Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1295 E. 2023/975 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1295
KARAR NO: 2023/975
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19/07/2023
NUMARASI: 2023/79 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 17/11/2022 tarihli … başvuru numaralı “…” markasının gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davalı şirket kurucularının müvekkilinin eski çalışanları olup markanın müvekkili tarafından 2014 yılından itibaren internet sitesinde, 2003 yılından itibaren de faturalarında kullanıldığını, marka tescil başvurusunun kötüniyetli olduğunu beyanla, markanın hükümsüzlüğü ve terkinini, kötüniyetli marka tescili nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini, davalının tescilli davaya konu markalarının işbu davanın devamı sırasında üçüncü şahıslara devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve bu hususun Türk Patent ve Marka Kurumu’na şerh ettirilmesine karar verilmesini, davalının müvekkili şirkete ait marka haklarına tecavüz niteliğindeki fiillerinin durdurulmasına, dava sonuna kadar davalı markasının kullanımının engellenmesine, bilhassa müvekkiline ve 3.kişilere karşı karşı ileri sürülmesinin tedbiren engellenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/07/2023 tarihli 2023/79 E sayılı kararıyla; mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda davacının tescilsiz olarak markanın önceki kullanıcısı olduğu tespit olunduğu yönünde görüş bildirildiği, davacı tarafından markanın 3. Kişilere devri yönündeki tedbir talebinin taraf teşkili bakımından kabulüne karar vermek gerektiği, yine davalı markasının alınan bilirkişi raporu karşısında davacıya karşı ve davacının iş ortaklarına karşı kullanmasının önlenmesi yönünde de kabulüne karar vermek gerektiği, dosya durumuna göre takdiren 30.000 TL teminat alınmasına karar vermek gerektiği, markanın kullanılmaması yönündeki talebin ise davalı markasının hali hazırda tescilli olması davacının ise tescilli markasının bulunmadığı gerekçesiyle; mülkiyet hakkını kısıtlayacak şekilde mülkiyet hakkını kısıtlayıcı yönde tedbir kararı verilemeyeceğinden bu yöndeki tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece alınan bilirkişi raporundaki tespitler karşısında, mahkemece reddine karar verilen tedbir talebi yönünden haklı olduklarını, bilirkişi raporunda davacının … ibaresini, davalıdan önce ilk olarak kullandığını, internet sitesinde 16/06/2014 tarihinde erozyon teli emtiasında kullandığı tespit edildiğinden bu emtia yönünden öncelik hakkı bulunduğu, davacının tescilsiz kullandığı marka ile davalının tescilli markasının benzer olduğunu,06. Sınıfta elektrik amaçlı olmayan teller ile 35. Sınıfta elektrik amaçlı olmayan tellerin perakende ve toptan satışı hizmeti ile sınıf benzerliği bulunduğunu, bu sınıflarda hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun tespit edildiğini, müvekkilinin marka üzerinde erozyon teli emtiasında yıllardır, önceye dayalı hak sahibi olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin eski çalışanları tarafından kurulduğunu ve markanın kötüniyetli olarak tescil ettirildiğini, müvekkilinin markasına tecavüz edecek şekilde piyasada kullanımının tedbiren engellenmesi talebinin yerinde olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zararının doğduğunu beyanla, mahkemenin tedbir talebinin reddine ilişkin kısmının kaldırılarak kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında;30.000 TL teminat tutarının çok düşük olduğunu, müvekkilini zarara uğratacağını, teminatın en az dava değeri kadar olması eksik kalan teminat tutarının tamamlanması , tamamlanmaması halinde tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, … ibaresinin İngilizce … anlamına geldiğini, ürünün adının kullanılmasının marka ihlali olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının markayı … şeklinde olduğunu, kullanılan renkler itibarıyla da taraf kullanımlarının farklı olduğunu, davacının da IM ibaresinin açılımının İstanbul Makine olduğunu beyan ettiğini, davacının … ibareli kullanımının bulunmadığını, … markasının bulunduğunu, bunun altında İstanbul Makine teli satıldığını beyanla, davacının tedbir talebi ve istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Mahkemece marka vekili bilirkişi ve bilişim uzmanı bilirkişiden alınan 21/06/2023 tarihli raporda; inceleme sonucunda davacı yanın “…” ibaresini internet sitesinde 16.06.2014 tarihinde erozyon teli emtiasında kullandığı tespit edildiğinden davacı yanın “…” ibaresi üzerinde erozyon teli emtiasında öncelik hakkı olduğu.- Davacı yanın tescilsiz olarak kullandığı “…” ibaresi ile davalı yanın “’…” ibareli markasının BENZER OLDUĞU.- Davacı yanın tescilsiz olarak “…” ibaresini erozyon teli emtiasında kullandığından davalı yanın “…” ibaresinin tescilli olduğu uluslararası 06. Sınıfa dahil elektrik amaçlı olmayan teller emtiası ile 35. Sınıfa dahil elektrik amaçlı olmayan tellerin perakende ve toptan satışı hizmeti ile SINIFSAL OLARAK BENZER OLDUĞU.-Davacı yanın tescilsiz olarak “…” ibareli markası ile davalı yanın “…” ibareli markası benzer olduğundan davalı yanın markasının uluslararası 06. Sınıfa dahil elektrik amaçlı olmayan teller emtiası ile 35. Sınıfa dahil elektrik amaçlı olmayan tellerin perakende ve toptan satışı hizmetinde hükümsüzlük koşullarının oluştuğu beyan edilmiştir.
GEREKÇE; Önceye dayalı gerçek hak sahipliği iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü ve kötüniyetli tescil nedeniyle tazminat talepli davada, davacı vekilinin davalı markasının devrinin önlenmesi yönünde sicil kaydına tedbir konulmasını, davalı markasının davacı ve 3. Kişilere karşı yöneltilmesinin önlenmesi ve davalı markasının davacıya ait tescilsiz marka haklarına tecavüz niteliğindeki fiillerinin durdurulması, kullanımının önlenmesi yönünde tedbir talep ettiği, ilk derece mahkemesince tedbir talebinin kısmen kabulüne, davalı markasının kullanılmasının önlenmesi yönündeki tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekilinin reddine karar verilen tedbir talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Davalı markasının tescilli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacı şirketin internet sitesi ve web… üzerinden yapılan incelemede, 16/06/2014 tarihli internet sitesi arşiv kaydı incelemesinde davacının “…” ibaresini kullandığının tespit edildiği anlaşılmışsa da, taraf iddia ve savunmalarının yargılamayı gerektirdiği, davalının tescilli markasının, tescil edildiği mal ve hizmet sınıfında kullanımının önlenmesi yönünde tedbir talebinin reddi kararının bu aşamada yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında mahkemece hükmedilen teminatın düşük olduğuna ilişkin bir takım itirazlar ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, HMK 394/2 maddesi gereğince ileri sürülen itirazların kararı veren mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, davalı itirazları konusunda değerlendirme yapılmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.