Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1312 E. 2023/1101 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1312 Esas
KARAR NO: 2023/1101
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 06/06/2023
NUMARASI: 2022/263 E. – 2023/133 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın kozmetik ve tekstil sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, TPMK nezdinde …, … ve … numaralı “…” ibareli markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin “…” ibareli markaya yatırım hazırlıkları içerisinde olup, davalının kullanmadığı alanlarda her ne kadar tescil almakta istese de davalının kullanmamasına rağmen markayı uhdesinde tutmasından ötürü yatırım yapamadığını, eldeki davalı tarafa ait “…” ibareli markaların 18, 25 ve 35.sınıf olmak üzere kapsamlı tescil aldığını ancak kısıtlı olarak kullanıldığını ileri sürerek, davalı adına kayıtlı olduğunu belirttiği …, … ve … tescil numaralı “…” ibareli markaların kullanımı ispat edilemeyen sınıflar yönünden kullanmama nedeniyle kısmen iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin deri, kürk, kaşmir ve bunlardan mamul tekstil üretimi, satışı, pazarlanması alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin faaliyetinin ilk gününden bugüne kadar “…” markasını kullandığını, TPMK nezdinde …, … ve … numaralı “…” esas unsurlu markaların müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkili tarafından davacı aleyhine bu davanın açılmasından önce Gaziantep 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/313 Esas sayılı dosyasında kullanmama nedeniyle iptal davası ikame ettiğini, davacı şirketin, müvekkilinin yapmak istediği yatırımların farkında olduğunu, yalnızca huzursuzluk yaratmak için kullanmadığı ve kötü niyetle uhdesinde tuttuğu 104 tescilli markadan birini müvekkili şirketin markasının yükselişini görerek hukuka aykırı, kötüniyetli bir fayda elde etmek için çabaladığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince; “davacının kendi adına tescilli olan markaların iptalini istemekte hukuki yararı bulunmadığından, davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin gerek içeriğinden gerekse olayın akışından aslında konu kısmında zikredilen markaların iptalini talep ettiklerini, Dava dilekçesinin konu kısmında; davalı şirket adına … , …, … numara ile tescilli … markalarının SMK mad. 26 ve 9 uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, Dilekçenin sonuç kısmında ise sehven, davalı adına kayıtlı …, … ve … tescil numaralı … ibareli markaların kullanımı ispat edilemeyen sınıflar yönünden iptalini talep ettiklerini, Mahkemece HMK’nın 31.maddesi gereği bu çelişkinin giderilip talep sonucunun açıklattırılması için kendilerine süre verilmesi gerekirken, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, markanın kullanmama nedeniyle iptaline yönelik olup, Mahkemece; davacının kendi markalarının iptalini talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar yukarıda açılanan nedenlerle davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna konu edilmiştir. Dava dilekçesi incelendiğinde; dilekçe başlığında yer alan konu kısmında, ”davalı şirket adına tescilli … , …, … numara ile tescilli … markalarının SMK mad. 26 ve 9 uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesi istemidir.” açıklamasının yer aldığı, aynı dilekçenin sonuç kısmında ise; ”davalı adına kayıtlı …, … ve … tescil numaralı … ibareli markaların kullanımı ispat edilemeyen sınıflar yönünden tescil tarihinden itibaren hüküm teşkil edecek şekilde SMK mad.26/7 gereğince kısmen iptaline karar verilerek sicilden terkin edilmesinin” talep edildiği, konu kısmında iptaline karar verilmesi talep edilen markalar ile sonuç kısmında iptaline karar verilmesi talep edilen markaların farklı olduğu, davacı vekilince bu durumun sehven yapıldığının ileri sürüldüğü Mahkemece görülmektedir.”6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31.maddesinde; ”Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmüne yer verilmiştir. O halde açıklık bulunmayan hallerde hâkim, dava dilekçesinin açıklanmasını ilgili taraftan her zaman isteyebilir. (HGK, 10.4.2013, 8-1505/494)” Aynı kanunun 119/1-ğ maddesine göre, açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde bulunması gereken hususlardan olduğu, 119/2. maddesine göre ise, dava dilekçesinde talep sonucunun açık olmaması halinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre vereceği ve bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Dosyaya sunulan TPMK kayıtları ile TPMK’nın internet sitesinde re’sen yapılan sorgulamaya göre, davacının, dava dilekçesinin konu kısmında iptalini talep ettiği markaların davalıya ait olduğu, ancak dilekçenin sonuç kısmında talep etmiş olduğu markaların ise davacının kendisine ait markalar olduğu, Mahkemece davalıya ait markaların TPMK kayıtları getirtilmiş olmasına ve bu kayıtların davacının gerçekte iptalini talep ettiğini bildirdiği markalarla aynı olmasına rağmen, belirtilen yasal düzenleme uyarınca davacı yana, dava dilekçesinin sonuç kısmındaki çelişkinin giderilmesi için yasal düzenleme uyarınca süre verilmediği anlaşılmakla, davacı vekiline, iptaline karar verilmesini istediği davalı markalarının hangisi olduğu hususunda talep sonucunun açıklattırılması, tarafların sunacakları deliller de toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yanlış değerlendirme ile davanın ”hukuki yarar yokluğundan reddine” karar verilmesi doğru görülmemiştir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- Bakırköy 1. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 06/06/2023 tarih, 2022/263 E. 2023/133 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023