Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1452 E. 2023/1344 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1452
KARAR NO: 2023/1344
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 30/05/2023 ara karar
NUMARASI: 2023/71 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılara ait ve tescilsiz ”…” markasının iltibas teşkil edecek şekilde kullanılmasının, müvekkillerine ait tescilli mavi zemin üzerine sarı yazı ile yazılmış ”…” markası yönünden haksız rekabet ve markaya tecavüz oluşturup oluşturmadığı hususunda Bakırköy 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2023/103 D.İş sayılı dosyası ile tespit davası açılmış olduğunu, işbu davada dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile davalıların kullanımının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle müvekkiline ait mavi renk üzerine sarı yazı ile yazılmış bulunan “…” adlı markaya davalıların tecavüzünün ve haksız rekabetin tespiti ile teminatsız olarak veya bu mümkün olmadığı takdirde münasip bir teminat mukabilinde, markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilerek, davalılara ait … markasının ambalaj, broşür, katalog ve ilanlara el konulmasına ve toplanmasına, ürünlere, işbu ürünlerin üretildiği makine, kalıp ve her türlü alet ve teçhizata el konulmasına ve toplanılmasına, ürünlerin internet üzerinden satıldığı …, …, …, …, …, …, …, …, … vs tüm e-ticaret sitelerinden satışının durdurulması ile yasaklanmasına, ürünlerin teşhir edildiği facebook, instagram, twitter vs tüm sosyal medya üzerindeki paylaşımların yasaklanması ile kaldırılması ve engellenmesine, ecza depoları, eczaneler, otc marketler, ve fuar alanlarında teşhirinin ve satışının engellenmesi ile menine ve toplatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “davaya ilişkin tensip zaptının 7 numaralı ara kararı ile, davacının ihtiyati tedbir talebinin deliller toplanıp bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra değerlendirilmesine karar verilmiş olmasına rağmen, davacı vekilinin Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2023/103 değişik iş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti talebinde bulunarak bu dosyada alınan bilirkişi raporunu dayanak tutup yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, HMK 401/4 maddesi uyarınca dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkemenin yetkili ve görevli olduğu, dolayısıyla, esas hakkındaki dava açıldıktan sonra Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2023/103 değişik iş sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi tespit raporunun eldeki dosya yönünden tedbire dayanak yapılmasının mümkün olmadığı, kaldı ki, tespit bilirkişi raporunda dahili davalılar adına tescilli önceki tarihli marka mevcut olup, davalıların kullanımının da kendi markalarının koruma kapsamında olmasının kuvvetle muhtemel olduğu, raporda haksız rekabete sebep olabileceği bildirilen ticari takdim şekli yönünden ise, aynı tarafın daha önce bu ticari takdimi ve ambalajı kullandığı ancak yapılacak yargılama ile belirlenebileceğinden bu aşamada ihtiyati tedbir için aranan yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçeleriyle davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2023/103 Değişik İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, “karşı taraf … A.Ş. nın … no ile tescilli markasının şeklinde ve … no ile tescilli markasının ise şeklinde olduğu, markalarını tescil edildiği şekliyle kullanma zorunluluğu olmasına karşın, tespit talep edenin … no ile tescilli olan markasındaki renk, görsel ve tasarım ile ayniyet arzedecek şekilde, yine tespit talep edenin ticari sunumlarında kullandığı renk ve kompozisyonları hiçbir teknik zorunluluk olmamasına rağmen birebir aynen kullanmak suretiyle tespit talep edenin ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak eylemlerde bulunduğu, sözkonusu eylemin ise TTK hükümlerine göre haksız rekabet teşkil edeceği kanaatine ulaşıldığını, bu nedenle Mahkemece talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, zira dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile de yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu, öte yandan dosyaya sunulan ve Yerel Mahkemece celp edilen TPE kayıtları ile de sabit olduğu üzere mavi renk üzerine sarı yazı ile yazılmış şekil markasının müvekkili … adına tescilli olduğunu, yine dosyaya sunulmuş olan internet alışveriş sitelerinden alınan görseller ile müvekkili adına tescilli mavi renk üzerine sarı yazı ile yazılmış şekil markasının davalılar tarafından kullanıldığının belli olduğunu, hal böyle iken yaklaşık ispat kuralının yerine getirilmediğinden bahisle tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalılara ait … adlı ürüne ilişkin müşteri şikayetleri nedeni ile ve müvekkiline ait … markası ile olan benzerliği nedeni ile Tarım Bakanlığı yetkililerince 31.05.2023 tarihinde müvekkiline denetime gelindiğini, müvekkili …’in … adlı ürünle ilgili onay belgesi, bileşenlerin yüzdesini gösterir belgeyi, spesifikasyon belgesi, günlük kullanım dozunu gösterir belgeyi sunduğunu, müvekkiline ait … markasının içeriği ürün tüm izin ve belgelerine sahip olduğunu, buna mukabil davalılara ait … markasının içeriği ürün daha ucuz fiyattan satıldığı için ve ortalama tüketici tarafından müvekkiline ait ürünle karıştırıldığı için tercih edildiğini, kullanıldıktan sonra da müşterilerden sürekli şikayet adlığını, işbu nedenle de müvekkilinin sürekli olarak denetime maruz kaldığını, ayrıca … ile ilgili müşteri şikayetleri nedeni ile müvekkiline ait … markasının ciddi şekilde itibar kaybına uğradığını, müvekkilinin müşterilerinin işbu şikayetlerden dolayı siparişleri iptal ettiğini, müvekkilinin müşteri ve kazanç kaybına uğradığını, beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılarak, tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Talep, Mahkemece 30.05.2023 tarihli ara karar ile verilen ”ihtiyati tedbir talebinin reddine” dair kararın istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir. Mahkemece hazırlanan 15.03.2023 tarihli tensip zaptının 7 no’lu ara kararında, tedbir talebinin bilirkişi raporu alındıktan sonra değerlendirilmesine karar verilmiş olmasına rağmen, eldeki dava açıldıktan sonra aynı davaya ilişkin olarak, davacılar vekili tarafından 12.04.2023 tarihinde başka bir Mahkemeden delil tespiti talebinde bulunulduğu, Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2023/103 değişik iş sayılı dosyasına bilirkişi raporu sunulduğu görülmüş olup, HMK’nın 401/son maddesine göre ”dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkeme yetkili ve görevlidir.” hükmü gereğince eldeki dosya ile ilgili olarak başka Mahkemece delil toplanamayacağı, Mahkemece gerekli tüm araştırma dosya üzerinden yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, eldeki davada ise; marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olup olmadığı, tescili aşan bir kullanımın bulunup bulunmadığı iddialarının yargılamayı gerektirdiği, gelinen aşama itibariyle HMK’nun 389.maddesi ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. Maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından, Mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş, bu itibarla ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2009/11320 esas, 2010/2529 karar, 10.03.2020 tarihli kararı, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/3098 esas, 2016/3050 karar ve 22.03.2016 tarihli kararı) Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2023 tarih ve 2023/71 E., sayılı ara kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023