Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1289 E. 2023/1047 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1289 Esas
KARAR NO: 2023/1047
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 17.07.2023
NUMARASI: 2022/202 E.
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/10/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin ürünlerini yurt dışında satışını yaptığı gibi, ayrıca TPMK nezdinde başvurusu yapılan … nolu “Tüfeklerde Tek Atışa İzin Veren Kilit Sistemi” başlıklı Faydalı model konusu ürününde yurt dışında pazarlama ve satışını yapacağını, davalının, davacı şirkete 10 Ağustos 2022 tarihinde keşide ettiği Aydın … Noterliğinden gönderilen … nolu ihtarname ile ürünün üretiminin ve satışının yapılmaması gerektiğini, tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ve hukuki yollara başvurulacağının bildirildiğini, davacı ilgili ürününün davalı firmanın haksız ihtarname ve talepleri sonucunda, pazarlama ve satışının engellenmesinden dolayı, 6769 s. SMK kapsamında hükümsüzlük davası ve tecavüzün mevcut olmadığına ilişkin dava ile işbu hukuki sürecin başlatılması zaruretinde kalındığını, davalı adına kayıtlı olan …- sayı ile tescilli Faydalı Model Belgesi 6769 S. SMK kapsamında yeni olmadığından hükümsüz kılınması gerektiğini, Faydalı model başvurularının hükümsüzlük incelemesi sırasında, 6769 S. SMK 142(2) maddesinde buluş konusuna katkı sağlamayan teknik özelliklerin bu yapılacak yenilik değerlendirmesinde dikkate alınmayacağının kanunda belirtildiğini, faydalı model başvurularının yenilik değerlendirmelerinde buluş konusuna katkı sağlamayan bu özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini, … sayı ile tescilli Faydalı Model, belgesinin istemlerinin yenilik kriterini taşımaması ve istemlerin alanında uzman bir kişi tarafından anlaşılmasına ve uygulamaya konulmasına imkân verecek şekilde tanımlanmamış olması ve sair açıklanan hükümsüzlük nedenleriyle tümüyle hükümsüzlüğünün tespiti ve sicilden terkini’ne karar verilmesi gerektiği, müvekkilinin satış ve pazarlamasını yaptığı “Tüfeklerde Tek Atışa İzin Veren Kilit Sistemi” başlıklı … sayılı dava dışı … ait Faydalı Model başvurusuna konu ürünün, davalının … sayıl ile tescilli Faydalı Model belgesine konu ürüne 6769 s. SMK kapsamında tecavüzünün mevcut olmadığının tespitini, davalının, dava konusu faydalı modelden doğan hakları davacı aleyhine kullanmasının tedbiren önlenmesi yönünde karar verilmesi talep edildiği. Davacının ticaretinin engellenmesi ihtimali bulunduğundan, patentten ve faydalı modelden doğan hakların davacı aleyhinde kullanılmasının tedbiren önlenmesi yönünde karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun dava dilekçesinin kopyası olarak hazırlandığını ve kelime ve cümle yapılarının dahi birebir aynı olduğunu, bilirkişi raporunda kullanılan resimlerin dava dilekçesi ile aynı olduğunu, dava konusu faydalı modelin eksik incelendiğini, bilirkişi heyetinin dava konusu ürünün üretimi konusunda uzman bilirkişiler olmadığını, dava konusu faydalı modelin konusunun yarı otomatik tüfeğin tetik mekanizmasındaki yenilik olduğunu, tüfekte zorunlu olarak olması gereken ürünlerin müvekkil ürününde de olduğunu (örn. tetik, mandal), buluşu ve getirdiği yenilikleri anlamak için buluşun çalışma prensibine bakmak gerektiğini, istemlerin bütün olarak incelenmesi gerektiğini, bilirkişi raporundaki görüşlerin ise daha dava konusu ürünü anlamadan sadece dava dilekçesini dikkate alarak yapıldığını, bilirkişi raporunda ve dava dilekçesinde karşılaştırmanın yapıldığı resmin eksik olduğunu ve faydalı modelin özelliklerini tam olarak yansıtmadığını, müvekkilin kendine özgü tasarımında ve görsellerde kullanılan mandalının TPMK tarafından Endüstriyel Tasarım Patentiyle tescillendiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle doğru bir bilirkişi raporu alınarak önce verilen tedbir kararının sonrasında ise davanın reddine karar vermek gerektiğini, menfi tespit davasında faydalı modelin konu edilemeyeceğini, verilen tedbir kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince 03/04/2023 tarihli ara karar ile; “Tüm dosya kapsamı deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava davalı adına tescilli … numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğü ile dava dışı …’a ait … numaralı faydalı modelin davalının faydalı modeline tecavüz edip etmediğinin tespiti istemine ilişkin olup davacı tarafından davaya konu faydalı modelin dava sonuçlanıncaya kadar davacıya karşı kullanılmaması yönünde tedbir talebinde bulunulduğu, mahkememizce tedbir talebinin değerlendirilmesi açısından dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyetince sadece davacı delilleri değerlendirilmek suretiyle alınan raporda hükümsüzlük koşullarının oluştuğu tecavüzün de olmadığı yönünde görüş bildirildiği, her ne kadar tescilli faydalı modelden kaynaklanan hakların ihtiyati tedbir yoluyla kısıtlanması isteminin davalının mülkiyet hakkından kaynaklı haklarını sınırlayabileceği anlaşılmış ise de öte yandan yargılama sürecinin uzun sürebileceğini, bu aşamada faydalı modelden kaynaklanan hakların davacıya karşı kullanılması halinde davacının zarara uğrayabileceği fakat bir yandan da davacının tescilli faydalı model sahibi olduğu düşünüldüğünde aldırılan bilirkişi heyeti raporuna göre davaya konu … numaralı faydalı modelin hükümsüz kılınabileceği yönünde görüş bildirildiğide mahkememizce her iki taraf menfaatleri açısından 100.000,00 TL teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebinin kabulü” gerekçesiyle İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile tedbir talep eden tarafından tebliğ tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde, 100.000,00 tl teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu mahkememize depo edildiğinde; davalının dava konusu faydalı modelden doğan haklarının davacıya karşı kullanımının önlenmesine, 7251 sayılı Kanun ile değişik HMK 393/1.maddesi gereğince kararın tedbir talep eden tarafa tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 1 hafta içinde bu kararın uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğunun, talep edilmediği taktirde kararın kendiliğinden kalkmış sayılacağının davacı tarafa ihtarına, 7251 sayılı Kanunun ile değişik HMK 398/1. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimsenin, şikayet üzerine altı aya kadar disiplin hapis cezası ile cezalandırılabileceğinin ihtarına karar verilmiştir.Davalı vekili 29/05/2023 tarihli dilekçesi ile verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 17/07/2023 tarihli ara karar ile; “İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava davalı adına tescilli … numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğü ve dava dışı …’a ait … numaralı faydalı modelin davalı faydalı modeline tecavüz etmediğine ilişkin olup davacı tarafından dava sonuna kadar davaya konu davalıya ait faydalı modelin davacıya karşı kullanılmasının önlenmesi yönünde tedbir talep edilmiş mahkememizce konusunda uzman üçlü heyetten rapor aldırılmış üçlü heyetten aldırılan 08/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda davalıya ait … numaralı faydalı modelin hükümsüzlük koşullarının oluştuğu yönünde görüş bildirilmesi karşısında mahkememizce yargılamanın kesinleşme sürecinin uzun sürebileceği bu süreçte hem davacının hem davalının mağdur olmaması için mevcut bilirkişi raporuna göre teminat karşılığında davacının tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, davalı tarafından yapılan itirazlar, esas yargılamada değerlendirilebileceği gibi bu hususta yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılacağı, koşulların değişmesi halinde tedbir kaldırma talebinin ilerleyen aşamalarda yeniden değerlendirilebileceği fakat bu aşamada verilmiş tedbir kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından” tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece 29.05.2023 tarihli dilekçeleri ile ilgili tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini ancak 17.07.2023 tarihli ara karar ile taleplerinin reddedildiğini, tedbir kararının uygulanmasına dayanak bilirkişinin bir tüfeğin çalışma prensibini bilebilecek bir eğitim ve yeterliliğe sahip olmadığını, bilişim uzmanının faydalı modelin yeniliğine ilişkin incelemesinin sadece youtube kanalındaki videonun yüklenme tarihiyle ilgili olduğunu, marka ve patent bilirkişisinin Elektrik-Elektronik Mühendisi olup dava konusu tüfekte elektronik hiçbir aksam ve özellik bulunmadığını, dava konusu ürünü anlamamalarına rağmen oluşturulan rapor üzerine karar verilmesinin hatalı olduğunu, faydalı modellerde tekniğin bilinen durumunun aşılması şartı aranmayacağını, ancak ürünün mutlaka buluş niteliğinde olması ve adından da anlaşılacağı üzere ürüne bir fayda sağlaması gerektiğini, dava konusu faydalı modelin konusunun yarı otomatik tüfeğin tetik mekanizmasındaki yenilik olduğunu, tüfekte zorunlu olarak olması gereken unsurların ise müvekkil ürününde de mevcut olduğunu, söz konusu tüfeğin çalışma prensibi ile müvekkilin tüfeğinin çalışma prensibinin tamamen birbirinden farklı olduğunu, bilirkişi heyetinin dava konusu ürünü anlayabilecek branşa haiz olmadığını, bu yüzden bu rapora dayanak tedbir kararı verilmesinin hakkaniyetten uzak olduğunu, ürün hakkında yeterli bilgiye sahip ve donanımlı bilirkişi heyetinden bir rapor alınarak tedbir kararının değerlendirilmesi gerektiğini, istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; 15.06.2023 tarihli cevaba cevap dilekçelerini aynen tekrar ettiklerini, mahkemece resen seçilip görevlendirilen 3 kişiden oluşan alanında uzman bilirkişiler tarafından tanzim ve imza olunan raporun ihtiva ettiği görüş ve değerlendirmelerin faydalı modelin hükümsüzlüğü ve tecavüzün mevcut olmadığının tespiti yönünden teknik ve hukuki niteliğin tespiti için yeterli olduğunu, bilirkişilerin uzman olduğunu, davalının hükümsüzlük değerlendirmesi itirazlarında özellikle dava konusu faydalı modelin koruma kapsamı noktasında yenilik vasfına sahip olmayan teknik unsurları ön plana çıkarmaya çalışarak açıkça hatalı ve yanıltıcı karşılaştırmalara başvurduğunu, davalının itirazlarının hukuki olmadığını, mahkeme kararının hukuka uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 159/1. maddesinde, sinai mülkiyet haklarına tecavüz olduğunu ispatlamak şartıyla ihtiyati tedbir talep edilebileceği, 159/3. maddesinde ise ihtiyati tedbirlerle ilgili bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 389. maddesi ile ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki koruma niteliğindedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat şartı gerekmektedir. Ayrıca tescilli markalar ve patentler bakımından 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m.159’da özel bir düzenleme yer almakla 6769 Sayılı SMK 159/1 maddesi uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, sınai mülkiyet haklarına tecavüz edecek şekilde kullanımların olduğunu ispat etmek şartıyla ihtiyati tedbir verilmesini isteyebilir. İhtiyati tedbir kararı, talep edildiği tarih itibariyle dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirilerek verilmesi gereken geçici hukuki koruma türüdür. Bu sebeple yasa koyucu, mutlak ispatı değil yaklaşık ispatın varlığını yeterli görmüştür. Kanun koyucu, düzenlemeler yaparken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını, “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir. Bir kurala uyulmaması sebebiyle kanun koyucu tarafından öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında da “ölçülülük ilkesi” gereğince makul bir dengenin bulunması zorunludur. 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” düzenlemesinin yer aldığı, düzenlemeye göre, tedbir kararına hükmedilebilmesi için; şartlara uygun tedbir kararı verilmemesi halinde mevcut durumda olabilecek değişiklik sebebiyle hakkın elde edilmesinin zor hatta imkansız hale gelmesine yönelik kuvvetli endişenin bulunması gerektiği, ayrıca HMK’nın 390/3. maddesinde, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenleme yer aldığı, düzenleme gereği ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmadığı, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığının yeterli olduğu muhakkaktır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bilirkişiye ait 08.02.2023 tarihli heyet raporunda davaya konu … nolu faydalı model belgesinin tüm istemler itibariyle yeni olmadığı, … nolu faydalı model için hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, dava dilekçesinde belirtilen davacının sunduğu … nolu patent belgesinde belirtilen ürünlerin, davalıya ait … sayılı faydalı model hakları ile korunan buluşun kapsamında kalmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Dava, davalıya ait … ile tescilli faydalı model belgesinin yenilik kriterini taşımaması ve istemlerin alanında uzman bir bilirkişi tarafından anlaşılmasını ve uygulamaya konulmasına imkan verecek şekilde tamamlanmamış olması sebebiyle hükümsüzlüğünün tespiti ve sicilden terkini ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti’ne ait … sayılı “Tüfeklerde Tek Atışa İzin Veren Kilit Sistemi” faydalı model başvurusuna konu ürünün davalı adına tescilli faydalı model belgesine konu ürüne 6769 sayılı SMK kapsamında tecavüzün mevcut olmadığının tespiti talebi olup, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 03.04.2023 ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 100.000,00 TL teminat yatırılmasına karar verildiği, itiraz üzerine ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verildiği, karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.Somut olayda; Dosyadaki mevcut bilirkişi heyet raporunda,silahın dış görünüşü üzerinden inceleme yapılmıştır. Dosya kapsamında bulunan Faydalı Model tescil belgesinden; Faydalı Model Belgesi ile korunan özelliğin “tetik (4) üzerinde bulunan ve mandal (3) basılı durumdayken, mandal (3) veya mandal pimi (3.2) tarafından baskılanarak, tetiğin (4) çalışmasını önleyen tetik pimi (4.1) içermesi ” olduğu anlaşılmaktadır. Tetik piminin silahın içerisinde bulunduğu, bilirkişilerce sadece silahın dış görünüşü üzerinden inceleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi heyetine faydalı modele konu ürünün mekanizmasının işleyişi ve bağımsız istemde korunan unsurların tespiti yönünden bilgi sahibi teknik bilirkişi/ makine bilirkişisi atanarak ve davacı tarafa … nolu Faydalı Model konusu üründen bilirkişi incelemesine bir adet sunulması için süre verilerek, bilirkişilerce hem FM belgelerinin karşılaştırılması, hemde davacı tarafça ticarete konu edilmek istenen ürün ile davalı FM belgesinin karşılaştırılarak, davalı FM belgesinin koruma kapsamında kalıp kalmadığı konusunda, davalı itirazlarının karşılanarak, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre itiraz hakkında karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme neticesinde karar verildiği anlaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, 17.07.2023 tarihli mahkeme ara kararının kaldırılmasına, dosyanın ait olduğu mahkemeye iadesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile;2- İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17.07.2023 tarih, 2022/202 E. sayılı ara kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılarak itiraz hakkında karar verilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 05/10/2023