenilenin marka kullanımlarının tedbir isteyene ait markalarla iltibasa neden olup olmayacağının yargılama sonucunda tespit edilebileceği” şeklindeki değerlendirmenin halihazırdaki ihtiyati tedbir düzenlemesinin doğasına aykırı olduğunu, herhangi bir vatandaşın …com ile …com isimli siteleri birbiri ile karıştırabileceği, bu sebeple yargılama sonuna kadar karşı taraf aleyhine tedbir kararına hükmedilmesinin uygun olacağını beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılarak, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GÖRÜŞ İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, Mahkemece 26.05.2023 tarihli ara karar ile verilen ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair kararın istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; karşı yanın, https://www….com/ URL adresli web sayfasını kullanmak suretiyle tedbir talep edenin tanınırlığından faydalandığı iddia edilerek, karşı tarafın kullanımının durdurulması, önlenmesi ve “https://www…com/” isimli internet sitesinin kaldırılması tedbiren talep edilmiş, Mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu karar yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf edilmiştir. SMK’nın 155. maddesi “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınaî mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” hükmünü haiz olup, bir markanın (ya da başka bir hakkın) tescilli olmasının önceki hak sahiplerinin açtığı tecavüz davasında bir savunma olarak ileri sürülemeyeceğini açıkça hüküm altına almış olması nedeniyle, ”karşı yan kullanımının tescilli olduğu ve kullanımın tescil kapsamında kaldığı” yönündeki iddiaların yerinde olmadığı, taraf markaları ve kullanımlarının iltibas oluşturup oluşturmadığının yaklaşık ispat ölçüsünde değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Mahkemece aynı kararda davacı markasının tanınmış olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği değerlendirilmiş olup, somut olayda, marka hakkına tecavüzün koşulları bakımından davacı markasının tanınmış marka oması şartının aranmayacağı bir gerçek ise de, tanınmışlığın, sınıfsal değerlendirme yönünden önem taşıdığı da bir gerçektir. Bu kapsamda bilirkişi raporu, mevcut delil durumu iddia ve savunmalar birlikte dikkate alındığında; karşılaştırılması gereken taraf markalarının “…com” ve “…com” şeklinde olduğu, internet sitesi üzerinde yapılan incelemelere ilişkin bilirkişi tespitlerinde, aleyhine tespit istenen tarafın konaklama hizmeti sunduğunun belirlendiği, 43. sınıfta yer alan konaklama hizmetleri ile karşı yan markasının tescilli olduğu 41. sınıfta yer alan “kültür ve eğlence hizmetleri” nin benzer sınıf olarak görülebileceği değerlendirilmiş ise de, eksik inceleme ile sonuca gidildiği anlaşılmakla, Mahkemece; karşı yanın … tescil no’lu marka tescil kayıtları da getirtilerek, tedbir talep edenin ”…com” adlı internet sitesindeki markasal kullanımlar yönünden bir inceleme yapılması amacıyla ek rapor aldırılıp, varılacak sonuca göre bir karar gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.05.2023 tarihli ara kararı ile verilen ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair kararın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1-g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023