Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2023/1260 E. 2023/909 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2023/1260
KARAR NO: 2023/909
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08.06.2023 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2023/366 E. –
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde özetle; Davanın her ne kadar icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olarak görülse de dava konusu nama yazılı çeklere dair takip tarihinden önce Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde Menfi tespit davası açılmış olması ve huzurdaki dava ile anılan dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmuş olması davaların birleştirilmesinin kuvvetle muhtemel olması, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/233 Esas sayılı dosyasına alacağın %20’sine tekabül eden oranda teminat bedelinin yatırılmış olması hususları dikkate alınarak Mahkememizce İİK 72/2 uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini aksi kanaate varılması halinde İİK 72/3 uyarıca tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Karar: Mahkemece ” Dava, icra takibi sonrası açılan İİK’nın 72/1. maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.İİK 72/3 maddesi maddesi gereği icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden davacı vekilinin icra takibinin durdurulması talepli ihtiyati tedbir talebinin reddine, HMK’nın 390/3. Maddesinde aranan yaklaşık ispatın, davacı tarafın icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönündeki tedbir talebi yönünden bulunduğu kanaatine varılmakla, İİK’nın 72/3. maddesi uyarınca 239.920,54 TL’nin takdiren %20’si oranında (47.984,10 TL) nakdi yada teminat mektubu karşılığında İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına iş bu dava davacısı tarafından icra veznesine ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına” şeklinde karar verilmiştir. İstinaf Sebepleri: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın mesnedini oluşturan kambiyo takibine konu edilen üç adet çekin nama yazılı çekler olduğunu, çeklerin çatı imalatlarının sözleşmeye uygun anahtar teslimi şekilde yapılması konusunda …İhracat San. ve Tic. Limited Şirketi (lehtar) ile yapılan anlaşma karşılığında lehtara teslim edildiği, taraflar arasında dava konusu nama yazılı çeklerin devrine dair yazılı veya sözlü herhangi bir anlaşma bulunmadığını, dava konusu çeke dayalı olarak devreden lehtar … San. ve Tic. Ltd Ştine karşı sahip olunan bütün kişisel def’ilerin devralan davalıya karşıda ileri sürme hakkına sahip olduklarını , takip tarihinden önce Lehtar şirkete karşı 29.03.2022 tarihinde Ankara 13. ATMnin 2022/233 Esas Sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını , tedbir kararı nedeniyle çeklerin ibrazında ödemelerin yapılamadığına dair kaşenin çeklere vurulmuş olması ve bu kaşeye istinaden çeki elde eden davalı faktöring şirketinin çekin keşidecisi ve lehtarı arasında uyuşmalık olduğunu bilmesine rağmen 6361 sayılı yasa ve iyiniyet kurallarına aykırı şekilde söz konusu çekleri kambiyo takibine konu etmesi kötü niyetli olduğunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu, huzurdaki dosyada İİK 72/2’nin uygulanmaması halinde müvekkil şirketin ticari hayatını olumsuz etkileyeceğini, açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme dosyasında verilen 08.06.2023 tarihli 1 nolu ara kararın kaldrırılmasına dava konusu çekler nedeniyle takip tarihinden önce Ankara 13. ATM’nin 2022/233 Esas sayılı dosyasında menfi tespit talepli dava açıldığının, huzurdaki davanın davalısı ile Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/233 Esas dosyasının davalısına karşı aynı defi ve itirazda bulunma hakkında sahip müvekkil şirket yönünden İİK İİK 72/2 maddesindeki koşulların oluştuğu kabul edilerek icra takibinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf cevap dilekçesinde özetle; Davacı, dava konusu çeklerden ötürü borçlu bulunmadığının tespitini talep ettiğini ve İİK 72/2 maddesi uyarınca da tedbir talebinde bulunduğunu, mahkeme ise davacının tedbir talebini İİK 72/3 maddesi uyarınca reddettiğini, davacı hakkındaki icra takibinin 19/05/2023 tarihinde başlatıldığını, işbu menfi tespit davasını 02/06/2023 tarihinde yani icra takibinden sonra açtığını, bu nedenle somut olayda icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesi mümkün olmayıp davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Gerekçe ve Sonuç: HMK’nın 355. Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava İİK’nın 72/1. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı vekili İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece yasal koşul bulunmadığından icra takibinin durdurulması talebinin reddine, teminat karşılığında İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına iş bu dava davacısı tarafından icra veznesine ödenecek paranın alacaklıya ödenmemesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları 6100 sayılı HMK’nun 389 uncu maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünü haizdir.Anılan hükümde de açıkça belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir kararı, bir hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında uygulanacak geçici bir hukuki korumadır. Başka bir ifade ile ihtiyati tedbir verilebilmesinin en önemli şartı bir ihtiyati tedbir sebebinin mevcut olmasıdır. Kanunda bu husus genel olarak düzenlenmiş, hâkime oldukça geniş bir takdir alanı bırakılmıştır.(m. 389/1). Kanun, burada “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından” söz etmektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde,hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması,hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi,gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. HMK’nın 390/3. maddesine göre, ihtiyati tedbir kararının verilmesi için tam bir ispat aranmaz, talebin yeterliliği hususunda mahkemeye kanaat verecek delilerin varlığı yeterlidir. Bilindiği üzere İİK Madde 72/1 maddesi uyarınca , borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.Başka bir deyişle hukukî yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukukî ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir. İİK 72/ 2-3 maddesi gereği , İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Bu hükümde, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulabileceği, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine giren paranın takip alacaklısına ödenmemesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Somut olayda, eldeki davanın davalı tarafından başlatılan İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasındaki icra takibinden sonra açıldığı, icra takibinden önce dava dışı lehtara karşı ayrıca menfi tespit davası açıldığı (Ankara 13.As.Tic.Mah.2022/233E.), dolayısıyla bu dosyanın davalısına karşı açılan menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı konusunda tereddüt bulunmadığı, İİk 72/3 maddesindeki yasal düzenleme karşısında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına yasal olanak bulunmadığı, takip konusu çeklerin nama yazılı çek olup olmadığı, bu bağlamda ciro edilmesinin mümkün olup olmadığı, yapılan cironun geçerli bir alacağın temliki olup olmadığı, davalı ile lehtar arasında çeklerin metni dışında alacağın temlikine dair yazılı sözleşme yapılıp yapılmadığı , borçlu davacının kişisel def’ ilerini davalı alacaklıya karşı ileri sürüp süremeyeceğine dair iddia ve istinaf sebeplerinin esasla birlikte değerlendirilmesi gereken hususlar olduğu , tüm bu nedenlerle mahkemece İİK 72/3 maddesi gerekçesiyle icra takibinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karar hukuken yerindedir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2023/366 E. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 179,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95-TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,6-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/(1)-f. ve 394/(5). maddeleri gereğince, kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/09/2023