Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1297 E. 2023/1104 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1297 Esas
KARAR NO: 2023/1104
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 18.05.2023
NUMARASI: 2023/106 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Tarafların İddia ve Savunmaları:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde 2015/129 esas ve 2016/2 karar ile görüşüldüğü ve taraflarca akdedilen sulh protokolü hükme bağlandığını, davacı tarafından taraflar arasında akdedilen mahkeme kararına da davalı tarafından davacıya ait “çokomel” markaları ile aynı ve benzer markaların kullanımlara son verileceği ve sözleşme sonrasında da davacı şirkete ait “…” esas unsurlu markaların ve benzerlerinin hiçbir şekil surette kullanılmayacağı açıkça kabul edilmesine rağmen … Mah. … Cad. No:… Kadıköy İstanbul adresinde işyeri tabelasında sosyal medya hesaplarında ve www…..com internet sitesinde kullanılmakta olduğunun görüldüğü, “www…..com”> internet sitesinin bütün sayfalarının, “whois” kaydının, yayın geçmişinin ve arama motoru (… ve diğerleri) yoluyla yapılacak araştırma sonuçlarının ve içeriklerinin ve https://www…..com/…/ ve https://www….com/…/ sosyal medya hesaplarındaki içeriklerin Bilirkişi raporuyla tespitine, davalının “… Mah. … Cad. No:… Kadıköy/İstanbul” ve belirlenebilecek diğer adreslerde, delillerin tespiti hükümlerine göre davalıya ait “…” markasıyla üretilen veya ithal edilen başta tekstil ürünleri olmak üzere her türlü ürünün miktarları da belirlenerek tespitine; ayrıca “…” markasını taşıyan işyeri tabelası, her türlü ilan, her türlü ürün ambalajlarının, her türlü faturaların, her türlü kartvizitlerin, her türlü tanıtım materyalinin ve iş evraklarının, ürünlerin üretiminde kullanılan her türlü tasarım, makine, aracın basım veya yapım aşamasında olanlar da dahil olmak üzere tespitine; yine bütün iş yerlerinin iç ve dış fotoğraflarının çekilmek suretiyle tespitine, gerekli görülen ve davacı lehine olan diğer tespitlere, tedbir davacı şirketin tanınmış “…” markalarına davalının tecavüz teşkil eden fiillerinin tedbiren durdurulmasına; bu kapsamda “…” işaretini taşıyan ürünlere, bu ünü üretmekte kullandığı her türlü tasarım, makine ve araca el konulmasına, yine “…” işaretini içeren ürün ambalajlarına, faturalarına, kartvizitlerine, işyeri tabelasına, her türlü tanıtım materyaline ve iş evraklarına el konulmasına ve bunların saklanmasına, “www…..com” internet sitesi başta olmak üzere tüm internet ortamında ve “https:/www…..com/…” ve- https:/www…..com/…/ başta olmak üzere sosyal medya hesaplarındaki ve görsel, yazılı basındaki “…” markasını barındıran reklamların ve tanıtımlarının durdurulmasına, internet sitesi yayınının durdurulmasına, davacının marka hakkına tecavüz eden “…” işaretiyle üretilen, depolanan veya ithal edilen ürünlerin, üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin dava sonuna kadar tedbiren yasaklanmasına, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların yediemine teslimi ile gerekli görülen ve davacı lehine olan diğer tedbirlere hükmedilmesine, davalı Eylemlerinin 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Kapsamında davacının marka hakkına tecavüz teşkil etti tespiti, önlenmesi, durdurulmas, gelecekte kullanımının önlenmesine ve yasaklanmasına, gerekli görülen ve davacı lehine olan tecavüzü önleyen veya durduran diğer kararların alınmasına, davacının marka hakkına tecavüz eden davalının “…” işaretini taşıyan başta tekstil olmak üzere her türlü ürünlerine, her türlü ambalaja, bu ürünleri üretmekte kullandığı her türlü tasarıma, makine veya araca, her türlü faturaya, her türlü kartvizite, her türlü tanıtım materyaline ve işyeri tabelasına, iş evraklarına, basım veya yapım aşamasında olanlarda dahil olmak üzere her yerde el konulmasına, toplatılmasına, imhasına, imha edilmesi mümkün olmaz ise üzerlerindeki söz konusu marka işaretinin silinmesine, gerekli görülen ve davacı lehine olan tecavüzü ortadan kaldıran her türlü kararın alınmasına, bu bağlamda davalının “…” markalı ürünleri internet ortamı dahil her türlü mecrada kullanmasının, üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin yasaklanmasına, davalıca üretilen, satılan, ithal ve ihraç edilen Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi olanlar dahil bulundukları her yerde el konulmasına ve imhasına, davacı marka hakkına tecavüz eden davalının “www…com” – internet sitesinin terkinine, “…” markasının sosyal medya hesapları ve tüm internet mecrasında kullanımının yasaklanmasına ve davacı lehine olan tecavüzü ortadan kaldıran her türlü kararın alınmasına davacının marka hakkına tecavüz eden davalının “…” işaretinin davalının ticaret unvanından, işletme adından silinmesine, gerekli görülen ve davacı lehine olan tecavüzü ortadan kaldıran her türlü kararın alınmasına, masrafı davalıya ait olmak üzere verilecek hükmün tecavüze ilişkin hüküm özetinin Türkiye çapında dağıtım yapan bir gazetede yayınlanmasına, davalı tarafa ait … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” markalarının hükümsüzlüğüne her türlü masraf ve yargılama gideri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı. İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “İhtiyati tedbir talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil …, tarafından “…” markası ilk olarak, 1989 yılında tescil ettirilmiş ve kullanılmaya başlandığını, “…” esas unsurlu birçok markayı da zaman içerisinde TÜRKPATENT nezdinde tescil ettirerek bir marka ailesi yaratan Müvekkil, “…” esas unsurlu markaları ile gerçekleştirdiği tanıtımları ve yaygın kullanımları ile halkın büyük beğenisini kazanmış ve bu bağlamda büyük bir başarıya ve tanınmışlığa ulaşmış olup TÜRKPATENT nezdinde de … başvuru numarası ile tanınmış marka korumasına sahip olduğunu, Müvekkil tarafından, taraflar arasında akdedilen yukarıda künyesi verilen Mahkeme’nin kararına da işlenen sulh protokolünün 2. maddesinde, davalı tarafından Müvekkile ait “…” markaları ile aynı ve benzer markaların kullanımlara son verileceği ve sözleşme sonrasında da Müvekkil şirkete ait “…” esas unsurlu markaların ve benzerlerinin hiçbir surette kullanılmayacağı açıkça kabul ve taahhüt edilmesine rağmen, bu kez … Mah. … Cad. No:… Kadıköy/İstanbul adresinde işyeri tabelasında, sosyal medya hesaplarında ve “www…com” internet sitesinde kullanılmakta olduğu görüldüğünü, taraflara ait internet sitelindeki marka kullanımlarından da görüleceği üzere markalar arasında sadece tek harf farklılık bulunduğunu ve ayırt edilemeyeceğini, davalı tarafın kullanımlarındaki marka yazım şekline bakıldığında bunların da tescil edilen markalarından farklı olduğunu, yazım stilinin Müvekkile ait tanınmış marka statüsündeki “…” markasına yaklaştırıldığı görüldüğünü, açılan ve sulh protokolü ile sonlandırılan süreçten de bu markanın Müvekkile ait olduğunu, eylemlerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ilgili mevzuat uyarınca, davalı tarafın sulh protokolündeki taahhütlerine rağmen ısrar ettiği işbu markasal kullanımları, Müvekkile ait markaya tecavüz teşkil ettiğini, Müvekkilin yarım asırı aşkın süredir büyük emek ve masraflar harcayarak var ettiği markası, Mevzuatta bahşedilen korumadan yararlanmalı ve kötü niyetli olduğu, önceki yargılama nedeniyle de aşikar olan davalı kullanımlarının engellendiğini, davalının dava konusu kullanımlarının dava süresince devam etmesi zaten elde etmeye çalıştıkları amacı gerçekleştirmelerine, hiçbir tazminat meblağı ile karşılanamayacak şekilde müvekkilin maddi ve manevi zarara uğramasına, yıllardır büyük emek ve para harcanarak tanınmış hale getirilen “…” markasının itibarının zedelenmesine yol açacağını, HMK madde 389 ve devamında bildirilen şartlar davada oluşmuş olmasına rağmen eksik inceleme ve değerlendirme yapılmış olup talebin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini,Müvekkil şirketin tanınmış “…” markalarına davalının tecavüz teşkil eden fiillerinin tedbiren durdurulmasına; bu kapsamda “…” işaretini taşıyan ürünlere, bu ürünü üretmekte kullandığı her türlü tasarım, makine ve araca el konulmasına, yine “…” işaretini içeren ürün ambalajlarına, faturalarına, kartvizitlerine, işyeri tabelasına, her türlü tanıtım materyaline ve iş evraklarına el konulmasına ve bunların saklanmasına, “www…..com” internet sitesi başta olmak üzere tüm internet ortamında ve “https://www…..com/…com” ve https://www…..com/…/ başta olmak üzere sosyal medya hesaplarındaki ve görsel, yazılı basındaki “…” markasını barındıran reklamların ve tanıtımlarının durdurulmasına, internet sitesi yayınının durdurulmasına, Müvekkil marka hakkına tecavüz eden “…” işaretiyle üretilen, depolanan veya ithal edilen ürünlerin, üretmesinin, satmasının, ithal ve ihraç etmesinin dava sonuna kadar tedbiren yasaklanmasına, Türkiye sınırları içinde veya gümrük ve serbest liman veya bölge gibi alanlar dahil, bulundukları her yerde el konulması ve bunların yediemine teslimi ile gerekli görülen ve Müvekkil lehine olan diğer tedbirlere hükmedilmesine,Davalıya ait “…” markalarının hükümsüzlüğü talep edildiğinden mevcut durumun muhafazası ile davamızın etkinliğini temin etmek üzere, karşı yana tebligat ve duruşma yapılmaksızın ve teminat aranmaksızın davalının … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ibareli markasının devir ve temlikinin önlenmesi için markanın sicil kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir. Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, kaldırılması ve markanın hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.Davacı yan davalıya ait … ve … numaralı … markalarının davacının … ibareli markası ile iltibas ve kullanımlarının marka hakkına tecavüz oluşturduğu iddiası ile davalının markasını kullanmasının tedbiren önlenmesini talep etmiştir. Mahkemece yukarıda yazılı olduğu üzere ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, davacı vekili bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Mahkemece 05.07.2023 tarihli ara karar ile davalıya ait markaların 3. Kişilere devrinin önlenmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş olduğu görülmektedir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre; taraflar arasında davalının “…” ibareli markasal kullanımları nedeniyle İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde 2015/129 E. ve 2016/2 K. ile marka hakkına tecavüzün tespiti, önlenmesi, giderilmesi ve sonuçların ortadan kaldırılması ve ihtiyati tedbir talepli dava görülmüş, taraflarca akdedilen sulh protokolü hüküm altına alınarak sonuçlandırılmış olup Sulh protokolü 2. Maddesinde, “Davalı bu protokolün imza edildiği tarihten sonraki bir hafta içinde “…” ibareli veya esas unsurlu markaların birebir aynısı ya da benzeri kullanımlarına son verecektir. ..işyeri başta olmak üzere tüm yerlerde kullanımlarına son vereceği gibi, sözleşme sonrasında da yukarıda belirtilen ve müvekkile ait olan markaları ve benzerlerini hiçbir surette kullanmayacaktır.” şeklinde anlaşma yapıldığı, dolayısıyla ileri dönük olarak ta “…” esas unsurlu markaların ve benzerlerinin kullanılmayacağının hüküm altına alındığı anlaşılmakla, tarafların tescilli marka kayıtlarının getirtilerek, davacı markasının tanınmış marka olup olmadığı ve davacı vekilinin dava dilekçesinde tespit talebinin bulunduğu dikkate alınarak , internet sitesinde ve davalı adresinde bilirkişi incelemesi yapılarak, davalının tescilli markası ile davacıya ait markanın iltibas oluşturup oluşturmadığı ve davalının markasal kullanımlarının farklı emtialarda olsa bile marka hakkına tecavüz edip etmediğinin delil tespiti ve bilirkişi raporu alındıktan sonra ihtiyati tedbir uygulanması bakımından yaklaşık ispat koşulunun mevcut olup olmadığı değerlendirilerek karara bağlanması gerektiği, tedbire konu istemin yargılamayı gerektirdiği şeklindeki gerekçenin tedbirden beklenen amaca uygun düşmediği görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun kabulü ile 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2-İstanbul Anadolu 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18.05.2023 tarih, 2023/106 E. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5-Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 12/10/2023