Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1296 E. 2023/983 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1296
KARAR NO: 2023/983
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19.04.2023 t
NUMARASI: 2023/87 E.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model İsteme Hakkının Ve Faydalı Md. Gaspı İddialı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Tarafların İddia ve Savunmaları:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu faydalı model başvurusu ve tescili halinde faydalı model hakkının 3. Kişilere devrinin ve davalıların ve 3. Kişilerin bu başvurudan kaynaklı haklarını müvekkil şirkete karşı kullanımının engellenmesi ve Türk Patent ve Kurumu nezdinde tüm hak ve işlemlerinin durdurulmasını talep etme ettiklerini, Diğer yandan, dava devam ederken dava konusu başvurunun tescili halinde, dava konusu faydalı model hakkının gaspının tespiti ile müvekkil adına tesciline dönüşeceğini, kötüniyetli gerçek hak sahibi olmayan davalılarca, gerçek hak sahibi olan müvekkilin, faydalı model başvuru hakkı gasp edildiğinden, doğmuş ve doğacak tüm hakların müvekkil şirket aleyhine kullanılmasının engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir, ve davanın Türk Patent ve Marka Kurumuna bildirilmesi kararı verilmesi talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı:Mahkemece; “İhtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile dava konusu … numaralı faydalı model belgesinin davalı adına tescilli ise dava sonuçlanıncaya kadar 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına, davalının dava konusu faydalı modeli devretmek için ciddi bir girişimde bulunması, müşteri bulduğunu veya ekonomik zararının bulunduğunu ileri sürerek bu konuda delil ibraz etmesi halinde bu hususun tekrar ele alınmasına, bu hususta tpmk’ya müzekkere yazılmasına,2-Faydalı model hakkından doğan hakların müvekkili aleyhine kullanılmasını engelleyecek şekilde tedbir konulması talebinin reddine, ” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme kararında yanılgı ile “davalının kullanımının tescile dayandığını ifade etmişse de, dava dilekçesinde de açıklandığı, TPE ‘den gelen yazı cevabından da anlaşıldığı üzere, davalının kullanımı henüz herhangi bir tescile dayanmmadığını,. Davalı tarafça yapılan faydalı model başvurusunun araştırma aşamasında olduğunu, ve henüz bir tescil söz konusu olmadığını, söz konusu tedbir taleplerinin reddinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Davalı … müvekkil şirket çalışanı olup, başvuru sahibi gözüken diğer davalı … ile akrabalık bağı olduğunu, davalı …’nın faydalı model başvurusuna konu buluş ile hiçbir ilgisi olmadığını, bu sebeplerle yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının reddedilen ihtiyati tedbir talepleri yönünden kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin ve davanın kabulüne karar verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından istinafa cevap süresi içinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, başvurunun katılma yoluyla istinaf talebi olarak kabulü gerekmiş, davalı … vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; Dosya kapsamı sadece dava dilekçesinde davacının haksız ve hukuka aykırı menfaat elde etme saiki ile tanzim edildiğini, müvekkile ait faydalı modele ilişkin Fikri Mülkiyet haklarının kısıtlanmasını gerektirecek herhangi bir hal ispat edilmediğini, mahkeme Müvekkil aleyhine ağır sayılabilecek kendisinin bir mamelek hakkını kısıtlayan bir ihtiyati tedbir kararını verdiğini, davacıdan herhangi bir teminat da talep etmediğini, Müvekkilin işbu tedbir kararı sebebi ile zarara uğrayacağını, mahkeme müvekkilin bu zararını karşılayacak bir teminat kararı da oluşturmadığını, Taraflar arasında ölçülülük ilkesine uygun bir karar mevcut olmadığını, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinafa Cevap: Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkemece ihtiyati tedbir talebinin yönünden yukarıdaki şekilde 3. Kişilere devrini engelleyecek mahiyette verilen “ihtiyati tedbir kararı” hukuka uygun olmadığını, diğer yönlerden de talep edilen ihtiyati tedbir talepleri açısından reddine karar verilmiş olduğu, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilen kısımlar yönünden yapılan itiraz ve istinaf başvuru haklarının saklı ve baki kalmak kaydıyla, lehimize olarak dava konusu “faydalı model belgesinin davalı adına kayıtlı ise dava süresince 3. kişilere devrinin önlenmesi hususunda” verilen hukuka uygun ve yerinde olan ihtiyati tedbir kararına karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusu hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, istinafın süresinde olmadığını, davalı taraf HMK 394/2 maddesi uyarınca ancak işbu ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin karara karşı tebliğinden itibaren 1 hafta içinde kararı veren mahkemesinde itiraz edildiğini, dava konusu faydalı model başvurusu ve tescili halinde faydalı model hakkının 3. kişilere devri yönünde ihtiyati tedbir uygulanması hukuka uygun olduğunu, Aksi takdirde telafisi güç zararların ortaya çıkacağını nitekim bu şekilde konulan tedbir ile davalının iddiasının aksine herhangi mülkiyet hakkı ihlali söz konusuolmadığını, kaldı ki davalı tarafça tasarrufu gerektiren bir zorunluluk da ileri sürülmediğini, tarafca ilk derece mahkemesine, tüm işlemlerin durdurulması için karar verilmediğinden ve diğer ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğinden de istinaf yoluna başvurulduğunu, noktada yasa hükmü işbu tedbir kararını herhangi şart ve koşula bağmanmadığını, diğer bir anlamda SMK 109. Madde gereği de, işlemlerin dava sonuna kadar durdurulması gerektiğini Davalı … müvekkil şirket çalışanı olup, başvuru sahibi gözüken diğer davalı … ile akrabalık bağı olduğunu, Davalı …’nın faydalı model başvurusuna konu buluş ile hiçbir ilgisi olmayıp, gerçek hak sahibi olmadığı, davalılar birlikte kötüniyetli hareket ederek, müvekkil şirketin hakkını gasp etmek ve hakkını yok ederek kullanmasını engellemek ve bu yolla haksız menfaat temin etmek amacıyla kötüniyetli hareket ettiklerini, …’nın dava konusu ile tekstil ile hiçbir ilgisinin olmadığı SGK, kayıtlarından da ortaya çıkacağını, bu sebeplerle davalı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yüklenmesine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının, 19.04.2023 tarihli ihtiyati tedbir talebi yerel mahkeme tarafından kısmen kabul kısmen reddedilmiş olup davacı hukuka aykırı ihtiyati tedbir talebinin tümüyle kabulü için istinaf kanun yoluna başvurduğunu, davacı ihtiyati tedbir talebinde bulunmuş yerel mahkeme ise”3.kişilere devrinin engellenmesi,” yönündeki tedbir talebini kabul ederek hukuka aykırı diğer taleplerin reddine karar verdiğini, mahkemenin talepleri red etmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı istinafa başvuru dilekçesinde davalıların akrabalık ilişkisi olduğundan ve davacı şirketin hakkını gasp niteliğinde olduğundan bahisle davalıların kötü niyetli hareket ettiğini iddia etmişse de işbu iddia da kesinlikle kabulü mümkün olmadığını, davacı dilekçesinin tamamında yer alan iddia ve taleplerinde açıkça davalıların mülkiyet ve çalışma hürriyetini kısıtlamak amacıyla hareket ettiğini, davacı tarafından dosyaya sunulmuş herhangi bir somut delil olmadığını bu sebeplerle davalı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç:HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede;Dava, faydalı modelin başvuru hakkının kötüniyetle gasp edildiğinin tespiti ve durdurulması ile faydalı model üzerindeki hak sahipliğinin tespiti ile devri ve davacı adına tescili taleplerine ilişkindir.Davacı vekili , davalı adına tescilli talep edilen faydalı modelin 3. Kişilere devrinin önlenmesi, davalının, kullanımlarının engellenmesi hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek muhafaza altına alınmasını talep etmiş, mahkemece yukarıda yazılı olduğu üzere ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş, davacı vekili bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.Aynı kanunun “Patent başvurularında hak sahipliğine ilişkin işlemler ” başlıklı 110.maddesinde “Patent isteme hakkının başvuru sahibine ait olmadığı Kurum nezdinde iddia edilemez. Aksi ispat edilene kadar başvuru sahibinin, patent isteme hakkının sahibi olduğu kabul edilir. Patentin verilmesi işlemleri sırasında, patent isteme hakkının gerçek sahibi olduğunu 109 uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca iddia eden kişi, başvuru sahibine karşı dava açabilir ve bu davayı Kuruma bildirir. Davaya ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar patentin verilmesi işlemleri mahkeme tarafından durdurulabilir.” düzenlemesi mevcuttur. HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik nedeniyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu anlaşılmaktadır.Dosya kapsamına göre, davacı vekili dilekçesinde, davalılardan …’ün davacı şirket çalışanı olduğu dönemde şirketin deneyim ve çalışmalarına dayanan ve şirketin olanakları kullanılarak, ortaya çıkan “kazak yakalarında yapılan geliştirme” adlı buluşa ilişkin, davalılarca, kötüniyetli olarak, müvekkil şirketin bilgisi ve onayı olmaksızın ve herhangi bir bildirim yapmaksızın, iş akdi devam ederken faydalı model başvurusunda bulunduğunu , davalıların gerçek hak sahibi olmadıklarını gerçek hak sahibinin davacı şirket olduğunu beyanla eldeki davayı açmış ve ihtiyati tedbir talep etmiştir. Davalılardan … adına … başvuru numaralı faydalı model başvurusunda bulunulduğu, taraf iddia ve savunmalarının yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada ihtiyati tedbir uygulanması bakımından yaklaşık ispat koşulunun mevcut olmadığı, HMK 389 ve SMK 110. Maddeye göre başvuru işlemlerinin durdurulması bakımından yaklaşık bir ispatın bulunması gerektiği, hak kayıplarının önüne geçilmesini temin amacı güden, HMK.’nun 389 ve devamı maddelerinde ön görülen, tedbir amaçlarına, usul ve yasaya, hak ve yarar dengesine göre, yasal koşulları bulunmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, yargılamanın seyrine ve toplanacak delillere göre tedbire ilişkin kararların her zaman değiştirilmesinin mümkün olduğu dikkate alındığında, tedbir talebinin reddi kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, patent başvurusunun devrinin önlenmesine ilişkin kısma yönelik olduğu, tedbir kararının tarafların yokluğunda verildiği, verilen karara karşı istinaf itiraz yolu açık olup ileri sürülen itirazların HMK 394/2 maddesi gereğince mahkemece değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 341/1, 394/2 ve HMK 352. Maddeler gereğince USULDEN REDDİNE, 3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL daha harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4-İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davalı vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde yatırana iadesine,5-6100 Sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 6-6100 Sayılı HMK’nın 326/1. maddesi gereğince davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,8-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince peşin alınan ve harcanmayan gider avansının İlk Derece Mahkemesince iadesine,9-6100 sayılı HMK’nın 7035 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik 359/3. maddesi gereğince kararın kesin olması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, Dair, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023