Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/139 E. 2023/83 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/139 Esas
KARAR NO: 2023/83
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2022
NUMARASI: 2022/421 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Yukarıda yazılı ilk derece Mahkemesi’nin kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili 09.05.2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in aleyhine kambiyo senedine dayanılarak İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile 9.000-TL tutar ile icra takibi başlatıldığını, tebligatta kendisine gönderilen takip dayanağı senet fotokopisinde adı geçen lehtar …’u tanımadığını, müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını, … isminden aklına gelen ilk ismin … olduğunu, … ile yapılan görüşmelerde …’un kendisine “avukatımla uğraş” demiş olduğunu, müvekkilinin …’un sahibi olduğu “…” şirketinden 3 günlüğüne 600-TL karşılığında bir araç kiralamış ve ücreti vererek aracı teslim almış olduğunu fakat müvekkiline aracı teslim aldığına dair veya ücreti teslim ettiğine dair hiçbir belge verilmemiş olduğunu yalnızca arabanın kiralandığına dair bir belge imzalatılmış olduğunu, müvekkilinin aracı teslim almış olduğunu üzerinden 5 dakika daha geçmeden aracın motor arızası uyarısı vermiş olduğunu, müvekkilinin …’u arayaraktan durumu bildirmiş olduğunu, … sahibi …’un bu durum karşısında müvekkiline cevap olarak “Aracı yarın teslim alırım ve bir günlük araç ücretini 600-TL’den düşüp kalanını veririm” dediğini fakat iade etmemiş olduğunu, …’un müvekkilini tehdit etmiş olduğunu yine müvekkilinin Ankara’ya gitmesi için firmadaki arkadaşlarının kiraladığı başka bir aracı almış fakat bu aracında motorunun arızalanmış olduğunu, arkadaşının kendisine araç kiralık olduğu için motoru yaptır, sonra hesaplaşırız dediğini, müvekkilinin aracın motorunu 7.000-TL kadar masraf yaparak cebinden ödemiş olduğunu, arkadaşı …’un ve …’un danışıklı hareket etmiş olduklarını, düzenlenen senedin sahte olduğunu, icra takibinden sonra müvekkilinin icra takibine ve borca ve imzaya itiraz etmiş olduğunu ancak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, taraflarınca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunulduğundan bahisle müvekkilinin davalıya herhangi bir şekilde borcunun olmadığının tespitine, İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki takibin iptaline, davalı tarafın %20’sinden aşağı olmamak üzere müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, arabuluculuk görüşmeleri sırasında kendisini vekille temsil ettiren müvekkili lehine AAÜT gereği arabuluculuk vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı yanlar üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 26. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/240 Esas- 2022/292 Karar- 10/05/2022 tarihli karar ile asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. İlk derece Mahkemesi 24.06.2022 tarihli ara karar ile “…Somut durumda, davacı vekili icra takibinden sonra açtığı menfi tespit davasında İİK 72. maddeye göre değerlendirme yapılmasını talep etmiş olmakla, iddianın ileri sürülüş biçimi ve mahiyeti nazara alınarak, 2004 sayılı Yasanın 72/3. maddesi kapsamında icra veznesine girecek paranın teminat mukabilinde alacaklaya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilerek…” gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 2004 sayılı Yasanın 72/3. maddesi uyarınca dava değerinin 11.533,93-TL’nin %20’si olan 2.306,78-TL teminat karşılığında taraflar arasında geçerli olmak üzere İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyası ile davacı aleyhine yürütülmekte olan takipte icra veznesine girecek paranın dava sonuçlanıncaya değin alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar vermiştir. Davalı vekili 18.08.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazlarının bulunduğunu, mahkemenin yetkisinin kambiyo senetlerine ilişkin yetki kurallarına göre belirleneceğini, 6102 sayılı TTK 777/4’üncü maddesi, 2004 sayılı İİK 50’nci maddesi, 6100 sayılı HMK yetki düzenlemeleri ve Yargıtay 11. HD., E. 2014/4465 K. 2014/7524 T. 16.4.2014 kararı [“…kambiyo senetlerinde yetkili mahkeme olarak düzenlenen keşidecinin ikametgahı mahkemesi, keşide yeri mahkemesi, ödeme yeri mahkemesi ve yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemelerden olmadığı…”] karşısında keşidecinin isminin yanında yer alan Ankara- Etimesgut adresi itibariyle yetkili mahkemenin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun açık olmasına göre davanın usulden reddine ve dosyanın yetkili Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme huzurdaki davaya bakmaya yetkili olmadığından yokluklarında tesis edilen 24.06.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulü ile tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, hak düşürücü sürenin gerçekleştiğini, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, dava dilekçesi eki belgelerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, iddia edilen vakıaların hangi delillerle ispat edileceğinin açıkça gösterilmediğini, süresinden sonra bildirilecek delillere muvafakat etmediklerini, davacının iddia ettikleri vakıaları kabul etmediklerini, lehtar ve keşideci arasında ileri sürülebilecek def’ileri kabul etmediklerini, araç arızasına yönelik ispat yükünün davacıda olduğunu, senedin şekli koşulları taşıdığını, davacının keşideci olarak iki imzasının olduğunu, sahte imzanın söz konusu olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu, İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/849 Esas sayılı dosyasında açılan borca ve imzaya itiraz davasının davacı tarafından bilinçli olarak takip edilmediğini ve dosya işlemden kaldırılarak davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacının borcun esasına ilişkin iddialarının ispatı mümkün olmadığından davanın esas yönünden de reddine karar verilmesi hukuken gerekli olduğunu, tanıkla ispata muvafakatlerinin olmadığını, senetle ispatın söz konusu olduğunu, arabuluculuk vekalet ücretine ilişkin itirazlarının bulunduğunu beyanla davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine ve dosyanın yetkili Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini, Mahkemenin huzurdaki davaya bakmaya yetkisi olmadığından yokluklarında tesis edilen 24.06.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, davanın esas yönünden reddine karar verilmesini, davacı vekilinin arabuluculuk vekalet ücretine hükmedilmesi yönündeki talebin reddini, kötü niyet tazminatı talebinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını savunmuştur. İlk derece Mahkemesi 24.11.2022 tarihli ara karar ile “… Davalı vekilinin cevap dilekçesinde Mahkememizin 24/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kabul kararına itiraz edildiği, Mahkememizin 21/11/2022 tarihli celsesi 7 numaralı ara kararı ile, ‘İhtiyati tedbir kendiliğinden ortadan kalktığından davalının itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu hususta gerekçeli ara karar yazılmasına” karar verildiği anlaşılmakla dosya incelendi. … HMK 393/1 maddesi uyarınca, tedbir kararının uygulanması tedbir kararı verildiği tarihten itibaren 1 hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi halde tedbir kendiliğinden kalkmış sayılır. … Mahkememizin 24/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kabul kararında davacıya HMK 393 maddesine yönelik ihtaratın yapıldığı, aynı kararda teminat miktarının da belirtildiği, davacının teminat yatırmamakla birlikte yasal süre içerisinde tedbir kararının uygulanmasına yönelik işlem yapmadığı, süresinde teminat yatırıldıktan sonra icra dairesine başvuru yapılmadığı veya yapılmasının talep edilmediği, böylece Mahkememizce verilen tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalktığı anlaşılmakla …” gerekçesi ile 24/06/2022 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati tedbir kendiliğinden ortadan kalktığından davalının itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Her ne kadar 24.06.2022 tarihli ara karar uyarınca verilen ara kararın teminatının da yer aldığı biçimde taraflarına tebliğ edildiği ve taraflarınca tedbir kararının verildiği tarihten itibaren bir hafta içinde talep edilmediği ve gerekli teminatın yatırılmadığı belirtilmiş olsa da kararda geçtiği şekilde işbu ihtiyati tedbir kararının taraflarına tebliğ edilmediğini, bu nedenle taraflarına tebliğ edilmeyen ara kararın süresi geçmiş gibi işlem görmesinin kabulünün mümkün olmadığını, tedbir talebimizin kabulünü içerir 24/06/2022 tarihli ara kararın taraflarına tebliğ edilmesini, istinafa konu 24/11/2022 tarihli usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava; İİK m.72/3’ten kaynaklanan, davacının İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespit istemine ilişkin menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesi 24.06.2022 tarihinde, İİK m.72/3 uyarınca, dava değerinin % 20’si teminat mukabilinde mezkur takipte icra veznesine girecek paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı vermiş, davalı cevap dilekçesinde tedbire itiraz etmiş, mahkemece 24.11.2022 tarihinde teminatın yatırılmaması ve yasal süre içerisinde tedbir kararının uygulanmasına yönelik işlem yapılmaması nedeni ile tedbir kararının kendiliğinden ortadan kalktığı gerekçesi ile 24/06/2022 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati tedbir kendiliğinden ortadan kalktığından davalının itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Davacı 24.06.2022 tarihli ara kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, bu nedenle teminatın yatırılmasının mümkün olmadığı gibi ve tedbirin uygulanmasının da talep edilmesinin mümkün olmadığını iddia ile 24.11.2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.İstinafa konu uyuşmazlık, 24.06.2022 tarihli ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın davacıya tebliğ edilip edilmediği noktasında 24.11.2022 tarihli ara kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması gerekip gerekmediğine dairdir. UYAP üzerinden yapılan incelemede 24.06.2022 tarihli ara kararın davacıya tebliğ edilmediği tespit edilmiştir. Bu durumda Mahkemece öncelikle 24.06.2022 tarihli ara kararın davacıya tebliğ edilmesi gerekmekle, akabinde oluşacak sonuca göre mahkemece 24.06.2022 tarihli ara karara karşı davalının itirazının incelenmesi gerekmekle 24.11.2022 tarihli ara kararın kaldırılması gerekmiştir. Saptanan ve hukuksal durum bu olunca; yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbirin kabulüne dair ara kararın davacıya tebliğ işlemi yapılmaksızın teminatın yatırılmadığı ve icrasının istenmediği gerekçesi ile kararın kendiliğinden kalktığı ve davalı itirazına dair karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması karşısında, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2022 tarih, 2022/421 Esas Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 09/02/2023