Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1262 E. 2023/1001 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1262 Esas
KARAR NO: 2023/1001
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2023
NUMARASI: 2022/837 E. – 2023/231 K.
DAVANIN KONUSU: 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Menfi Tespit)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili aleyhinde alacaklısı davalı … Anonim Şirketi olan İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, icra dosyası kapsamında tanzim edilen icra/ödeme emrinin 21/10/2022 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, davalı tarafından müvekkili ile …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine 327.886,00-TL, 26.945,00-EUR ve 26.492,00-USD miktarlı bonolara dayalı olarak takip başlatıldığını, bonolara değişen oranlarda reeskont-avans faizi işletildiğini, takipten sonra da aynı oranla faiz talep edildiğini, yabancı para üzerinden tanzim edilen bonoların fiili ödeme günündeki efektif satış kuru üzerinden tahsilinin talep edildiğini, takip tarihi itibariyle harca esas değerin 1.606.818,99-TL olduğunu, bonoların dayanağı olarak … numaralı iş ve inşaat makineleri finansal kiralama sözleşmesinin gösterildiğini, müvekkilinin böyle bir sözleşmeye ve bonolara imza atmadığından davalı/alacaklıya karşı böyle bir borcu olmadığını, müvekkili ile davalı alacaklı arasında takibe konu bonolar veya finansal kiralama sözleşmesi tanzim edilmediğini, müvekkili ile diğer borçlu şirket(ve yetkilisi) arasında da herhangi bir hukuki, ticari veya organik bağ bulunmadığını, imzaya itiraz ettiklerini, imza incelemesi yapıldığı takdirde bonolardaki imzanın davacıya ait olmadığının sübuta ereceğini, taraflara ait ticari defter ve diğer kayıtlar incelendiği takdirde de müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının anlaşılacağını belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu bonolardan kaynaklı olarak ayrıca takibe konu bonolardaki imzaların müvekkiline ait olmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve alacaklı aleyhinde esas alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket ile dava dışı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu çerçevesinde … Birliği’nde finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, dava dışı … bu sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, bu sözleşmenin ifası uğruna dava konusu bonoların keşide edilerek müvekkili şirkete verildiğini, kiracı ve kefillerin sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından kiracı ve kefil aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, ancak işbu takipte borçlunun kefil …(T.C.K.N.:…) olduğunu, ancak sehven davacı …(T.C.K.N. :…)’ın takip talebinde yer aldığını, icra takibinden sonra da olsa borçlunun davayı açmakta hukuki yararının olması gerektiğini, ödeme emri tebliğ edildikten sonra yasal süresi içinde borca itiraz edildiğini, icra takibine itirazın ise İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/1190 esas sayılı dosyasından görüldüğünü, bu yargılamada davaya konu icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, dolayısıyla borçlu açısından bu davanın ikame edilmesinde hukuki yararın olmadığını, taraflarınca da icra dosyasına sehven eklendiğine ve taraf kaydının silinmesine ilişkin talepte bulunulduğunu, bu talebe rağmen hem borca itiraz edilip hem bu davanın ikame edilmesinin menfi tespit açısından hukuki yararının bulunmadığının açık olduğunu, davacının ise bu davayı açmakla kötü niyetli olduğunu, sırf dava yoluna gidip kendi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi için işbu yola başvurduğunu, bu durumun usul ekonomisi ilkesine de ters düştüğünü belirterek, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2023 tarihli 2022/837 E- 2023/231 K sayılı kararıyla; ” davalı tarafça icra dosyası kapsamında davacının takip talebine sehven eklendiği; borçlunun … olduğunun beyan edilmesi, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 02/03/2023 tarihli, 2022/1190 esas ve 2023/278 karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilerek İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takibinin davacı yönünden iptaline karar verilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olarak açılan dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, takibe konu bonolarda davacının isim ve imzasının bulunmaması, davalı alacaklı tarafça davacı hakkında sehven (borçlu ismi yanlış yazılarak) takibe konu bonolar hakkında icra takibi başlatıldığının icra dosyasına bildirilmiş olması dikkate alınarak, davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibine konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olarak açılan davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği, başlatılan icra takibinin isim benzerliği nedeniyle sehven başlatılmış olması, bu durumun alacaklı tarafça icra dosyasına da bildirilmiş olması dikkate alındığında başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli olmadığı” gerekçesiyle; Davacı tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olarak açılan dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, -Davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takibine konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olarak açılan davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine,-Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mernis şerhli ödeme emrinin 21/10/2022 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, alacaklı tarafın 21/10/2022 tarihinde arandığını, müvekkiline dönüş yapacaklarını beyan etmelerine rağmen 24/10/2022 tarihine kadar dönüş yapmamaları üzerine dava açıldığını, davalı tarafın 24/10/2022 tarihinde icra dosyasına dilekçe yazdığı anlaşılıyorsa da dilekçenin icra müdürü tarafından 27/10/2022 tarihinde onaylanıncaya kadar e-devletten görülemediğini, davalı tarafın ağır kusurlu olarak müvekkili aleyhine takip başlattığını, mahkemenin usulden red kararının hatalı olduğunu.-Müvekkilinin bonoda isim ve imzasının bulunmamasının değerlendirilmediğini, müvekkilinin haberi dahi olmayan bir sözleşme gereğince 1.606.818,99 TL gibi yüksek bir bedeli ödeme tehlikesi altına girdiğini, dava açmakta hukuki yararı olduğunu, İcra Mahkemesinde teminat yatırılamadığından takibin durdurulması yönünde tedbir alamadığını, icra mahkemesinde dava açılmasının genel mahkemeler nezdinde dava açılmasına engel olmadığını, mahkemenin hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu.-Davalının 5 ay icra takibine devam ettiğini, davalının kötü niyetle ve ağır kusurlu olarak davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu, davalının işbu dava açıldıktan sonra icra dosyasına beyanda bulunarak müvekkilinin borçlu sıfatının silinmesini talep ettiğini, dava tarihi itibarıyla müvekkilinin haciz tehdidi ile karşı karşıya olduğunu, dava açıldıktan sonra icra dosyasına beyanda bulunup bulunmayacağının bilinemeyeceğini, müvekkili yönünden nispi değil maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, aksi kanaatte olunması halinde davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında; davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, İcra Mahkemesince dava konusu icra takibinin davacı yönünden iptaline karar verildiğinden davanın konusuz kaldığına ilişkin mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, davacının sehven eklendiğini öğrenince taraf kaydının silinmesini talep ettiğini, iyi niyetli müvekkili hakkında yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyanla, mahkeme kararının onanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf aleyhine hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmakla, ileri sürülen hususlarda katılmalı istinaf başvurusunda bulunup bulunmadığını açıklamak üzere 1 hafta kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde beyanda bulunmadığı taktirde istinaf başvurusunda bulunmadığının kabulü ile sadece davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılacağının kendisine ihtarına karar verilmiştir. Davalı vekilinin 26/09/2023 tarihli dilekçesiyle yalnızca müvekkili aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunulduğunu beyan ettiği, maktu istinaf harcı ve başvuru harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
DELİLLER; İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı … Anonim Şirketi tarafından, 30/05/2022 tarihinde borçlular …(T.C.K.N.: …) ve …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi(V.K.N.: …) aleyhine, çok sayıda bono alacağının tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu … 21/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin 24/10/2022 tarihli (saat 10:20’de ibraz ettiği )dilekçesi ile …(T.C.K.N.: …)’ın takip talebine sehven eklendiği, taraf sıfatının silinmesi, borçlunun …(T.C.K.N.: …) olduğu ve yeni takip talebi düzenlenmesini talep ettiği, takip talebi genişletilemeyeceğinden bahisle İcra Müdürlüğünce talebin reddine karar verildiği anlaşıldı.Davanın 24/10/2022 tarihinde saat 11:51’de açıldığı anlaşılmıştır.İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/1190 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 24/10/2022 tarihinde davacı … tarafından davalı … Anonim Şirketi aleyhine ihtiyati tedbir talebini havi imzaya itiraz davası ikame edildiği, mahkemenin 01/11/2022 tarihli tensip tutanağı ile birlikte ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı takibin davacı yönünden geçici olarak yargılama sonuna kadar durdurulmasına karar verildiği, mahkemenin 02/03/2023 tarihli, … esas ve … karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilerek İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra takibinin davacı yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
GEREKÇE; Senetlerdeki imza inkarına dayalı menfi tespit davasında, ilk derece mahkemesince davacının icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti davasının konusuz kaldığından, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının takibe konu senetlerden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti davasında davacının hukuki yararının bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepler ve kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır.Dava dilekçesinin incelenmesinde, davacı vekilinin netice-i talebinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı icra dosyasına konu bonolardan kaynaklı olarak borçlu bulunmadığının tespiti ile icra takibinin iptalini talep ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin takibin iptali talebi takip hukukuna ilişkin olup, bu dava yönünden feri talep niteliğindedir. İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2022/1190 esas sayılı dosyasında takibin iptalini talep ettiği mahkemece davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, tek bir dava bulunmasına rağmen, taleplerin ayrılarak, takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti talebinin konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, takibe konu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi ve hüküm fıkraları arasında çelişki oluşturulmasının HMK 297/2 maddesine aykırılık oluşturduğu kanaatine varılmıştır.Davalı alacaklı tarafça, davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, taraf vekillerinin beyanlarından ödeme emrinin 21/10/2022 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının 24/10/2022 tarihinde İcra Mahkemesinde ve genel mahkemede dava açtığı anlaşılmıştır. Davalı alacaklı vekilinin 24/10/2022 tarihinde icra dosyasına beyanda bulunarak, … isim ve TC numarasının sehven yazıldığı, borçlu sıfatının silinmesini talep ettiklerini beyan ettiği anlaşılıyorsa da, dilekçenin davacı takip borçlusuna tebliğ edilmediği, davacının aynı gün birkaç saat önce verilen dilekçeden haberdar olmasının beklenemeyeceği, dava tarihi itibarıyla davacı aleyhinde başlatılmış icra takibi bulunduğundan ve takibin iptaline ilişkin bir mahkeme kararı bulunmadığından, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü ile esasa ilişkin yargılamaya devam edilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince takibe konu senetler nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine ilişkin davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığından (bkz. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin (kapatılan) 12/02/2014 tarihli kararı) ve yukarıda açıklanan resen gözetilen sebeplerle de, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Davalı vekilinin müvekkili aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden katılmalı istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılıyorsa da, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2023 tarihli 2022/837 E- 2023/231 K sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- Davalı vekilinin katılmalı istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına,5- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı ve davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,6- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7- İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/4. ve 362/1-g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/09/2023