Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1282 Esas
KARAR NO: 2023/981
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/05/2023
NUMARASI: 2022/197 E. – 2023/416 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu hakkında 18.06.2017 tanzim tarihli 30.07.2019 vade tarihli kambiyo senedine dayanan alacak sebebiyle icra takibi başlatıldığını, davalının takibe, borca, ödeme emrine, vekalet ücretine, faiz oranına, işlemiş ve işleyecek yasal faize ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin 18.06.2017 tanzim tarihli 30.07.2019 vade tarihli 85.000,00 ABD Doları bedelli kambiyo senedinin yetkili ve meşru hamili olduğunu, davalı borçlunun senet altındaki imzaya itiraz etmediğini, davalı borçlu, ödeme emrinde gösterilen miktarı davacıya ödemediğini, davalı borçlunun kötü niyetli şekilde takibe itiraz ettiğini, senetteki borç miktarını ödemeden kurtulmaya çalıştığını, ödemediğini ve bu oranda sebepsiz zenginleşmeye çalıştığını, bu nedenle davalı borçlunun, Silivri İcra Dairesi’nin … E. sayılı takibi ile başlattığı icra takibine ilişkin takibe, borca, ödeme emrine, vekalet ücretine, faiz oranına, işlemiş ve işleyecek yasal faize ve borcun tüm ferilerine haksız ve yersiz olarak yapılan itirazın iptalini ve davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Silivri İcra Dairesi’nin … E. sayılı takibi ile başlatılan dosyada, takibe dayanak belge olan senette tahrifat olduğunu ve bono vasfına haiz olmayan bir kağıt eklendiğini, takibe itiraz ettiklerini, zamanaşımı definde bulunduğunu, senette yazan düzenleme tarihinde, senedin ön yüzünde yer alan kişilerle, müvekkilinin bir araya gelmediğini ve imza atmadığını, davaya dayanak senet ile icra takibi yapılan senet arasında fark olduğunu, dava değerine, işlemiş faize ve faiz hesabına itiraz ettiklerini, bu nedenle icra takibi dayanağı ile farklı bir dayanağa dayandırılması nedeniyle davanın usulden reddini, aksi halde esastan reddine, davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; “Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davanın usulden reddedildiği anlaşılmakla ve davacının kötü niyetli olarak takip başlattığı ispat edilemediğinden, davalı vekilinin kötü niyet tazminatının reddedilmesine” karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, dava konusu senette tahrifat yapılmadığını, Zira senedin vade tarihi olan 30.07.2019 tarihindeki 9 rakamı, senet tanzim edilirken okunaklı şekilde yazılamadığından tanzim anında okunaklı bir şekilde aynı kalemle ve aynı fiziki esvafta düzeltilerek yazıldığını dosyada mevcut bilirkişi raporundaki tespitten de açıkça görüleceği üzere, dava konusu senet üzerindeki tanzim ve vade tarihleri aynı kalem ve aynı el yazısı ile tesis edildiğini, senetteki rakam değişikliklerinin maddi bir hatanın düzeltilmesinden ibaret olduğu, dava konusu senette çift vade olduğu ve tahrifat bulunduğu iddiasını kabul etmemiz mümkün olmadığını, Zira davalı borçlu, tarafca başlatılan icra takibine yaptığı itirazda dava konusu senet altındaki imzaya ve senette çift vade yahut tahrifat olduğuna ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını, senedin vade tarihinde tahrifat yapılmış olduğu kabul edilse dahi bu husus davalı tarafın iddiasının aksine senedin kambiyo vasfına halel getirtmediğini, davalı tarafça her ne kadar senet üzerine yazılan ve daha sonra tahrif edildiği iddia edilen vadenin keşideci tarafından hiç yazılmamış olduğu ileri sürülmüş ise de kabul anlamına gelmemekle birlikte senedin vade tarihinde tahrifat yapılmış olduğu kabul edilse dahi bu değişiklik keşideci tarafından yapılmıştır. Dava konusu senedin tanzim tarihi 18.06.2017 olup vade tarihi ise 30.07.2019 ‘dur. Bu itibarla dava konusu senedin zamanaşımına uğramadığını bu seplerle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini, yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf ve istinafa cevap dilekçesinde özetle; yapılan yargılama neticesinde, senedin vade tarihinde tahrifat yapıldığı, vade tarihinin yıl hanesinin birler basamağında yer alan 7 rakamının tahrif edilerek 9 rakamına çevrildiği, bu tahrifatta keşideci onayı olmadığı için tahrifatın geçersiz olduğu, senedin bu hali tahrifat öncesindeki hal ile işlem göremesi gerektiği ve takip tarihinde zamanaşımına uğradığı gerekçesi ile davacının davasının zamanaşımı sebebi ile reddine karar verildiğini, zamanaşımı sebebi ile davanın reddine karar verilmesi usulden değil esastan red olup, davacı alehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, Davalı istinaf dilekçesinde senedin vade tarihlerinde yapılan tahrifatın “maddi bir hatanın düzeltilmesi” olarak yorumlanması gerektiğini sözde “maddi hatayı” keşidecinin yaptığını ve dilekçesinin devamında “bu maddi hatanın boş vade değiştirilirken yapıldığını” beyan ettiğini, davacının cevaba cevap ve istinaf dilekçesindeki iddiaları çürütür şekilde olduğunu, bononun sol üst köşesinde yer alan ödeme gününün “30.07.2017” olduğunu, bilahere tekrarlı hatlarla yıl hanesindeki birler basamağında yer alan “7” rakamının “9” rakamına dönüştürüldüğünü tespit edildiğini, bononun gövde metni içerisinde yer alan, mukabilinde kelimesinden sonra gelen “30.07.2019 tarihinde” ibaresindeki yıl hanesinin tekrarlı hatlarla birler basamağında yer alan “7” rakamının “9” rakamına dönüştürüldüğünü, dönüştürülme öncesindeki halinin “30.07.2017” olduğunu tespit ettiğini, davaya konu bononun vade tarihinin yıl hanesinin birler basamağında yer alan rakamın önce “7” rakamı olduğu, daha sonra “9” rakamına dönüştürüldüğü, bu dönüştürülmenin keşideci imza veya parafı ile onaylı olmadığını ,bununla birlikte velev ki davanın zamanaşımı sebebi ile red kararı hatalı olsa dahi, senedin sol üst köşesinde ayrıca “30.07.2019” tarihi, yine gövde metnindeki dönüştürülen 2017 ibaresinin üstünde de 2019 ibaresinin yer aldığı senet metninden ilk bakışta açıkça anlaşıldığını, dava konusu senet hem zamanaşımına uğramış hem de çift vadelidir ve kambiyo vasfında olmadığı da açıktır. Söz konusu senet iki ihtimalde de kambiyo vasfını haiz olmadığını, bu sebeplerle takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötünyet tazminatına hükmedilmesine davacı tarafın istinaf taleplerinin gerçeği yansıtmadığını belirterek istinaf taleplerinin esastan reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava kambiyo senedine dayalı icra takibine yönelik itirazın iptali ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkindir. Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak, uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illî ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukukî işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki, bono; ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bağımsız borç ikrarını içerir. Diğer senetlerden ayrılabilmesi için kıymetli evrak özel şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Sıkı şekil şartları en katı tarzda kambiyo senetlerinde görülür. Güven ihtiyacının bir sonucu olarak kıymetli evrakta modern hukukun ve özellikle ticaret hukukunun kabul ettiği şekilsizlik prensibinden ayrılınmıştır. Kıymetli evraka hâkim sert şekil şartlarına bağlılık olgusu ortaya “ senet nasılsa ve ne diyorsa ona göre işlem yapılır”, yani kıymetli evrakta senet metni ve şekil şartları tarafların muhtemel iradelerine ve senet dışındaki olaylara göre yorumlanamaz ilkesini çıkarır (Poroy, R./ Tekinalp,Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları. 15. B. İstanbul 2001, s.29 ). Kambiyo senetlerinde “sıkı sıkıya şekle bağlılık” geçerlidir. Ticari senet kendisi ile ilgili gerekli bilgiyi münhasıran kendisi vermelidir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, s. 370 ). TTK’nın 776. maddesine göre bono veya emre muharrer senet, senet metninde bono veya emre yazılı senet kelimesini ve senet Türkçe’den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, ödeme yerini, kime ve kimin emrine ödenecek ise onun adını, düzenleme tarihini ve yerini, düzenleyenin imzasını içermelidir. Sıralanan bu kayıtlar bononun zorunlu ve geçerliliğini etkileyecek olan zorunlu unsurlardır. Zorunlu unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz. TK’nın 777. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca bononun alternatif zorunlu unsurları ise düzenleme yeri ve ödeme yeridir. Kanun koyucu bu unsurların bonoda yer almasının zorunlu olduğunu ancak bunların bonoda bulunmaması hâlinde alternatif olarak bonodaki başka unsurların bunların yerine geçeceğini, böylece senedin bono niteliğini kaybetmeyeceğini kabul etmiştir. Vade ise isteğe bağlı unsurlardandır. Bonoda vadenin gösterilmesi zorunlu olmayıp TTK’nın 777. maddesinin 2. fıkrasına göre “vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır.” Bonoya konulabilecek vade türleri TTK’da sınırlı sayıda sayılmıştır. TTK’nın 778. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 703. maddesinin 1. fıkrasına göre bono dört türlü vadeyi içerebilir. Bir bono görüldüğünde, görüldükten belli bir süre sonra, düzenleme gününden belli bir süre sonra, belirli bir günde ödenmek üzere düzenlenebilir. TTK’nın 703. maddesinin 2. fıkrasına uyarınca “vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takip eden çeşitli vadeleri gösteren poliçeler batıldır.” Aynı bonoda birbirinden farklı iki vadenin bulunması geçersizlik sebebidir (Öztan, s. 482 ). Vade ile senedin düzenleme tarihinin aynı olması senedin bono niteliğini ortadan kaldırmaz (Poroy, R./ Tekinalp,Ü., s.119 ). Bonoda vade tarihi ve düzenleme tarihinin aynı tarih olmasına engel bir düzenleme bulunmamaktadır. Vade kaydının senet metni içinde bulunması şart değildir. Keşidecinin imzası bulunmak kaydı ile vade senedin üzerinde herhangi bir yere konulabilir. Başka bir anlatımla keşidecinin imzasının örttüğü durumlarda vade kaydının yerinin önemi bulunmamaktadır (Öztan, s. 492 ) TTK Madde 748- (1) Bir poliçe metni değiştirildiği takdirde, değiştirmeden sonra poliçe üzerine imza koymuş olan kişiler, değişmiş metne ve ondan önce imzasını koyanlar ise eski metne göre sorumlu olurlar. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelinecek olursa; Mahkemece “takip dayanağı 18/06/2017 tanzim tarihli 85.000,00-USD miktarlı bononun ödeme günü 30/07/2019 tarihinin 2 kez yazıldığı ve yazılan tarihlerden bir tanesinde 9 rakamı üzerinde oynama olduğu, davalı vekilinin cevap dilekçesinde bu yönde itirazın olduğu anlaşılmakla, grafolog bilirkişiden rapor aldırıldığı ve grafolog bilirkişinin, bu tarihin 30/07/2017 tarihi olduğunu belirttiği, bono tanzim eden keşidecinin paraf imzasının bulunmadığı, bu hali ile bonodaki düzeltme öncesi duruma göre değerlendirme yapılması gerektiği, yani ödeme tarihinin 30/07/2017 tarihi olduğu, 30/07/2017 ödeme tarihi dikkate alındığında, bonolarda 3 yıllık zamanaşımı içerisinde, süresi geçirildikten sonra 24/12/2021 tarihinde takibin başlatıldığı” gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacının Silivri İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile, 24/12/2021 tarihinde borçlular …, …, … ve … aleyhine takip talebinde bulunduğu, takibin dayanağının 85.000,00-USD tutarlı bono olduğu , davalının süresinde borca, faize, zamanaşımına uğradığından bahisle takibe itiraz dilekçesi sunmuş olduğu görülmektedir. Dosyada mevcut bilirkişi raporu ile ; takip dayanağı senette , alacaklı, ödeyecek, kefil adlarının , “85.000/Seksenbeşbin ABD Doları” meblağ ve “nakten” kısımlarının ilk olarak bir kalemle yazılıp, “borçlu” ve “kefil” imzaları atılmak suretiyle düzenlendiği, diğer alanların boş bırakıldığı, boş bırakılan alanlara; farklı mürekkepli (ikinci) bir kalemle “30.07.2017” ödeme günleri, gövde kısmına “m – Silivri”, tanzim tarihi olarak “18.06.2017” ve altına “Silivri” sözcüğü, ödeyecek kısmına “…” harf ve rakamları ve “… Sitesi No. …, … daire-… Silivri İstanbul” adres yazılarının yazıldığı, aynı kalemle ödeme tarihlerinin yıl grubu birler basamağında yazılı rakamların tekrarlı hatlarla “9” rakamlarına dönüştürüldüğü, rakamla ödeme tarihinin alt kısmına ikinci bir “30.07.2019” tarihinin yazıldığı, gövde metnindeki ödeme tarihinin hemen yukarısına da “2019” tarihinin yazıldığı, tanzim tarihi, ödeme tarihleri, ödeme tarihlerinde yapılmış rakam değişiklikleri ve yapılan değişikliklere uygun yazılmış ikinci ödeme tarihlerinin aynı (bir) kalemle yazılmış olduğun tespitlerine yer verilmiş ve , rakam değişikliklerinin maddi bir hatanın düzeltilmesi amacıyla yapılmış olduğuna işaret ettiği gibi borçlu ve kefil imzalarının, tanzim ve ödeme tarihleri yazılmadan atılmış olduklarına dair de tespitleri olduğunu belirtilerek tanzim ve ödeme tarihlerine ne yazılırsa yazılsın peşin onay verildiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Takip kambiyo senedine dayanılarak başlatılmış olduğundan , senedin kambiyo vasfını taşıyıp taşımadığının mahkemece re’sen dikkate alınması gereklidir. Takip dayanağı senette vade tarihinin “30.07.2017” olduğu, yıl hanesinin son rakamı “7” iken “9” olarak değiştirildiği ve “30.07.2019” şeklinde tahrif edilmiş olduğu bilirkişi raporu ile sabittir. Yukarıda açıklandığı üzere , kıymetli evraka hâkim sert şekil şartlarına bağlılık olgusu gereği kıymetli evrakta senet metni ve şekil şartları tarafların muhtemel iradelerine ve senet dışındaki olaylara göre yorumlanamaz ilkesi dikkate alındığında , vade tarihindeki tahrifatın hangi gerekçe ve irade ile yapıldığı , maddi hatanın düzeltilmesi olup olmadığı senet metninden anlaşılamadığından , yani keşideci tarafından paraf edilmediğinden TTK m.748 gereği geçerli kabul edilemez. Dolayısıyla senedin tahrifattan önceki halinin esas alınması gerektiği açıktır. Buna göre senette vade tarihinin “30.07.2017” olduğu,24/12/2021 tarihinde takibin başlatıldığı, TTK’nın 749/1. maddesine göre uygulanacak zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu, zamanaşımını kesen sebeplerin somut olayda bulunmadığı , senedin zamanaşımı süresinden sonra takibe konulduğu anlaşıldığından mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik söz konusu değildir. Öte yandan, dava şartları, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ifade eder. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denir. Dava şartlarından birinin bulunmadığı durumda mahkeme davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Zamanaşımı ise, hukuki niteliği itibariyle maddi hukuktan kaynaklanan bir def’i olup; usul hukuku anlamında ise bir savunma aracıdır (Kuru B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt: II, sh.1761).Zamanaşımı usule müteallik bir mesele değildir. Zamanaşımı hakkın esasına müteallik bir meseledir (Von Tuhr, Andreas: Borçlar Hukuku Cilt:I-II, sh.688). Eldeki davada takip konusu senedin zamanaşımına uğramış olması gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, zamanaşımı değerlendirmesi esasa yönelik bir değerlendirme olup, dava şartı olmadığından usulden verilmiş bir ret kararı niteliğinde kabul edilemez. Nitekim mahkemece doğru olarak nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. ” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Davalı tarafından yargılama sırasında verilen dilekçeyle tazminat talebinde bulunulduğu, mahkemece kötüniyet tazminatının reddine karar verildiği, davalı vekilinin karara karşı bu yönüyle istinaf talebinde bulunduğu görülmekle, takip konusu bononun zamanaşımı nedeniyle kambiyo senedi vasfını yitirdiği, senetteki vade tarihinin düzenleyen tarafından paraf edilmemiş olduğu senet metninden anlaşıldığına göre ve TTK m.748 hükmü gereğince , senet üzerinde düzeltme yapılmadan önce imza koymuş olanlar eski metne göre sorumlu olacağı halde takibin kötü niyetli yapıldığı anlaşıldığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü yerine reddi kararı doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, kararın kaldırılmasına aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulmasına, hükmün resen düzeltilmesine, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 3-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/05/2023 tarih, 2022/197 E., 2023/416 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 4-Davanın REDDİNE, 5-İcra takibinin kötüniyetli yapıldığı anlaşıldığından 997.050,00 TL asıl alacağın %20 si olan 199.410,00 TL kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL karar harcından peşin alınan 13.779,86 TL’nin mahsubu ile kalan 3.510,01-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine, 6/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6/c-Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 250,00 TL bilirkişi giderinin, davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 6/d-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre 155.504,83 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 7- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 7/a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL daha harcın davacı tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 7/b-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 7/c-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 492,10-TL istinaf yoluna başvurma harcın davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 7/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023