Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1448 E. 2023/1188 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1448
KARAR NO: 2023/1188
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 09/05/2023
NUMARASI: 2022/90 E. – 2023/101 K.
DAVANIN KONUSU: Hakem Tayini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili hakem tayini talepli dilekçesinde;müvekkili …’ün 22/10/2014 tarihinden beri davalı şirketin Kayseri fabrikasında Ar-Ge müdürü olarak çalıştığını, 7 yıla yakın bir sürede, tamamen güven ilişkisine dayalı olarak davalı şirketin Kayseri’deki fabrikasını fedakârca yönettiğini ve daha pek çok başarılı işin altına da imzasını attığını, iş sözleşmesinin SGK kayıtlarına göre 22/06/2021 tarihinde sona erdirildiğini, müvekkilinin iş sözleşmesi sona erdirilmesine rağmen kendisinin ürettiği know-how’ı tamamen kendisine ait olan ve davalı şirket tarafından belli şartlar dahilinde kullanılmasına izin verilen fikri hakların ödemelerinin yapılmadığını, müvekkilinin kendisinin uzmanı olduğu ve yılların getirdiği tüm birikimle oluşturduğu know-how’ın davalı şirkette kullanılması konusunda şirket yetkilisi … ile mutabakata vardığını, bu mutabakat çerçevesinde, müvekkilinin mucidi olduğu üretim yöntemi ile yapılan satışlardan elde edilen net karın %50’sinin müvekkiline, geri kalan net karın %50’sinin ise şirkete ait olacak şekilde anlaştıklarını, taraflar arasında hizmet buluşları için yapılan sözleşmenin Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine uygun olduğunu, SMK’nun 115/6. maddesinde “İşveren hizmet buluşu üzerinde tam hak talep ederse, çalışan makul bir bedelin kendisine ödenmesini işverenden isteyebilir. İşveren hizmet buluşu üzerinde kısmi hak talep ederse, işverenin buluşu kullanması hâlinde, çalışanın makul bir bedelin kendisine ödenmesini isteme hakkı doğar”. hükmünün mevcut olduğunu, ayrıca Çalışan Buluşlarına, Yükseköğretim Kurumlarında Gerçekleştirilen Buluşlara ve Kamu Destekli Projelerde Ortaya Çıkan Buluşlara Dair Yönetmeliğin 7/1. maddesine göre, bedel isteme hakkının çalışanın takdirine bırakıldığını, SMK’nun 115/9. maddesi uyarınca: işverenin hizmet buluşuna ilişkin kısmi veya tam hak talebinde bulunmasını takiben bedel ve ödeme şeklinin, işveren ile çalışan arasında imzalanan sözleşme veya benzeri bir hukuk ilişkisi hükümlerince belirleneceği, tarafların bedel konusunda istediği gibi sözleşme kurabileceğinin, Yönetmelik hazırlanırken dikkate alınan Alman İşçi Buluşları Kanunu’nun 23/1. ve Fransa Fikri Mülkiyet Kanunu’nun L611-7/2. maddesine göre de anlaşıldığını, taraflar arasında kararlaştırılan hizmet buluşuna dair ödemelerin hiçbir zaman yapılmadığını, yapılması gereken ödemelerin çeşitli bahaneler ileri sürülerek ertelendiğini ve müvekkilinin işten çıkarılması sonrasında da bunun hiçbir zaman ödenmeyeceğinin sözlü olarak kendisine ifade edildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından SMK’nun 115/f. 11 ve ÇBY’nin 24. maddesi uyarınca tahkim süreci başlatıldığını, kendilerinin hakem olarak Prof. Dr. …’u seçtiklerini, HMK’nun 416/f. 1 (c) maddesi uyarınca, işbu tahkim talebinde özetledikleri konuda davalının seçtiği hakemi bildirmesi için tahkim talebinin Beyoğlu … Noterliği’nin 01/02/2022 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davalıya bildirildiğini, davalı şirketin, Beşiktaş … Noterliği’nin … tarih ve 28/02/2022 tarihli cevabi ihtarnamesiyle hakem belirlemeyi reddettiğini, bu nedenle, HMK’nun 416. maddesi çerçevesince, 3 kişiden oluşması gereken hakem heyetinin baş hakem ve davalı yanın belirlemesi gereken yan hakemin Mahkeme tarafından belirlenmesini talep etme mecburiyeti doğduğunu beyan ederek, SMK’nun 115/f. 11 ve ÇBY’nin 24. maddesi uyarınca başlatılan tahkim sürecinde, aksine bir hüküm olmadığı için HMK’nun 416. maddesi uyarınca 3 hakem seçilmesi gerekmesi ve davacı tarafından Prof. Dr. …’un hakem seçilmesi karşısında, geriye kalan 1 adet taraf hakemi ve baş hakemin Kayseri’deki işyeri için yapılan iş ve işlemler için tahkim yargılaması yapmak üzere Mahkeme tarafından seçilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının dilekçesindeki iddialarının aksine müvekkili şirketin … …. Cad. No:… Melikgazi-Kayseri adresindeki işyerinde Ar-Ge müdürü olarak çalışmadığını, iş yerinde hiçbir zaman yönetici olmadığını, iş akdinin davacı tarafından eylemli olarak feshedildiğini, davacının 22/06/2021 tarihinde işyerinden ayrıldığını ve bir daha dönmediğini, iş akdini bu şekilde feshetmesi nedeniyle 22/06/2021 itibariyle SGK çıkışının yapıldığını, davacının adına marka tescili olan ürünün hiçbir şekilde müvekkili şirkette üretimde kullanılmadığını, davacı ile müvekkili şirket sahibi … arasında kar paylaşımı şeklinde hiçbir mutabakat veya sözleşmenin de yapılmadığını, davacının müvekkili şirkette yaptığı işin, özel bir eğitime ihtiyaç duyulmayan, herkes tarafından yapılabilecek nitelikte bir iş olduğunu, sektörde, davacıyla aynı işi yapan birçok kişi ve şirket bulunduğunu, davacının yaptığı işin özel yetenek veya buluş yapılmasını gerektiren bir iş olmadığını, Sınai Mülkiyet Kanunu hükümleri uyarınca, çalışanların işyerindeki çalışmaları sırasında elde edebilecekleri fikri mülkiyet haklarının işverene ait olduğunu, davacının çalıştığı dönemde fikri mülkiyet hakkını gerektirir herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, kaldı ki, davacının da, know-how sahibi olduğuna veya çalışmaları sırasında buluş yaptığına, Sınai Mülkiyet Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri kapsamında tescilinin yapılması gerektiğine dair müvekkili şirkete hiçbir başvuru yapmadığını, davacının know-how/hizmet buluşu iddialarına ilişkin Sınai Mülkiyet Kanunu ve ilgili yönetmeliğin aradığı hiçbir koşulu yerine getirmediğini, davacının herhangi bir hizmet buluşunun olmaması, davacının tescilli markasının da müvekkil şirkette yapılan üretimde kullanılmaması ve davacı ile müvekkil şirket veya müvekkil şirket sahibi … arasında hiçbir sözleşme/mutabakat bulunmaması nedenleriyle, davacının tahkim süreci başlatmasının SMK ve ilgili yönetmeliğe aykırı olduğunu, bu nedenle davacının, müvekkili şirket adına hakem tayini ile baş hakem tayini yapılması talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının Beyoğlu … Noterliği 01.02.2022 tarih ve … sayılı ihtarnamesine karşı, Beşiktaş … Noterliği 28.02.2022 tarih ve … sayılı ihtarnameyle cevap verildiğini ve mahkemeden hakem tayini talebinde bulunulması halinde müvekkili şirket adına seçilebilecek hakem için aday bildirme/hakemi seçme haklarının saklı tutulduğunu, davacı tarafından tayin edilen hakem Prof. Dr. …’un elektrik, elektronik eğitimi almış bir kişi olup, davacı iddiaları ile davalı müvekkili şirketin karşı iddiaları hususunda bilimsel, teknik ve hukuki açıdan karar verebilecek yetkinlikte ve uzmanlıkta bulunmadığını, bu kapsamda davacı hakeminin niteliğine itiraz ettiklerini, Mahkemece davanın reddine karar verilmemesi ve müvekkili şirket yönünden hakem tayinine karar verilecek olması durumunda, müvekkili şirket yönünden seçilecek hakemin mesleki tecrübesine istinaden Av. … olarak belirlenmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/05/2023 tarihli 2022/90 E- 2023/101 K sayılı kararıyla; “davacının SMK’nun 113/1. maddesinde tanımlanan nitelikte bir hizmet buluşu yaptığına dair SMK’nun 114. maddesi uyarınca davalı şirkete bir bildirim yapmadığı, esasen hizmet buluşunun ne olduğunu ve teknik ve bilimsel ayrıntılarını da açıklamadığı, kendisine bir ücret ödenmesi konusunda davalı işveren ile imzalanmış yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı, SMK’nun 114. maddesinde yazılı prosedür yerine getirilmeden hizmet buluşu için bu hükümlere dayanarak bedel talep edemeyeceği gibi tahkim yoluna da başvuramayacağı, bu nedenle Mahkemeden hakem tayin edilmesini de talep edemeyeceği” gerekçesiyle; hakem tayini talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davada davacı işçinin meydana getirdiği buluş ve özelliklerinin hiç tartışılmadığını, SMK’nın açıkça tahkim yolunu geçerli kıldığını, mahkemece bir baş ve bir yan hakem seçimi yapılması gerekirken ortada buluş olup olmadığını tartıştığını, mahkemenin gerekçesinde neden tahkime gidilip gidilemeyeceği yönünde gerekçe gösterilmediğini, SMK’nın bu uyuşmazlıklarda hakem yolunu açmasının sebebinin uyuşmazlıkların sektörde hızlı şekilde çözülmesinin sağlanması olduğunu, müvekkilinin delilleri arasında “yemin” delilide bulunduğunu, mahkemece deliller değerlendirilmeden karar verildiğini, SMK 115/6 maddesi uyarınca, işverenin hizmet buluşu üzerinde tam veya kısmi bir hak iddia etmesi halinde, çalışanın makul bir bedel isteme hakkının olacağının düzenlendiği, müvekkiline hiç ödeme yapılmadığını, müvekkilinin taleplerinin bahanelerle ertelendiğini, daha sonra da işten çıkarıldığını, müvekkilinin hakem seçimini yapıp bildirmesine rağmen HMK 416. Madde çerçevesinde baş hakem ve davalının yan hakeminin mahkemece seçilmemesinin hatalı olduğunu beyanla, kararın kaldırılarak, hakem seçimi yapılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf başvurusuna cevabında; istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;Davacı vekilinin çalışan buluşuna ilişkin uyuşmazlığın, SMK 114-115. Maddeler gereğince hakemde çözülmesi gerektiği, Noterden ihtarname göndermelerine rağmen, davalı tarafın hakem tayini taleplerini reddettiğini beyanla, baş ve yan hakemin mahkemece atanmasını talep ettiği, mahkemece talebin reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.6100 Sayılı Yasanın “istinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlıklı HMK 341/1 maddesinde; (1) (Değişik fıkra: 22.07.2020 – 7251 S.K./34. md) İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir:a) Nihai kararlar.b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar. (2) Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir. (Ek cümle: 24/11/2016-6763 S.K./41. md) …” hükmü düzenlenmiştir. İstinaf başvurusuna konu kararın, HMK 341/1 maddesinde istinaf yolu açık kararlardan bulunmadığı, hakem seçimi talebine ilişkin olduğu, 6100 Sayılı HMK 416/2-son maddesinde “hakem seçimine ilişkin kararların kesin olduğu” kanun yoluna başvurulamayacağı düzenlenmekle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 416/2-son ve HMK 352. Madde gereğince usulden reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 416/2-son ve HMK 352. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde yatırana iadesine,3- 6100 Sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, 4- 6100 Sayılı HMK’nın 330. maddesi gereğince inceleme duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine YER OLMADIĞINA,5- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince İADESİNE,6- 6100 Sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3 maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine TEBLİĞİNE, Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 352 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK 416/2-son maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 19/10/2023