Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1294 E. 2023/1004 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1294
KARAR NO: 2023/1004
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/06/2023
NUMARASI: 2023/15 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı adına … ve … numara ile kayıtlı “…” ve aynı ibarenin İngilizce karşılığı olan “…” ibarelerinden oluşan markanın kozmetik sektöründe cins adı belirten ibare olduğunu, davacı markasının müvekkili şirkete ait “…” isimli markalar yönünden iltibas tehlikesi doğurduğu gerekçesiyle, davalının tescilli … ve … ibareli markalarından doğan haklarını, dava sonuçlanıncaya kadar davacı şirket … aleyhine kullanmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 31.05.2023 tarihli ara karar ile, ”yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği” gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karar üzerine davacı vekili tarafından 05.06.2023 tarihli dilekçe ile, ”mahkeme kararında bilirkişi raporuna atıfta bulunulduğu, bilirkişi raporunda ise; söz konusu ibarelerin ürün cinsini belirttiği kanaatine varıldığı belirtildiği halde mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu” belirtilerek, tedbir talebinin yeniden değerlendirilmesi talep edilmiştir.Talep üzerine mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak, bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiyle, tedbirin reddine ilişkin kararın sehven verildiği gerekçesiyle, tedbir talebinin teminat karşılığında kabulüne, ”dava kesinleşinceye kadar, davalının tescilli … ve … ibareli markalarından doğan haklarını, davacı şirket … aleyhine kullanmasının önlenmesine” karar verilmiştir. Her ne kadar Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ilk karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması gerekir ise de; talep eden vekilinin sunduğu ”kararın yeniden değerlendirilmesi” talepli 05.06.2023 tarihli dilekçenin sonuç kısmında; istinaf hakkından feragat edildiğinin beyan edildiği, dava neticelenene kadar, “davalının tescilli markalarından doğan haklarının davacı … aleyhine kullanılmasının önlenmesi” yönünde ihtiyati tedbir talep edildiği, bu nedenle Mahkemece verilen ”ihtiyati tedbirin reddine” dair ilk kararın kesinleştiği, daha sonra tedbir talep eden tarafça dosyaya sunulan 05.06.2023 tarihli dilekçenin yeni bir tedbir talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde incelemeye geçilmiştir. İlk Derece Mahkemesince 05.06.2023 tarihli ara karar ile; ”…Davacı tarafından davacı şirkete ait ” …” isimli ürünün davalının mayonez ve mayonnaise ibareli markalarına tecavüz teşkil edip etmediği ayrıca davalıya ait markaların hükümsüzlüğü talep edilmiş, ihtiyati tedbir talebi olarak da dava sonuna kadar davalının davaya konu markalar ile ilgili haklarını davacıya karşı kullanmaması yönünde tedbir talep edilmiş, mahkememizce tedbirin değerlendirilmesi bakımından aldırılan 17/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacı kullanımlarının davalının marka hakkına tecavüz teşkil etmediği yönünde görüş bildirilmesine karşı mahkememizce sehven 31/05/2023 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği, davacı vekilince mahkememizce verilen ihtiyati tedbirin reddi kararına karşı istinaftan feragat ve yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, buna göre dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacı kullanımlarının, davalının … ve … markalarına yönelik tecavüz teşkil edip etmediği ve markaların hükümsüzlüğü talebinin davalı savunması da alındıktan sonra değerlendirilecek ise de mevcut delil ve bilirkişi raporuna göre davacı kullanımlarının davalının markasına bu aşama itibariyle benzerliği hususunda yeterli kanaat oluşmadığı ve buna göre de bilirkişi raporuna göre tecavüz oluşturmadığı yönünde görüş bildirildiğinden davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davalının olası zararları da değerlendirilerek 100.000,00 TL teminatın dosya kapsamına uygun olduğundan ihtiyati tedbir talebinin kabulüne…” şeklinde gerekçeyle tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir.Karşı taraf tedbire itiraz dilekçesinde özetle; ara kararın dayanak bilirkişi raporu marka hukuku anlamında hiçbir yerindeliği bulunmadığını, keza aynı mahkemede aynı davacıya karşı müvekkili tarafından ikame edilen 2022/272 Esas numaralı dosyada tecavüzün varlığı yönünde bilirkişi raporu alındığını,Her satışta müvekkilinin satışlarını etkileyen bu kullanımların durdurulması önem arz ettiği halde, aksine müvekkilinin ciddi tutarlar harcayarak devir alıp yatırım reklam yaptığı markaya dayalı hakların yerinde olmayan bir heyet raporuna hasren kullanımının tedbiren engellenmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu,Gıda sektörü için kullanımı olan mayonez ve mayonnaise ibarelerinin kozmetik sektöründe müvekkilinin markasının kullanımında olduğunu beyan ederek mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince 22.06.2023 tarihli ara karar ile; “bilirkişi raporuna itibar edilerek ve önceki gerekçe tekrar edilerek, itirazın reddine,” karar verilmiştir. Karşı taraf vekili istinaf dilekçesinde özetle;İstanbul Anadolu 2 FSHHM 2022/272 Esas sayılı dosyasında müvekkili tarafından davalıya yöneltilen tecavüz ve haksız rekabet tespit ve men konulu dosyada davacının, “…” kullanımı ile https://www…..com… gibi sitelerde satışa arz ettiği ürünlerin müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin bilirkişi raporu ile değerlendirildiğini, işbu raporun mahkeme dosyasına da ibraz edildiğini,Kozmetik sektörü bakımından müvekkilinin Türkiyedeki markası ile bu saç ürünlerinin bilinir ve tercih edilir olduğunu,Tedbir konusu ibarenin Türkiye’de kozmetik sektöründe ayırdediciliğinin, müvekkilinin kullanımı ile gerçekleştiğini, bu ibarelerin markanın tanıtıcı işlevini gerçekleştirdiğini, ürün çeşidini tarif etmediğini beyan ederek verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Talep; İlk Derece Mahkemesince 22.06.2023 tarihli ara karar ile, ihtiyati tedbire itirazın reddine dair verilen kararın istinaf yoluyla incelenmesinden ibarettir.Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı karşı taraf adına … ve … numara ile kayıtlı “…” ve aynı ibarenin İngilizce karşılığı olan “…” ibarelerinden oluşan markanın kozmetik sektöründe cins adı belirten ibare olup olmadığı, bu markanın davacı talep eden şirkete ait “…” isimli markalar yönünden iltibas tehlikesi oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesinde mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, 390/son maddesinde ise tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir.Dosyadaki belgelere, bilirkişi raporuna, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, “…” ifadesinin genellikle bir ürün cinsi olacak şekilde kullanıldığı, “…” ve “…” ibarelerinin aynı anlamda ve aynı çağrışımları yapan ibareler olarak tescil oldukları şekilleri itibariyle ayırt edicilikten yoksun oldukları, söz konusu ibarelerin ürün cinsi belirttiği hususunda yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı, İlk derece mahkemesi kararında ve gerekçede hata edilmediği, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı karşı taraf vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 2. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/06/2023 tarih ve 2023/15 E., sayılı kararına karşı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı karşı tarafçası peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3- Karşı tarafın istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023